KIYIDA KENARDA BİR MESELE Mİ?
CHP’nin bugün AK Parti ile “kürt sorunu” konusundaki önerilerini sunmak için aldığı randevu gerçekleşiyor.
Bakalım 10 maddelik çözüm önerisinde neler olacak?
Bu randevu,ülkenin en önemli sorunlarından birtanesi olan “kürt sorunu” nun çözümü konusunda “diyalog” yolunun tekrar açılması açısından önemli bir girişimdir.
Her ne kadar CHP’nin bu yaklaşımına MHP kapıları tamamen kapatmışsa da,bu konuda farklı bir yaklaşım beklemek hayal niteliği taşımaktadır.
Konu ile ilgili olarak Güneydoğu penceresinden CHP’nin girişimine bir bakmak gerekecektir:
Öncelikle, CHP’nin bölgeden milletvekillerinin bulunmadığı ortada.Teşkilatların dağıtıldığı,parti tabanında bir “inanç eksililiği” nin yanında ,parti teşkilatlarının da “çalışmadığı” görülüyor.
Hele hele ,bölgenin en önemli ilinin parti yönetiminin görevden alınması ve sonrasındaki olumsuz gelişmeler kamuoyu tarafından yakından bilinmektedir.
Dikkat edilirse CHP,bölgede “bilinmekte”, “takip” edilmemektedir.
Kürt sorunu konusunda uzun yıllar açıklamaları ile bilinen Sezgin TANRIKULU’nın seçilemeyeceğini bilerek İstanbul’dan aday olması dahi, CHP’nin bir umudunun bulunmadığını ve “havlu attığı” nın açık bir delili olsa gerektir.Bu açıklamayı “kıyılar” açıklaması ile birlikte değerlendirdiğimizde tutarlı kabul etmek gerekecektir.
Zaten,bölgeden değil de “kıyı”dan milletvekili seçilmesi ,aday belirleme sürecinde parti merkezinde de ciddi eleştiriler alındığı bilinmektedir.
Bunun gibi, “vefa” duygusunun da özellikle yıllarca en zor dönemde CHP’yi temsil eden Değer ailesinin bir çırpıda dışlanması gözden kaçmamaktadır.
Olumsuz daha birçok konudan bahsedilebilir.
Peki hiç mi olumlu bir gelişme yok?
Biraz düşündüm,gezdim,çay içtim,tekrar yazımın başına geçtim.Vallahi bulamadım.
***
Seçimler öncesiydi.Söz TV’de bir açık otururumda CHP’de genel Başkan Yardımcısı görevinde bulunmuş,MKYK üyesi İzmir milletvekili Prof.Dr.Oğuz OYAN ile MKYK üyesi Adıyaman milletvekili ile seçimleri konuşuyorduk.
O hafta, Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun “Kürt sorununu kıyılar çözer” açıklamasını Genel Başkan Kemal KILIÇDAROĞLU’da tekrar etmişti.
Kendilerine bu konuyu sordum.Kendileri böyle bir açıklamadan haberdar olmadıklarını ancak bunun anlamının şu olacağını belirttiler:
“Kıyılar,Türkiye’nin aydınlık yüzüdür.Eğitim seviyesi ve aydın kesim kıyılarda bulunuyor.Burada yaşayanlar eğer bu soruna el atarlarsa,bu sorun çözülür” dediler.
Şuna getirmek istiyorlardı.CHP kıyılardan oy alıyor.Burada yaşayanların bu soruna kafa yormaları gereklidir.
Şaşırmıştım.Nasıl olurda CHP gibi bir partinin güneydoğu müfettişi,partide üst düzeyde görev almış,milletvekili ve en önemlisi bir akademisyen bu kadar olaya “basit” yaklaşabiliyordu.
Programda aynen: “Hocam,siz canlı yayında açıkça bölge insanına hakaret ediyorsunuz.Bunu kabul etmem mümkün değil” dedim.
Devamla,
“Siz yalnızca kıyılardan medet umuyorsunuz.Onun için iktidar olamıyorsunuz.İktidar olmak için tüm vatandaşlar ve bölgelerden oy almalısınız.Kıyıların ülkenin aydınlık yüzü olduğu ve eğitimli aydınların bulunduğu tespitini nereden çıkarttınız?Bu tespit kökten yanlıştır.Bu bölge insanı belirttiğinizin aksine aydın görüşlü,eğitimli ve bilinçli insanlardır.Bu yaklaşımınız ile kıyılar dışında yaşayanları-bölgemiz dahil-cahil ve bu sorunu çözemeyenler olarak değerlendirdiniz.Bunu kabul edemem” diyerek tepki gösterdim.
Nitekim, son milletvekili genel seçimlerinde CHP kıyılarda da hüsrana uğradı.Beklediğini elde edemedi.Güneydoğu’dan da milletvekili çıkartamadı.Tabelalar indirildi.Yöneticiler istifa etti.
Belirtilen mantık kabul edilirse kıyılar kaybedildiğine göre,CHP için “kürt sorunu” da çözülemeyecektir.
CHP önce,bölgeye çıkartma yapmalı,nerede yanlış yaptığını bizzat bölge insanına sormalıdır.Ankara ayağı mutlaka vardır,olmalıdır.
Ama ,uzaktan “davulun sesi hoş geliyor”
Farklı sesleri kısarak,bölge sorunlarına “kıyıda kenarda kalan” basit bir mesele olarak bakarak bir sonuca ulaşamayacağını anlaması gereklidir.
Ama,CHP diyorsa ki,ben iktidar olmak istemiyorum.Benim mesleğim “ana muhalefet”
Hadi, o zaman kolay gelsin.