DAVUL-TOKMAK MESELESİ..!

Deyin hele, hani seçim ilk turda yüzde 60’lık bir tavanla bitecekti?.. Erdoğan devrilecekti?.. “Ben Kemal” telefonuyla, Kılıçdaroğlu arz-ı endam edecekti?  Böylece, ülkenin dağlarında, bayırlarında, ovalarında bahar rüzgarları gümbür gümbür esecekti?…

***

Çicekler, güller açacaktı, yer küresi yeni bir hayat bulacaktı?. Böcekler zıplayacak, akrepler, yılanlar, kurtlar, çakallar bile, kelebeklerle uçuşacaklardı?.. Zindanların kapıları kırılıp; herkes özgürleşecekti?.. Kandiller yakılacaktı?..

***

Tabi, 2 yedekli, 9 Cumhurbaşkanı yardımcısıyla; Türkiye tarihinin en modern, en çağdaş, en demokratik yönetimine kavuşmuş olacaktı?!.. Kabinede; gizli ortakların temsiliyetine bile, müsade edilecekti?.. Herkes; payına düşeni alacaktı?..

***

Okyanus ötesindeki aklın himmetiyle, Biden bağlantılı planlarla, Londra destekli çuvallar dolusu milyar dolarla ülkeye refah gelecekti?… Mutfaklar bayram edecekti?.. Milli gelir tavan yapıp, uyuşturucu satışı serbest bırakılıp, vergiyle bütçe oluşturulacaktı?…

***

Kandil’e çakılan selamlar mı, mültecilere yönelik göndermeler mi, AB’ye “emrinize amadeyiz” öpücükleri mi?.. Yer küresi, Türkiye’deki baharı konuşacaktı?. Rusya-Ukrayna savaşında tarafsız kalınmayacak, NATO desteklenecekti?…

***

 

Yani say say bitmez misali, destekli-desteksiz sıkılıp, duruldu, hayaller edildi!..  Ne diyordu zat-ın birisi; “Erdoğan’ın karşısında herkesle seçim kazanılır?”  Rakip her kim olursa olsun; “Erdoğan kaybetmiştir?” denilip hükümet dahi kuruldu?..

***

Ama kimse, sandığı, sandık sonucunu, seçmenin ne diyeceğini, nasıl bir tepki vereceğini; sorgulamadığı gibi beklemedi de!.. Onun için de, zerre-i miskal umurlarında olmayan seçmenin iradesini Kemal bey reis olabilirim ihtirasına, yem bile etti.. 37 Milletvekili kimin cebinden çıktı, kimlerin cebine indre-gandi oldu?

***

Şimdi ne oldu?!… Acı acı, masa yumruklanıyor.. Bir de; “racon kesen, nara atan, oldu-bitti maşallah” diyenler de, “u dönüşü” yapmaya başladı. Her yerde, Kalp işareti ile zafer işaretleri sergileniyordu, şimdi o terk edildi; “Bozkurt işareti” yapılmaya başlandı!… Terör ve terörist mevzusuna ayrı bir garabet..

***

Şu danışmanlar, başdanışmanlar meselesi var ya!.. Ben Kemal repliğinden de, beter!.. Değiştir de değiştir?.. Şimdi yetmedi, AK Parti’de yer bulamayan, bir yıl öncesine kadar parti bahçesinde gezinen Cevdet Nasıranlı’yı, “Danışman” yaptı? Hem de seçim işlerinden sorumlu!…

***

Vaziyet; Erdoğan mı Kemal beyi şekillendiriyor, yoksa Kemal bey mi Erdoğan’laşıyor!?.. Her ne ise; kalbe giden yolda her yol mübah… Lakin tek engel ver; o da “kendi kendileri olamayışı?”.. İşte tüm sıkıntı; “davul-tokmak” meselesi!…

***

YOK BÖYLE BİR PİŞKİNLİK!?..

Şu Bekir Ağırdır var ya!.. Araştırmacı, soruşturmacı, anketi!.. Ha ondan söz ediyorum.. Seçim öncesi ve seçim sonrasındaki beyanlarına bakıyorum, der demez ağzımdan bu cümle çıkıyor.. “Yok böyle bir pişkinlik arkadaş..?”

***

Dün baktım Hakan da aynı fikri beyanla söylenmiş.. “Bilge kral” diye de satır arasında, laflamış.. Yahu arkadaş, ne 14 Mayıs’taki seçim sonuçlarını, ne de önceki seçim sonuçlarını; bilmiş değilsin, bir ila 2 puanlık eksi-artı farkla da bilmiş değilsin..

***

Kaldı ki, her ne söylemişsen, çıkmamış!.. Ki, bir hafta önceki seçimle alakalı, tek bir doğru tahminin olmamış… Yani özetle, Kemal bey gibi girdiğin her seçimde “tahminde dibe vurmuşsun” ama tek bir, özeleştiri vermemişsin..

***

Şimdi de, hiçbir şey olmamış,““kariyer yerle yeksan olmamış..” Pişkinliğin  pabucunu dama atarcasına diyorsun ki; “28 Mayıs’ta hala her şey mümkün?.. Her şey olabilir.. Erdoğan’ın da fark atması, Kemal beyin de fark atması mümkün?”

***

Denir ya o nasıl oluyor?!.. Eee; kim kazanırsa “ben bildim” diyecek ya!.. Bir de, “Kemal Beyi başarılı gösterip, tek başına yüzde 45’i almasını, Ecevit’in seçim kazanmasına bağlamış?”.. Yok daha neler dedirten; mukayese..

***

Neyse ki, ağzının payı verilmiş?.. Be adam, Ecevit’in yanında altılı masada yer alan partiler yoktu ki?! Ne İyi Parti, ne Saadet, ne DEVA, ne Gelecek?.. Ve ne de, HDP.. Ulusal ve uluslar arası oluşumlar da.. Hiçbiri yokken, nasıl oluyor da Ecevit’in yüzde 45’iyle, mukayese edilir?.. Kandır da kandır; ama kimse yemiyor?. Bir tek; Kemal bey!…

***

DEFNE HASTANESİ…

Önceki gün, Hatay’da inşa edilen Defne Hastanesi’nin açılışı vardı.. Canlı olarak, ekranda izledim.? Bir hastane nasıl da; “simgeleşti, deprem sürecinin, sosyal devlet anlayışının sembolü oldu” dedim kendi kendime!… Sonra, “siyasetteki peşin hükümlülük, haset ve nefret gözü ile dili” hastaneyi sembolleştirdi!..

***

Çünkü, muhalefet topyekün meseleye çullandı!.. Ama, sorgusuz, sualsiz, hesapsız, kitapsız, herhangi bir inceleme, yerinde görme, ne oluyor, ne bitiyor noktasında kıllarını kıpırdatmadan; söylendiler?.. “Yalan.. Yalan.. Külliyen yalan..” diyerek, “yalandan temel atıyorlar” manşetini attılar…

***

“Sahte temel atıyorlar”… Meclis kürsüsüne çıkıp, elinde fotoğraflarla “nerde temel, bu nasıl bir temel, hangi hastane” denilip duruldu…Yani salla da salla gitsin misali, ağızlarını köpürte köpürte, dillerine doladılar Defne Hastanesi’ni.. Ve önceki gün, “o sahte temel atıldı” denilen yerde kocaman inşa edilen hastanenin açılışı vardı?!..

***

Ki bu yazıyı kaleme alırken, “hastanede hizmet” verilmeye başlandı.. Yani, Defne hastanesi bir tabela değil, “depremin bir sembolü ve yaralarını saran, şifa veren, bir mekan.?” Ki, 90 günde inşa edilip, bitirildi.. Garip olan bir şey var ki; o da nasıl bir haset bu dedirtiyor değil?.. Çünkü, Defne ilçesinde Erdoğan’a çıkan oy yüzdesi, 8.. Kılıçdaroğlu’na ise, yüzde 90..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Galibiyetin de, yenilginin de sebebi vardır; o da mücadeledeki zafiyet ölçüsüdür?!…