BARIŞA İNANMAMAK HAYAL OLUR
Ülkede barış adına olumlu şeyler oluyor,
Bir tarafta “akil insanlar”, bölgelerinde halkın nabzını tutmaya çalışırken,diğer tarafta sivil toplum kuruluşlarının desteği artarak devam ediyor.
Tabi sürece katkı sunmayan,katkı sunmayı bir tarafa bırakın,anlamsız birşekilde karşı gelen CHP ve MHP ve tabanın,süreci germeye yönelik davranışlarının, halkın genelinde tepki gördüğünü söyleyebilirim.
Bu barışın kime veya neye zararı var?Bunu açıkça izah etmeleri gerekir.
Ölenler bu ülkenin insanı değil miydi?Bu çocuklar ,bu ülkenin analarının evlatları değil mi?
4 aydan bu yana ölümün olmaması önemli değil mi?
Tabi çatışmadan,kavgadan ,ölümlerden gözyaşlarından nemalan kesimlerin, sürece dinamitin fitilini yakmalarını anlamak zor olmasa gerektir.
Allah’tan bu fitil dinamite hiçte yaklaşamıyor.
Artık yaklaşması da mümkün değil.
Bir kere sürecin “şeffaf” ,halkın gözü önünde yapılması önemli.
Sonra,BDP’nin bu süreçte olumlu yaklaşımını da takdirle karşılamak gerekli.
BDP,sürece destek vermediği takdirde,tabanından önemli bir kayış olacağının farkında.
Zira,önünde bir yerel seçim de var
Belediyelerin icraatları da hiçte iç açıcı değil.
Bu sürece destek vermedikleri takdirde :
“Yerel hizmetleri,genel politikalara karşı feda ettik.Yerel icraatlarınızı bugüne kadar eleştirmedik.Eğer,barışa katkı sunmuyorsanız,sizin samimiyetinizden kuşku duyuyoruz.”
diyebilecek uyanık bir kesimin karşısında olduklarının farkındalar.Tabi bu kayış ,bölgede genel siyasetin tamamen değişmesine yönelik “tarihi” bir olay niteliğini kazanacaktır.
Yalnız bu mu?Hayır.
Bugün, Diyarbakır cezaevine gidiniz,uyuşturucu,gasp ve hırsızlıktan tutuklu veya mahkum gençleri görürsünüz.
Uzun yıllardır yaşanan,köyden kente göç olsusu ile birlikte ekonomik,sosyal,hukuki,psikolojik,sosyal sorunların getirdiği büyük resim, farklı olayların yaşanmasına neden olabilir.
Bugüne kadar bunlarla fazla ilgilenilmedi.Enerji hep savaşa harcandı.
Ama artık, “barış” ile birlikte huzur ortamında yapılacak çalışmalar,yatırımlar ile bu sorunlar da çözülecektir.
Devlette bunu farkında,bölgede siyaset yapan siyasi partiler,sivil toplum kuruluşları da bunun farkında.
Artık sloganın,taşın,biber gazının ,panzerin,silahın mekap ayakkabının dönemi değil.
Bugün barışın,kardeşliğin,huzurun,müziğin,halayın,sevincin,mutluluğun dönemi olmalıdır.
BDP’liler bunun da farkındalar.
Abdullah ÖCALAN ve Kandil arasında mekik dokumaları,Parti yöneticilerinin İfadelerindeki yumuşaklık bunun yansıması…yalnız bu mu?
Osman BAYDEMİR’in Habertürk programında Nevruz meydanında Türk bayrağının bulunmaması eleştirini haklı bulması,Atatürk’ün Diyarbakır’a gelişinde uzun yıllardan bu yana görülmeyen bir şekilde,Belediye binasının dışına Türk bayrağı asılması,nevruz sürecinde BDP’nin kutlamalar esnasında provokasyonlar/olaylar olacağına yönelik gerekli tedbirlerin alınması için İçişleri Bakanlığı’na dosya sunması,Osman Baydemirin Surlarla ilgili olarak Dışişleri bakanı ile görüşmesi hep barış sürecine olumlu yansımaları olan yaklaşımlar olsa gerek.
Aynı çizgiden gelen Partilerinin Kongrelerinde Türk bayraklarının indirildiği,bayrakla sürekli sorunlu olan bir geçmiş,her nevruzda yaşanan olaylarda kendilerine siyaseten malzeme çıkaran,12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği görüşmelerine katılmayarak parti kapatma davalarını zorlaştıran hükmün geçmesini engelleyerek, tarihi bir çelişki yaşayan/yaşatan BDP’nin eskiye göre bu tavırlarını karşılatırdığımızda:
“ Barışa İnanmamak Hayal Olur.”
Not:Uzay TV-Söz TV Ortak yayınında gerçekleştirdiğim “AYDIN BAKIŞ” programım,20.30-22.30 arasındadır.