KEMAL BEY ÇOK ŞEKER YA!…

Olmaz mı be kardeşim!.. Çok şeker ve tatlı.. Ağzından çıkan her sözcüğe “yok daha neler, kahkahasını” attıran başka biri var mı?.. Bakar mısınız tatlılığına!.. Ne diyor, Erdoğan için.. 14 Mayıs’ın “kaybedeni ve başarısız olanı, Erdoğan’dır..” Yani, 50 artı biri alıp, seçilememiş.. Eee; 49.5 aldığından dolayı başarısız!… Bir de, önceki seçimleri baz alıyor.. Partisi şu kadar, kendisi bu kadar almış.. Oylarda düşüş var, seçmende kaçış var, eriyorlar, bunlar eriyorlar..

***

Tatlılığıyla, bizi mi, seçmeni mi, kendi tabanını mı, kandırıyor.. Yoksa, bile bile kendini mi aldatıyor?.. Bilemiyorum.. Amma velakin, ikna tarzı çok şekerce.. Öyle ya, Erdoğan 15’inci seçimdir, hep kazanıyor.. Ki alayını peşinden koşturuyor.. İnce’nin dediği gibi; “adam kazandı, ama bu kez salladı.” Altılı masaya, altındaki 10 partiye topyekün “taban tozunu” yutturmuş.. Yetmemiş, kendi partisini bile geride bırakmış!…

***

21 yıllık iktidar koşusuna.. Yaşanan tüm olumsuz hadiselere rağmen.. Deprem mi, pandemi mi, ekonomik krizler mi, hayat pahalılığı mı?! Say say bitmez felaketler zincirine rağmen.. Hele ki, dört yavru partiyi de içine alan ve tatlı Kemal’in başında olduğu CHP’ye, 10 puan fark atmışken.. Tek başına adam seçmenin yüzde 49.5’inin teveccühüne mazhar olmuş.. Ve bu adama hala da, “başarısız diyerek, gülümsetiyorsun e be şeker adam(!)…”

***

Hadi senin bu şeker ve tatlı haline, Erdoğan başarısız diyelim.. Ki değil.? Ki Partisi ilk kurulduğu gün yüzde 34 oy almıştı.. 21 yıl sonraki seçimde, 1 puan artırarak, yüzde 35’i aşmıştır.. Peki sende durum nedir?!.. O’nu nasıl izah edeceksin?.. Seçim sonuçları, milletvekili sayısı ve tabi ki, geçmiş seçimlerdeki oyların yüzdelik oranlarını de hele anlat?. Hepsini muhasebe ettiğinde, vaki mi senin başarılı olduğuna dair grafiğin ortaya çıkması!.. Ya da, “helal olsun, nasıl da AK Parti’yi ve Erdoğan’ı salladı” diyebilmek.. Kaldı ki; tüm koşullar iktidar için, Erdoğan’ın bizatihi kendisine yönelik negatif pozisyon almışken, pozitif ibreler de size odaklanmışken…

***

Yok Kemalim yok!.. Şeker, tatlı ve komik halin, hezimetin ve kifayetsizliğin üstünü örtemez, başarısızlığa da kılıf           uydurulamaz?.. Kaldı ki, bu seçimlerin “en başarısızı, en güç kaybını yaşayan, Sen ve Partin iken..” 39 Milletvekilini, altılı masada yüzde bir dahi oyu olmayanlara hibe eden kim?.. Ki, senin dahiyane formülün bu yönde, zerre-i miskal oy getirmedi.. Bilakis eritti.. Partin, bir öncesi seçimde olduğu gibi bu seçimde 4 partiyi de koltuğunun altına almasına rağmen; yüzde 25’i aşabilmiş değil?!… AK Parti’nin ittifaksız ve çatısız haliyle, sana attığı fark 10 puandan daha bir fazla..

***

Ya, “reislik” koşunda, onun detayına bile girmek istemiyorum!!.. Altılı masa tüm haşmetliğiyle, yanında bir de Yeşil Sol Parti.. Yani HDP açıktan açığa destek verdiği beyanı yapmışken.. İçteki ve dıştaki, legal ve illegal AK Parti ile Erdoğan ve Türkiye’ye diş bileyenlerin tümünü arkana, dizelemişken!.. Sandıktan sana çıkan teveccüh ne oldu; Erdoğan’ın gerisinde.. Yani, 11 yılı aşkındır “tatlılığıyla, şeker halinle, sevecenliğiyle, mutfak marifetinle” de hele “neyi başardın ki, rakibine başarısız diyebiliyorsun..” Neyse, sen yine de şeker gibisin…

***

VAY CANAN KAFTANCIOĞLU VAY!…

Demek ki öyle ha!.. “Abdullah Öcalan, terör örgütünün kurucusudur.. Kesinleşmiş bir cezası var mıdır vardır.. Şu an cezasını çekiyor mudur?.. Çekiyordur.. Kemal Kılıçdaroğlu’nun serbest bırakma yetkisi yoktur, yapamaz da..” Bunları diyorsun ha!.. Günaydın Canan Kaftancıoğlu.. Sayende bunu bilmiyorduk, yeni öğrendik!.. Öcalan’ın kim olduğunu, ya da terörist olduğunu?..

 İyi de, ne oldu, ne değişti ki “bu çark edişiniz?”.. Seçim kampanyası boyunca, “şu olacak, bu olacak, cezaevlerinin kapıları kırılacak” deyip duran siz değil miydiniz?!.. Yok öyle, üç kuruşa beş köfte!.. Şimdi de birden bire “milliyetçi” kesildiniz ha!.. İsterseniz, seçim kampanyanızda kullandığınız “kalp işaretinden” vazgeçin, “Serok Kemal’i de terk edin”, MHP’nin “Bozkurt  işaretini yapmaya başlayın..” Belki, “çarkın mayası tutar!!…”

***

Ama bilmeniz gereken bir gerçek vardır ki!!!…Bu seçmen, sizin zeka yoksunu akıl oyunlarınıza yem olacak zeka kısırı değil… Dün olduğu gibi bugün ve de yarında ki, hiçbir zaman “zekanıza hayran” olup, peşinizden gelmeyecek!.. Ve kimseyi de kafalayamazsınız…

***

AK PARTİ NE YAPMALI?..

28 Mayıs’a ne kaldı?.. Zaman kısa, süreç kritik, sandık ise hepsinin üstünde!.. AK Parti 14 Mayıs’ın sonuçlarını “ince eleyip, sık dokuyarak” yeni bir anlayış geliştirmeli!.. Özellikle, hangi alanda “zayıf kaldığını”, oy kaybına neden olan etkenler nelerdir, bunları belirleyip, ona göre hamle belirlemeli.. Kendime özgü, aldığım ve seçmenin de, sıkça dile getirdiği başlıklardan bazıları şöyle…

***

Parti teşkilatlarındaki itici, sülük, AKP’li kesimi tasfiye etmeli.. Listelere küskün olan seçmen ve partililerin, gönlünü kazanmalı.. Seçmene odaklı, yerel siyaset üreten fikirlere sahip önermelerde bulunulmalı… Hayat pahalılığına, piyasadaki fahiş fiyat artışlarına radikal çözüm getirmeli. Sabit gelirliye refah düzeyini artırmada, enflasyonu frenlemeyle sağlamalı..

****

Maddi ve manevi yöndeki sorunları çözmede muktedir olabilecek partinin AK Parti olduğu güveni tesis etmeli? Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar’a somut bir projeyle seçmenin gönlüne odaklanmalı… Hak, Hukuk ve Adalet nizamını, “üstünler sınıfı” algısından çıkarmalı. Tüm kimliklerin kendini bulduğu, özellikle Kürtlerle alakalı kısa ve öz sıfır bir anayasa vaadine ilişkin güvence temin edilmeli!.. Tüm bunları yapma adına, seçmeni ikna edebilecek irade ve dil geliştirilmeli?!..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Herkesi kucaklayan kalp işaretinden, bozkurta evrilmenin hikmeti; bir oy mu?!..