SONUÇLARIN, PARTİLERE HAYKIRDIKLARI!…

Lügatımıza mal olmuş, bir deyiştir.. Denir ki; “olan olmuştur, olacak olan da olmuştur!..” Ahali, 31 Mart’ta dediğini demiştir?.. Bundan sonrası, muhatapların kendilerine, özgü çıkaracakları, derslerdir.. Ve tabi ki, Türkiye’nin ileriye dönük seyrinde, belirlenecek, rotalardır?..

***

Yerelin icra ettiği demokrasi sınavında, seçimleri etkileyecek, sonuçlara halel getirici, herhangi bir hadisenin vücut bulmaması, önemli!.. Bu da toplumsal olgunluğumuzu göstermektedir.? Her ne kadar, kırsalda feodalitenin ekseninde, muhtarlık seçimleriyle ilgili münferit hadiseler yaşandıysa da; kazasız-belasız bir seçim oldu!..

***

Sandığın verdiği hüküm, hangi parti için nasıl bir ölçü içeriyorsa içersin, bilaistisna herkesin milletin iradesine saygı göstermesi gerekir.. Demokrasinin olgunluğu da bunu gerektirir.. Ki siyasi akıl işletenler seçim sonuçları üzerinden kavga etmez!.. Sandıktan çıkandan, ders çıkarır..! Bir sonraki sınavda, başarılı olabilmeyi hedeflemeli!..

***

Hal-i hazırda genel tablo şunu haykırıyor!.. Bu seçimin kazananı CHP’dir!.. Ama siyasi aklı ve söylemi değil.. Yeniden Refah Partisi seçimin kazananıdır!.. Lakin siyasi stratejisinin hamlelerinin getirisi değil!.. Peki seçimin kaybedeni kimdir?.. AK Parti’dir, İyi Parti’dir, MHP’dir.. Ve tabi ki, DEM Partinin bizatihi kendisidir?!..

***

ÇIKARILACAK DERSLER!..

AK PARTİ… 9 Ay’da ne oldu da, bu kadar yüksek dozajlı bir kayıp yaşandı?.. 14-28 Mayıs’ta, hem Meclis’te çoğunluk alındı.. Hem de Cumhurbaşkanlığında fark atılarak, kazanıldı.. 22 yıllık soluksuz iktidarın seyrinde bu başarının ardından gelen yenilgi bir uyarıdır.. Yani sarı kart gösterildi!?.

***

Bu sert uyarının altındaki imza da; ekonomi politikalarıdır!.. Sebep, sonuç ilişkisine bağlı; faiz ve döviz.. Hayat pahalılığı.. Ve emeklilerin hayatlarının son deminde; izah edilemeyecek düzeyde, dışlanmışlığıdır.. Ki, AK Parti’yi var eden, kesintisiz iktidar yoluna vize veren bir kesimin  protestosu!..”

***

14-28 Mayıs’ta neden bu fatura kesilmedi  derseniz?!.. Ülkenin ali menfaati için, istikrarı, istiklali ve istikbali gözetti.. O günkü manşetler neydi milletin demokrasisinde; ülkenin bekası çıktı.. Yerel yönetimler merkezi yönetimin kontrolünde olması münasebetiyle  bu sarı kartın mahiyeti, 2028’e mesajdır..

***

Emekli, ekonomik politikalar ve hayat pahalılığı!. Yani, tencere-tava, mutfaktaki alev yangını körükleyeni yaktı.. Buna, ilaveten, hak, hukuk, adalet ve eşitlik noktasındaki, arıza-i durumlar!.. Özellikle de, Cumhur ittifakının, Kürtler eksenindeki sosyolojik etkileri ve tepkileri!?…

***

Ve en çok sorgulanan, vurgulanan, son iki seçimde sıkça da, seslendirilen, AK Parti’nin kurucu kodlarından hızla uzaklaşır olması!.. Paranın, makamın, iktidar sarhoşluğunun getirdiği zafiyetler, keyfiyetlere dair, seçmeni de benden başkasına mı verecek noktasındaki, çantada keklik gafleti!..

***

MHP’nin milliyetçilik ruhunu, kendi sosyolojik karakterine etki ve enjeksiyonlu, teşkilat yapılarını, ikmal etmesi!.. Gönül birliği ve vefanın zıttı duruş!.. Sokağın sesini parti tabanının serzenişini, kadrolar ve teşkilatların iç ve kişisel hesapların ihtirasıyla, oluşturulan kibirler abideliği!..

***

İşte tüm bunlar “22 yıllık iktidar yorgunluğuyla kimlik bulan dejenere halet-i ruhiyeyle taban, ayağını denk al, bu bir uyarıdır.. Aksi takdirde, ilk sandıkta kırmızı kart geliyor” dedi.. Ki Türkiye’nin siyasi tarihine baktığınızda nice iktidar olan ve bugün esamesi okunmayan çok partiler var!..

***

Şunu da not düşmekte fayda var!.. AK Parti hal-i hazırda hala, kendini diri ve ayakta görüyorsa, bunun tek gayretkeşi vardır.. O da, Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sandığa gitmeyen, 7-8 milyon civarındaki seçmenin de, duygu selinde şu haykırış oldu.. Bu seçim reis seçimi değil..

***

Ama akabinde amma velakin deyip, seslendi!.. “Bu seçimde, reisi oylamıyoruz.. Nasıl olsa, 5 yılı var..Ama, yaşadıklarımız hiç de yaşanılır bir hal değildir.. Bunun için de, uyarmamız lazım, hem kendisine hem de kadrosuna, çeki düzen versin..” Velhasıl bir çok faktör sıralayabiliriz, ama en önemlileri bunlar!

***

DEM PARTİ… Kesin olmayan sonuçlara baktığımızda, oy kaybı yaşayan partilerin başında geldiği gibi adaylar düzeyinde de, kendi kendini inkara meyil edici oldu tartışması var!.. Her ne kadar, elinden kayyım politikasıyla alınan il ve ilçeleri geri aldıysa da son seçimde tüm handikaplara rağmen yüzde 8-9 bandında aldığı oy, yerelde yüzde 4 civarında bir kayıpla, yüzde 5.5’lere gerilediği gözardı edilemez!!..

***

Batı illeri.. Hele ki, İstanbul’da, yüzde 1.5’lara düşmesi.. Sosyolojik yönde, izahı gerekli!.. Kent uzlaşısı denilen stratejinin akıl babası Kandil ve Avrupa’nın, burda seçime çaldığı mayanın tuttuğunu söyleyebiliriz.. CHP’nin batı illeri endeksli ittifakı, devam etsin diyenler kazandı!.. Bunun başını da, DEM’i teslim alan; Türk Solu kadrosu!..

***

Doğu ve Güneydoğu’ya gelince!.. Bunu, Diyarbakır ekseninde de okuyabiliriz.. Ki, Eğil’i kaptırdığını görüyoruz.. Hatta, Batman, Mardin, Hakkari ve Van da dahil.. DEM’in uzun süredir kendi içinde fırtına yaratıcı olan, Türk solu ile müstakileşelim diyen Kürtlerin”q çekişmesini de, bu seçim sonuçları farklı ikazlarla ortaya çıkardığını görüyoruz!?.

***

Şöyle ki.. Batı illerinde, Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık.? Hatta Selahattin Demirtaş dahil olmak üzere; “biz bize yeteriz, müstakilleşelim” diyenler olarak ağır yenilgi aldığını söyleyebiliriz!.. Nitekim, DEM’in İstanbul Adayı Meral Beştaş’ın tavşan adayı söylemi, bu minvalde tecillendi.! Dile kolay partisinin yüzde 7 oranındaki seçmeni ona oy vermedi?!

***

Kürt bölgesindeki, katılım düşüklüğü kadar DEM’in oy kaybını da görmek gerekir!?. Diyarbakır özelinde baktığımızda, kırsaldaki katılım ile, merkez dört ilçedeki seçmen katılımı arasında, yüzde 15-20’lik bir fark var?.. Kırsal yüksek, şehir düşük!.. Bir önceki oy potansiyeli.. Ki 2019’u da, gözüne aldığımızda; hatırı sayılır bir oy kaybı da var!..

***

Bu da DEM için bir ikaz, bir sarı kart mahiyetli!.. Nedenler zinciri yüksek.. Ama en çok, ön seçim, kent uzlaşısı üzerindeki gelişen handikaplar!.. Şunu net ifade edebilirim.. AK Parti’nin sosyolojik yöndeki stratejik hataları ve de kayyım politikası olmamış olsaydı, öyle inanıyorum ki DEM Parti mevcut Türk soluna olan biat ediciliğiyle en büyük hezimeti yaşayan parti olarak tarihe geçerdi!..

***

Bu seçimde alınan başarının da, yerel yönetimlere dair DEM’in ortaya koyacağı politika ve stratejiler açısından da bir sonraki seçim yönünde, ayağını denk almadır.. Bu sana son kredimiz.. Neyse, zaman her şeyin en güzel deşifresi olması münasebetiyle, dersler alınır mı göreceğiz!…

***

İYİ PARTİ VE MHP.. Oyları eriyen partiler kervanı içerisinde yer alıyor!?. Yeniden Refah Partisinin dirilmesi de; Ak parti küskünleri olarak görmek gerekir.? Tipik olarak, MHP’den kaçanların İyi Parti’yi büyütmesi gibi.. Hep derim; küçük partilerin hareketlenmesi, siyasetin saman alevidir?.. Çünkü kalıcı değil, oylar hep ödünçtür..

***

Nedeni de?.? Mevcut hal-i hazırdaki ülke yönetim sistemidir.. Yani Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi.. Ki bugün karşımıza çıkan oy dağılımı tablosu, bunu açıkça ifade diyor.. Türkiye hızla iki partili sisteme doğru gidiyor..  CHP ve AK Parti bir iki puan fark olsa da başa baş gidiyor.. Ama üçüncü partiyle aralarındaki oy farkına bakıldığında yüzde 30’un üzerinde bir makas farkı var?..

***

Netice itibariyle!.. 31 Mart’taki sandık, iki tarihi öne çıkardı!. Bir CHP, 70 yıllık siyasi zaman tarihinde, 1977’deki başarıyı akla getirdi.. AK Parti’ye bugün gösterilen sarı kart ise 1994’te, CHP/SHP’ye gösterilmişti.. Ve şu okkalı sözcük, 9 ay sonra olsa da, tencere ve tavanın götürmeyeceği iktidar yokturu tekerrür ettirdi.!

***

Demem o ki, dersler alınacak çok yönlü bir seçim, geride kaldı!.. Peki, Erdoğan’ın balkon konuşması bize neyi anlatıyor?!.. Birileri tek adam, diktatör gibi yakıştırmalar ortaya koysa da, demokrasiye ve sandığa olan inanç ve saygı düzeyini, balkon konuşmasında, hissettim!..

***

Birincisi, bir parti olarak, irtifa kaybını kabul etti!.. İkinci, milletle inatlaşmanın yarar değil, zarar verici olduğunu söyledi.. Üç, ki en önemlisi.. Parti içi özeleştirinin mutlaka yapılması gerektiği.. Seçmene saygı, rakiplerini kutlama, toplumsal yönde de kucaklayıcı bir profil çizdi!?.. Beklenen ve olması gereken bir siyasi duruş!.. Eee; lider olmanın karakteri bu olsa gerek!..

***

ÖZEL, İMAMOĞLU, YAVAŞ VE AKŞENER..

Özgür Özel.. Kılıçdaroğlu’na yönelik kumpas operasyonuyla, CHP’in başına geçti.? Kukla Başkan denildi.. Ama ilk seçim sınavında aldığı başarıyla“tüm bunları, siyasetin dondurucusuna bıraktı.. Tabi şimdilik.. Karnesinde, ilk girdiği seçimde CHP’ye zafer kazandıran, rüştünü ispatlayan, bir lider oldu.

***

İmamoğlu ve Mansur Yavaş!.. 14 Mayıs’taki şirinlikleri, 28 Mayıs’taki şımarıklığın cezasıyla, bu adamlardan bir şey çıkmaz savı, gelen sonuçla, atıla düştü.. Onlar da Türkiye siyasetinin artık, önemli aktör ve mihenk taşları haline geldi!.. Koltuk sarhoşluğuna kendilerine kaptırmaz iseler!?.

***

Akşener!.. Kendi beyanıyla bu seçimi kaybedersek, gider evime otururum demişti.. Ki seçim sonucu da, bu adresi gösterdi.. Resmen ve alenen, hem kendisi hem de partisi bitti.. Önümüzdeki uzun uzadıya 5 yılı okuduğumuzda siyasette ayakta kalması, direnç göstermesi mümkün değil.. Bu iş burda bitti..

***

Uzun uzadıya bir yazı oldu.. Ki daha konuşacaklarımız var.. Kazananları tebrik ediyoruz.. İlimiz ve ülkemize hayırlı olsun.. Umarız, demokrasinin olgunluğu içerisinde, oturacakları koltukları, ülkenin ve milletin ali menfaatine kullanırlar.. Siyasi saiklere kurban vermez, ideolojik intikamcılığa meyil etmezler!.. Kaybedenler açısından da söylenecek söz!.. Neden kaybettikleri konusunda, hem kendi iç muhasebelerini, hem de çevresel faktörlerin etkisini, irdeleyip sorgulamaları lazım…

***

Çünkü bu seçmenin ve sandığın şakası yoktur. Seçmenin de kimseye iltiması yoktur…Her ne koşul olursa olsun illa ki kendi baktığı yerden hak ettiğine hak ettiği kadar değer veriyor. Nokta…

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Olan olmuştur, olacak olan da, olmuş ve olacaktır?..