BESLENMENİN ÖNEMİ

Değerli okurlar, geçen günlerde balkanların biraz izole bölgelerinden biri olan Tiran’daydım (Arnavutluk). Mükemmel doğa güzelliği yanında sağlık sektörünü değerlendirdiğimizde ülkemizde ne denli şanslı olduğumuzu görüyorum. İnan dünya genelinde çok az ülke sağlık hizmetine bu denli rahat ulaşabilmektedir.  Sizlerden aldığım elektronik postalar doğrultusunda da konuları özenle seçmeye gayret ediyorum. Geçenlerde aldığım bir elektronik postada okurlarımızdan biri "Hocam, hepatit B nasıl bir hastalıktır? Yemeklerle mi bulaşır?" diye sormakta. Açıkçası bu soruyu görünce bir an, 6 aydır yazıyorum ama hiç ilerleme gösteremedim diye kendimi sorgulamaya başladım. Ancak geçmiş yazılarıma baktığımda aslında hepatit B hastalığının bulaş yollarına bir viral hastalık olduğuna sık sık değindiğimi fark ettiğim halde "Hepatit B Virüsünü" çok da irdelemediğimi gördüm. Bugünkü yazımda hepatit B virüsünün özelliklerini biraz açmak istiyorum.

HBV enfeksiyonu tüm dünyada hepatitin en sık nedenidir. Özellikle üçüncü dünya ülkelerinde virüsün semptomsuz taşıyıcılarının sayısı 200-300 milyon arasında olup, bunların çoğu enfeksiyonu doğum anında edinmiştir. Almanya'da yeni enfeksiyon insidansı yılda 100 bin kişide 35'dir. Geçmişte kan transfüzyonları en sık bulaşma nedeni iken, günümüzde transfüzyon ünitesi başına bulaşma riski % 0.4'ten düşüktür. Yeni enfeksiyonlar öncelikle yüksek risk gruplarında görülmektedir (ilaç bağımlılığı, çok eşlilik). HBsAg pozitif hastaların eşleri arasında hepatit B enfeksiyonu sıklığının yüksek oluşu, cinsel yolla bulaşabileceğini de göstermektedir. Kuluçka süresi çok değişken olup 6 aya kadar uzayabilmektedir. Çok yüksek virüs yoğunluğu durumunda az miktarda kan bile bulaşma için yeterlidir.

Hepatit B virüs hepadnavirüsler ailesine dahil bir DNA virüsüdür. Çapı 42 nm'dir. Virüsün yüzeyinde 3 ayrı yüzey antijeni vardır. Nükleokapsid proteini DNA ile birliktedir. Hastalığın tanısı bir takım testlerin gösterilmesi esasına dayanmaktadır.

HBsAg enfeksiyondan sonra 2-8 hafta içinde pozitifleşir ve olguların çoğunluğunda enfeksiyondan 4 ay sonra serumda gösterilemez. Akut hepatitte e-antijenleri serumda yalnızca kısa bir süre bulunur. Kronik hepatit veya karaciğer sirozunda bu antjenlerin varlığı hastalığın devam ettiğinin bir işaretidir.

Anti-HBs antikorları nomalde HBsAg serumdan kaybolduktan sonra ortaya çıkar. Birçok olguda HBsAg bulunmaz ve anti-HBs henüz üretilmemiştir. HBV-DNA serumda veya dokuda DNA testi, kronik seyrin takibi açısından önemlidir.

_Klinik gidişe ilişkin kapsamlı araştırmalar hepatit B enfeksiyonlarının %90 ının daha sonra herhangi bir olaya yol açmadan kendiliğinden iyileştiğini göstermektedir. Enfekte kişilerin % 1'den azında fulminan hepatit gelişmektedir. Olguların % 10'undan azında kronik hepatit B ortaya çıkmaktadır. Enfekte olanların % 1'den azında karaciğer sirozu gelişmektedir.

_Akut Hepatit B için spesifik bir ilaç tedavisi yoktur. Yatak istirahati ve fiziksel olarak aşırı aktiviteden kaçınmak iyileşme sürecine katkıda bulunur.

_Hastalığa maruz kalınmasını (örneğin enjektor iğnesi batması) takiben pasif bağışıklama için hiperimmun serumlar mevcuttur. Bunlar 0.1 ml/kg vücut ağırlığı veya toplam 5 ml dozunda ilk 12 (48) satte verilmelidir.