PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?…

Öyle ya, Türkiye siyasi tarihinin en kritik seçimini, sağduyu hakimiyetiyle geride bıraktı.. Yüzyılın seçimini “yine o adam kazandı..” Yani, Erdoğan 13. Cumhurbaşkanı oldu.. Türkiye tarihinde bir ilk.. En uzun soluklu iktidar ve en uzun zamanlı, liderlik vasfı tevdi edildi.. Ki, yedi düvele karşı, yüzde 52.16 ile, son seçimden de zaferle çıktı…

***

Yeni bir sayfa yepyeni bir siyasi süreç başlıyor.. Peki, muhalefet açısından şimdi durum ne olacak?!. 12’nci seçim yenilgisini alan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun akıbeti ne olacak?.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hitabıyla, “Bay bay Kemal mi, olacak?”.. Yoksa, hiçbir şey olmamış gibi; “CHP tarihinin en büyük oyunu aldı” deyip, masada ve masa kenarındakilerin desteğini hiçe sayıp, koltukta oturmaya devam mı edecek?!…

***

Oturur mu, kalkar mı onu zaman içerisinde göreceğiz.. Ama her koşulda, “oturduğu koltuğu” bırakması gereken siyasi lider olarak mevzu edilen olacak.. Çünkü, CHP’nin kazanı fena şekilde fokurduyor.. 12 seçim kaybettin.. Yetmedi, 40 milletvekili heybeden, peşkeş ettin.. O da yetmedi, seçilemedin.. Kendinle birlikte; CHP’nin tüm ilkelerini, tarihsel geçmişini sorgular hale getirdin.. Nitekim, “kurultay senaryoları” önceki geceden itibaren yazılıp-çizilmeye başlandı..

***

Peki, Kemal beyden sonra CHP’nin başına kim gelir, ya da gelebilir?!.. Onu bilmem, ama soruya yanıt istiyorsanız, Ekrem İmamoğlu’nun yanına gidip, Canan Kaftancıoğlu’na sormak lazım.. Tabi bir de Muharrem İnce faktörü var?.. Git Muharrem diyenler kadar gel Muharrem diyenler de var.. Gelir mi onu bilmem?.. Neyse, zaman bol.? Kurultay takvimi hele bir belirlensin.. O zaman rüzgarın hangi yöne estiği görülür.. Tabi ki, CHP denilen bir parti yerinde kalmışsa, Millete dahil olmaz ise!..

***

Gelirsek, Altılı masanın küçük ortaklarına.. Liderleri kaybetti.. Ama Parti temsiliyeti ya da milletvekili sahibi olma noktasında; beş kuruş harcamadan, milletvekili sahibi olan tek parti oldular.. DEVA, Gelecek, DP.. Ve de Saadet Partisi.. Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal her ne kadar parti başkanları ise de, yasama noktasında siyaseten artık yok hükmündeler.. Kaldı ki, hiçbir tabanları da kalmadı..

***

Şimdi Meclis’te grup olma adına formül arayışındadırlar.. Mevcut partilerin birinin çatısı altında grup oluşturma ihtimalleri düşük.. Ancak ve ancak, yepyeni ter-u taze bir parti kurarlarsa ve kendilerine özgü yepyeni bir yüze sahip Genel başkan seçerlerse, bel ki, kıymeti harbileri olur.. Eğer ki herkes kendi yolunda derse; “kendileri de yasama noktasında, yok hükmünde kalacaklar..” Partileri ne yapar o da ayrı bir durum?

***

Kongre mi, kurultay mı, yaparlar yapmazlar bilinmez!.. Ama uzun bir zaman dilimi içerisinde; siyasi arenada manevra yapan isimler olacaklar?!.. Yaşamlarında yeni bir sayfa açarlar mı?!.. Kemal bey gibi; “yaş kemale erdi, emekli olsak mı” derler.. Yoksa kendilerini “nadasa mı” alırlar?.. Lakin, mevcut Partili Cumhurbaşkanı sistemi gösterdi ki, Türkiye’nin siyasi arenası, tipik bir Başkanlık sistemiyle, iki partili bir konumlandırma olunacak.?!

***

İyi Parti’de durum ne olur?!.. Meral Akşener “evinin mutfağına” çekilir mi; o biraz zor.. Ama Parti Genel Başkanlığı koltuğu, tartışmalı hale geldiği gibi, siyasi hamleleri, sergilediği stratejiler ciddi bir şekilde; sorgulanıyor!.. Bir fevri hareket, bir inat, çok şeylerin “güç kaybına ve ikbal zehirlenmesine” neden oldu?.. Kimleri de bu yolda, kurban vermedin ki?!.. Yavuz mu, Koray mı, onlar heybeden susar mı?!.. İşler fena karışacak..

***

HDP’nin ruh dengesi nasıl olacak?.. PKK’nın çizgisinde, Türkiye’nin siyasi seyrinde kendine göre rol biçip, yönlendirme yapacağı beklentileri, artık nafile!.. Ya yepyeni bir ruh geliştirecek, ya da Kandil’in “emir ve komutası” altında, siyasi varlığını, eritip, tüketecek.. Oy kaybı, bunun en bariz mesajını içeriyor.. Bir de; Kürtler artık HDP için de, PKK için de oy noktasında, çantada keklik değiller?.. Seçmen nezdinde hiçbir kıymeti harbiyeleri olmayan “Türk soluna” artık bu kadar cömert olmayacak… Birilerinin hazırladığı milletvekili listelerine de biat etmeyecek?.. Bakalım özeleştirileri ne olacak?.

***

FETÖ dahil, üç harfli tüm örgütlerin, Kılıçdaroğlu üzerinden beklenti içerisinde oldukları senaryolar da boşa çıktı.. Uzun bir süre, Türkiye’ye dair hevesleri olmayacak.. Sonuçlarla büyük hayal kırıklığı yaşayan muhalif medya ve sosyal medyadaki troller, beri yanda eski siyasilerin ahkam kesici üstünlükleri, hepsi travmatik hal aldı.. Ne zaman üzerlerinden atarlar bilmem, ama artık bir kıymeti harbiyeleri de kalmış değil…

 

***

Velhasıl, içteki ve dıştaki tüm muhalif anlayışa sahip güçler, oluşum ve örgütler ile siyasi yapılar, uzlaşı kulvarına geçip, Türkiye ve Erdoğan’a, meyil edecekler ve üstünlüğü kabullenecekler?! Peki, bundan sonra Erdoğan ve Cumhur ittifakı ne yapmalı?.. Önlerinde bir de, 7 ay sonra yapılacak olan yerel seçimler var..  İşte bu noktada, AK Parti özellikle teşkilatlar düzeyinde, yepyeni bir soluk geliştirmesi gerekir..

***

   

 

SİZİ GİDİ ARAZİLER SİZİ!…

Evet ya, önceki gecenin arazi kesilen adamları, Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş idi.. Hiçbir şekilde görüntü vermedikleri gibi, bol skeç mahiyetli video paylaşımlarında bulunup, bizi de güldürtmediler.. Öyle ya, 14 Mayıs akşamı ne de çok göründüler.. “Kazandık, kazandık, biz öndeyiz” deyip, durdular.. Her yarım saatte bir sahneye fırladılar, yetmedi video paylaşımları ile selfiler yapıldı.. “Kimse duymasın, biz kazandık” dediler..

***

Ne oldu, ne bitti de bu kez hiç ama hiç ortalıkta gözükmediler.. Kaldı ki, altılı masanın küçükleri de büyükleri de, ortalıkta görünmediler.. Herkes izdivaca çekilmiş şekilde idi seçim akşamı.. Garip garip, yalnızları oynayan Kemal Kılıçdaroğlu’na, gecenin tüm bombalarını bırakmışlardı.. Arazi de arazi.. Gerçi onların nam-ı hesabına Öztrak kendine göre, “suyu bulandırmayın” deyip suyu bulandıran olduysa da..

***

Şunu herkes iyi bilmeli.. Bu seçimin galibi Erdoğan.. Ama kaybedeni, yenileni sadece ve sadece Kılıçdaroğlu değil.. Bir tek Kemal beye bu yenilginin faturası kesilemez.. Şampanya patlatma hevesinde olanların da, rakı sofrası kurup kadeh tokuşturma hayalinde bulunanların da, Erdoğan’a merhum Menderes’in akıbetini görenlerin de, ABD ve AB’nin yanısıra, Altılı Masa’nın tüm üyeleri, HDP de dahil, hepsinin bu yenilgide payı vardı..

***

Yok öyle yağma.. 21 yıllık iktidarın verdiği yıpranmaya rağmen, yaşanan felaketler zincirinin açtığı maddi ve manevi yaralara rağmen, yedidüvelin hasım kesildiği bir seçim evresindaki Erdoğan’ın zaferi, karşıtlarının hezimetini sadece ve sadece Kılıçdaroğlu’na yükleyip kaçamazsınız?.. Ki kaçsanız da, bilesiniz ki yakanıza yapışacak olan Kemal bey değil, kendi partilerinizin seçmeni olacaktır?!.. Yani; vereceksiniz o hesabı, her nerede olursanız olun?!… Eğer ki, asıl mücadele şimdi başlıyor diyecekseniz ve değişmeyen tek şey değişmeyendir?!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Kazanmayı da, kaybetmeyi de kutsallaştıran, onu kabullenmektir!…