EPİSTEMOLOJİ

Toplanın bugün felsefe yapacağız…

Epis’in Türkçe karşılığı bilgi demek.  Epistemoloji bilgi felsefesine verilen isimdir.

Bilginin olabilirliğini sorgulayan felsefi şüpheciliğin ve şüpheciliğin sıradan bilgi tezlerine bir tehdit teşkil edip etmediği, kesin olmayan argümanları

Reddetmenin mümkün olup olmadığı tarzındaki sorunlar-soruların işlendiği dal olan bilgi felsefesi.

Epistemoloji: ne biliyoruz? Bildiğimizi nasıl biliyoruz? Kabul görmüş inançları gerekçelendirmiş kılan nedir? Gibi soruları cevaplamayı hedefler.

Sosyal epistemoloji; bilgi paylaşımında bireyler arasındaki ilişkiler ve inançların sosyal bağlamdaki yerini araştırır.

“Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir” Sokrates bu sözleriyle bilgi felsefesinin temelini atmıştır.

Gelen her bilgi acaba gerçek bilgi midir? Yoksa inançlarımızla biz mi yaratıyoruz bilgiyi. Bunun incelemesidir epistemoloji.

Devlet kitabının 7. Bölümünde Platon;

Sadece bir yerden girişi olan bir mağara ve çocukluğundan beri el-ayak ve boyunlarından zincire vurularak mağara duvarına yüzlerine dönük şekilde bağlanmış insanlar hayal etmemizi söyler.

Ayrıca bu mağaranın yüksek bir yerine ateş yakıldığını ve ateşin önünde türlü kuklalar oynatarak, konuşturarak gölgelerin duvara yansıtıldığını düşünmemizi ister.

Bu durumdan sonra insanlar duvardaki görüntüleri nesneleri gerçek sanacaklardır. Çünkü gördüklerinin birer gölgeden ibaret olduğunun farkında değillerdir.

Dolayısıyla zincire vurulmuşların gözlerinde ki gerçek (doğru) değildir. Filozoflar dış dünyanın ve duyularımızın bizi yanılttığını sonucunu çıkarırlar.

Yani ne görünenler ne yansımalar bilginin nesnesi olamamaktadır.

Platon gerçek bilgiler duyular dünyasından ayrılarak, kavranabilir dünyaya geçmesi gerektiğini düşünür.

Bunun ilk adımıda zincirlilerden birinin mağaradan çıkışının epistemeye doğru ilk adım oluşunu vurgular.

Şu an üzerinde yaşadığımız dünyanın bir çeşit hologram – yansıma olduğunu düşünenler az değil. Belki varlığımız ve yaşadıklarımız bile gerçek değildir! Kim bilir?

Sokrates ise bilginin insanlarda doğuştan var olduğuna inanır (temel birçok davranış ve hayatı devam ettirecek bilgilerde)

Uyguladığı yöntem ve sorduğu sorularla kişilerin akıl yürütmeleriyle bilgi doğurtulur.

A paradoksu: “cisimler havada asılı durmaz”

B paradoksu: “ güneş doğudan doğar”

Yukarıda doğru olduğunu bildiğimiz 2 önerme mevcut. Ancak doğru olduklarını bilmemize sebep olan şey ne?

A şıkkının doğruluğundan emin olmak için deneye başvurmaya gerek yok. Aksi düşünülemez kanıtlar gözler önündedir.

B şıkkına şu ana değin aksi yönde deneyim ve gözlem olmadığından elimizdeki tecrübeyle sabit olduğu için doğru – gerçek diyoruz.

A önermesi PRİORİ deneyden önce gelen bilgi için kullanılır.

A priorileri aksiyomlar, mantık, matematik, olasılık ilkelerini kapsar.

B önermesi de POSTERİORİ (olarak adlandırılır felsefede) denge ve önceki duyu verilerine dayanan bilgiler olduğu şeklinde ifade edilir.

Başka bir deyişle A priori, bilginin doğuştan gelen bilgi olduğu A posteriori ise bilginin sonradan deneyimle elde edilen bilgi olduğu yönündeki ayrım felsefe dünyasında net olarak kabul görmemiştir

Tartışmalar eklemeler, çıkarımlar yaratmıştır.

Bu sınıflandırmayı yapan ise Aristoteles dir.

 

KİTAP ÖNERİSİ: CEVİZ KABUĞUNDAKİ EVREN – STEPHEN HAWKİNG