İTİN ECELİ GELİRSE CAMİ DUVARINA EDERMİŞ!?

Evet, sevgili okurlar...

Bugün sizinle yapacağımız sohbete başlık olarak kullandığımız ifade, bir halk deyimidir...

Anlamı ve önemi, büyüktür..

Küfrün, dalaletin, batılın, bağnazlığın, şuursuzluğun bir ölçüde “akıbetini” deşifre ediyor...

“İTİN ECELİ GELİRSE CAMİ DUVARINA EDERMİŞ...”

Evet, başlığın sebeb-i mucibesine gelince...

İki gün önce Anadolu Ajansı’ndan düşen bir haber...

4 Ekim 2021 tarihli bir haber...

İsveç’te meydana gelen bir trafik kazasında ölen, diğer bir deyimle geberen meşhur karikatürist Lars Vilks’e ilişkin bir haber!...

İki koruma polisiyle beraber trafik kazası geçirerek, toprağın dibini boylamış..

Elbette ki tüm canlılar için mukadder olan ecel, zamanında, gününde sahibini yakalayacaktır…

Hiçbir yaşayan varlık ölümsüz değildir..

İlla ki ölecektir..

Ama “ölüm” yani ecel, yakalamaktan yakalamaya çok farklıdır..

Ecelin yakaladığı bazı insanlar, elbette ki yerküremizde insanlık tarihi boyunca hak uğruna mücadele veren Peygamberler silsilesidir.

Ve o nurani silsilenin son altın halkası da hiç kuşkusuz ki, Hz. Muhammed (S.A.V)’dir.

Peygamberlik silsilesine ve hak davasını savunup da ona inanan insanlar,  aynı o seviyede elbette ki mukadder olan eceli bekler.

Günü gelince de, “o emanet” Allah’u Teâlâ tarafından gönderilen meleklerce alınır?

Bu ilahi değişmez bir kanundur.

Keza ervah-ı habise denilen şeytanı temsil eden habis ruhların da mukadder olan ecellerini beklemekte olduklarından da kimsenin şüphesi yok.

Gayz-i ilahi denilen, hem de Allah’ın şiddet gazabına maruz kalmak suretiyle ecel onları yakalar, leşe döndürür.

Hem bu dünyada hak ettikleri ateş onları yakalar, yanarak giderler, hem de öbür dünyada “cehennemin” ateşiyle yanarlar!.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Yukarıda adı geçen İsveçli karikatürist Lars Vilks, 2007 yılında o yüce İslam Peygamberi Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’e yönelik, aşağılık bir karakterle, karikatür çizmişti..

Ve o çizdiği karikatür dergilerde, gazetelerde yayınlanmıştı.

Elbette ki; İslam dünyasında infial yaratmıştı..

Büyük tepki görmüştü...

Lanetlendi...

Halk deyimiyle Müslümanların “tükürükleriyle” boğulmuştu..

Yani lanetli biriydi...

Ve günü geldi, ecel tecelli etti..

Trafik kazasında, “ila cehenneme zumera” olup gitti...

Cehennemi boyladı.

Haçlı ve emperyalist dünyanın Hz. Muhammed (S.A.V)’e olan kini, dün olduğu gibi bugün de ruhi derinliklerinden tarih boyunca çıkmamıştır..

Öyle görünüyor ki kıyamete dek de çıkmayacaktır..

Zira düşman düşmandır.

Yoksa “cehennemin” ateşli çukurunu boylayan karikatürist Lars Vilks’in “şeytani” ruhuna, prim verip, ödüller takdim ederler miydi?

* * *

Tabi yazımıza başlık olarak kullandığımız ifade her ne kadar, Vilks’e yönelik olsa da, “her bozuk ruhlu insan için” kapsayıcıdır...

İster İslam düşmanlığını bünyesinde, zihninde taşıyan yeryüzündeki herhangi bir kişi olsun, ister İslam dünyası içerisinde olup, “hakka, hukuka, adalete, insanlığa” karşı zalimlik yapan kişi olsun...

Herkes ama herkes, bu kavrama layıktır.

Ve illaki ibretli bir olayla karşı karşıya kalmaktan da kendilerini kurtaramazlar.

Bakınız, sevgili dostlar.

Vilks, iki korumasıyla birlikte yanarak öldü.”

Elbette ki ecel anı geldiğinde, nerede olursan ol, nasıl olursan ol, hangi pozisyonda bulunursan bulun, “yakalar?”...

Kaçış yok..

Nitekim Vilks de kaçamadı..

Ve bu dünyada, “cayır cayır” yandı...

Aracında kül oldu..

Yani, cehennem ateşini bu dünyada “gördü, yandı?”...

* * *

Bakınız sevgili okurlar.

Merhum, Nasrettin Hoca’nın bu gibi olaylarla ilgili; çok anlamlı bir hikâyesi var...

Sizinle paylaşmak istiyorum...

Hoca günün birinde, bir köye yolu düşer...

Köyün girişinde, köpekler hocaya saldırmak ister...

Hoca seslense de, hoşt dese de, köpekler durmuyor..

Hoca çaresizlik içerisinde kendini kurtarmak için yerden taş alıp, köpeklere atmak ister..

Yere doğru eğilir, taş almak ister..

O da ne; taş toprağa gömülmüş..

Çaresiz kalan hoca duruma şöyle der...

 “Şu memlekete bakın, taşlarını bağlamışlar, itlerini serbest bırakmışlar...”

Gerçekten bugün ister küfür dünyasında olsun, ister İslam dünyasında olsun, ister Türkiye’mizde olsun, ister Türkiye’nin değişik coğrafyalarında olsun kendini bilmeyen, şımarık, edepsiz, jakoben, köpek ruhunu taşıyan nice saldırganlar cirit atmaktadır...

Tıpkı bu İsveçli saldırgan gibi...

Hz. Muhammed (S.A.V)’e yıllardan beri saldıra durmaktaydı...

Ve böyle bir köpeğe de koruma verilmişti.

Emperyalist dünya adeta onu koruma altına almıştı...

Ancak Cenab-ı Allah’ın tokadı, er ya da geç çok şiddetli bir şekilde; üzerine indi!...

Vurdukça da vuruyor.

Haçlılar, hiçbir zaman Hz. Muhammed (S.A.V)’e olan kin ve nefretlerini kendi iç duygularından çıkarıp atmazlar.

Dolayısıyla onun ümmetine de aynı şekilde bakıyorlar.

Müfteri durumunda olan, haddini bilmeyen, böylesine alçalmış yaratıkların varlığı zannetmeyin ki sadece İsveç’te veyahut Fransa’da veyahut şurada burada var.

Önleri açılırsa Türkiye’de de vardırlar.

Zira İslamiyet’i tehlike gören aynı anlayışa sahip olanların, Türkiye’de de özellikle siyaset dünyasında mevcudiyetini sürdürmekte olduğundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Bu itibarla yüce kitabımız Kur’an-ı Azim Şan “Tevbe” suresinin 8. Ayetinde mealen şöyle buyuruyor;

“(Başka) nasıl olabilirdi ki? Eğer (düşmanlarınız) size üstün gelselerdi (size karşı) ne bir sorumluluk ne de yaptıkları antlaşmayı tanıyacaklardı. (Şimdi de ahde bağlılıktan bahsederek) dilleriyle sizi razı etmeye çalışıyorlar ama kalpleriyle kötülüğünüzü istiyorlar. Zaten onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.”

***

İşte bu karikatürist Vilks’in ansızın feci bir şekilde geçirdiği trafik kazası sonucu ruhunun cehenneme boyladığına inanarak, bunları tüm dünya kamuoyuna ilan ediyoruz.

Bunu yazarken de merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in şu şiirini hatırladım...

Üstad Kısakürek şöyle diyor;

Gökte çakıyor haber:

Geber, çelik put geber!

Doğrul yeni seferber!

O'nun ümmetinden ol!”

Bir çelik put durumundaki karikatürist Vilks, kişiliğini yitirmiş bir şekilde dünya çapında Hz. Resulullah (S.A.V)’a hakaretler yağdırmıştır.

İşte cami duvarına eden it gibi eceli gelmiştir diye düşünüyoruz.

Hak ettiğini de gördü.

Darısı diğerlerinin başına…

En derin saygı ve sevgilerimle.