Görüş Bildir

KALEMİN DİLİ

VEKİLİN GELİNİ…

Yerel gazetemiz haber yapmış!…

"Milletvekilinin Gelini, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı oldu..." diye…

Doğrusu, haberi görünce merak ettim!..

Diyarbakır’ımızın bir başka Milletvekilinin "gelini de mi müdür yardımcısı oldu.." diye?..

Öyle ya, Diyarbakır'da makamlar, mevkiler "siyasi nüfuzla" dolduruluyor ya!…

Habercilik refleksiyle, sorguladım…

Bu haberi nasıl olur da, atlattık diye söylendim..

Tabi içeriğine de vakıf olunca duraksadım..

Yeni değil, eski!…

Öyle ya, biz bu haberi yapmıştık...

Ki nerdeyse bu "kayırmanın" sene-i devriyesi olacak?…

Der demez; geç olmadı mı diye de söylendim..

Biraz da, övündük kendimizle; "bizim bayat haberimizmiş" diye!

***

Neyse, zaman ve atamanın şekline dair haberdeki bilgiler maksatlı mı, değil mi, eksik!…

Sorgulatan nüanslar içermektedir..

Aydınlatılması gerekir düşüncesiyle, "atamanın" hikayesini aktarmak istedim!!..

Bahsi geçen kişi;

İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Şirine Eronat…

Kendisi;

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat'ın "gelini?"..

Yani, kardeşinin hanımı!…

Yani, birinci derecede siyasi nüfuza sahip!…

Yoksa, önceki kayyumlar döneminde Büyükşehir Belediyesi'nde "üst düzey" görevlerde bulunmazdı?..

Vekaleten "Daire Başkanlığı" yapmazdı?…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle; "aşiretleşmeyelim"!…

Ama bizde "aşiretleşme" o biçim!…

Dışarıdan sızma olmaz; illaki aileden!…


***

Şirine Eronat'ın, "Müdür Yardımcılığı" görevine gelmesi de yeni değil..

Çok eski..

Hal-i hazırdaki yeni İl Müdürü Yüksel Arslan'ın "emriyle, talebiyle de" bu göreve gelmedi/getirilmedi!…

Eronat, bir önceki görevden alınan, Feysel Taşçıer'in İl Müdürlüğüne atandığı ilk aylarda; "ilk icraatı" bu oldu?…

Yani, Taşçıer "Şirine Eronat'ı" siyasi nüfuza binaen yetkilendirdi..

Eronat vakıası; eski..

Velhasıl; mevzu bundan ibarettir…

Gerisi; başka bir fasla diyelim!…

***

KARARSIZLAR MUHALİF Mİ?..

Dün, "Z Kuşağı-Kararsızlar" başlığı altında, siyasi mülahazalara, ışık atmıştım…

Ey iktidar, ey muhalefet; "iki taraf ta keskin" hanelerinize taşımak istiyorsanız; Z kuşağı olan "dijital gençleri" onların aksiyonuyla..

Kararsızları da, "güvenilirlik" noktasında, kararlı hale getirmeniz gerekir, demiştim!..

***

Düşünüyorum!… Kimine göre, yüzde 15, kimine göre yüzde..

Ki, yüzde 25 ile 30 diyen bile var..

Bugün seçim olursa hangi partiye oy verirsiniz noktasında; "Vallahi ben kararsızım" diyen!..

Anketler bunu söylüyor..

Her seçimde "tepe-taklak" destansı yanılmalarla sahne alan, anket şirketleri bunu diyor!..

***

Sorgulamak gerekmez mi?!…

Bence gerekli..

"Kararsız" deyip, ikinci parti konumundaki bir çoğunluğu, görmezden gelmek, kenara itmek olur mu?.

Ya da, mülahaza etmemek!?..

Ben biraz deşmek istiyorum.. 

Şöyle ki; "kararsız" neye göre kararsız, kime göre kararsız!…

Bu sorulara yanıt verilirse "kıvırma değil", hakikate hepimiz muttali oluruz…

Yoksa; havanda su dövmeye devam edilir..

***

Belki farklı bir polemik kapısı açılacak ama, ifade edeyim..

Seçmen, bizim siyasilerimiz gibi; "kıvırmaz" ve ses tonunda, değişikliğe gitmez.. Üzerinde bir baskı, korku, endişe, kapıda silahlı, sokakta devriye, aşta, işte "mobing" yoksa; "oy vereceği" partiyi, göğsünü gere gere ifade eder..

Çekinmez, anketörlere dümdük; "benim partim bu, oyumu da ona veriyorum" der…

***

Demem o ki; seçmen nettir!..

Arıza-i durum vaki ise o da; "tereddütten?"..

O an geçti mi; "zihni de, oyu da, fikri de netleşir?"…

Eğer ki "seçmen" ben HDP'liyim diyorsa; HDP'ye oy verir..

Ben CHP'liysem "CHP'ye oyunu" verir.. İyi Partiliyse, İy partiye..

Dahası, Deva'lıysa Deva'ya, Gelecek'se Geleceğe oy veririm der…

***

"Ben iktidar yanlısıyım" diyorsa!..

Demek ki, iktidardan memnundur..

İktidardaki partilere oy verecek?..

Bu ya AK Parti olur, ya da MHP olur?..

Başka da olmaz!..

Yani; "ben şu partiliyim" diyorsa; "oyunun gideceği adres bellidir?"..

Oy'un adresinde bir kararsızlık yok!…

Ve seçmen şunun da farkında, "en kötü karar, kararsızlıktan iyidir" diye!…

***

Kurulan iki yeni Parti!..

Deva ve Gelecek Partisi'ne bile "oy verecek" seçmen, kitlesinin oranından söz ediliyorsa!..

Saadet Partisi..

Doğu Perinçek'in, partisine bile; "bir oran" ortaya konuluyorsa!..

Yüzde 20'lerin üzerinde bir kararsız kitleden, hala da söz ediliyorsa!..

Bu; operasyoneldir..

Ha şunu da ifade edeyim; "tereddüt" içerisinde olan seçmen, iktidar kanadına en yakın olandır!…

***

Dahası!.. Muhalefet "yangın var, yangın var" tangosunu oynuyorsa..

Yoksulluk, fakirlik, ekonomik kriz, ülke yönetilemez hale gelindi gibi, naralar atılıyorken..

Yedi düvel, diş biliyorken…

Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya; "iç seçimleri" Türkiye üzerinden seyir alıyorsa.. Suriye ateşi, Azerbaycan'daki savaş!..

Hepsini, bir teraziye koyduğunuzda, ülkede yaşayan vatandaşa hala olup-bitene "kararsız" demeye, akıl arızası gerekli!

***

Onun için, nokta koyuyor!…

Anket şirketleri, her seçimde olduğu gibi "destansı" yanılma, dibe vurma, yüzde 2'likleri bırakın, 10'lara varan "fiyaskoları" söz konusu iken; "kararsızlar" üzerinde kurguladıkları plan, beyhudedir diyorum..

Eğer ki, kararsız seçmen yerine; "tereddütlü" seçmen deseler belki bir eğilim, dinlemem olur?.

Yoksa; nokta koyuyorum!?.

 

***

AKINCI VE BİDEN!..

Evet, "Rumlara toprak verelim" diyen; Mustafa Akıncı gitti..

Artık, Ersin Tatar var, KKTC'nin başında..!

Eee; bu ülkeye ve bu millete "hasım kesilenlerin" akıbeti, hep böyle olmamış mı? Tarih sayfalarını çevirin, "kimler geldi, kimler çukurlara gömüldü?..

***

Şimdi sırada kim var..? Amerikalı Joe Biden!…

Malum o da, Akıncı ekolünden gelen biri..

Ne diyordu, "iktidarı devirmek için, muhalefeti destekleyelim?"..

Yani; ülkeyi karıştıralım, iç karışıklık olsun…?

***

Akıncı toprak verelim diyordu?.

Biden ise, ülkeyi karıştıralım, iktidarı devirelim diyor…

Biri "devşirme" diğeri elin gavuru, ama aynı "zihniyette?"..

Neyse, devşirme Akıncı "silleyi milletten" yedi..

Görünen o ki, Biden de aynı silleye müstahak olacaktır?..

***

ASKIDA EKMEK!..

İlk gün, şu noktaya hassasiyet demiştim!..

"Askıda ekmek" bir kültürdür..

Bir medeniyettir..

İnancımızın emridir; hayır ve sevap noktasında!..

Ama; "bir elin verdiği, diğer el bilmemeli" düsturuyla, şu "askıda ekmek" girişimine ne olur; "siyasi su" katmayın..

Fırınların önünde, marketlerin kapısında, "boy boy poz resimlerle" biz de "askıda ekmek kampanyasını başlattık" gibi; laflar hoş değil…

İş "riyakarlığa" döner!?..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Fikriyatın tembelliği, "abi tweet attım" peki, somuta eren bir durum var mı; abi bi tane daha "tweet" attım!?..

  


Bu Makale 1631 kere okunmuştur.