FAHİŞ FİYAT VE BOYKOT!?..

Vaki değil, hayat pahalılığından dert yanmayan!? Ya da, gittiği bir mekanda gelen kabarık hesap karşısında kızarıp, morararak, kazıklandığını haykıran!.. Çarşı-pazardaki etiketlere veryansın eden edene!.. Kasap, manava, markete el insaf diyen..  Gittiği kahvehane veya cafede bir çay bardağı, 30-40 lira olur mu diyenlerin yüz ekşitmeleri!.. Ne yazık ki, akla ziyan bir soygun, bir söğüşleme, bir kazıklamadır almış başını gidiyor!..

***

Sözü bir bardak çaydan açtık!.. Diyarbakır’da, en kuytu, sinekli bakkal misali semtteki kahvehanede çay 7.5 liradan satılıyor.. Onu da düz hesap yapmışlar artık 10 lira.. Ne var ki, semtler, mekanlar, markalar değiştikçe bir bardak çayın fiyatı da bir o kadar artıyor.. Fiyat çok misli şekilde satışta, revaçta görüyor.. Cafelerde en düşük fiyat; 25-40 liradan başlıyor!

***

Fiyat denetimi, ya da standart ölçüsü bilinmez denklem misali, kim mekanına göre neyi fiyatlayabilirse!.. Halk deyimiyle kim kime dum duma, kim kimi kazıklarsa?.. Mesala, Sur’daki kahvehanedeki çay fiyatıyla, Hewsel ve On gözlü köprü bölgesindeki fiyat farklı.. Bağlar veya Yenişehir ile Kayapınar’daki bir mekanın çay veya diğer içeçek fiyatları hiçbir şekilde bir değil, hepsi farklı rakamlarda!.. Hele ki, 75’teki cafeler biri diğeriyle uçurum misali, fiyat farkıyla hesap işliyor?…

***

Diğer içeceklerin fiyatından söz etmiyorum, onlar katmanın da ötesinde!!.. Yabancı marka içecekler!!.. Nargileli mekanlar.. En düşük üç kişinin çay, kahve, su, maksimum hesap bin liradan aşağı değil!.. Son günlerde yoğun bir şekilde  bu minvalde fiyat kazıklamasıyla alakalı şikayet alıyorum!.. Hatta şikayet edenler şu notu düşüyorlar.. Muhatapların da bu mekanlarda cirit attığı bilinmesine rağmen denetim yok!!!.”

***

Eee, boşuna söylenmiş bir söz değil!.. Hali hazırdaki kimi idarecilerimiz bostan korkuluğu gibi!.. Yoksa, fırsatçılık belleyerek üretilen fahiş fiyat sistemine, dur denilebilirdi?.. Ama yok!.. Kimse fiili ve somut bir şekilde ne hikmetse meseleye odaklanmıyor.. Var olan da, dostlar alışverişte görsün misali!.. Sadece maddi ceza kesiliyor!.. Ki o ceza da bilahare hesaba kitlenerek, vatandaştan tahsil ediliyor?”..

***

Kazıklamaya mekan sahiplerinin ürettiği gerekçeler var!.. Kira, işçi ücreti, maliyetler, mekan, elektrik, su!.. Bir de ekliyorlar vergiiii!.. İzahat belki kayıt edilir, lakin çayın kilosu 70-100 lira iken.. Bir kilodan binlerce çay çıktığını da bilen biri olarak o bardak çayı 30-40 liraya satmanın izahı olabilir mi maliyetleri gerekçe göstererek!.. Yok!?..

 

***

Diyeceksiniz ki, salt çay mı, kahve mi, kek mi, pasta mı?.. Bila istisna hepsi.. Ya restoranlar.. Günü birlik fiyat değiştirdikleri gibi müşteriye göre de, hesap uygulanıyor?.. Kallavi misali.. En basit sıradan bir yemeğin fiyatı, 400 liradan başlıyor.. Ki lüks semtlerde bu fiyat iki üç misli!.. Zamlar furyasıyla alakalı denilen ne üzüm üzüme baka baka kararır diye!.. Zam yapan komşuyla yarışır kabilinde.. “Komşum zam yapar da ben yapmaz mıyım?.”

 ***

İşte bu noktada, son günlerde sosyal medya üzerinde bir örgütlenme başladı!.. Toplumsal tepki gösterme adına zamlara karşı, boykot çağrısı yapılıyor.. Etki domino taşı gibi, olursa bir sonuç alınabilir denildi?!.. Hayli destek gördü diyemiyorum?. Ki hafta sonu ülke genelinde fahiş fiyat uygulayan restoran, cafelere karşı girişilen kimi yerdeki boykotların dışında, “her şey bildik” gibi..

***

Lakin bizim sol, sosyalist, demokrat kesilen iktidar karşıtı kimi zat-ı muhteremlerin sergilediği tavır var?!.. Sanırsınız ki, o işletmelerin, o zincir mekanların sahibi gibi karşı refleks geliştirerek, bu boykot hükümetin işine yarar gibisinden laflar üreterek, boykotu anlamsızlaştırmaya çalıştılar.. Yazılı ve görsel medyada da aynı muhalefet var!.. Neymiş; “fiyatlar düşerse, enflasyon azalır, bu da hükümetin işine yarar?”…

***

“Boykot’un etkisiz kalmasındaki tek neden bu diyorum?”.? Yoksa iş başa düştü hakikatiyse, vatandaş bu boykotu genele yaymış ve yayar olsaydı; çok şey değişebilirdi?.. Ama yok.. Şimdi hükümetin işine yarar sözüne gelirsek..

***

İyi de, hükümet “ekonomideki sıkıntıları” inkar etmiyor ki?.. Gıda fiyatlarının çok yüksek olmadığını bilakis yüksek olduğunu kendisi de haykırarak, söylüyor?.. İşte önceki gün, 81 İlde cafe ve restoranlar denetlendi.. Her ne kadar davullu zurnalı olsa da, yapıldı?!.. Yani iktidar işin farkında.. Enflasyonun yüksek olduğunu, mutlaka düşürülmesi gerektiğini!…

***

Kaldı ki, görünen köy kılavuz istemez misali, her şey orta yerde!.. 31 Mart seçimlerinde “iktidarın” yenilgisinde en büyük payın da, hayat pahalılığı, fahiş fiyat ve ekonomideki sıkıntı ile enflasyon olduğunu kabul ediyor!.. Vatandaşın ortaya koyduğu tavır fırsatçılığa karşı bir tokattır icra edilen boykot!.. 

***

Karınca misali yangını söndürmeliyiz.. Ki tarafımız belli olsun.. Kim ülkeyi yangın yerine döndürmek istiyor, kim ülke yangın yerine dönsün istiyor ortaya çıksın!..  Vatandaştan gelen bu demokratik tavır, haklı tepkiyi kimsenin, saptırmasına gerek yok diyorum!!.. Üzerinden siyasi hesaplar devşirilmesin… Ne muhalefet, ne de iktidar!.. Bilmeleri gereken o fahiş fiyat uygulayanlarının bilaistisna hepsinin ilk muhatapları yerel yönetimlerdir, denetim mekanizmasını işletmesi gerekenlerdir..”

***

 

Demem o ki sokağın tepkisi ekonomideki girdaptan, hükümeti mazur görmek değildir.. Öyle de, görülmemeli, kabul edilmemelidir.. Ortada rasyonel olmayan, kim kimi kazıklarsa fikriyatının egemenlik kazandığı zamlara karşı, vatandaşlık hakkını ortaya koyarak, boykot ediliyor, dur denilmek isteniliyor olmasıdır.. İşin özeti bu!.. Boykot haklı bir direniştir.. Karşı çıkışlar, anti-demokratiktir!?..

***

ŞU BEKO AVANLAR YOK MU?..

Yine iş başındalar?. Ve yine zehir akıtıcı şekilde, ortamı germe adına enva-i söylem geliştiriyorlar!.. Şimdi ki hedefleri Erdoğan ile Özel’in yapacağı konuşulan, görüşme!.. Binbir Beko avanlıkla, bu görüşmeyi nasıl akamete uğratırız, engelleriz gayreti söz konusu!..

***

Oysa ki, bu görüşme, ülkenin ve milletin ali- menfaatine ilişkindir.. Görüşme, siyasetin o çatallı dili, yıkıcı, yakıcı, itici, öfke kemirgenliği yaratan, söylem ve eylemleri, atıla düşürecek.. Daha demokratik, çağdaş ve modern bir siyasi, atmosferin rüzgarı esecek!..

***

Ülkenin milli meselelerinde, iktidar ile muhalefetin ortak paydada buluşmasına, yeni diyalogların gelişmesine, çözüme odaklı, ortak aklın sarf edilmesine vesile olacak!?. Birlikte çözüm üretme kültürü geliştirilecek.. Ulusal çıkarları siyasi menfaat devşirme kodundan çıkarılacak!..

***

En önemlisi de, Özel, yerel seçimlerde kazandığı başarının taçlandırılmasıyla, göreceği muhataplıkla siyasi lidere dönüşme, dönüştürülme evresi, yol alacak.. Kazanım, muhalefetin hanesine artılar getirecek.. Ve yeni bir dil yeni bir üslup, yeni bir siyasi atmosfer, ülke sathına hakim olacak?…

***

Umarım böylesi bir atmosferden ülke ve milleti mevcut liderler mahrum bırakmaz!.. Tarafların kulvarındaki beko avanların gazına gelinmez!..

***

23 NİSAN..

Bugün, 23 Nisan.. Tüm çocukların, bayramını canı gönülden kutlarım!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Sosyal dertler büyüdükçe, insanlığın kıymeti harbiyesi de bitiyor!?…