SEÇİME DAİR, BUNLAR OLMASAYDI?..

Sizin fikri beyanınız, ya da sıralayabilecekleriniz ne olabilir bilmem?.. Ama ekseriyetinizde, muhakkak ki şu saptamalar, vaki olmuştur?.. Yahu tam da seçimin ikinci turunda, son düzlüğe girilmişken, “bunlar yapılır mıydı” diyebileceklerimiz, mırıldanabileceklerimiz var?!.. Mesela;

***

Partilerde, Liderlerde ve ittifaklarda; çark etmeler olmasaydı?.. Ümit Özdağ gibi, tekçi, vesayetçi faşizan radikal siyasetin ekolü haline gelen birinden medet beklenilmeseydi?.. Sokağı ve seçmeni hizipleştiren, milleti tekleştiren Anayasa’nın 66 maddesine dokunulmaz libası giydirilmeseydi?..

***

Kalp ve Zafer işaretlerinden U dönüşü yaparak, Bozkurta meyil edip, milliyetçi siyasete odaklanılmasaydı?!.. Toplumu, uzlaşı kültüründen saptırarak, “ya bendensin ya da yoksun” ilkeselliğine, yelken açılmasaydı?..  Kimlik, ırk ve mülteci hadiselerine ab-ı hayat tanımaz düşüncelerini, seslendirmeselerdi?!…

***

Oy devşirme adına her yol mübahtır yanlışlarına heves edilip, çemberindeki ateşe abanılmasaydı?.. Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olunabilecek gerçeğini inkar etmemiş olsaydı?.. Yüzde 1 bile olmayan oy potansiyeline sahip siyasi yapıya, yüzde 10 katkı sunanı küstürmemiş olunsaydı?.. Dereyi görmeden paçalar sıvanıp “bakanlıklar haraç mezat satışa çıkarılmasaydı?..”

***

Öpücükler, göz kırpmaların birinci turda yapıldığı illegal tüm oluşumlara, ikinci turda nanik yapılmamış olunsaydı?.. Ve tabi ki, rakibin artıklarına meyil edip onlar “kurtarıcı kahraman askerler” diye, kutsallaştırılmasaydı?.. Tüm bu “çarkların handikapında” olabilecek bir yenilginin “diz döveni kim olur?”.. Ya da; yenilgiye ne ad verilir?!.. Neyse onu da; siz analiz edin!..

***

Hasılı kelam, ben sadece, “bunlar olmamış olsaydı” diyorum… Yani, izzet-ü ikbal bu kadar derin bir zilletin, siyasetine kurban edilmeseydi?.. Mahalledeki yetmeler de; artistliğe heves etmeselerdi?.. Nokta…

***

AH KEMAL AH…

Bir girdaba girdin, çıkamıyorsun!.. Ama kendi düşen ağlamaz derler ya; seninkisi o durum?!… Bi özün olamadın.. Bu kadar mı, zaafiyet ve kifayetsizlik, çok yüzlü siyaset icra edilir? Oy devşirme adına her yol mübah karakterine bu kadar mı, tavizkar olunur?…

***

Seçimin ilk turunda, beş benzemezle bir oldun?!.. Olmadı, yanına bir de HDP’yi aldın?.. Ki, Kandil de işin ekstrası oldu.. İkinci tura geçişte bu nasıl bir “U dönüşü” dedirtircesine, 90 derece açıyla sol kulvardan, “radikal milliyetçi” şeride geçtin…

***

Her geçişte, tavizler silsilesini içeren bir de mutabakatlar imzaladın?! Hal-i durumun, “ah Kemal ah” dedirtiyor.. Şayet, seçimlerin üçüncü turu olmuş olsaydı, muhtemelen bu kez rotayı HÜDA PAR’a çevirirdin… Şu iki yüzlü siyaset ne menem bir şey; düşmeye gör o biçim “karakter erozyonu” yaratıcı?…

***

MAYIS’A DAİR…

Tamer dostum, dünkü köşesinde dizelemiş Mayıs’a dair tarihsel notları?!.. Bakalım, neleri aktarıyor?…

***

14 Mayıs 1950

Demokrasiye geçiş tarihi...

- Açık oy, gizli sayıma paydos.

Hakim teminatı altında ilk seçim.

***

19 Mayıs 1919

Malûm... Samsun’a çıkış...

Ve bağımsızlık harekâtının başlangıç tarihi.

***

27 Mayıs 1960

Demokrasinin yüz karası.

Darbeden öte, bir ihtilal.

Acısı hâlâ yüreğimizden çıkmıyor.

***

28 Mayıs 2023

Yani, önümüzdeki pazar.

13. Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu.

Çok şükür.

Demokrasimizin taşlanacağı değil, taçlanacağı gün.

***

Ve 29 Mayıs 1453

Yeni bir çağın başlangıcı.

İstanbul’un fethi.

***

Seçim günü olan 28 Mayıs’a bakar mısınız?

27 Mayıs’la 29 Mayıs arası olan 28’e demir atmış.

Yani seçimin ertesi günü, Fetih Günü.

Merhum Arif Nihat Asya’dan bir mısra ile genç kuşağı

sandığa çağırıyorum:

“Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.”

***

HDP’NİN TUTUMU?..

Söylenecek çok söz var!.. Ama denir ya; “dinleyen mi var?”.. Maalesef.. Çünkü, “zihin kontrol mekanizması” kendilerinde değil.. Dışarıdan, kontrollü.. Yoksa, Kürtler noktasında ilk gün beyan etmiştik, CHP’nin ruhunda, ilkelerinde, vesayet anlayışında “inkar var, asimilasyon var?”.. Tabi dereyi geçene kadardır; dostluğu?! Sonrası tufandır, birlikte yol yürüdüğü kişinin?…

***

İşte buna da en çok maruz kalan, tarih sayfalarında kayıtlı şekilde hep Kürtler olmuştur.? Pek tabi ki, Muhafazakar kesimler olmuştur… Ne diyor Kürt düşünür…”Dijmine bavan nabe doste lawan…” Yani, “baba düşmanı olmaz evlada dost..”..  Tek kelimeyle “nedir bu celladına aşık olma ve sorgusuz, sualsiz, gözler ama edilmiş şekilde biat edici hal?..” Bu yetmezmiş gibi; “ırkçı ve şoven” anlayışa sahip, Ümit Özdağ’la bugün aynı safta, yer alma hali.. Erdoğan düşmanlığı üzerine; kendini inkar etmek..

***

HDP’li eski vekil diyor ki.. “Sandığa gideceğiz, oyumuzu kullanacağız, ama zehir-zıkkım olacak diyeceğiz..”  Ettiğin beddua ve o “zehir ve zıkkım olsun” dediğin oyla iş bittikten sonra, “beddua ettiğin” sana baba düşmanlarının yedirmeyeceği ne malum?!.. Neyse, HDP’nin kararı dün açıklandı?.. “Erdoğan’ı devirmek üzere” sandığa gidilecek.. Dikkatimi çekti tek bir kelime Kılıçdaroğlu’na oy vereceğiz denilmedi?.. “Erdoğan’ı devireceğiz”.. Neyse, Ziya Pir’in dediği gibi; beddualı bir oy olur… Neticenin ceremesini de; ne yazık ki Kürtler çekecek?!.. Dostluk var iken, düşmanlık niye?

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Bir şerefli mağlubiyet mi tercih edersiniz, yoksa uğruna bütün onur ve itibarınızı sıfırladığınız bir galibiyet mi?

***

HAYIRLI CUMALAR…