BİZ NEYİMİZİ KAYBETTİK?

Ruh halimiz.. Akla ziyan bir halde..

Baksanıza...

Caniliğin.. Hainliğin… Ve tabi ki, alçaklığın bini bir para!

Vicdan mı?.. İzan mı?.. İnsanlık mı, hak getire!?..

Körleşti… Canileşti…

Şuursuzca ve fütursuzca; bir yaşam mahkumiyeti...

Mide kaldırmaz bir hal…

Doğrusu…

Yaşanan ve yaşatılan hadiselere bakıldığında…

Vaki olan ruh halimiz "canice" bir hali..

Sormak istiyorum…

Sahi; "biz, siz, onlar" ne ara "insanlığımızı ve benliğimizi" kaybettik…

İnsan mıyız?

Sanmıyorum…

Eğer ki; "insan" olmuş olsaydık…

Ki, değerlerimize.. Kültürümüze..

Dinimize.. Kur'an-ı Kerim'imize… Peygamberimize..

Allah'ın birlik ve dirliğine; "inanmış" olsaydık böyle mi olurduk?

***

Sevgi.. Saygı.. Merhamet..

Anne, baba aile kıymetini bilmek…

Nerdee?

En derin bir çukur fikriyatıyla; "acımasızca iğrençleştik!"

Anne evladını boğazlıyorsa... Baba, çocuğunu öldürüyorsa…

Evlat babasını, ailesini kurşuna diziyorsa... Dövüp, sokağa atabiliyorsa...

En iğrençlik karekteriyle; "kızına-oğluna" tecavüz ediyorsa…

Fuhuşa teşvik ediyorsa… Kendi kanına girebiliyorsa…

Demek ki "aile mefhumu" diye bir şey kalmamıştır..

Gözünü para bürümüşse…

Mal, mülk, miras üzerine "evlilik ve sözde aile birlikteliği" inşa ediliyorsa!

Kaçınılmaz, hal böyle olur...

***

Öyle ya…

Toplumun çekirdek kadrosu olan; aile bu ise!

Toplum.. Yani millet ne olmaz ki?

Eee.. Hal-i âlem meydanda!

Çekirdek kadrodan geri kalır yanı mı var?

Bilakis; kat be kat!

Uzlaşı yok.. 

Tahammülsüzlük var..

Bencillik var..

Şiddet mi? Kan mı, gözyaşı mı?..

Enva-i şekli var...

Fuhuş.. Uyuşturucu..

Yolsuzluk.. Usulsüzlük.. Rüşvet ve adam kayırma; sektörel bir mafyalaşma var!

Kimin gücü kime yeterse…

Hak… Hukuk… Adalet...

Hepsi kendi meşrebinde; "orman kanunu" gibi!

***

Yani toplum burnundan soluyor…

Baksanıza!

Trafikte yol vermedi diye?

Solladı diye..

Korna çaldı diye…

Ya da el-kol hareketi yapıldı diye; "birbirlerine" kurşun yağdırıyorlar..

Ölen var, yaralanan var..

Tehditler..

İşte tır şoförünün; araçların üzerinden buldozer gibi geçme hali..

Yan baktın… Laf mı dedin; al sana kurşun..

Ulan mı?… Bana ha; "öldün sen!"

Yolda.. Kaldırımda.. İşyerinde.. Toprak değil; "insan" mayın tarlası gibi!

Haraç.. Gasp..  Hırsızlık.. Üçkağıt..

Sıradan vakıa gibi; "kabullenildiği" gibi, icra etmeyen yok!

Gayrimeşru bir hayat...

***

AİLE, TOPLUM VE İDARE!…

Peki, toplum böyle iken?…

İnsanlığını.. Vicdanını… İnançlarını..

Değerlerini böylesine erozyana uğratmışken!

Sahi "kamuda durum" ne?

Yani devletin kurum ve kuruluşlarının hali nice?

Sistem nasıl işliyor?

Ne yazık ki…

Derler ye "üzüm üzüme baka, baka kararır" diye!..

Vaziyet aynı..

Biliyorum diyeceksiniz ki, "kamu mekanizmasını" işleten bu toplum değil mi?

Aynen..

Makamların.. Koltukların.. Ünvanların "rant üzerine" inşa edildiği bir çark döngüsü hakim!

İlla ki…

Ya siyasi gücünü olacak?…

Ya Ankara'da dayın olacak?

Ya da; "parayla" koltuğu, makamı ve "istihdam kadrosunu" alabilirsin?

Yoksa; git işine...

Nitekim!..

Kamuda işler; "hak, hukuk" üzerine işlemiyor..

Tek koşul; menfaat..

***

Eee.. Makama gelmek.. Makam sahibi olmak demek; "eş, dost, aile!" çiftliği…

İşte son örnekler..

Vali, eşini "müdür yapıyor?.. Rektör, eşini dekan yapıyor..

Rektör yardımcısı, kardeşini, kayınbiraderini; "yardımcı" yapıyor..

Yani, öyle makam "tek kişilik" değil..

Aile, saltanatı…

İhale mi?.. Alımlar mı?.. İlla ki, yüzde 10'lük bir "pay" olmalı!

Yoksa, "ihale yok!.." Adrese teslim var… Sinekten yağ çıkarma marifeti..

***

Şimdi diyeceksiniz ki!

Çekirdek kadro; aile "tarumar!.."

Toplum, yoldan çıkmış kamyon gibi…

Kamu ise; "saadet zinciri?"

Peki, ülkeyi idare eden siyasilerimiz, büyüklerimiz ne alemde?

Ne diyeyim? Lafı çok uzattık…

İşgal ettiğimiz alan; doldu.. Tek bir sözle özetlersek...

Eee..

Boşuna söylenmiş bir söz değildir; "balık baştan kokar" diye..

Velhasıl!

Birey, aile, toplum, kamu ve idare olarak; "iman" kaybına uğralıştır…

Ne diyor Üstad?

İman, insanı insan eder, belki sultan eder..

Küfür ise.. Yani, imansızlık..

İnsanı bir hayvan, belki hayvandan öte bir canavar eder...

***

İŞTE O CANAVAR…

20 yaşında bir kişi…

Adı Sedat K…

Adana'nın Yüreğir ilçesinden..

Sapıklığına bakın..

Bir düğün evinde herkes sokakta, düğünde eğlenirken; o "tecavüz" girişiminde bulunuyor..

Hemde uykuda olan 3 yaşındaki bir kız çocuğuna…

Durumu "tuvalet" ihtiyacını gidermeye giden biri fark ediyor…

Sedat K. yarı çıplak..

Küçük kızın yanına uzanmış…

Belli ki iğrençliğin peşinde..

Gören kişi elinde taşla, saldırıyor…

"Ulan namusuz" diye..

Bağırma sesleri üzerine; davetliler de durumu öğreniyor..

Mahalleli linç etmek istiyor, ancak fırsat bulup kaçiyor..

Neyse ki…

Vatandaşların, Polisin kovalamacası sonucu yarı çıplak  vaziyette fazla uzaklaşmadan yakalanıyor..

Küçük kız ise hastaneye kaldırılıyor…

Yazıyı kaleme alırken..

3 yaşındakı kızın henüz "tecavüze uğrayıp, uğramadığına" dair doktor raporu verilmiş değildi..

Sapık tutuklandı.

Tek hücreye konulduğu söyleniyor..

Tabi hangi cezaevi belli değil..

Linç'ten kurtuldu..

Ama mahalleli idam istiyor..

Bakalım, yargı nasıl bir hüküm verecek?

Merakım..

"İyi hal'den yırtabilir mi bu sapık?!"

Şimdi, bu adam için "insan" diyebilir miyiz?

Demem..

Velev ki, "tecavüz" gerçekleşmemiş olsa bile..

Ki niyet ederken başarmamıştır..

Çünkü...

Ne imanı.. Ne izanı.. Ne de, vicdan ve merhameti olmayan "insan" silüetli bir canavar böyle bir fiil işler…

Gerisi yok, ötesi!

***

AK PARTİ KONGRESİ…

Evet..

AK Parti Diyarbakır İl Kongresi..

Tarih belli oldu.

17 Mart 2018..

Yani, komşu İl Mardin'in Kongresiyle aynı tarihte yapılacak…

Kongreye..

Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılım gösterecek..

Velhasıl!

Merak saikasıyla sıkça sorulan "Kongre ne zaman yapılacak?" sorusundan kurtulmuş olduk..