VELİLERİN SERZENİŞİ!?..

Önceki gün bir öğrenci velisi ziyarete geldi!.. Ziyaret nedeni farklı idiyse de, öğrenci, öğretmen, okul, veli ilişkileriyle alakalı anlattıkları, irkiltti beni!.. Yok daha neler demek zorunda kaldım!.. Dinledim ve notumu aldım, özellikle akran zorbalığı ve buna dair idari bakışın, ne olmuş ki tavrı?! Dedikleri şu..

***

Oğlum, bu yıl 1. sınıfa başladı!.. Elit bir semtte oturuyoruz.. Okul da, özel okul..  İlk günler, hayli neşeliydi.. Okula gidebilmek için, sabırsızlanıyordu?.. Okul yakındı.. mesafe kısa olması nedeniyle; kendim okula götürüp, getiriyordum!.. Servise gerek duymadık.. 1 ay geçtikten sonra, okul da yakında olduğu için, yalnız gider misin dedim giderim dedi.. Ki 50 metre uzaklıkta bile değil okul.. Ve öyle gitmeye başladı..

***

Hafta sonu tatildi, evde oturmuş, işlerle meşgul iken, baktım bizim çocuk bacağını tutarak dolaşıyor.. Hayırdır.. Neyin var dedim.. Verdiği cevap şu; arkadaşlarımla, tekmeleme oyunu oynuyoruz.. O nasıl oyun dedim?.. Kaçtı..  Peşinden gidip, baktım bacağı hayli morarmış şekilde doktora gittik, ilaç  verdi!.. Kullanıp bir kaç gün sonra iyileşti..

***

Bir hafta sonra veli toplantısı vardı!.. Gittim.. Büyük bir hışımla olayı anlattım.? Velilerin tepki göstereceğini, bu nedir deyip, öğretmen ve idareye seslerini yükselteceklerini düşünürken, ne olmuş ki, tavrıyla karşılaştım.. Kimi veliler, umursamazlık içerisinde; ne olmuş yani.. Sizin çocuğunuza biri vurmuşsa, o da iki kere vursun yanıtı geldi.. Oğluma öğretmenine şikayet et diyorum, yok anne söylersem, kızar.. Daha fazla  ayağıma tekme atarlar diyor..

***

Öğretmenin tutumuna baktım!.. Velilerden beter.. O da, normal karşılar misali bir tavırla, okul burası, her öğrencinin başına bir öğretmen, güvenlikçi dikemeyiz ki!.. Kısmi olarak haklı gözükse de, canı yanın evlat olunca tahammül etmek zordur.. Okul idaresiyle mevzuyu konuştum, tepki aynı!… Veli toplantısında ailelere çocuklarınızı uyarın demekle kaldım ama kim dinler?.

***

Bu vakıa, sınıfla sınırlı!.. Peki ya, teneffüslerde yaşananlar.. Özellikle de akranların sergilediği zorbalıklar?.. Konuştuğumuz veliyle birlikte ziyarete gelen, kendi kızıyla alakalı yaşadıklarından söz etti.. Çok eskiden yaşanmış bir olaydan söz etti.. İki yıl önce.. Kızım, 16 yaşlarında, lise okuyor.. İkinci sınıf.. Şimdi Üniversite 1. Sınıfta..

***

Sporcu kendisi!.. Basketbol oynuyordu!.. Okulda gözde biriydi. Aynı takımda oynayan arkadaşlarıyla tartışması olmuş?. Kendisinden bir üst sınıftaki kızlar olaya müdahale etmişler?!.. Spor salonunda idman yapıldığı esnada, toplanıp dövmüşler?.. Öyle bir dövmüşler ki, kızın bacağında, kırık oluştu.. O günden bugüne basketbol oynamıyor.. Takımı bıraktı..

***

Okula gittik, idareye şikayet ettik!.. Hatta, velilerle yüz yüze konuştuk.. Söylenene bakın.. “Ne olmuş, çocukturlar, gençtirler, olur böyle şeyler..” Büyük bir umursamazlık içerisindeyiz, aslında biz veliler!.. Belki öğretmene, kızmak işimize geliyor.. Bence asıl kızılması gereken biz veliler  ve de idareciler olmamız kadar, eğitim sistemimizin içinde bulunduğu batağı da sorgulamamız gerekir?!…

***

Ama nerde!.. Bir halk deyimi var, balık baştan kokar diye.. Günlerce televizyon ekranlarında, haber konusu olup, görüntülerini izledik.. Bir Okul’un müdür yardımcısının, 16 yaşlarındaki oğluyla birlikte, yaşlı, başlı karı-kocayı nasıl da öldüresiye, dövdüklerini, küfür ettiklerini, linçe kalkıştıklarını gördük!.. Acımasızca yumruklar, tekmeler savurma halleri, hafızalarda?..

***

Deyin bakalım böylesi bir zatın yönettiği okuldan, verdirdiği eğitim ve öğretimden, yetiştireceği nesilden hayır çıkar mı?. Ne mümkün?.. İşte Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü… Sürekli; yolsuzluk ve usulsüzlükle gündemde.. Diz boyu menfi hadiseler..! Görevden almalar, sürgünler, bir gün içerisinde iki makam değişikliği…

***

Netice itibariyle!.. Bugün günlük haber bültenlerinde, gördüğümüz, yaşadığımız ve şahit olduğumuz nice, olaylar söz konusu!.. Mevcut tablo şunu haykırıyor!.. Şiddetin, acımasızlığın, saldırganlığın enva-i şekli, ürkütücü bir şekilde yaygınlaşarak, büyüyor!.. İşte Bismil’de bir öğrenci, öğretmenini bıcaklayarak yaralıyor…Ve o öğrenci tutuklandı.. Öğretmen ise tedavi görüyor?..

***

Çeteleşme!.. Uyuşturucu.? Gasp.. Sosyal medya, televizyon kanallarında yayımlanan “mafya” filmleri.. Hepsi büyük bir özentiyle, okullara ve sokaklara yansıyor!.. Büyük bir boşvermişlik, koyvermişlik içerisinde, durumu görmezden, idare etmekle geçiştiriyoruz!.. Ama her geçen gün okullar da, sokaklar da çevreler de, “tehlikeyi büyütüyor?”..

***

Odaklanmıyoruz 5 yaşındaki çocukları çetelere döndüren ruhun nereden geldiğini, kaynağının ne olduğunu?.. Oğlu tekme oyunuyla bacağı moraran veli, lafa girerek!.. Daha dün oğlum, anne sınıfta, Yeliz kızı fena şekilde tekmelediler, düştü, kafası kırıldı, kanadı?.. Vaziyet, kim kimi tekmelerse!..

***

Bir de, sınıf mümessili denilen bir ağabeylik, ya da ablalık var.. O da, zorbalık!.. Birine şiddet, sınıfın tümünde haklılık gerekçe.. Söz birliği etmiş gibi davranıyorlar..  Ona  göre de, şiddet uygulamayı hak biliyorlar..

 

***

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Gül Ünlü, “sosyal medya” üzerindeki zorbalığa dikkat çekiyor.. Diyor ki; “Akran zorbalığı maalesef günümüzde çok şekilli bir hal aldı. Önceden sadece okul ve arkadaş ortamında görülen akran zorbalığına bugün sosyal medyada da sıkça rastlamak mümkün"

***

Ünlü, çocukların sanal ortamda, birbirlerine yaptıkları zorbalığın, alaycı içerikler, videolar ve paylaşımlarla ortaya çıktığına değinerek.. "Lakap takılan, dalga geçilen, alay edilen paylaşımlar veya içeriği uygun olmayan bir video örneğin. Okulların açık olduğu dönemde daha bir yaygınlaşıyor.?”

***

Ünlü, akran zorbalığının çok çeşitli bir hal almasının, bununla mücadele yöntemlerini de değiştirdiğini söylüyor.. “Çocukların arasını bulmak, sorunun kaynağının ne olduğunun ve bu davranışın neden yanlış olduğunun yapıcı bir şekilde ele alınması daha kıymetli. Yapıcı, uzlaşmayı önceleyen stratejilerle zorbalığa karşı bilinçlendirme sağlanabilir.”

***

Ünlü.. “Zorba bir çocuğa, zorbalığa uğrayan çocukları koruyup kollama görevini ya da bu bilinci aşılayabilecek bir sorumluluk vermek, yaptığının hata olduğunu anlamasını, empati kurmasını sağlayabilecek bir yöntemdir" diyor..

***

Ünlü, uzlaşı ve rehberlik yöntemlerinin yanı sıra ailelerin de bu süreçte etkin rol oynaması gerektiğinin altını çiziyor.. “Nasıl ki çocuk bir fiziksel rahatsızlıkla karşılaştığında buna bir şekilde çözüm aranıyorsa, çocuğumuz bir biçimde zorbalığa maruz kaldığında da bununla mücadele edilmeli. Bu asla görmezden gelinmemeli, normalleştirilmemeli, 'benim çocuğum yapmaz' dememeliyiz."

***

Netice itibariyle diyorum ki; bu çocuklar büyüyünce nasıl yetişkinler olacak diye bir düşünebilsek?.. Belki, vahim, ürkütücü ve korkunç meseleyi daha bir iyi anlamış olmaz mıyız?.. Sizce…

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Biz yolu gösterelim, doğru olanı zihni temiz olan bilir!..