İYİNİN VE KÖTÜNÜN MATEMATİĞİ

Herkes bir parça suçlu bir parça masum iken, bi nebze hasetli bi nebze doğru iken, birazcık namussuzluk yapıverip, birazcık da yardımseverlik yaparken.

Bazı kitlelere zulüm dağıtırken kendi kitlesine aş verenler…

İyilik mi başarılı oluyor, kazanıyor yoksa kötülük mü? İstisnalar olsa da kötüler ve kötülük kazanıyor maalesef. Yazarın biri şöyle diyordu;

“kötülüğün başarılı olması iyi organize edilmiş olmasından kaynaklanır

İhalelere fesat karıştırıp hile ile milyon dolarlar kazanırken, Cuma vakti koşa koşa camiye gidenler…

Heybelerinde bir iyilik bir kötülük…

Evdeki eşini hunharca döven evde terör estiren komşumu bir gün, çekçekli arabada patates satan arabası devrilince, patatesleri yaşlı satıcı ile birlikte toplayıp arabaya dizdiğini amcaya para verip gönderdiğini görünce düşünmüştüm.

Hangi iyilik kaç kötülüğü örter.

Doğrularda değişken, iyilik kötülük kavramları da öznel ve değişken.

Birine ihanet edip diğerine sadık kalınılabiliniyor.

Adamın teki ticaret ile uğraşıyor, 80 öncesi olsa her ürünü ancak % 30 – 35 kârla satabilirdi.

Bugün % 150 kârla satıyor. Ve kazandığı paralarla annesini hacca gönderiyor.

Bayramda seyranda alt gelir grubuna erzak göndermeyi de ihmal etmiyor.

Yıllar önce bir filmde görmüştüm, gardiyan çocuğuna akıllı telefon alabilmek için hırsızlık yapmıştı.

Kamuya göre kötülük, çocuğunu ise mutlu etmişti.

Gel de çık bu hesabın içinden.

Beyin bilimciler bile diyor ki beklentisiz iyilik yapmak beyinde ki iyi hissettirici tüm kimyasallarımızın miktarının artmasını sağlar.

Ama kaynaklar ve öğretiler demiyor ki 10 tane nane ye, sonra elini yıkamak için birilerinin hayatına yardımcı ol.

Sanırım elde olmayan faktörler de söz konusu. Bir takım kurulu organizasyon ve sistemler insanları kötülüğün içine çekiyor.

Kötü diye adlandırdığımız durumlar da nedensiz değildir çoğunlukla.

İten güç ya da sebep vardır.

Klişe bi örnek olacak ama 2 çocuk aynı anda denize düşüyor. Biri sizin çocuğunuz diğerini tanımıyorsunuz.

Ne olursa olsun kendi çocuğunuzu öncelikle kurtarırsınız. Temel olarak bundan da anlaşılıyor ki

EN iyiyi değil kendinden olanı seçmeye ayarlanmış bir sistem içerimizde çalışıyor.

Adaletin yeryüzünde sağlanamamasına saşmamak gerek zira adaleti sağlamak namümküne yakındır.

İyilik adı altında yapılanların her kesime hitap etmesi olanaksızdır. Birileri mutlaka mağdur olacaktır.

Bir firma düşünün el değiştiriyor revizyona giderek tüm işçileri işten çıkarıyor.

Yerlerine yeni işçiler alıyor. İşten çıkarılan işçilerin evinde sıkıntı huzursuzluk hakimken, çünkü bu onlara göre kötülüktür.

Yeni işe başlayan işçilerin evlerinde şenlik vardır onlara göre ise iyiliktir.

Kötülüğü de iyiliği de yapan makam aynıdır.

Bu hep böyledir birileri yolda kalmadan birileri yol alamaz.

Suçlu yok, haklı çok, rastlantısallık diz boyu.

Sokrates der ki “haksızlık elde etme fırsatını bulan herkes haksızlık edecektir.

İster doğru insan ister eğri insan olsun bu değişmez.

Eğri insanların her zaman kazanacağını para kazanmaya başlayınca etrafında ki

insanlara da ister istemez yarar sağlayacağını iyilik yaptıkça etrafındakiler tarafından daha çok sevileceğini takdir kazanacağını

Hatta kurbanlar kesip adaklar adayınca Allah’ın yanında bile yer yapacağını savunur.”

Oysaki yola haksızlık ve eğrilikle çıkılmıştı. İlginç geliyor ama demek ki zaman zaman kötülükten de iyilik doğabiliyor.

İyi insan olacağınıza, öyle bir noktaya taşıyın ki dünyayı iyilik beklenmesin.