YOKSULLUK SEBEP CAHİLLİK SONUÇ MU?
Son zamanlarda taktım cahillik mi fakirliği getiriyor yoksa fakirlik mi cahilliği doğuruyor.
Şimdi diyelim maddi kaynaklarınız sınırlı ancak yeme içme barınma sorunlarını halledebiliyorsunuz. Okumaya araştırmaya,
sosyalleşmeye, yeni şehirler görmeye, edebi felsefi sohbetler yapmaya ne vaktiniz ne de imkanınız var.
Bir işçi sabah 8 akşam 6 ağır bir işte çalışıyorsa, akşamın geri kalan vaktinde kültürünü geliştirmek derdine düşemiyor mu?
Yani bu sadece maddi imkansızlıktan ve yorgunluktan mı?
Yoksa çevresinde sosyalleşip aydınlanabileceği bir toplum olmadığından mı?
Ayrıca burada cahilliğin tanımını da yapmalıyım çünkü eğitim görüp at gözlüleriyle bakan cahillerden bahsetmiyorum.
Benim bahsettiğim okumayan araştırmayan, gündemden haberi olmayan, bilgi edinmeye vakti olmayan sadece yeme içme uyuma ritüellerini yerine getirebilen kesim.
Cahil kalmakta ısrar ettikleri vakit fakirlik de yakalarından düşmez.
Dünya her geçen gün kendini yeniliyor, yeni imkânlar, teknolojik gelişmeler, başvuruları bir günde dolan iş fırsatları, kurslar, seminerler vs.
Hala bilgisayarın tuşlarına basmayı bilmeyen insanlar var. Oysaki hemen hemen tüm işlemler artık online.
Anadolu’nun herhangi bir şehrinde günlüğü 250 liraya amelelik yapan Ahmet ile yine başka bir şehirde oturduğu koltukta 5 saatte bitirdiği web sayfası projesini
2.500 liraya satan Ahmet arasındaki tek fark kendini geliştirmek değişen dünyaya ayak uydurmaktır.
Yoksulluk her zaman olmasa da kader değil seçimdir. Tembellik de başka bir değişken olarak sahnededir.
Az la yetinirsen hep yerinde sayarsın, her anlamda hem bilgi dağarcığı bakımından hem maddi kaynaklar bakımından…
Seçim sonrası toplumda yoksul kesime bir tür linç kampanyası güdülüyor.
“Ekmek 10 lira mı olmuş 20 olsun… beter olsunlar… dolar mı yükselmiş arşa çıksın inşallah.” Bu söylemleri duymuşsunuzdur.
Ak partinin yüksek oy aldığı şehirlerde et balık kurumlarının önündeki uzun kuyruklar sosyal medya ya düşüyor.
Bunca yokluk çekenler nasıl oluyor da iktidar partiye tekrar oy veriyor? Diye soruların ardı arkası kesilmiyor.
Kendi fikrimi söyleyeyim, bu insanları starbucks kahvenin 90 liraya çıkması ilgilendirmiyor çünkü kahve 30 lira iken de starbucks kahve içmiyorlardı.
Sadece şimdi değil daha önce de et balık kurumunun önünde kuyruğa girip et alıyorlardı.
Yoksul olana yoksulluğu anlatamazsın çünkü varlığı bilmiyor.
Ev fiyatları 5 milyona dayanmış. Fakir zaten o evler 800 bin iken de lüks sitelerde ev almayı planlamıyordu o sitelerin aidatını güvenlik masrafını falan filanını karşılayamaz ki.
5 yıl önce ki ekonomi de de tatile gidemiyordu şimdide gidemiyor.
Fakirlikten öte birde fakirlik psikolojisi var, eline ailesiyle tatile gidebileceği para geçse bile tatil için harcamaya eli gitmez.
Ya daha kötü günler için arkasına atar ya da evinin çatısını yaptırır.
Iphone tlf alamamak yoksul insanın derdi değil. (bunlar orta tabakanın derdi)
Ha diyeceksiniz temel ihtiyaç maddeleri de zamlandı artık onlarda alınamıyor.
Evet doğru ama yoksul tabakanın sosyal yardım parası var iyi kötü bir işi de var yetiniyor.
Bu ülkede kim olursan ne olursan ol ilgili kuruluşlara yoksul ve çaresiz olduğunu belgelediğin takdirde sosyal yardım parası alırsın.
Ve ister kabul edin ister etmeyin bizim insanımız kanaatkâr ve çileye alışık.
Yoksulluk yahut cahillik yüzünden hayatından zerre kadar keyif, tat alamadan ölüp giden nice insanlar oldu yüzyıllardır.
Sadece bir öğün yemek 2 parça elbise, bir aylık kira için fabrikalarda, tarlalarda yıllarca çalışıp bi restoranda yemek yeme lüksüne bile erişemeden hayatını noktalayan insanlar için içim sızlıyor.
Tarihsel olarak bakıldığında önceki yüzyıllara göre şimdinin insanları kesinlikle daha şanslı.
Yoksulluk tembellik, cahillik varlık sahasını korusalar da 200 yıl öncenin yoksulluğu ile bugünün yoksulluğu aynı şey değil.
Bugünün fakirlik kapısını araladığınızda arkasında ya tembelliği ya bilgisizliği bulursunuz.