RAMAZAN’A MEYVE VE HOŞGÖRÜ

Ramazan ayı yaklaştığından dolayı, pek çok okuyucum, bu konuda yazmamı talep ettiler.
Bu yüzden, en başta şunu ifade etmek isterim ki;
Ramazan ayı, insanların dünyasında maddi ve manevi yönden önemli ufuklar açabilmektedir. 
Sözü geçmişe götürmek ve biraz geçmişi hatırlatmakta yarar var sanırım. Çünkü, günümüzde edindiğimiz kazanımların değerini bazen geçmişi hatırlamakla daha iyi anlayabiliriz.
Eskiden, oruç tutanlar ile tutmayanlar arasında iletişim açısından derin uçurumların olabildiğini ve bu yüzden, daha sert söylemlerin ve gruplaşmaların yaşandığını,  özellikle, kırk yaş ve üzerindeki pek çok insan hatırlamaktadır. 
Ancak, günümüzde bilgisayar, internet ve diğer iletişim araçların gelişmesiyle, insanlar arasındaki diyaloglar artmış ve bu sert söylemler yerine diyalog ve hoşgörü hakim olmaya başlamıştır. 
Bu da, yaşamın her alanında daha hoşgörülü bir tutum takınmaya sebep olmaktadır.
Bu sözleri söylediğimde bir kısım insanlar ‘Hocam, ne demek istediğinizi hissediyoruz, ama biraz açıklarsanız memnun oluruz’ demektedirler.
Ben de, sözü fazla uzatmadan şunu ifade etmek isterim. 
Eskiden oruç tutmayan insanların önemli bir kısmı, oruç  tutanlara en büyük rakip, en büyük karşı grup … gözüyle bakardı. Ama şimdi ise, bunların önemli bir kısmının fikirleri değişmiş olup, oruç tutan insanlar hakkında olumsuz sözler neredeyse yok denecek kadar az kullanılmaktadırlar. Buna karşın, ya olumlu sözler kullanmakta veya ‘kendilerinin tercihidir’ demekle yetinebilmektedirler. 
Aynı şekilde, eskiden, oruç tutan insanların da, tutmayanlara karşı tutumu neredeyse benzerlikler göstermiştir. Ama, günümüzde onların da önemli bir kısmının fikirleri değişmiş ve oruç tutmayanlar hakkında, ‘oruç tutmuyor, olabilir, insanı incitecek bir söz kullanmadıkları sürece hoşgörüyle karşılamak lazım veya kendi tercihleridir’ demekle yetinebilmektedirler. 
Örneğin, Ramazan ayında, ben oruçlu iken, bir iş nedeniyle, oruçlu olmayan bir iş arkadaşımın odasına gittiğimde, çayını yudumlayan bu arkadaşımın, saygısından dolayı çay bardağını görünmez bir tarafa taşıması, bu söylediklerimde ne kadar haklı olduğumu  ve toplumumuzda hoşgörünün ne kadar geliştiğini gösterir.
Uzun sözün kısası, oruç tutan ile tutmayanlar arasında insani anlayış bakımından yakınlaşma daha fazla artmış ve çoğu zaman uçurumların yerini hoşgörü almıştır. 
Bunları dile getirdikten sonra, şunları ifade etmek isterim ki;
Ramazan ayında tutulan orucun pek çok faydaları bulunduğuna inananlardanım. 
Mesela, zengin insanın oruç tutmasıyla, fakirleri daha fazla hatırlatması…
Kötülüğe yüz tutmuş/tutulabilen bazı insani duyguların yerini daha fazla iyiliğe ve merhamete yönelmesi…
Mesela, insan nefsinin terbiye edilmesi ile ilgili, çok önemli bir olayı anlatmak isterim. Şöyle ki;
İnsan, maalesef hep BEN der, Yani hep kendinin dikkate alınmasını ister…
Ne zamana kadar benlikten vazgeçer?
İnsanı zindana dahi atsan ben demekten kolay  vazgeçmeyebilir.
Ama, aç kaldığı zaman, aç ve fakir insanları daha fazla düşünmeye başlar. Kendisiyle birlikte diğer insanların açlıktan kurtulması için yaratıcıyı hatırlar. Bu açlık sebebiyle, hem kendisinin ve hem de başkalarının açlıktan kurtulması için dua eder. Bu davranışı, bencillik, kıskançlık ve diğer kötü hasletlerden kurtulmasına sebep olabilir, kendiyle daha fazla barışık bir birey özelliğini kazanabilir  ve topluma daha fazla faydalı olabilir.  
Bilindiği üzere önümüzdeki hafta içinde Ramazan ayı başlamaktadır. 
Oldukça sıcak olan yaz günlerine denk gelen bu yılki Ramazan ayını, en sağlıklı şekilde geçirmek için iftarda meyve suyu içmeye önem vermeliyiz. Çünkü, ortalama 16 saatlik bir açlıktan sonra kan şekerimiz düşmektedir. Beynimiz ve sinirlerimiz glikoz dediğimiz maddeye ihtiyaç duymaktadır. Normal bir hale gelebilmek, yani kan şekerimizi düzeltebilmek için, bir bardak meyve suyu içmekte yarar vardır. İftarda orucun meyve suyu ile açılmasının bir başka yararı da sıklıkla karşılaşılan sindirim problemlerinin hafiflemesine yardımcı olmasıdır.
Ayrıca, sahurda sadece bir bardak süt içildiğinde, ortalama 5 saat tokluk sağladığını belirtmekte yarar vardır. Sofralarımızda her zaman sebzeleri  bulundurmakta yarar vardır. Bunların dışında ihtiyaç duyulan diğer besinlerin yanı sıra bol sıvı tüketmeliyiz.
Yeri gelmişken bu konu ile ilgili birkaç özlü söz söylemek isterim. Bunlar;
1) Karnı açlardan ziyade kalbi açlara acırım.
2)  Dostlukların sevgi ile beslenebildiği Ramazan ayında gönüllerin sevgi ile dolup taşmasını isterim.
3) Hekimlerin perhiz vermesinin bir nedeni, açlığın ilaçların padişahı olmasıdır.
4) Bir insan oruçlu iken ölmesi, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap kazanır.
Bu konuda daha pek çok söz söylenebilir.
Günümüzde, hem bir insan ve hem de toplum olarak merhamete, sevgiye, saygıya , barışa, kardeşliğe ve birbirimizi anlamaya daha fazla muhtaç olduğumuza inanıyorum. 
Bu yüzden, Ramazan ayı, insanların yalnız kendi dünyalarında, kendi evlerinde, kendi sofralarında yaşadıkları bir neşe olarak kalmaması gerekir. 
Onun için Ramazan ayının, iyiliklerin ve güzelliklerin; yoksullarla, yetimlerle, kimsesizlerle, yolda kalmışlarla, savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalıp başka ülkelere sığınmak zorunda kalanlarla ve yüreği yaralı insanlarla paylaşıldığı bir ay olmasını diliyorum. Bu vesileyle, Ramazan ayınızı şimdiden tebrik ediyorum.