OKURLARDAN GELENLER!..
Kadim kent Diyarbakır ahalisine, sormuştum “günlük hayat nasıl” diye?.. Son iki gündür, yağmur misali, mesajlar yağıyor…. Hele ki, kamu kurum ve kuruluşlarıyla alakalı, şikayetler ve içerikleri fecaat.. Hani bir söz vardır denir ya “bir dokun, bin ah işit” misali?.. Feryat içerikli çok mesaj var..
***
İşte bu gelen mesajlardan bir demet misali, buraya aktarmak istiyorum!.. Tabi kurum ve kişiler hakkındaki “yolsuzluk, usulsüzlük, kirli çark dediğimiz” rant ilişkilerini içeren, hadiseleri de göz ardı etmeyeceğimi buradan aktarmak istiyorum.? Çünkü teyide muhtaç olması münasebetiyle, şimdilik hasbi hal edemeyeceğiz!.. Netice aldığımda aktaracağım!..
***
Bugün daha önce de dile getirdiğim ama hala çözüm üretilmeyen, vatandaşların da sıkça, muzdaripliklerini dile getirdiği mevzulara odaklanmak istiyorum!.İşte onlardan bir kaç örnek. Ki, bu okurlardan gelenler mevzularını, seri şekilde aktarmaya devam edeceğiz!… Buyurun, mevzulara mütaali olalım!..
***
UÇAK RÖTARLARI..
Ajet’in Güneydoğu’ya özgü “rötarlı uçuşlarının” yarattığı mağduriyeti, daha önce çok kez yazdım.. Ama denir ya nafile?.. Milyonluk maaşla, keyfiyet arzıyla, lüks hayat ikramıyla, kralcı kesilen Ajet ve üst şirketi THY’nin yönetimindeki zat-ı muhteremler, fecaat bir vurdumduymazlık içerisinde, meseleye önem arz etmediler!.. Ki hala da, üç maymun kodundalar!… Görmedim, duymadım, bilmiyorum!..
***
Dün, peş peşe bu minvalde, onlarca mesaj aldım!.. İlk ki, Diyarbakır-Bursa, seferi.. Okur şöyle feryat ediyor.. Ben Bursa’da yaşıyorum, Diyarbakırlıyım.. Memlekete geldim, dönüş yolundayım. Şuan havaalanında bulunuyorum.. Tüm işlemlerimi tamamlayıp, 101’inci kapıya geldim, artık uçağın kalkma saatini bekliyorum..
***
Haber geldi, uçak rötarlı olacak!.. Peki ne kadar süre.. Kimse yanıt vermedi. Daha önce THY’nın yapılan açıklamalarına göre, dedim ki olsa olsa, 15-20 dakika. Olur.. Sonra, bir saat, 2 saat geçti, kimse bir şey söylemiyor. Görevliye gittik, bilet, kontrol merkezi, kimsenin ağzını bıçak açmıyor..
***
Tepki dozajları artarken, havalimanının, uçuş panosuna mesaj düştü. Diyarbakır-Bursa uçağı, 9 saat rötarlı.. Herkes şokta. Bende, yanımdaki çocuğum, eşim, herkes şaşkın!.. 9 saat nasıl havaalanında, sandalyelerin üzerinde, kalacağız. Otobüsle, gitsek rötarlı saatten önce, Bursa’ya varacaktık..
***
Rezalet bir durum. Bunu Diyarbakır halkına nasıl reva görürler. Böyle bir durum Bursa’da yaşanmış olsaydı, insanlar tepki gösterir, ilgililerin, yetkililerin kapısına dayanırlardı, bu nasıl bir sorumsuzluk deyip tepki koyarlarda!.. Size bu mesajı havaalanından gönderiyorum. Lütfen dikkate alın.
***
Diyarbakır-Bursa seferini yapan Ajet’in uçuşundaki 9 saatlik rotada dair, tek bir tepki, içerikli mesaj almadım.. Onlarca mesaj geldi. Bunun geriliminin, neticesini daha alamazken, ikinci bir vakıa, şikâyeti yağdı. O da, Diyarbakır-Ankara uçağı.. 18.30’da kalkması gereken Ankara uçağı da, 3 saat rötar yapmış!..
***
Okurlardan peş peşe gelen şikayetler kadar, resimler de oldu!.. İşte o gergin anlardan, bir kare.. Görüntülü arayan tanıdık okur dostun, ifadesiyle, “Diyarbakır bu kadar sahipsiz bir kent olamaz, olmamalı?..” Anadolu Jet’in Ajet olmasından itibaren, yaşanan uçuş rötarları, maddi ve manevi yönde, büyük mağduriyetlere yal açtığını defalarca buradan yüksek sesle dile getirdik!..
***
Ama ne var ki, kentin sivil toplum örgütlerinden tutunda, seçilmiş siyasi kimliklere kadar.. Odalardan tutun da, atanmış zevata kadar.. Kaldı ki, seyahatlerde en büyük sıkıntıyı kendileri çekmelerine rağmen, duyarsızlık karinesi içerisinde, sessiz kalıyorlar!.. Geçtiğimiz hafta Van’da, Oda ve STK temsilcileri, yekun şekilde demokratik bir tepki ortaya koyarak, rötarlı uçuşları protesto etti!..
***
Diyarbakır’da neden sessizlik var?.. Ki, salt Diyarbakır’dan uçuş yapan, Diyarbakır ahalisi değil?.. Bölge illeri kadar, Irak ve Suriye’den gelip, buradan batı illerine ve yurt dışına, uçuş yapan insanlar var?.. En önemlisi de, turizm mevsiminde hava yolu ulaşımında böylesi garabet bir durumun vaki olması, açık ve aleni şekilde, turizmi baltalıyor?.. Umarız, azıcık hissiyat oluşur da, bu rezillikler de son bulur!.
***
ŞEHİRİÇİ YOLLAR!…
Bir okurum, Elazığ-Siverek yol ayırımına dair, dile getirdiğim “Karayolu fecaatiyle” alakalı, mesaj göndermiş!.. Sayın Büyüktimur, o çevre yolunda, ben iki kez kaza geçirdim. Her iki seferinde de, otomobilimin lastiği patladı. Kendim de, yetkililere arayıp, tepki gösterdim, ne olur ilgilenin?… Ama ilgilenen olmamış demek ki?..
***
Yazınız, dikkatimi çektiği için, bu mesajı size attım.. Asıl, rezalet, yolların bozukluğu, köstebek yuvasına dönülen yollar, şehir içinde.. Ofis mi, Dağkapı mı, Urfa kapı mı, tek kapı civarı mı? Hatta Karayolları ve Valilik çevresi mi?.. Eski Bağlar’ın ana ve arterleri mi?. Asfalt yüzü görmüş yollar değil?..
***
Belediyelerin ivedilikle, şehir içerisinde yolların onarım ve bakımı için, “asfalt seferberliği” başlatması lazım.. Bir çok trafik kazası kadar, milli servet dediğimiz, araçlarda oluşan, hasarlara neden olmaktadır?..
***
Bazalt taşlarla döşeli olan, Melik Ahmet caddesi de, büyük sorun!.. Herhangi bir bakım, ve düzeltme yapılmış değil.. Sizin aracılığınız da, seçilmiş belediye başkanlarına bu alanda hizmet yapmaları gerektiği çağrısını yapıyorum. Lütfen, yolları düzeltin, kaldırım işgallerine de son verdirin?…
***
MOTOSİKLET SÜRÜCÜLERİ!…
Okurum diyor ki, Diyarbakır trafiğini çıkmaza sokan, taşıtlar kervanına, motosiklet sürücüleri de, ekleyiniz.. Mesajında şöyle diyor.. “Ben de bir sürücüyüm. Diyarbakır’da trafikte kural tanımazların başında, şehir içi toplu taşımada faaliyet gösteren minibüsler, ticari taksiler ve halk otobüsleri..
***
Hiç bir şekilde kurala uygun hareket etmezler.. En olmadık anda, solama, şerit değiştirme, yolcu indirme, üç şeritli yolun solunda, oylu alıp indirme halleri.. Hız limitleri.. Son dönemlerde havaların açık olması nedeniyle, minibüs kapılarının sonuna kadar açık bırakılarak, yol alma hali..
***
Bunlara şimdi, motosikletlileri eklemiş haldeyiz!.. Bunlar kural tanımıyorlar.. Kimsede kast yok. Şerit ihlali mi dersiniz, kırmızı ışıkta geçişlerini mi dersiniz? Yayaları aldırış etmeden sürüşlerini mi dersiniz? Bir elinde cep telefonu, diğer elinde, motosikletin direksiyonuyla, çevreye magandalık yapmaları mı?..
***
En korkuncu da, geceleri bilinçli ve kasıtlı şekilde, egzozlarından yükselen duman ile mevtayı ayağa kaldıran o malum ses!…Büyük bir başıboşluk içerisinde, tehlike saçıyorlar. Büyüktimur siz daha önce bunları, kimi suç örgütleri tarafından, kullandığınızı yazdınız?!
***
Bazıları kaldırıma yakın bölgede dolaşıyorlar.. Gözlerine kestirdikleri kişilerin, ellerindeki cep telefonları alıp, kaçıyorlar… Geçen hafta, bizzat şahit oldum, senato caddesinde!.. Sizin aracılığınızla yetkililere sesleniyorum; lütfen sıkı denetimler yapılsın!..
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Azmedilmeden hiç bir işte, başarı elde etmek mümkün değildir?