UCUZ OLAN TEK ŞEY PARAMIZ

Bu yazıyı haftalardır erteliyorum, belki durumlar düzelir diye, ekonomi akımına kapılıp saydırmanın manası yok diye. Bu kadar kısa vadede böyle büyük beklentiler içine girmemi saflığıma verin.

En ucuz süt paketi 8 lira, yumurta kolisi ben bu yazıyı hazırlarken 40 liraydı.

Küçücük ekmek bizim buralarda 5 lira, normal semt pazarı fiyatları organik pazarların iki katına çıktı.

Herhangi bir sebze ya da meyvenin fiyatı 10-15 liradan aşağı değil.

Esnafın vicdanı nerede?  _ Lağvedilmiş.

Enflasyon nerede?   _ Arşa çıkmış.

Arşta kimler var?  _ Yanıp bitip kül olmuşlar.

Okul kantinlerinde üç liralık tost on lira oldu.

Kilogramı 50 lira olan Türk kahvesinin bugünkü kilogram fiyatı 150 lira.

Kahvede içivermeyin demeleri yakındır.

Bizim doğu bölgelerinde Karadeniz çayı tüketilmez, kaçak çay içilir. (kaçak dediysem gayet de legal, ithal çay) 80 liraydı önceleri şimdi ki kilogramı 160 lira.

3 kilo patates yerine 1 kilo alınıyor.

4 kilogramlık çamaşır deterjanı 20 li rakamlardan 70 li rakamlara çıktı.

Bunların fiyatlarını ne diye tek tek yazmış sanki bilinmiyor mu diye sorarsanız; geleceğe kanıt biriktiriyorum.

Bir depo benzin ya da mazot 700 ile 1.500 lira arasında arabadan arabaya değişiyor.

Çift araç kullanan aileler 2. Arabayı garaja kaldırdı. Tek araba ile çıkılıyor.

Lüks olmayan bir mağazada çocuk montu fiyatının iki ay içerisinde 4 defa arttığını gözlemledim.

Bir kesim yeni bot, kaban, kıyafet almayıp eskileri giymeye devam kararı alırken, bir kesim fiyatlar daha da artacak korkusuyla kredi kartlarına yüklenip hunharca alışveriş yapıyor.

Böyle bir durumda halkı eleştirmeye kimsenin hakkı yok, sersem oldu insanlar ne yapacaklarını bilmiyorlar.

İnsanların çaresizliğini yağ kuyruklarında gördük. Fırsat ekonomistleri sosyal medyadan düğmeye basıp insanları marketlere yağları talan etmeye yönlendirdi.

Hepiniz biliyorsunuz talep çok olursa fiyat artar.

Esnaf çok acımasız, esnafın mal aldığı üretici de, ürün gönderen fabrikatörlerde az değil.

Fabrikaların hammadde tedarikçileri daha acımasız böyle böyle kısır döngü devam eder yumurtanın pahalılığı tavuktan sorulur.

Enflasyon bize ayar çekiyor.

Bu fahiş zamların altında ezilenler maaşla çalışanlar, memurlar, asgari ücretliler,

Çünkü 3 günde bir maaşlara zam yapan yok ama madde fiyatları 3 günde bir zamlanıyor.

Ama esnafın durumunun kötü olduğundan bahsetmesin kimse serbest piyasaya dayamışlar sırtlarını çok güzel kilitliyorlar.

Han çakal hancı çakal!

Avrupa da enflasyon rakamları yüksekmiş gibi argümanlar halkı teselli etmiyor.

Enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara indireceğiz vaadine yürekten inanmak istiyoruz.

Ha bir isteğimiz daha var. Stokçulara uygulanan cezaların özelleşen Türk Elektrik Kurumuna da uygulanmasını istiyoruz.

Bu arada doğalgaz faturaları ev kiralarına yetişmek üzere doğalgaz da dışa bağımlı olduğumuzdan onlara ceza kesemiyoruz.

Yaşı 45’ten büyükler ekonomik kriz ve buhranlar görmüşlerdir. Bizim kuşak böylesine şiddetli mali kriz ve enflasyon atağı görmemişti.

Göreceğimiz varmış. Ne yapılmalı?

Naçizane fikrim. Bir ekonomi komitesi kurulmalı.

Türkiye de ehil ekonomistler, ehil stratejistler mevcut.

Kendi youtube kanallarında, sosyal medya da konuşup konuşup bizler gibi yerine oturuyorlar. Hükümet böyle beyinlerden neden faydalanmıyor.

Bu ehil adamları ekonomi komitesinde görevlendirmeli ve hükümet de en azından bir dönem bir kısım vergilerden feragat etmeli.

Çok büyük sonuçlar doğurmaz çünkü dünya ekonomisine bağlıyız. En azından yara bandı olabilir.