GELECEĞİN MESLEKLERİ

Ülke çapında yıllardır meslek edinme ve tatmin olma konusunda kısır döngülü bir sistemimiz var.

Bilmiyorum farkında mıyız yeni dünya düzeni inşa ediliyor.

Gençlerimiz bu geleneksel konumda iken bile iş bulma, meslek seçme noktasında bunca sıkıntı yaşıyorken globalleşen dünyaya nasıl ayak uyduracak.

Otonom üretim (insanların yerini robotların alacak olması), yapay zekâ, CRISPR gen teknolojisi, nano teknoloji (maddenin 1 ile 100 nanometre boyutlarındaki davranışları anlama ve kontrol etme bilimi)

Ve tüm mesleklerin bu sayılanlarla ilişkili hale gelmesi zorunluluğu. Bunlar henüz bizim adapte olmak zorunda kalacağımız konular değil.

Otonom üretime geçmeye Çin, Almanya, ABD geçmek zorunda. Çünkü yaşlı nüfusları çoğunlukta.

Aktif, iş yapacak genç nüfusları az. Gelişmiş ülkelerin işçi açığı var bu boşluğu robotlarla doldurmak zorundalar.

Ufaktan bizde de işçi açığı oluşmaya başladı. Sebep genç nüfusun olmayışı değil genç nüfusumuzun komple üniversite sonrasında da Kpss sınavlarıyla oyalanması.

Ülke geneli gençlerin mühendis, memur, bankacı, öğretmen masa başı iş tercih ediyor olması.

‘Memur olma’ zihniyetimizi rafa kaldırma zamanının geldiğini bilmem neden göremiyoruz.

Sabah 8 akşam 5 bir yere kapanmak en son tercih edilebilecek iş konumu olması gerekirken biz can atıyoruz.

Hayal dünyamız küççük ve o kadar odaklıyız ki ekmek parasına…

Büyük hayaller zaman alır zannediyoruz hâlbuki 5 defa üst üste Kpss ye hazırlanmak daha çok zaman alıyor.

Türkiye de bir yığın Suriyeli ve Afgan’ın işçi statüsü ile çalışma sebebi bizim gençlerimizin işçilik yapmak istememesi.

Başka pencereden bakınca haksız da değiller onca emekle üniversite okuduktan sonra gidip marangozluk yapıp tarla sürmek ağır geliyor olabilir.

Ama 20-30 yıl sonra göreceksiniz tarlada çalışmak, ekip biçmeyi öğrenmek, bilumum mesleklerden daha değerli olacak.

Bugün maden mühendisleri işsiz, ziraat – inşaat mühendisleri işsiz, öğretmenlik okuyanlar işsiz, işletme mezunları işsiz, ekonomi siyaset bilimleri okuyanlar işsiz…

Ağlamanın dövünmenin kazanımı yok.

Rüzgâr hangi yönden geliyorsa yelkenimizi ona göre ayarlamak zorundayız yoksa tekne alabora olur.

Şu devletten torpil bulma arayışımızdan da bir vazgeçsek.

Gençler! Zaten farkındaysanız özelleşe özelleşe devletin elinde yakın gelecekte hatırı sayılır kurum kalmayacak.

Geçmişe baktığımızda kaloriferci- sobacı babanın oğlu yine sobacı olurdu.

Tesisatçının oğlu yine tesisatçı, esnafın oğlu yine baba mesleğini devam ettirirdi. Bugün tüm babaların oğlu ya da kızı üniversite okuyor.

El emeği gerektiren tüm sektörlerde ciddi kalifiye eleman sıkıntısı bu yüzden.

Üniversite her daim teorik bilgi yükler. Elin ve kafan çalışmazsa diploma pratikte çok da işe yaramayacaktır.

Tabi ki üniversite okumayın diyemeyiz EĞİTİM ŞART ama yetmiyor.

Her şeyden önce her ne okuyorsanız ona kaynak yapmak amacıyla, bilişim dijital teknolojiler, bilgisayar kullanımı öğrenmek şart oldu.

Çünkü tıptan tutun da tarıma kadar tüm meslekler artık teknoloji ile ilişikli.

Hangi alanlara yönelmek gerekir. Küçük bir ipucu:

Sürü hangi alana yöneliyorsa siz tam tersi bir alana yönelin

Dahası tarım ölmez, ticaret ölmez, sağlık ölmez, bilişim ve yapay zeka zaten yeni doğdu sayılır. Gençler üniversite bittikten sonra öylece durup atama bekliyorlar.

Beklemeyin harekete geçin. Sertifika veren çeşitli meslek kuruluşlar araştırılmalı, pratikte işe yarayacak zanaatlar öğrenmeli.

Şunu da unutmamalı yakın gelecekte geleneksel yollarla öğrenilmiş, tamircilik de işe yaramayacak. Evimizde işyerimizde kullandığımız aletlere bakın hemen hepsi akıllı.

Bilişim dolgulu klimacılık, elektrikçilik uygulamak gerekecek.

Mühendislikler çeşitli alt dallara bölünecek; yeşil enerji mühendisliği, atık yönetimi mühendisliği gibi.

Çünkü fosil yakıtlardan yavaş yavaş vazgeçiliyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim gerçekleşecek.

Özetle çağı takip edip çağa ayak uydurduktan sonra muvaffak olunur.

KİTAP ÖNERİSİ:

BAB-I ESRAR _ AHMET ÜMİT