DÜNYA’NIN YOZLAŞMIŞ SİSTEMİ 3.

Dünya ülkelerini ve vatansız ırkları parmağında oynatanların terk derdi para ve kâr mı?

Sadece para değil. Zaten 7 cetlerine yetecek kadar birikime sahipler. Osmanlı padişahlarına kendi kardeş ve evlatlarını öldürten ne idi ise bunların ki de o!

Hırs, güçlü olmak, en tepede olmak, hâkimiyet kurmak…

Sıradan insanlarla eşit statüde olmak onlara korkunç geliyor. Film senaryosu yazar gibi dünyanın toplumsal yapısını yazdılar ve oynattırıyorlar yüzyıllardır.

Önce kavramları ve ideolojileri yarattılar. İnsanları birbirinden ayırmanın en kolay yolu kavram yapıştırmak.

Siz Katoliksiniz, siz Müslümansınız, siz Kürtsünüz, siz rumsunuz, siz zencisiniz…

Oysa hepimiz doğduğumuzda sadece insandık, kavramlarla ayırdılar.

Ayırdıklarını birbirlerine düşürdüler, savaşanlara silah sattılar.

İlaç sektörlerine katkı için aşılarla otizmli bireyler yarattılar. Covid hâlâ devam ettiklerini gösterdi bizlere.

2 yılda aşısı bulunan Covid, 200 yıldır aşısı bulunamayan kanser hastalığı…

1940’larda Manhattan projesi ile ilk gerçek kitle imha silahı üretildi. Programda 130 bin insan yer aldı ve harcanan para milyon dolarlardı.

Bu kadar bilim insanı, mühendis, araştırmacı insanları öldürecek bir proje ile değil de kendi kendine yeten verimli bi dünyaya gidecek yol üzerinde çalışamaz mıy dı?

Demem o ki güç yapıları isteseydi petrole de ihtiyaç yoktu siyasete de.

Yeterli enerji kaynağı doğada var hem de tüm insanlığa yetecek kadar.

Yaradılışta her insanın içinde iyilik ve kötülük potansiyelleri mevcuttur.

Açlıkla, hastalıkla, savaşlarla, para kaygısıyla tüm dünya insanlarının içindeki kötülüğü açığa çıkardılar.

Tüm bu kaygılar ve olumsuzluklar olmasaydı insanoğlu daha huzurlu daha dingin olabilirdi.

Saldırmaya sebep olmayacaktı. Ancak insanların içindeki iyiliği açığa çıkarmak küreselcilerin umurunda değil. Çünkü onlara temiz toplum lazım değil.

Aksi halde gücü ve kontrolü kaybederler. Her sistemin olduğu gibi bu sisteminde sonu gelecek ve süreç çoktan başladı.

Günümüzde dünyada ki enflasyonun sıkıntının bir etkeni de ABD ekonomisinin inişe geçmiş olmasından kaynaklanıyor.

Tam da şu an yeni dünya düzenine geçiyorlar. Ama patronlar ve şirketler çok üzgünüm ki değişmeyecekler.

Tüm dünya ülkelerinde İnsanlık bütünlük ve beraberlik içinde ayaklanmadıkları müddetçe.

Ayaklanmaktan kastım sokaklara çıkıp slogan atmak değildir. Düzene dur diyeceksin eyvallah!

Yerine ne koyacaksın var mı zeka- bilgi- üretkenlik- alternatif enerji fikirleri, veyahut ekonomik düzen projeleri.

İşin başka ilginç yanı ne biliyor musunuz. Tüm bu yazdıklarımı 3 aşağı 5 yukarı dünya toplumları zaten biliyor. Yani bu bilgiler artık sır değil.

50’li 60’lı yıllarda derin devlet, küreselciler, Ortadoğu petrol hattını yönetenlerin koca dünyada sadece beş – altı aile olduğu sırdı.

Günümüzde sır değil ama değişen hiçbir şey yok. Sanırım bunun önlemini de almış olacaklar.

Öyle ya tüm insanlığı kaygılı, korkulu, paralı modern kölelere çevirmişler çoktan.

Fransız ihtilalini gerçekleştirenlerin kaybedecek hiçbir şeyleri yoktu, ama günümüz insanının var.

Modern evlerimiz, modern arabalarımız, çalıştığımız işyerleri 3 beş kuruş maaşımız var.

Bunlardan mahrum kalmak yarattıkları bağımlı ve duyarsız insanlığa korkunç geliyor.

Kendi kendimizi ne de güzel kandırıyoruz kâğıt üzerinde yazanlara inanmakla. Sosyal devlet, demokratik devlet, egemen devlet, cumhuriyet.

Dünya üzerinde birkaç ülkenin dışında egemen devlet yok! Cumhuriyetler yok!

Hepimiz federe devletleriz aslında, içeriye kısmen egemen dışa bağımlı.

Binlerce yıldır, bu kadar felaket üstüne felaket yaşanıyorken nasıl derler ki cumhuriyet, demokrasi.

Elin Amerikalısının doları yükseliyor ben bu sebepten burada rezil rüsva oluyorum.

Nerede egemenlik ben mi göremiyorum.

Ülke içinde de kendi kendimizi boşu boşuna yiyoruz. Tavanın değil tabanın değişmesi lazım, yani insanlığın yani zihniyetin…

KİTAP ÖNERİSİ: Travenian - ŞİBUMİ