UYUYAN GÜZEL
Bir resim gördüm, özgür haberde
Sormuş;
“Bu da ne?”
Bence, çok ilginç bir kare,
Çeşme, ama ne çeşme,
Onu görmemek için ,
Kör olmak lazım.
Ağaç, “işeyen erkek” gibi dizayn edilmiş.
Vatandaşa da diyorlar ki;
“Sebildir iç”
Harika bir kartpostal resmi bence
Bunu görmemek için ,
Kör olmak lazım.
***
Baz istasyonlarını sanat eseri olarak yutturmaya çalışan ,
Vatandaşın sağlığını,alınacak birkaçbin dolara feda eden,
İlk zamanlar,kolumdaki saatten daha küçük ,
Çalışmayan,metal yığınını görmemek için,
Kör olmak lazım.
***
Eskiden dostların ,akrabaların birbirine gönderdiği şehir resimleri ile doldurulmuş
kartlar vardı,
Adeta uzak diyarlardan hatırlanıldığını ispatlamak,
Yapılan gezilerin anısını yaşatmak amacıyla,
Şehirlerin tarihi ,özel ,meşhur yerlerini profesyonelce,
Gösteren resimlerdi bunlar..
Dünyanın birçok yerinden,
Ülkemin birçok şehrinden,yöresinden,
Bu kartlardan almıştım.
Halen alıyorum.
Diyarbakır’da uzun zamandır bunları göremiyorum.
Gerçi diyeceksiniz turist mi var?
Kim alacak bunları?
Ama olsun..
Diyarbakır’ın tarihi o kartlarda saklıdır bence..
Bu kartları alacak Diyarbakır sevdalılarının bulunduğunu biliyorum ben.
Belki de,bilinçli bir tercih,
Yoksa,garip baz istasyonlarını mı kartlara basacaklardı?
Betonlaşan şehri mi?
Gökdelenleri,alışveriş merkezlerini mi basacaklar kartlara?
Trafik keşmekeşini mi?
Bir gazi caddesini bir kapatan,bir açan,tarihi melikahmeti mi?
Ama,surları basmayacakları kesin.
Birazda siz düşünün canım..
***
Olsun gözümü kapattım.
Sizde kapatın,
Kartpostallarde hangi resimler olabilir diye?
Mesela,
Diyarbakır şehrinin bulunduğu karelerin ortasında,
F16 resmi olabilir bence.
Garip mi olur?
Niye..
Şehrin ortasında F16 uçağı şahlanmamış mı?
Yine,hergün onlardan yüzlercesi şehrin ortasında sorti yapmıyor mu?
Bence iyi temsil eder.
***
Peki,beton parka ne dersiniz?
Havalimanının girişinin hemen yanında ,
Çocuklar oynasın,vatandaşlar soluk alsın diye,
Yapılan parkın zeminin tamamen parke taşından yapılmasını,
Nasıl açıklayacaksınız?
(Konuyu gündeme taşımıştım.Daha sonra resmi yazışmalardan sonra,neyse birkaç ağaç diktiler.Ama parkeler çocukların kafasını,bacaklarını kırmaya devam ediyor..)
Bir yaz günü, “taş parkta” kimsenin oturmadığını,
Ama,
Havaalanına girişindeki yolu bölen zeminde,
Toprakta,sohbet eden bayanları görünce,
Neden parkta değil de,
Orta refüjde hayatlarını tehlikeye atarak oturduklarını sormuştum.
Cevapları kısa ve netti:
“Em şaviti…em şaviti”(Yanıyoruz..yanıyoruz) olmuştu.
Onları sıcakta yakanlar utansın.
***
Karpostal kampanyası mı düzenlesek?
Hatta..
Böyle bir yarışma hiçte fena olmaz.
Aslında iyi olurdu.
Kentin dinamikleri
Yapılan bu harika eserleri ,
Görme fırsatları olurdu..
“Bakıp ta görmemek var” derler..
Yoksa “görüpte görmemezlik”mi var?
A canım…. görmek için
İlla, “göze mi sokmak” lazım!
AYDIN BAKIŞ:Uyuyan güzeli uyandırmak için,illa,bir öpücük mü lazım?