ŞİDDET SARMALI, TOPLUMU BOĞUYOR!?..
Korkunç bir şekilde “şiddet sarmalı” içerisinde, debelenip, duruyoruz!.. Saldırganlık yaşamın her kulvarında, günlük hayatın her, alanında ve anında, olağan hale gelmiş!.. Peki bizi bize, hasım eden şiddet sarmalının membası nedir, nereden gelmektedir?..
***
Ahaliye mal olmuş, bir halk deyimi var!.. “Geçmişe bak, büyükleri, gör..” Yani, balık baştan kokar.. Ne yazık ki, ülkenin idaresine talip olan ve idare eden siyasilerimiz, başta olmak üzere!.. Beri yanda, okumuş, ünvan sahibi olan, öncüler!..
***
Makam, mevki, kimlik kazananlar!..En önemlisi de, eğitim ve öğretim sistemimiz.. Herşey, kangrenleşmiş bir şekilde, toplumsal yıkıma neden olmaktadır!.. Hele ki, mevcut haldeki, hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük gibi ulvi kavramların, güçlüler sınıfına biat edici olması!..
***
İnsani, vicdani, rahmani, duyguları zehirleyen!.. Saygıyı, sevgiyi, muhabbeti, kardeşliği, birliği ve dirliğin bütünlüğünü, afaroz eden!.. Medeniyeti de, yerle yeksan eden, gidişat der demez, toplumu da, dejenere ediyor!.. Vahşi bir yaşam mahkumiyeti!..
***
Nitekim, şiddet sarmalı, sokakları terörize ediyor!.. İzlediniz, gördünüz, Ortaokul ve Lise öğrencileri arasında ölümle ve yaralamayla sonuçlanan; şiddeti!.. Akran zorbalığı.. Kim daha güçlüyse!…
***
İşte, örnek verebileceğimiz bir kaç olay! İstanbul Sarıyer’de 16 yaşındaki Emir Koçkan!.. Etrafını saran akranları tarafından, tekme, tokat, yumrukla dövülerek, vahşice öldürülüyor.. Onu vuranlar, katili olanlar ise onun yaşındaki, 15-16 yaşlarındaki çocuklar!…
***
Bir diğer vakıa ise Büyükçekmece de!.. Yaşları, 12 ila 17 arasında değişen 8 çocuk!.. Aralarına aldıkları Muhammed isimli çocuğu dövüyorlar.? Ve bu şiddeti bir de kameraya alıp, ibretlik şekilde, sosyal medya da paylaşıyorlar!?.
***
Muhammed ölüyor.. 8 çocuktan, 6’sı tutuklanıyor.. 2’si serbest.. Dünkü yazımda kaleme aldığım, cani babanın dört çocuğunu kurşuna dizme vakıası!.. Say say bezmez, vakıalar silsilesiyle, ülke trajedilerle gözyaşı döküyor!?.
***
Ya Gaziantep'te, gürültü yaptığı gerekçesiyle mahallede manavlık yapan esnaf tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürülen Emir Baki Bayındır adlı çocuk.. Ki 10 yaşında bir çocuk… Tek suçu sokakta oynarken, gürültü yapması?…
***
Hele ki, Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde, evlat cinayeti!.. Cezaevinden izinli çıkan baba Bünyamin Sargül, eşi ve oğlu ile tartışıyor.? Sonra 19 yaşındaki oğul Hasan, tabancayla babası Bünyamin’i ateş ederek öldürüyor.. Oğul Hasan ve annesi Aydan tutuklandı.. Burada, ailenin 8 çocuğunun da, devlet koruması altında olduğu ortaya çıktı!?..
***
Babasını öldürenden mi, annesini, babaannesini uyuşturucu parası için, keseni mi?.. Trafikteki tartışmada, elinde baltaysa, sallamayla, hücum edene mi?.? Öylesine haşin bir yaşam ve şiddet söz konusu ki, yarım saatte bir, bir kişi, öldürülüyor?..
***
Peki ya, Kocaeli’nin tatil beldesi Kartepe’de yaşananlar.. Vakıa şöyle.. Orta yaşlı bir çift, halk otobüsüne binmiş.. İnecekleri durağa yaklaşırken, düğmeye basıp ineceklerini bildirmişler.. Otobüs az ilerde durmuş.. Yolcu, kızmış, tepki vermiş..
***
Birden otobüsün içerisi, curcuna misali, kimse kimseyi dinlememiş!.. Öfke seli.. Neyse ki, kendine hakim olanlar araya girip, tarafları yatıştırmış!.. Sonra mı ne olmuş? Şoför olup, biteni otobüsün sahibine anlatmış!.. Eee.. Otobüs sahibinin de oğlu, beline silahı takıp, mahalle basmış!..
***
O öfkeli yolcunun evini buluyor.. Kurşunları adama saydırıyor… Dört kurşun.. Talihsiz yolcu hastanede hayatını kaybediyor. Tabi haber böyle.. Ama işin ayrıntısı yargıda ortaya çıkacaktır.. Burnumuzdan soluyoruz!..
***
Farkıdasınız, eminim... Küfür, kıyamet, hakaret sosyal iletişimin ayrılmaz parçası haline geldi. Sosyal mühendislik madalyonunun karanlık arka yüzü gibi; dehşet sarmalı işliyor!.. İşin bu yanına bakmadan... Millete hakaret eden genç bir kadının ana muhalefet partisi tarafından onur konuğu haline getirilmesindeki rezilliği de tam olarak kavrayamayız.
***
Evet, insanlarımız neden birbirlerinden nefret eder hale geldi?.. Yukarıda satır arası ifade ettim.. Ahlak kuralları, yazboz tahtasına dönen yasaların, batıya ve batıla biat eden sistemdeki kuralsızlık!.. Hepsi, gelinen aşamanın, gerekçeleri!..
***
Netice itibariyle huzurun ve güvenin ifadelikle sağlanması gerektiği gibi, şiddeti, cinayetin, ürkütücü hadiselerin önünün alınması, toplumsal duyarlılık kadar, ülkenin yönetimini elinde tutan iktidar ile muhalafetin, liyakat ve ehliyet ölçüsüyle, hareket etmeleri gerekir!..
***
Yine bir halk deyimidir, “yarım doktor candan, yarım imam ise dinden eder” diye.. Hal-i hazırda, yaşanan ve yaşatılan tablo bunu ifade ediyor!.. Uygarlıktan ıraklaşıyoruz, siyasi mücadelemizi de, fikirle, bilgiyle, belagatle değil, şiddetle icra ediyoruz!.. Nokta..
***
NARİN’DEN HABER VAR MI?..
Henüz yok?.. İki haftasını doldurdu.. Soruşturma, bulgular, ifadeler.. Şunu net bir şekilde, haykırmıyor değil.. Narin kızımız çok ama çok uzaklarda, değil.. Yakınlarda.. Köy çevresinde.. Hatta, aile içerisinde, saklı tutuluyor?!..
***
Günlerdir, konuşanların, tartışanların, arayanların, feryat, figan edenlerin de arasında değil.. O, sessiz, suskun, sinsi, kirli ruha, sahip olanların, nefes aldıkları yerde!.. Konuştuğum, herkesin, ortak fikri bu minvalde, “Narin, köy içerisinde veya çevresinde, başka yerde değil..”
***
Zaten bulunmayışının nedeni de bu?!.. Dün ifade ettim, Narin bir üçgenin içerisinde!.. O da, gözaltı, suskunluk ve tabi ki, ailenin çevresel hareketliliğin, sıradanlaşmasını beklemesi.. İşte o zaman, Narin’den haber gelir?..
***
Ki yazıyı kaleme alırken, gözaltındaki amcası, köy muhtarı Semih Duran, Adliye’ye sevk edilmişti. Savcılık ifadesinin ardından da, tutuklama istemiyle Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.. Tutuklama mı, şartlı serbest mi, ona mahkeme karar verecek.. Muhtemelendir ki, tutuklama olacak!…
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Kirli yüzü yıkarsan geçer, ama kararan ruhun kirili geçmez, temizlenmez!..