EZO İLE LORİN

“ Ezo ile lorin kardeşti. Aynı çatı altında, aynı koşullarda, aynı odayı paylaşarak büyüdüler.

Ama papatya ve kaktüs kadar farklıydılar. Aynı yollardan yürüdüyseler bile doğaları bakımından birbirlerinin zıddıydılar.

Nereden doğduysa birkaç günlüğüne şehirden kaçıp doğa kampı yapmaya karar verdiler. Ve yıllar sonra o kampta birbirlerini tanıdılar, birbirlerinin us dehlizlerine indiler.”

Ezo, arabayı kullanıyordu asfalt yoldan çıkmışlardı. 2 tarafı sedir ağaçlarıyla kaplı yoldan fırlayan taşlar aracın tabanına çarpıp durdu.

Lorin; ablasına neden çocukları getirmediğini sordu.

Benim tek misyonum annelik mi diye yanıt verdi ezo?

Lorin ablasının gerildiğini hissetti ve sustu, hep gergindir zaten diye düşündü.

Neden gergindir diye düşünmedi

Akşam çadırın önünde sessizliğin tadını çıkarıyorlardı. Ezo bir anda neden evlenmedin diye sordu.

Lorin; 27sine kadar kısmetim çıkmadı sonrasında da çok akıllandım dedi.

Birisini bundan baba olmaz diye eledim. (Kediyi tekmeleyip çitin dışına çıkarmıştı)

Birisini kapitalist diye eledim. (Aslında ihtiyacı olmayan metaları sırf moda diye alıyordu)

Bir diğerini maddi değerleri manevi değerlerden üstün gördüğünden eledim. (Devlet hastanelerine gitmeye utanıyordu,

başı ağrısa özel hastanelerdeydi kol gibi faturayı ödeyince baş ağrısı geçiyordu.)

Ötekini okumuyor diye eledim, berikini üretken çalışkan değil diye eledim.

Hastalanmıştım bir gün ertesi güne iyileşip iyileşmediğimi merak etmediği için eledim.

Yakışıklı olmadığı için elediğimde oldu. :)

Bak günün sonunda yalnız kaldın dedi ablası.

_Sende yalnızsın!

Buz gibi soğuk bir rüzgâr esti, Ezo bunun farkındaydı ama dışardan görülmüyor sanıyordu.

Aksini ispatlayacak gücü ve kelimeleri olmadığından “hep böyle şımarık ve çok bilmişsin “ deyiverdi.

Öfkeni doğru yere kanalize etmezsen döner yine seni bulur ve seni çürütür.

Benim şımarık olduğumu düşünüyorsan senin de şımartılmaya ihtiyacın var demektir.

Benim rahat oluşum seni rahatsız ediyor abla neden biliyor musun?

Senin de hayatını gevşetmeye ihtiyacın var.

Öyle mi? Hangi kitap da yazıyor.

Peki ya rahatlık bana seçenek olarak sunulmuyorsa o zaman ne yapabilirim.

Bana bağlı bir sürü hayat varken onca sorumlulukla nasıl gevşeyebilirim buna bir çözümün var mı?

Lorin; işte tüm bunları hayatına o sorumlulukları almadan önce düşünecektin.

_Yolda karşına çıkacak olan dikenler yolun başında görünmüyor şekerim, yola çıktıktan sonra anlıyorsun.

Tabi sen hiç cesaret edip yola çıkmadığın için bilemiyorsun.

Çatının altındaki insan sayısının azlığı senin bencilliğini körüklüyor kardeşim.

Dünyanın öbür ucunda açılan bir sergiden ya da yeni çıkan bir kitaptan, bilimsel makalelerden haberin var ama yanı başındaki bir insanoğlunun acısından haberin yok.

Şaşırdı Lorin kendi içine yolculuk yapardı da özeleştiri yapamazdı.

Gergin abla bombardımana devam ediyordu;

Sevdin mi hiç kimseyi?

Gözlerinde kayboldun mu bir erkeğin, törpülenmesi gereken huyları var ama canı sağ olsun dedin mi tek bir Allah’ın kuluna.

45 yıldır denizin kıyısında durup, denize açılırsan başına gelebilecekleri düşünüyorsun.

 

Herkes kendi yazgısının suçlusudur” diye düşündü Lorin.

Bunca suçlama hayatımın geri kalanını bir tek adama vakfetmediğim evlilik diye adlandırdığınız kuruma adım atmadığım için mi?

Ezo; biz dâhil hiç kimseyi sevmediğin ve bencil olduğun için.

_ sevmek ve anlamak aynı şeyler değil, seviyorum ama anlamakta güçlük çekiyorum sizleri.

Bir partneri kastediyorsan sevdiklerimde oldu elbet ama takdir edersin ki birine duyduğun sevgi asla ömürlük olamıyor.

 Sevmesini bilememişsin gerçekten kalpten sevsen ömürlük olurdu.

Peki, bir şey soracağım; duygular mı aşkı doğurur düşünceler mi?

Yani bir kadın veya erkeği düşündükçe, hayal ettikçe kafa yordukça mı aşk gelişir yoksa duygular itenek olduğu için mi birini sürekli düşünmeye başlarsın.

Dedi lorin.

_ Bak işte yine konuyu bilimsel araştırmaya çevirdin. Hayatını da böyle yaşıyorsun. Yaşa gitsin neden sürekli bir tez anti tez geliştiriyorsun.

Gülüşürler, Ezo kırıcı konuştuğunun farkına varır.

İstersen mahallenin köşesindeki fırıncıyı her gün düşün bak bakalım âşık oluyor musun?

Bilimsel olarak çözmeyince için rahatlamaz senin.

Kızma, sen benim gibi temkinli değildin üzerinde düşünmeden kararlar aldın yaşadın ve tükettin ama memnun değilsin hayatından.

_ haklısın TEMKİN bana 30’lu yaşlardan sonra ulaştı artık çok geçti.

Farklı yollardan yürüyüp yine muvaffak olamadıysak,

 Demek ki hayatın bi yapılacaklar listesi yok. Belki de hayatın dinamiği böyle tatmin ya da mutlu olmak tamamen rastlantısallık ilkesine bağlı.