OKULLARA YEMEK

Milli eğitimin okullarına hangi kesim gidiyor.  Orta sınıf ve alt sınıf. İnsanları böyle bölüp adlandırdığım için beni affedin. Lakin ifade edip yumuşatacak sözlükte lügat yok.

Kabul etmek istemiyorlar, görmek istemiyorlar, inanmak istemiyorlar ama bu ülkede 21. Yy. da hâlâ okula aç gidip gelen çocuklar var.

Geçen ay muhalefetin ilköğretim ve ortaöğretimdekiler için 1 öğün yemek teklifine önce gider analizi, hazırlık yapılıyor dendi, sonra reddedildi.

Muhalefet ve iktidar birbirlerine karşı kılıç kuşandığından halkın faydasına olacak işler bile sırf muhalefet teklif ediyor diye yapılmamaya başlandı.

Milli eğitim bakanı Mahmut Özer geçtiğimiz hafta şimdilik sadece “okul öncesi” öğrencilere 6 şubattan itibaren yemek verileceğini açıkladı…

 Gözümle gördüm.

Saat öğlen 12:00 den akşam 17:00 ye kadar okulda olan orta öğretim öğrencisinin sadece 1 paket bisküvi ile okula geldiğini…

Daha önceki dönemlerde aileler haşlanmış yumurta, evde yapılan bir tost koyabiliyordu belki. Bugün yumurtanın kolisi 75 lira, kaşar peynir 150 lira.

Bu rakamlar çok sayın milletvekillerimize, bakanlarımıza çok cüzi gelebilir. Çünkü bilmiyorlar hatta çoğu alışveriş bile yapmıyor. Mutfak alışverişlerini yardımcıları yapıyor.

2.000 lira tutan bir aylık market gideri onlara çok az gelebilir. Ama fakir fukara olan memura, asgari ücretliye, öğretmene, işçiye çok çünkü aldığı maaş kuş kadar.

Mecliste en âlâ yemekler tatlısıyla birlikte 10- 20 liraya yeniyor, çoğu devlet kurumunda da kurum yemeği aşağı yukarı aynı fiyatla yeniyor.

İş bu ülkenin çocuklarına gelince mi maliyet fazla oluyor.

Devlet ana – devlet baba diye sesleniyoruz. Evde yemek kalmayınca anne baba kendi payından feragat eder çocuklarını doyurur.

Sizde mecliste yemek yemeyin o zaman okul çocuklarına yedirin.

Bütçe mi yok? Hazine mi kısıtlı? Enflasyon mu var? Ben ekonomist değilim olmama rağmen bu iş bana verilse 3 günde ödenek bulurum.

Gerek iktidar gerek muhalefet mecliste ne kadar parti varsa üyelerinin maaşından kesilebilir milli eğitime 1 öğün yemek için aktarılabilir. Hiçbir milletvekillinin de itiraz edeceğini sanmıyorum.

Tasarrufu biraz da sizlerin maaşlarından yapalım.

Cumhurbaşkanlığı yıllık ödeneği geçtiğimiz günlerde 5,8 milyar TL’ye çıkarıldı.

Bir kısmını da cumhurbaşkanımız inanıyorum ki bu bütçeden seve seve verir.

Bir kısımda ruhsatları, ihaleleri verdiğimiz ülkenin sevgili iş adamları tamamlasın.

Hadi bu yemek işi daimi, yetmeyecekse tıpkı pandemi de olduğu gibi iban atın olan olmayana yardım etsin. La ilahe illallah ne yapalım!

Çünkü bu sadece devletin sorunu değildir. Bizlerinde çocuklarıdır ve taşın altına elimizi koymamız gerekir.

Yani demem o ki istenirse milli eğitime yemek için ek bütçe ayırılabilir. Yeter ki istesinler.

Mevzu sadece dar gelirli ailelerin çocukları da değil. Okul kantinlerinde ki ekmek aralarıyla, tostla, abur cubur ile hamur işi ile sağlıklı beslenme OLMAZ.

Zihin gelişimi gıdaya endekslidir. Yazık bu ülkenin çocuklarına. Avrupa yı örnek göstermekten bende nefret ediyorum ama Avrupa da çocuklara aileleri bakmıyor resmen devlet bakıyor.

Her çocuğa her ay devlet ödenek ayırıyor.

 Aile kara kara düşünmek zorunda kalmıyor kırtasiye masrafını yahut giyim masrafını zaten yemek sorunu söz konusu bile değil.

Türkiye olarak piramidin en alt basamağı olan yeme içme sorununu aşamamışız.

Bizim gücümüz sadece anaokulu çocuklarına yemek vermeye mi yetiyor. Bu büyük bir ayıptır ve bize yakışmıyor.

Bu arada sadece ilk ve orta öğretim değil lise çocuğunun da yemeğe ihtiyacı vardır. Zira lisede ki çocuğun masrafları daha fazladır.

Malum savaşa hazırlanır gibi üniversite sınavına hazırlanılıyor.

Ve kurs ücretleri yıllık 15 bin ile 20 bin bandında. (Büyükşehirlerde fiyat daha da artıyor.) Aileler kurs ücreti mi ödesin, bot kaban mı alsın, yemek parası mı versin.

Zaten orta sınıf diye kesim yok artık enflasyonla onlarda fakir oldu.

Sayın bakanımız Nurettin Nebati, lütfen fakir fukaranın omzundaki yükü bir nebze azaltmak için şu yemek işine destek verin.

Kısa bir zaman sonra seçim çalışmaları başlayacak yığınla para harcanacak seçim otobüslerine vs…

O zaman ister istemez bir ödenek ayırılacak, Allah korusun tut ki savaş çıktı mecbur ödenek ayrılacak.

 Demek istediğim çocukların beslenme mevzusu önem verilirse hayata geçirilebilir.

Ağlamayana mama yok susmamalıyız, hayata geçene kadar gündem yapmalıyız. Hatta mümkünse muhalefet de vazgeçmemeli.

MUTLU SENELER