Dost Modern Darbe:

Dar anlamda darbe: Çarpma, vurma, değiştirme veya birini kötü duruma düşüren, sarsan olay olarak açıklana bilinir. Geniş anlamda darbe: Bir yasal oluşumun veya sistemin; zor kullanarak veya çeşitli entrika ve dayatmalar ile değiştirilmesi olarak açıklayabiliriz.

Konu kapsamına giren darbe kavramının pek çok çeşidini görebiliriz. Askeri darbe, Yargı darbesi, Sivil Toplum darbesi, Basın darbesi, Ekonomik darbe vb. Yakın tarihimizde askeri darbeler ön plana çıkmakla beraber, diğer darbe çeşitleri bazı durumlar da yaşanmıştır. Olağan durumları çoğu zaman olumsuz etkileyen, toplumu derinden sarsan ve aynı zamanda can ve mal kaybına ve büyük ekonomik kayıplara yol açan darbelerin başında “askeri darbeler” gelmektedir.

Yakın tarihimizde meydan gelen askeri darbe örneği 12 Eylül 1980 yılında yaşanmıştır. Bu darbenin toplumda ne tür sonuçlara neden olduğunu, ansiklopedik kaynaklardan öğrenebiliriz. Yine 28 Şubat 1997 tarihinde konu başlığımıza ilham olan ve pek çok unsurun etki ettiği “Post Modern Darbe” sürecini yaşadık. Darbe literatürüne giren bu darbe şeklinden hareketle bir “Dost Modern Darbe” hikâyesini sizinle paylaşmak istiyorum.

Malumunuz 1-7 Mart Yeşilay haftası olarak kutlanmaktadır. Uyuşturucu bağımlılığı başta olmak üzere her türlü bağımlılık ile mücadele eden Yeşilay; Mazhar Osman ve arkadaşları tarafından Sultan Vahdeddin'in izniyle 5 Mart 1920’de İstanbul'da "Hilal-i Ahdar" adıyla kurulmuştur.

Memur-Sen ve Eğitimciler Birliği Sendikası Diyarbakır şube başkanlığı görevini bıraktığım 2011 yılında, bir avukat arkadaşım, kendisine teklif edilen Yeşilay Diyarbakır temsilcisi görevini, işlerinin yoğunluğu nedeniyle kabul etmemişti. Bu görev için benim ismimi Yeşilay Genel Merkezine önermiştir.

Birkaç görüşmeden sonra görevi kabul ederek, 2011 yılının sonlarına doğru Yeşilay Diyarbakır Temsilcisi olarak göreve başladım. Sendika başkanlığı sürecinde oluşan tecrübe ile kısa süre içinde yönetimi oluşturarak çalışmalara hızlı bir şekilde başladık. Pek çok etkinlik ile Yeşilay’ı Diyarbakır ve ilçelerinde hizmet üreten ve tanınan bir kurum haline getirdik.

Yeşilay’ın Diyarbakır ilimiz için şube olma talebimizi genel merkeze iletmiştik. Bu aşamada çalışırken, ilimize yeni atanan valimizi ziyaret için randevu talebinde bulunmuştuk. Randevu saatine birkaç saat kala Ak Parti il başkanı olan bir arkadaşım beni telefon ile aradı.

Telefonda “Yeşilay, görevinin kendilerine verildiğini, dolayısıyla Yeşilay adına vali beyi ziyaret etmemizin doğru olmadığını” bana ifade etti. Bende yönetimim ile yaptığım istişare sonunda, valiliğe gitmeme kararı aldık. Biz kararı aldıktan sonra, valilik özel kalemden “görüşmeye kaç kişi” geleceğimizi teyit etmek için tekrar aradılar.

Bize resmi yada gayri resmi gelen bir bilgi olmadığından, Yönetim Kurulu ile yaptığım toplantı sonucunda, valiliğe gitme kararı aldık. Bize yapılan bu “Dost Modern Darbe” sonucu oluşan moral bozukluğu içinde, valimiz ile detaylara girmeden, sadece bir hoş geldin ve tanışma faslı olmuştu.

Valilik ziyaretinden sonra, Ak Partide Başkan yardımcısı olan ve kendisine Yeşilay görevi verilen arkadaş ile görüşmeye gittik. Kendisi, “bu göreve talip olmadığını, görevin parti üzerinden kendisine verildiğini” ifade etti. Ben de bazı sitemlerden sonra; 28 Şubatta “Post Modern Darbe” örneğini yaşadık. Şimdi de “Dost Modern Darbe” kavramı ile tanıştık. Hayırlı olsun dedim.

Yeşilay Genel Merkezinin Diyarbakır’da yaptığı bu yönetim değişikliği sonucu görevi alan kişiler ile bire bir samimi olduğum arkadaşlarım olduğu için; bu değişikliğe “Dost Modern Darbe” kavramını kullanma gereği duymuştum.

Siz, siz olun hiçbir darbe surecine destek vermeyin. Hele hele “Dost Modern Darbe” sürecine girip, dostlarınızı üzmeyin… Dostça kalın!