“ADALET İSTİYORUZ” DESEYDİLER….

Savunma erki yürüyormuş?.. Ama nasıl ve ne gerekçeyle yürüyorlarmış?.. Malum, "yollar yürümekle" aşınmaz!… Yürümek pek tabi ki "insan sağlığı” için de önemli… O'nun için; Baro başkanlarının özellikle "sağlıklı" düşünmesi, karar vermesi için, yürümeleri gerekir.. Yürüsünler; bol oksijenle zihinleri açılır!?..

***

Ne var ki, bu yürüyüş sağlıkla alakalı değil?… Yürüyüş "çoklu baro" projesi odaklı.. Tabi isim öyle.. Yani atıf bu minvalde ise de, savunma erkinin temsilcisi(!) Baro Başkanları yürüyüşe dair sağlıklı bir "fikir" ortaya  koyabilmiş değiller.. Görüş ayrılığı içerisindeler.. Kimi, katılıyor, kimi katılmıyor, kimi evet diyor, kimi hayır diyor?.. Bir bilinmezlik var?…

***

Ama, yürüyenlerin "bakış penceresi" iktidarı "eleştirme" odaklı… İlginçtir.. Katılanın da, katılmayanın da ortaya koyduğu kendilerince gerekçeler; tartışılan yasa taslağıyla, "çoklu baro" projesiyle zerre-i miskal "hiç alakasının"  olmadığını görüyoruz.. Ki atılan sloganlar da?..  Bir bütünlük arzıyla hepsi zıt bir tutum sergilemektedir?…

***

Doğrusu, "taslak" baroların yönetimindeki "vesayetçi" gücü, kırmaya yöneliktir?… Ne diyor; 10 binin üzerinde üyesi bulunan barolarda, ikinci bir "baro" hakkı doğabilir?.. Mesela İstanbul, ya da Ankara veyahut İzmir.. Ki bu üç il, 81 İl'deki "Baro" üzerinde tahakküm kılıcılar…Onlar ne derse o?... Nitekim, Barolar Birliğinde, Anadolu Barolarının "temsiliyeti" çok zayıf.?!  Ki bağıranlar da, bu üç ilin Baro başkanları, üyeleri değil!..

***

Neyse, "çoklu baro" seçim sistemi üzerinde, çok efor sarf edilebilinir?.. Ki, o efor Meclis'e mevzu gelince, meclisteki "mesleki" temsiliyette hukukçular çoğunlukta olduğu için, "herkes" torbasındakileri döker.. Tıpkı Feyzioğlu'nun döktüğü gibi.. Feyzioğlu, yürüyüşe tepki vermiş.. birileri de “vay sen misin” bunu diyen olmuş?.. Feyzioğlu demiş ki..  "Meclis’e derdini anlatmak için yürüyorsun değil mi? Neden Meclis davet ettiğinde gelmiyorsun?...”

Yani de yani!…

***

Benim, "yürüyüşe" dair, kullanılan dil ve baro başkanlarının attığı sloganlar en çok dikkatimi çekiyor… Zihnimin takıldığı, sorguladığı noktalar da burası!.. Verdikleri beyanatlara önce bir bakalım!… Kim ne diyor, gayesi nedir!?

***

-"Yaptırmayacağız…  Değiştirmeyeceğiz… Biat etmeyeceğiz… İrademize dokunamazsınız…"

Tabi yükselen bu "istemezük" diyerek yola çıkan sesin sahibi, İstanbul merkezli Baro başkanı ve 30'a yakın üyesi… 50 binin üzerindeki üye sayısından  sadece bir avuç, bunu söylüyor!…

***

Diyarbakır dahil bölgedeki bir kaç baro başkanları peki "hangi" gerekçeyle, "savunma yürüyor" projesine dahil oldular!!?.. Cihan Aydın diyor ki... "Yürüyüşümüz baro Başkanlığı için değil?.."  Peki, sizi Ankara'ya yürüten nedir, sizin meramınız, gerekçeniz nedir?..  Aydın, "mesleki sorunlar" için yürüyüş başlattık diyor?..

***

Mesleki, sorunlar diye dile getirdikleri neler?... Neymiş, şu mesleki sorunlar?… 

***

"Kadınlar öldürülmesin… Çocuklar istismara uğramasın.. Rant uğruna doğa talan edilmesin.. Halklar birlikte eşit ve özgür koşullarda yaşasın.. Sesimizi kısmak istiyorlar.. Toplum için yürüyoruz, haklarımız için yürüyoruz…"

***

 

Dedik ya gaye nedir?.. "Bağcıyı dövmekse" bahane çok.. Yok "üzüm yemek" ise, bu ne hal?.. Hangisi, "meslek sorunlarını" ihtiva ediyor?…

***

Sormak lazım!.. "Seçim sistemindeki" değişikliğin hangi maddesi; "iktidara" biat edici… Ya da "teslim" edici!.. 

Yok..

Sanırsınız ki; “Ak Parti” baroların yönetim seçimine aday?

Sanırsınız ki; Avukatların "diplomaları" elinden alınacak…

Sanırsınız ki; Avukatların "yetkileri" kısıtlanacak..

Sanırsınız ki, Avukatların "savunma tercihlerine" sınırlama gelecek..

Sanırsınız ki; Avukatların sosyal, siyasal eleştiri haklarına pranga atılacak..

Sanırsınız ki; Avukatlar "icazetlerini" iktidardan alacaklar…

***

Ve yine sanırsınız ki!..

Kadınların canice öldürülmesine, taciz edilmesine, tecavüze uğramasına, Çocukların istismar edilmesine, doğanın tahrip edilip talan edilmesine, özgür yaşam koşullarının önüne pranga atılmasına neden olan, tüm bunları yapan tek suçlu var.. O da "mevcut hükümetmiş?"

***

Kimse gocunup, kızmasın!… Benim de bir tepkim var?.. Sapıklıktan, cinsel tacizden, cinayetten, fuhuştan, gasptan, hırsızlıktan, yolsuzluk ve usulsüzlükten, rüşvetten, biad edicilikten sabah akşam dem vurup, "yürüyen" baro başkanları ve yönetimleri; "ırz düşmanlarını" yüksek fiyatla aldıkları "vekaletle" yaptıkları savunmaya, "bunu size yaptırmayacağız" diyebiliyor mu?.. Ki duyan var mı böylesi bir söylem ve tavır koydukları!!?..

***

Ya da, "laiklik" deyip "başörtülü avukata" laf eden… Asgari ücret bile alamayacak durumdaki yeni mezun avukatların, ensesi kalın, göbeği şişik bazı avukatların bürolarında "ofis boy" eleman olarak çalışması.. Adliye'deki yaşadıkları, hakim ve savcılar karşısında "kendilerini ifade edebilmede" idari kapıların, açık tutulmaması!.. Ve daha nice sorunlar?…

***

"Eşcinsellere" barolarda "kurul" oluşturan, onları en haşin şekilde, savunmayı atletmişler.. En acımasız, eli kanlı silahlı illegal örgütlerin mensuplarını, savunmada behiz görmeyenler!… Darbelere, darbecilere "savunma kalkanı" olarak, avukatlar ordusu oluşturan Baro ve Yönetimleri; iş din ve inanca" gelince neden hasım kesilirler?.. Ve neden, "üyelerinin, hatta yönetim kurulu üyelerinin" ortak fikriyle hareket etmezler?..

***

Velhasıl!… Baro Başkanları bilirler de.. Ahalinin bilmesi için.. Kanun değişikliği "seçimle" alakalıdır; "avukatların mesleki ve baroların asli görevleriyle" alakalı değil…  Ve yine; yukarıda sıraladığım "tüm olumlu ya da olumsuzluklar" zinciri, değiştirilmesi düşünülen "kanun kapsamında" değil…

***

Keşke yürüyenler, "Adalet" mekanizması içerisinde yaşanan ve ahalinin çığlık çığlığa attığı "adalet" istiyoruz, sözünü ikmale getirip "Adalet" adına yola çıkmış olsaydılar.. Ama değill..

Yürüyenlerin telaşı, aşındırmaya çalıştıkları yıllar yılıdır ellerinde bulundurdukları "vesayetçi" gücün eriyeceğidir..

Artık Anadolu'daki Barolar üzerindeki hegemonyaları olmayacak!..  Barolar Birliği'nin her dönem iktidar muhalifi bir parti görünümünde, birilerinin nam-ı hesabıyla "siyasi afra ve tafra" yapmayacak?.. Çünkü, her görüşün ve baronun "temsiliyet" alabileceği, hakikat "söz sahibi" olacak…

***

KIYMA MAKİNESİ!….

Meral Akşener!.. Yine kendisine has(!) okkalı bir laf etmiş.. Ama öyle böyle değil.. Hükümeti hedef alarak, demiş ki?..

***

"Her gün bir arkadaşı kıyma makinesine atıyorlar?.."

***

Kıyma makinesi derken.. Kasap, et, sucuk aklınıza gelmesin.. Bu "sözün" siyasi kulvarda, ağır ve derin bir hikayesi var…

***

60'lı yıllar.. Menderes'i "darağacına" götüren süreçteki "iftiralardan" biri de, buydu.. Tarihi, en aşağılık palavra, iftirasıydı bu… Ne deniliyordu o gün… "Üniversiteli gençler, Menderes tarafından öldürtülüyor. Sonra da, cesetleri ortaya çıkmasın diye, kıyma makinesinden geçiriliyor?"…

***

Eee.. O günün "demokrasi düşmanları" darbelerini yaptılar.. Darağacı diktiler.. Menderes'i de, iki bakanını da, "astılar?"… Peki, öldürülen gençleri buldular mı?. Kaybolan bir tek genç oldu mu?. Hele ki, "kıyma makinesini" buldular mı?.. Hayır..

***

Meral Hanım!.. "Kıyma makinasından" söz ederken, 60'ları mı "kast etti?.." Darbe organizasyonuna hani "Ablanız zemin hazırlamayı üstlendi" misali..

Yoksa, karnıyarık yemeği için gerekli olan; "kıymadan mı" söz etti.. Meram başka bir Meral mı?… Hasılı, "kıyma makinesi" siyaseti kulvarda; "vahim" bir mesaj ve çağrışıma sahip!.. Netleşmeli!?.

***

 

900 LİRA CEZASI VAR…

Eyy ahali… Bugün itibariyle, haberiniz olsun… Duyduk, duymadık, bilmiyoruz diyemezsiniz?. Hiç bir bahane ve gerekçe de, kabul değil…

***

Sakın ola; "maskesiz" dışarı çıkıp dolaşmayın.. Öyle, "süs eşyası" gibi, yanınızda dolaştırmak.. Amacı dışında, aksesuarlaştırmak yok…

***

Maske yüzünüzde olacak.. Ağzınızı ve burnunuzu içine almış, şekilde takılı bulunacak.. Aksi taktirde; 900 lira idari para cezasına çarptırılacaksınız?..

***

Şunu da ifade edeyim!.. Bu cezanın "affı da yok, itirazı da yok?"… ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, "maskesiz dolaşmak, kul hakkına giriyor?"… Ona göre..?!  Maske.. Sosyal Mesafe.. temizlik...

***

 

HAZİRAN'IN SICAK ANKETİ..

MAK'tan geldi.. 30 Büyükşehir, 15 il ve ilçeyi kapsıyor… "Bugün seçim olursa, kime oy verirsiniz?".. Soruya gelen yanıt… Kararsızların dağılımıyla;

***

Ak Parti yüzde 35.5

CHP yüzde 25.3

İyi Parti yüzde 11,

MHP yüzde 10.8

HDP ise "baraj altı" görüntüsüyle yüzde 9,3

***

Ankette yeni partilere bir önceki ankete göre "yönelme" var.. Özellikle, Gelecek.. Davutoğlu'nun başında bulunduğu Gelecek Parti, yüzde 2.9..

Babacan'ın başında bulunduğu DEVA ise, yüzde 2.8…

***

Saadet Partisi yüzde 1.2 olarak gösterilirken, diğer parti için 1.2!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Gerçeği idrak etmeyenin, gözü değil, kalbi amadır…