GÜNAHSIZ BİRİSİ DE DİYAR'I TAŞLASIN

      “Futbol asla sadece futbol değildir.” sözünün ne kadar gerçek olduğunu ve Türkiyemizde nasıl da yerine oturduğunu hafta sonu bir kere daha görmüş olduk. Olanlar bu kadarına da pes doğrusu dedirten cinsten. İlk maçta Bursa’da taraftar bizi ırkçı sloganlarla linç ederken, taraftarlarımıza ecel terleri döktürürken; herkes sus pus olmuş, gerçekler ve vicdanı arasında sıkışıp kalmış ve bir inilti halinde bile sesini soluğunu çıkarmıyor. Olayı adaletle ve insani bir şekilde çözmesi yada neşter vurması gerekenler üç maymunu oynuyor. Ne Futbol federasyonu, ne de İç işleri bakanlığının ve Emniyetin ilgili birimlerinden, ya da Türkiye’nin huzur bütünlüğünü ve kardeşliğini savunan adli sorumlulardan çıt çıkmıyor.Cumartesi günü bu sefer Diyarbakır’daki maçta herkesin beklediği olaylar çıkınca ki hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz ve edilecek tarafı da yok;herkes adalet havarisi kesilip konuşmaya ve Diyarbakır halkı ile Diyarbakırspor’u afaroz etmeye ve taşa tutmaya başladı.

      Konuşanlardan birkaç vicdan sahibi  hariç herkesin unuttuğu gerçek ise bu tepkinin aslında ilk maçta olan olayların ve haksızlıkların cezasız kalması idi.Yada benzer olayların çok fazla olduğu ülkemizde diğerlerine de aynı tavırların söz konusu olmamasıdır.Bir hatırlayalım bakalım ne zamandır Beşiktaş seyircisi Bursa’ya gidip takımlarını destekleyemiyor.Kupa maçından sonra Fenerbahçe otobüsünün bütün camları kırılmadı mı?

Bu maçta Yan hakemin kafasına taş geldi diye maç tatil edilirken ;Dünya derbisi denilen Fenerbahçe-Galatasaray maçında yan hakemin kafasına 12 dikiş atıldıktan sonra maçı oynatan hakem kahraman olmadı mı?

       İşin traji-komik yanı ise Bursaspor’un belki de en rahat  üç puan alacak olması ve üç puana daha yakın ve daha çok ihtiyacı olan Diyar’ın ise büyük kayıplara uğrayacak olmasıdır.Buna sebep olanlar ise görünürde bu takıma ve kente gönül vermiş gibi gözükenlerdir.Ama gelin görün ki buna pek kimsenin inandığı yok.Yani her halükarda içerden yada dışardan gelen etkenlerde olsun zarar gören yine biziz,şehrimizdir ve takımımızdır.Bu karanlık tablonun ressamları ise bir yerlerde her yerleri ile gülüp karanlığa şarkılar söylemeye devam ediyorlar.

       Zararın en büyüğünü yine kentimiz,imajımız ve hiç günahı olmayan ve ekmek parası için o formayı terleten futbolcular çekecektir.Bu durumda aslında modern hukuk kurallarında asla rastlanmayan bir örnek.Suçu işleyen başkaları,ama cezayı çekenler ise daha başka kişi ve kurumlar.Diyarbakır ve Diyarbakırspor ile bunlara sevdalı insanlar.

        Genel hava bu olayların bizim futbolumuza,2016 Avrupa Futbol Şampiyonası adaylığımıza zarar verdiğidir.Bunu koz olarak kullanacak

Ülkelerin başında ise İtalya ve Fransa var ki zaten onların konuşmaya hiç hakları yok.Cezayir’de ve Libya’da yaptıklarını herkes biliyor.

       Bizim suçlu olduğumuza ben kesinlikle inanmıyorum.Diyarbakırspor’un zerre kadar ceza almaması gerekir.Yinede eğer bizi taşa tutmak isteyenler varsa lütfen o taşları günahsız kişi ve kurumların ellerine versinler.Huzurumuzun,futbolumuzun ve kardeşliğimizin daim olması dileğiyle…Esen kalınız.