NE MUTLU BİZE

İnsanlar, yaşadığı yerin ve insanlığın sorunları ile ilgilenmeli,

Onlara duyarsız kalmamalı, diye düşünürüm,hep.

Bu konuda bir yaraya merhem olan insanlara da hayranlığım vardır.

Bunun aksine, yalnızca kendini düşünen,kendi menfaatlerini ön planda

tutan insanlara da antipatim.

Tabi ki,insanın egosu her şeyi “Nalıncı Keseri” gibi kendine doğru kesmeyi

alışkanlık edinir .

Kendisinin dışında da koca bir insanlığın olduğunu da unutur.

İşte egoları güçlü olanlar,hep kendilerinin kazanmasını , kendi dediklerinin yerine getirilmesini

isterler.

Onların yanlış yapma  şansı yoktur.

Güç(para,makam,şan şöhret…)onlarda olduğu için; en doğru sözü onlar

söylerler,en komik fıkrayı onlar anlatır,en iyi kararı onlaralır, büyük makamlar onlarındır.

En fazla para ,en iyi iş,en güzel eş onlarındır/olmalıdır.

Onlar dışında kimsenin varlığı yokluğu belli değildir.

Dış dünyadaki diğer insanlar;koyun,maraba,köle,işçi,hizmetkarlardır.

MFÖ grubunun şarkısında olduğu gibi; “Peki Peki Anladık,…….Sen

Neymişsin Be Abi”

 

***

Oysa,”kazın ayağı” öyle değildir,çoğu zaman,söyledikleri de  doğru değildir,anlattıkları

komik,.hayata bakış açıları da hiç gerçekçi değildir.

Diğer insanlar da; ne köle,maraba ne de aptaldırlar aslında.

Onlar aslında herşeyin farkındadır.

Ama, elleri mahkum,dilleri kısadır.

Bu insanların etrafında onlara “Kral çıplak”

diyecek bir dostları da yoktur ne yazık ki?

Bu tiplerin  etrafından; soytarılar ,şakşakçılar,yerel ifade ile  “tırşıkçılar” hiç eksik olmaz.

Ve anlattığımız gerçekliklerin  farkına ancak düştükleri zaman varırlar.

Oysa, gerçek dostlar bugünler için vardır.Yanlış yaptığı zaman onları uyardıkları,gerçekleri,

 doğruları söyledikleri zaman dosttur,akrabadır,arkadaştır.

Arabayı devirdikten sonra yolu gösteren çok olur.

Bu nedenle,güçlüler her zaman haklı mıdır?Bu sistemde evet.,ama gerçekte hayır.

Bu sistemde olsa da ilahi adalet, mutlaka tecelli edecektir.

Zulmedenler, haksızlık yapanlar mutlaka yaptıklarının cezalarını çekeceklerdir.

 

İnananlar için bu önemli bir  düsturdur.

Ama unutulmamalıdır ki “Zulm İle Abad Olmaz.”

Bakın, insanlığa zulüm eden  o diktatörler neredeler şimdi?

 

 

***

Gelelim başka bir konuya,

Usta çırağına sanatını, profesör asistanına bilgisini, cerrah öğrencisine tekniğini öğretmezse, ne yapayım

o bilgiyi, makamı,unvanı.

Bugüne kadar hukuk ve diğer fakültelerde yetiştirdiğim birçok öğrencim, hakim, milletvekili, vali

yardımcısı, kaymakam ,avukat, öğretmen, müfettiş ve birçok meslek sahibi oldular.

Gördüğümde kendileri ile gurur duyduğumu hep ifade ettim.

Şu anda avukatlık mesleğini yerine getirmemden ötürü yakın zamanda ziyaretime gelen ve şu anda

avukatlık yapan eski öğrencim-meslektaşımın şu sözleri beni çok duygulandırdı,sizinle paylaşmak

istedim:

 

 

 “Hocam,dersinizi hep zevkle dinledim ve bir derste çok önemli sorunlarla ilgili bir

çözüm yönteminizi olduğu gibi uyguladım ve hep başarılı oldum.Size teşekkür ederim.”

 

Benim o andaki duygularımı ifade etmem mümkün değil,aynen şu anda olayı yazarken duyduğum

mutluluk ve heyecan gibi.

Hocaların en mutlu olduğu konudur,eski öğrencilerin  ifade ettikleri bu tür

Sözler.

Ülkenin değişik adliyelerinde hakim,avukat  ve diğer meslek mensubu meslektaşlarımın

gösterdiği sevgi ve saygı da beni ziyadesi ile mutlu etmektedir.

Demek ki,hocaya hürmet,sevgi ve saygı halen devam etmekte.

Halen güzel değerleri yaşıyor ve yaşatabiliyorsak ne mutlu bize!

 

*****

 Bu arada sevgili dostum işadamı KODOOĞLU Grup Yönetim Kurulu Başkanı, Tarkan

KADOOĞLU,TUSİAD Yönetim Kuruluna seçildi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu üyeliği ve "Bölgesel Kalkınma Politikaları ve İş Dünyası Kuruluşları ile İlişkiler Komisyonu Başkanlığı"na seçildi.

Kendisi ile iftihar ediyoruz.

Kendisi aynı zamanda Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED) Yönetim Kurulu başkanlığını yürütmekte, başarılı çalışmalara imza atmakta.

Bölgemiz ve ülkemiz için duyarlı, genç  ve başarılı dostum, Güneydoğunun gururu, kardeşime başarılar diliyorum.