BU NE YAMAN ÇELİŞKİ ANNE

Liyakatın, başarının en önemli şartıdır: Bilgi,,

En önemli hazinedir aynı zamanda,

Tabi ki anlayana.

Bugün teknoloji çağında yaşıyoruz.

Sürekli bir gelişme sözkonusu, tabi bunlar hayatımızı kolaylaştırsa da yeni problemler yarattığı tartışma götürmez bir vakıa. Sosyal olaylar, siyasal,ekonomik, hukuki problemler gittikçe artmakta.

Bu sorunlarla karşılaşıldığında ilk yapılması gereken nedir diye sorsanız.

Cevap : Bir bilene sormalı!

Onun için eskiden;en iyi avukat,en iyi doktor,en iyi mühendis,en iyi öğretmen,en iyi terzi… aranırdı hemen.

Şimdilerde bu iş o kadar kolay değil. Dikkat edin.

Hergün farklı hukuki sorunlarla birçok insan çözüm için başvuruyor bizlere.

Çıkan sonuç: Hemen hemen tüm alanlarda kalitenin düştüğüdür.

Bunları sıralamaya gerek yok. Değişik meslek gruplarındaki arkadaşlarımı da karşıma almak istemiyorum. Zaten konu bireysel bir konu da değil.

“Birleşik kaplar” misali, toplumsal alanın hemen her yerinde,değişik meslek alanlarındaki kişiler bundan şikayetçi değil midir?

Başarılı, idealist, meslek uzmanlık ve etiğini yaşatmak isteyen ilkeli insanlara diyecek lafımız yok.

Ya diğerleri? Hayatın tüm alanlarında bir deformasyon yaşandığı gerçek.

****

Bill Gates bilgisayar çağında yarattığı eseri ile dünyanın en zengin insanı haline geldi.

Faceebook ‘u bulan gençte öyle.

“(Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür), yoksa gece vakitlerinde, secde halinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki: ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’ Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.” (39,Zümer,9)

Bilenle bilmeyen bir olur mu diyor yüce kitap.

Yine, (Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder.) [Nisa 58]

Yani yüce kitap, işi ehline verilmesini emrediyor.

“OKU! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle (yazmayı) öğreten Rab’bin, en büyük kerem sahibidir.”

Alak Suresi 96/3-4-5

Yüce kitabımızın  ilk emri oku(İKRA) dır.

“İlim Çin’de de olsa alınız” demekte, önemli bir hadis.

Bunların bir önemi olmalı bence…

*******

Sormak lazım neden fende, teknolojide, sağlıkta, hukukta, önemli eserle buluşlar yok.

Çünkü kafa kol işleri her yerde var.

Bizim işimiz birbirimizle uğraşmak,hayatın çetin sorunları ile değil.

Öyle olmasına öyle de,belirtilen ilkeler ne derecede gözetiliyor,günlük yaşamda.

Artık maşallah vakıf üniversitelerinin artışı ile birlikte ülke bir mezunlar yığınına dönüştü.

Bu sefer yeni bir sorun başladı.

Eskiden üniversite sınavlarındaki başarısı ile ülkenin en prestijli üniversitelerine giren,parlak dereceler ile  bitiren başarılı gençler, bu sefer kendilerini kötü hissetmeye başladılar.

Kamuda iş sınırlı,özelde kafa kol işleri ile zaten büyük şirketlerde iş bulunmakta.

Olan gariban, sahipsiz, fakir fukara  çocuğuna oluyor.

Öyle ya, artık iyi bir lise, iyi bir üniversite mezunu olmak hiçte önemli değil.

“Parayı veren düdüğü çalıyor.”

Yine, gücü elinde bulunduranlar ticarette ön planda,siyasette, sivil toplumda, yine güçlüler öne çıkmış durumda …

O zaman ne gerek var bunca çabaya dirsek çürütmeye, heyecana, azme, çalışmaya…

Pırıl pırıl gençlere bakıyorum.

Üniversite anfilerinde idealist gençlerin heyecanlı bir o kadar duyarlı konuşmaları,yüksek puanları çekmeleri beni mutlu ederken, okul bittikten sonra hayat sınavında  “o” çekmeleri beni bin kat üzmekte.

Ahmet Kaya’nın şarkısı geldi aklıma “Bu ne yaman çelişki anne!”

Ahmet Kaya derken,

Haa …o  değil miydi Kürtçe şarkı söylediği için çatal yağmuruna tutulan, yurtdışına kaçan.

Ve aynı kişinin öldükten sonra hala dinlenen şarkıları.

Bakıyorsunuz pırıl pırıl gençlere, hayattan pek fazla beklentileri yok.

Varsa yoksa ,zenginlik, lüks, para, marka..

Ha… bir de kafası çalışanı buldular mı..

Askerde “Jandarma” yapıyorlar ve bir de “enayi” damgasını vuruyorlar!

Enayi sizsiniz, cahiller

Başkalarının başına basa basa,başkalarının emeğini gasp ederek, çıktığınız basamaklar, yediğiniz lokmalar boğazınızdan rahat geçiyor mu?

Ha, oturduğunuz koltukların daimi olmadığını biliyorsunuz değil mi?

Koltuğunuzun sağlam olmadığını biliyorsunuz değil mi?

Sizin saltanatınız daha güçlü birinin gelmesi ile bitiyor çünkü.

Bu korku size yeter.