”İŞ ADAMLARI D.BAKIRSPOR’A DÜŞMAN MI?”

İstanbul Valiliği’ne atanan Hüseyin Avni Mutlu’nun ÒDiyarbakırspor, Süper Lig’e çıkarken harcamaların % 75’ini Valilik, Tarım Bakanlığı ve Milletvekilleri,% 25’ini de federasyon gelirleri karşıladı.

Para veren yöneticiler alacaklarını geri aldı, kimisi 1 verip 5 mislini aldı” diyerek başlayan ve devam eden açıklamaları önemli bir tartışmayı başlattı.

Vali beyin yerel bir kanalda yayınlanan konuşmasının tamamını dinledim. Kimsenin avukatlığını yapacak değilim. Ancak hem Vali Mutlu’nun açıklamalarındaki maksat "o olmasa" bile yanlış bir algı ouşturdu.

Hem de bugüne kadar Diyarbakırspor’a maddi kaynak sağlayan çok sayıda iş adamı zan altında kaldı.

Vali beyin “iş adamları bu kulübe hiç katkı sağlamadı. Para verenlerin hepsi kötü niyetliydi ve bu yüzden alacaklarını fazlasıyla tahsil etti” düşüncesiyle bu açıklamaları yaptığını düşünmüyorum.

Kendisini iyi takip eden ve yaklaşımını bilen biri olarak bu kanıdayım.

Ama yine de ortaya çok farklı bir algılama çıktı.

Vali beyin gazetemizde yayınlanan açıklamalarından sonra bir çok iş adamından telefon aldım.

Bu açıklamalarla zan altında kaldıklarını ifade ettiler.

İş adamlarının spor kulüplerine yaptığı yardımların mantığında genelde Òihale beklentisi” aranır.

Ancak arayan iş adamları içerisinde Diyarbakır’da hiç işi olmayan, ihalelik durumlardan uzak bir çok
isim vardı.

Bunların dışında tamamen memleket sevgisinin etkisiyle karşılıksız beklemeden Diyarbakırspor’a yardım yapan bir çok iş adamı olduğunu da biliyorum.

Gerek Diyarbakır’da yaşayan ve gerekse Diyarbakır dışında olup Diyarbakırspor’un deplasman giderlerini karşılayan, yardım amaçlı etkinliklerine katılarak bağış yapan, yönetici olsun-olmasın para verip geri istemeyen iş adamları olduğunu bilen biri olarak bunları buraya yazmaya çalışsam sayfada yer kalmaz.

Tarım Bakanı Dr. Mehdi Eker, Vali Hüseyin Avni Mutlu, Milletvekili İhsan Aslan ile devletin diğer
kurumlarının yaptığı katkılar inkar edilemez.

Ve bunların sağladığı yardımların ve desteklerin yine çeşitli kesintiler, bağışlar yoluyla iş adamlarından alındığını unutmayalım.
Òİş adamlarının Diyarbakırspor’a hiç desteği olmadı. Gelen tüm yöneticiler kulübe para verip fazlasıyla aldı. Kimse alacağını hibe etmedi” şeklinde bir algının oluşması gerçeklerle bağdaşmadığı gibi bugüne kadar alacağını hibe eden ve bağış yapan iş adamlarını küstürür.

Gayet tabi verdiği paranın kat be kat fazlasını almaya çalışan, rant sağlayanlar olmuştur. Bunların deşifre edilmesi bugüne kadar Diyarbakırspor’a maddi ve manevi hizmetler yapan iş adamlarını mutlu edip, bundan sonra da adam gibi adamların yönetici olmasını sağlayacaktır diye düşünüyorum.
İş adamları Diyarbakırspor’a düşman değildir. Diyarbakırspor’un sorunu her zaman dediğim gibi iş adamlarının para verip-vermemesi değildir. Son 10 yılda Türkiye’de 3 büyüklerden sonra en çok para harcayan kulüp Diyarbakırspor’dur. Her dönem kulübe önemli rakamlarla yardım ve destek sağlanmıştır. Peki para sorun değilse neden bugün bu noktadayız?

İşte asıl sıkıntı burada. Diyarbakırspor’un sorunu iyi idare edilememesi,dolayısıyla kurumsal bir
yapısının oluşturulmamasıdır. Kurumsal bir yapının olmadığı,hesapsız giderlerin yapıldığı bir kulübe isterseniz R.Madrid’in Barcelona’nın gelirlerini kazandırın sonuç yine hüsran olacaktır.

Çözüm ;  Diyarbakırspor’un yapısının değişmesi, bütçesinin hesap verilebilir bir hale gelmesi ve harcama-gider kalemlerinin sağlıklı zemine oturtulması, yönetim anlayışının değiştirilerek profesyonel bir yapıya kavuşmasıdır.

Buna kısaca kurumlaşma denilir ki Diyarbakır’ı yönetenlerin, bu memlekette söz sahibi olanların ve Diyarbakırspor’u sevenlerin bunun için çaba harcaması gerektiğinin altını çiziyorum.