Görüş Bildir
7 Haziran 2023 Çarşamba
  • Dolar
  • 22,15
  • Euro
  • 23,79
  • C
  • 2297,61
  • Bist 100
  • 5388,80
  • ALTIN/ONS
  • 1963,93
  • BRENT
  • 75,93
  • DOĞALGAZ
  • 2,32
17 °C açık

KALEMİN DİLİ

Ömer Büyüktimur

omerbuyuktimur@hotmail.com

BU NE SİNMİŞLİK BÖYLE?..

Diyarbakır’ın özeline ilişkin, izlenimim hali hazırda böyle!!!.. AK Parti’nin teşkilat ve seçim havası, pek tabi ki aday adaylığına teveccüh noktasında; “bir sinmişlik, çekince ve kaybedişlik havası esiyor…” Bir isteksizlik, bir gönülsüzlük, bir boşvermişlik ve rehavete kapılmışlık var!…

***

Ne yerele özgü, ne de parti merkezli genel bir siyaset üretimi yok!.. Dinamizmden, uzak!.. Aktifliği boşvermiş.. Kent adına, seçmen ve partili düzeyinde hamle geliştirme, yok!.. İçe kapanık, amaçtan yoksun.. Gayesiz ve hedefsiz.. Sanırsınız ki, ölü toprağa atılmış gibi bir hal var.. 

***

Toplumsal bir sinerji yaratma olmadığı gibi, seçmeni ardından yürüten de yok!.. Sanki, seçmene, oya, sandığa ihtiyaç yok!.. Bir doymuşluk kabadayılığı var.. Benim seçmene değil, seçmenin bana muhtaçlığı var denir gibi.. Kapılar kapalı, kişisel bir hesap, ego ve üstünlük sınıflığıyla hareket ediliyor…

***

Davayı omuzlama, oy tercihini artırma, sorumluluk üstlenme hali ne gezer!.. Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “omuzundan yük alma gaye ve düşüncenin zerresi, ikmal edilmiyor.. “ Böyle gelmiş, böyle gider, küçük olsun, benim olsun, başkası olmasın, sırttan geçinme mantığı güdülüyor!… Bağımlılık sirayeti..

***

Yani “zaaflar zinciri” her şeyi kilitlemiş, atıl hale getirmiş!.. İş, aş, rant, menfaat odaklı bir zaaflar sofrasında, kim nerden, hangi kurumdan, neyi alabilirimin uğraşında?.. Zihinlerin odaklandığı nokta; “bu aşta benim payım nedir?..” Ötesi sorgulanmıyor.. Tabi bir de, kişilerin anıldıkları durumlar var ki, o apayrı mide bozucu!..  Yanıt veren de yok, “denir ya sükut ikrardan gelir?”

***

Gelirsek aday adayı başvurularına!.. Kişileri tenzih ediyorum.. Galiba, teşkilat ve Diyarbakır’daki esen siyasi rüzgarın getirisi, olsa gerek ki, “teveccüh yok, kaçış var.?” Çok da geçmişe, eskilere gitmek istemiyorum!.. Sadece bir önceki seçimdeki “aday adayı başvuruları ile, bugünkü başvuruları karşılaştıralım diyorum” yeter de artar..

***

Ki bu seçim için; “ülkenin ve milletin bekaa” meselesi diye yüklenen anlama rağmen adaylık başvurularında büyük bir düşüş söz konusu..  Önceki seçimde, 230’ları aşan başvuruda, şimdi 89.. Ki bu rakamdan 10 kişi de, başvurusu Diyarbakır’dan ama “seçime girecek il tercihi, ilk etapta başka il..” Yani, 79 kişi başvurmuş!…

***

Bu ilgisizliğin elbette ki, sandığa etkisi olacaktır.. Ama ne kadar, ölçüsü ne olur, onu kestirmek zor!.. Zaten günü geldiğinde; o bilahare sorgulanıp, hesabı sorulacaktır.. Listenin şekillenmesine gelince hafta sonu “temayül yoklaması” var.. Ki, hep ifade etmişim önceki seçim listelerinden edilen tecrübeyle, nafiledir böylesi bir yoklama!.. Denir ya adet yerini bulsun!..

***

Netice itibariyle izlenimim bu yönde… Kim katılık, kim katılır her görüşe açığım.. Umarım mevcut hal devam etmez.. Bir planları, bir diriliş, aktiflik, dinamizmleri vardır.. Eğer yok ise.. Mevcut hal devam ettirilecekse.. Görüntülere yansıyan “kılavuzlar” söz sahibi ve yönlendirici olarak, öne çıkacaklarsa!.. Twitter üzerinden siyaset yapılacaksa.. Yani, “zaaflar zinciri” kendini diri tutarsa, vay ki vay hallerine olur!..

***

Bırakın mevcut 79 kişi içerisinden liste çıkarmak!… En tepe isimler dahil; listelere konulsa da, çıkacak sonuç, elde edilecek netice nafileden öteye gitmez!.. Çünkü; “hedefe odaklı, seçim kazanmaya yönelik” bir azim, istek ve mücadele ruhu gerekli.. Ne hazin ki sahada yansıyan o ruh yok.. Bizden dostça bir izlenim aktarımı!..

***

BİNALİ YILDIRIM MI?..

Diyarbakır’ın liste başı “abi koltuğu” için, AK Parti’de arayış var.. Ki bu yönde kulisler hayli hararetli.. Bir çok isimden söz ediliyor… Binali Yıldırım mı, Bekir Bozdağ mı, Numan Kurtulmuş mu, Abdulhamit Gül mü?.. Efkan Ala’nın ismini zikreden de var..

***

Zikredilen isimler, AK Parti’nin Diyarbakır’da teşkilatın zaaflarını minimize edecek, planın envanterini teşkil edecek gibi!.. Sonuç verici olur mu?!.. Verir mi vermez mi bilmem, ama doku itibariyle Diyarbakır’ın sağ partiler noktasında; yerliye meyil ettiğini de unutmamak lazım.. 7 Haziran seçimlerinden ders çıkarmak gerekir.. Sizce…

***

DAĞINIK SİYASET…

Altılı masa!.. Şimdi yedi oldu.. Mevcut dağınık siyasetleri ne getirir, kazanç sağlar mı!?.. Zor gibi.. Görünen o ki; “işin mutfağındakilere” bir hayrı yok.. Ki böyle de, neticelenecek!.. Onlara yar olmayan siyaset, ahaliye mi, yar olacak..? Ne mümkün?…

***

Öyle ya!…İktidara gelmek için her yolu mübah görünen dağınık siyasette, yol yürüyenle dostluğu baki olur mu?!.. Vaki değil.. Olmaz, olmamıştır da!.. Çünkü, menfaat önceliklidir..  Benim payım, senin payın.. Eee, “kardeşi kardeşe kırdıran da” bu!..

***

Ötekisini, berisini tıklamayan “dağınık siyasetin” ülkeye ve millete, “umut bağlayıcılığı” olabilir mi?!.. Ya da, sulhu, selameti, huzuru, istikrarı sağlar mı?.. Benden no!.. Ki, beklemek de, hayalcilik olur!… Yanlış mıyım!…

***

İŞKENCE Mİ?!..

Lice’de 14 yaşındaki F.K isimli çocuğa yapılanları basında gördük, okuduk!.. Kim ne derse desin; “insanlık dışı, vahşi bir muamele?”.. Haşat edilmiş çocuk.. İster işkence deyin, ister darp deyin?!.. Her ne derseniz deyin; “kabul edilemezdir, 14 yaşındaki bir cocuğa bunun yapılması”.. Suçu her neyi, içerirse içersin, bu yapılamaz?!… Gördüğü muamele, F.K’da yarattığı travma, tez be tez silinmez!

***

Hiç bir polis!.. Ya da güvenlik görevlisi.. Böylesi; “insanlık dışı” muamelede bulunma, yetkisine ve selahiyetine de sahip değildir.. Kaldı ki, bu bir yetişkin olsa bile; böylesi bir muameleyi hak etmiyor.. Cumhuriyet başsavcılığı soruşturma başlatmış.. İl Emniyet Müdürlüğü de; idari yönde tahkikat yürütüyor!.. İki kurumun tepe ismi bu konularda hassastırlar..

***

Gerek, Başsavcı Mustafa Çelenk ve gerekse İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya.. İkisi de, tavizsizkar değiller.. Elbette sorumluları ortaya çıkar. Ve hak ettiği; cezayı alırlar diye düşünüyorum.. Tabi bu vakıa üzerinden de, devleti, onun polis teşkilatını da “aynı kefeye koyup”, bütünlükçü yaklaşım göstermekte; “adil bir duruş” içermez, olamaz da!.. Böylesi bir bakış ve tavır,  “işkence suçunu işleyenle eşdeğer olur.. “Ne diyoruz; suç da, suçlu da bireyseldir?!… Değişmeyen, sorgulanan anlayıştır!?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Menfaat odaklı her ortaklığın sonu; husumetliği doğurmuştur…

 


Bu Makale 3948 kere okunmuştur.