KÜRTÇE HALAY!…

Yasak mı, hiç değil!.. Olmaz, olamaz, kabulü de ne mümkündür?.. Özgür, hür ve kendisine özgü bağımsızlık hürriyetine sahiptir!.. Halaya eşlik eden, şarkılar da türküler de müzik de bir o kadar toplumsal birliktelik fikriyatıyla  evrensel kimliğe sahiptir!… Hele ki, davulu ve zurnası var ise!..

***

Kaldı ki, ırkçı, şoven, tekçi, faşizan, inkar ve asimilasyonun, dayatıldığı, 90’ların, zihniyeti de yok artık!… 2000’lerden itibaren, Kürtçe Türküler eşliğinde, halaylar, gümbür gümbür, çekilir, ahali de gürül gürül oynayıp- duruyor!!.. Düğünlerin vazgeçilmez, özgür ve bağımsız Kürtçe halayı dokunulmaz olduğu bilinen bir gerçek!!

***

Halay kendi öz kimliğiyle, tüm dillerin, renklerin, ırkların, ortak paydasıdır?.. Peki ne oluyor da, bugünlerde Kürtçe Halaylar  gözaltı ve tutuklamalara gerekçe, oluyor, ya da olmaya neden gösteril hale getirildi, getiriliyor?.. Ne yazık ki, yaşamın tüm içtimai alanlarında olduğu gibi, Kürtçe halay da, siyasi, ideolojik, kutuplaştıran, terörize edici, potaya sokuldu, sokturuluyor bugünler de?!..

***

Denir ya bir bu kalmıştı kriminalize edilmeyen!.. İşte ana sorun bu!.. Yasaları da, kanunları da, kendimize göre gözardı edici bir aksiyonla, nasıl atıla düşürebiliriz, gayreti içerisinde bulunur hale geldiğimizdendir bu yaşananlar. Tabi işi bir de provoke eden var.. Şunu herkes, net bir şekilde biliyor ki, ne PKK’nın bir marşı, ne Öcalan’la ilgili, ne de örgütün herhangi bir aktivitesiyle alakalı, methiye dizilmesi, yasalar gereği suç! Yasak ve de suçtur, örgüt propagandası kapsamında işlem göreceğini malumun ilanıdır?!..

***

Yasada terör örgütü propagandası diye bir madde var mı var?.. İşte, bundan dolayıdır ki, hal-i hazırda, Kürtçe halayda kullanılan şarkıların, türkülerin, marşların yasak kabul edilip, terör örgütü propagandası kapsamında, adli işlem görüyor olmasıdır!.. Bu işin, çok yönlü, tartışılır kısmı da, yok değil, var!!.. Birilerinin de, sosyal medya üzerinden, masum bir halayı, kriminize ederek, ateşe atma hesabı da ne yazık ki, albeniyle savunuluyor!

***

Söylemek istediğim şu; Türkiye’nin 783 bin 562 kilometrekarelik, coğrafik alanı içerisinde Kürtçe halayı, siyasi ve ideolojik, bir kutuplaşma argümanı olarak gören her kim ise, benim nazarımda bu ülkenin ve bu milletin, ulusun toplumsal barışını istemeyenlerin başında gelmektedir.. Yasak koyamaz, getiremez, yok da sayamaz?!.. Hele ki, keyfiyet arzıyla, hiç bir engel yaratıcı olamaz, baskı altına alamayacağı gibi, dayatmada da bulunamaz!.. Böyle bir hak, hukuk, söz konusu değil.? Müdahalede de, bulunamaz!..

***

Olması halinde, hak ihlali olur!.. Toplumsal barışı sabote etmektir.. Ki, mevcut pusuda bekleyenlerin, bizi bizden etme gayretiyle yaktıkları hak ihlali ateşinin de ana amacının bu olduğunu bilmek gerekir..  Daha acımasız bir şekilde körüklenler, bunlar!.. Nitekim, bu minvalde boş da durmuyorlar!.. Bugün değil, yarım asırdır ikmal ediliyor.. Onun için de aklı selim, bir tutum, sağduyulu bir anlayışın, rotasında, hadiseye odaklanmak ve sahiplenmek lazım!..

***

En önemlisi de, bu mevzu üzerinden siyasi rant elde etme gayretinde, olanların var olduğu gerçeğini de gözardı etmememiz gerekir?!.. Topyekün bir yasakçı anlayışın da hakim olduğu, yönünde manipülasyonlara da prim vermememiz lazım.?  Ki, siyasi beyanlara bakıldığında da, bu aksiyonel havayı solduran, söylem ve eylemlerde bulunan siyasi kimlikler, üretemedikleri siyasi malzemenin yokluğuyla, bu kulvarda, hayli saldırgan olmuşlar!..

***

Bir tarafta, işi hasımlığa dönüştürme gayretiyle, domino taşı misali, örgüt marşlarıyla halay çekme provokasyonuyla, sosyal medya, trafiği artırılarak, toplum birbirine kırdırılmak isteniliyor.. “Sen ben kavgası ve çekişmesi?”..  Diğer tarafta sanki Kürtçe halay çekmek yasak, halay çekenler topyekün suçlu ve gözaltına alınıp, tutuklanıyor, görüntüsüyle ajitasyon yapılıyor.. 

***

İtici olan da, açık bir şekilde, örgüt propagandası, sanki Kürtçe yasağı, Kürtçe Halay yasağı gibi sunuluyor olmasıdır.. Ve giderek böylesi fikrin sahiplerinin de ekmeğine yağ sürülüyor yaşananlar!. Ciddi de kamuoyu oluşturulduğunu da söylemek gerekir.. En önemlisi de, sosyal medyadaki kamuoyunu tatmin etme refleksini içeren güvenlik uygulamaları ise bardağı taşıran damlalar!?

***

Ne diyoruz, polis, yargı ortada bir suç varsa kanuna uygun şekilde gereğini yerine getirmeli ama sanal algıyı yönetmek için ağız dalaşlarına ortak olmamalı. Kimin gerçek, kimin bot olduğunun bile meçhul olduğu bu gayya kuyusunun gündemine ortak olmak, ülkenin ve toplumun hizipleşme tuzağına düşmek olur… İşte bundan dolayı da aman ha, aman diyorum!.. Sonuç itibariyle..

***

 

BİR… Bir kesim var ki, cinsiparene şekilde, 80’leri, 90’ları diriltmek istiyor.. Kürtçe konuşmanın, şarkıların, türkülerin, halayın bile yasak olduğu, meyil edenlerin, gözaltı, işkence, tutuklama muamelelerine maruz kaldığı, dönemin heveskarı kesilmiş!.. Bunun için de enva-i ajitasyonu, yakaladığı her fırsatta körükleyerek kullanıyor?!…

***

İKİ… Bir kesim var ki, elinde hiç bir siyasi malzemesi kalmamış, geçmişte o biçim üzerinde tepindiği “yasakların” artık, yasak olmadığı gerçeği karşısında, hırcınlanmasıyla, yasakçı anlayışa “gel gel” diyor!.. Enva-i gayri hakikatın ipine sarılıyor!.. Ve kendilerine özgü “yasaklar” binası inşa ediliyor… Sinir uçlarına dokunularak…

***

İşte bu iki, kesime aman ha aman yem olmamaya gayret gösterelim!.. Ve öylesine bir tavır koyalım ki, Kürtçe halay bu ülkenin ve bu toplumun milli değeridir vaz geçilmezdir, tartışılmaz olduğu bilinsin..? Kutsaldır, dokunulmazdır, evrenseldir.. Hiçbir yasakçı ideolojiye, siyasi akıma ve illegal oluşuma, teslim edilemez, argümanı olarak, kullanılamaz!.. Nokta..

***

EKONOMİ’DE KÖTÜ GİDİŞAT

MetroPOLL Araştırma, halkın ekonomi yönetimine bakışını ölçmek amacıyla anket çalışması yaptı. Özer Sencar'ın paylaştığı ankete göre, toplumun sadece yüzde 16'sı ekonominin iyi yönetildiğini düşünüyor.

Ekonominin kötü yönetildiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 81,3'ü buluyor. AK Parti ve MHP seçmeninin de üçte ikisi, ekonominin kötü yönetildiğini belirtti.

***

Ankete göre, AK Parti seçmenini yüzde 63,1'i, MHP seçmenini ise yüzde 67,6'sı ekonominin kötü yönetildiğini ifade etti.

Bu oran CHP seçmeninde yüzde 95,1'e, DEM Parti seçmeninde yüzde 95,3'e ulaşıyor.

Sencar, anket sonucuna ilişkin, "Cumhur İttifak’ı seçmenleri dahil tüm toplum ekonominin iyi yönetilmediği konusunda ittifak etmiş görünüyor" yorumunda bulundu.

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Değerlerini, değersizleştirenlerin zihninde, ihlas ve samimiyet hasıl olmaz!…