‘BİR SÖZE BAKARIM,BİR DE….’

Diyarbakırspor’la ilgili uzun süredir yazı yazmıyordum. Söz Tv-Uzay Tv’de her Pazartesi akşamı yayınlanan ‘Kale İçi’nde ise her hafta işimizin gereği olarak Diyarbakırspor’da olup bitenleri yorumluyoruz. Bizim kimseye diyet borcumuz yok,bu yüzden yanlışa yanlış,doğruya doğru demekten çekiniriz. Yapım gereği lafı eveleyip gevelemem,nasıl söylemem gerekiyorsa kimseden çekinmeden,adamına göre muamele yapmadan söylerim. Dedikodu ile işimiz olmaz.Çıkar ekranda her şeyi söyleriz.Eleştirdiğimiz insanları isimlerini vererek ve yanlışlarını belgeler dahilinde deklare ederiz. İnsanlardan beklentimiz ise mertçe davranmaları ve arkamızda değil yüzümüze konuşmalarıdır. Diyarbakır’da spor bugün batmışsa bunun nedeni insanların birbirlerinin arkasında ayrı,önünde ise ayrı konuşmasıdır. Gerçeklerin halk önünde paylaşılmasından çekinilmesi ve sporun kahve köşelerine sıkıştırılmasıdır.

Bizler yorum yaparken ve yazı yazarken adamına göre hareket edersek o zaman bu halka ihanet etmiş oluruz. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir misali Diyarbakırspor’daki gerçekleri,ihanetleri,talanları her zaman açık yüreklilikle dile getirdik. Sözüm ona kayyum zilliyetine de baştan beri karşı durduk. Gelen insanların Diyarbakırspor’u ayağa kaldıracak,sorunlarını çözecek kapasite ve birikimlerinin olmadığını bildiğimiz için,niyetlerinin iyi olmadığına inandığımız için ‘işin sonu hayırlı olmaz’ dedik. Maalesef bunu yaparken yalnız kaldık. Bazı kesimler bu kayyum yöneticileri ile daha önce valilik kanalıyla atanan daire müdürlerini karıştırdı. O zamanki idareciler devletin gücünü kullanma becerisine sahipti. Kendi derneğinin kirasını ödeyemeyen,halk nezninde itibarı olmayan insanlar kayyum adı altında ne verebilirdi?.Gelinen nokta ne yazık ki bizi haklı çıkardı.Takımın elde avuçta kalan 3-5 yetenekli futbolcusu şaibeli şekilde satılıyorsa,dilenme misali ondan bundan 3-5 milyar alınıyorsa bunun adı kayyum değil başka şeydir. Diyarbakır tabiriyle buna ne dendiğini de sevgili okurlarımızın takdirine bırakıyoruz.

4 yıldan beridir bu kulübün yok edildiğini,ayaklar altına alındığını ifade ederek ‘lige devam etmesin’dedik. Birileri kendi çıkarları uğruna bizi düşman ilan etmeye çalıştı. Oysaki onlar arabalarında başka takımların forma ve armasını taşırken,geçmişte futbolcu olarak sahaya çıkmazken biz sadece Diyarbakırspor’luyduk. Bugün de öyleyiz,ölene kadar öyle olacak. Ama buradaki olay farklıdır. Yaşama dair umudu kalmamış bir hasta misali Diyarbakırspor’dan rant elde edenler aldığı skorlar,düştüğü ligler,yaşadığı utanç verici manzalarlar ne olursa olsun lige devam etmesini istiyor. Çünkü kırıntılarına ihtiyaçları var. Bunların derdi Diyarbakırspor değildir.

Kulübü icraya veren,geçmişte takım arkadaşlarını örgütleyerek sahaya çıkmamasını sağlayan ve bu yönüyle tarihteki ilk rezaleti yaşatan zevatlar bir de çıkmış isim vermeden ama bizi ima ederek ‘ayağına topa vurmayan bizi eleştiriyor’ diyerek ahkam kesiyor. Be hey zavallılar siz profesyonel futbol oynadınız da ne yaptınız?.Bu kente ne katkınız oldu?. Zarar verirken aklınıza gelmedi de şimdi mi Diyarbakırspor sevgisi geldi?.Bu arada şunu da ifade edeyim;ben amatör futbol oynadım.Bunun kayıtları ve belgeleri de TFF’dedir. 30 yıldır da futbolun içindeyim.Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nu,aynı zamanda yüksek lisans mezunuyum. Diplomalı antrenörüm. Spora yaptığımız hizmetleri herkes biliyor. Ama bunlar bilemez,çünkü onları spor sahalarında gören olmaz.

Son olarak bu zevatlara Hz.Mevlana’nın meşhur sözünü hatırlatarak yazımı bitireyim;

Suskunluğum asaletimdendir

Her lafa verilecek bir cevabım var.

Lakin bir lafa bakarım laf mı diye.

Bir de söyleyene bakarım adam mı diye?”