ABD'YE AZICIK DEMOKRASİ VERSEK Mİ..?!

Verelim... Hiç beklemeden, verelim!.. Yıllar yılı, ABD'den "demokrasi" dilenip durmadık mı...? Biraz biraz diye..? Ama onlar cimrilik yaptılar vermediler... Ki bizde  almadık.. Ama olsun… Biz yine de, bonkörlük yapalım.. Cimrilik onlarda kalsın.. Biz, "azıcık da" olsa, “demokrasimizden” verelim.. Ki, seçilme ve seçmenin "meşruluğuna" vaki olsunlar!…

***

Hem Trump.. Hem de Joe Biden'in anlaması için!.. "Seçilmiş bir başkanın, hükümetin, partinin meşruiyetine" müdahalenin, ne kadar antidemokratik, bağnazlık içerdiğini, hukuku bir yaptırım olmadığı hakikatine varabilmeleri için!.. Azıcık demokrasi verelim...

***

Kongre binasının, basılması.. Halkı ayaklandırmak.. Polis, asker ve halkı "karşı karşıya" getirmek!… Tüm bunların; çirkin, aşağılık, despotça bir organizasyon olduğunu anlamaları için!!!.. Vesayetçi, jakoben anlayışların, ne kadar yıkıcı ve yakıcı olduğunu, bilebilmeleri için... Azıcık demokrasi verelim..

***

Hasılı anlarlar mı?.. Ya da, demokrasi dersi çıkarırlar mı?.. Veyahut ta bizim onlara alın size “azıcık demokrasi” görün diye, tavsiyemizi alırlar mı?.. Onu bilmem… Bekleyip göreceğiz, Trump'u yargılayacaklar mı, ölen 4 kişinin hesabını soracaklar mı?. Ve yakılan gerilim ateşi sürecek mi?..

***

Lakin, 72 saattir bizim siyasilerden, şu cümleyi hep duymak istedim.. Kim ne zaman söyleyecek diye sabırla bekleyip durdum!.. Özellikle, 12 Eylül'e dair, bize söylenen sözü, hatırlayarak.. Ne demişlerde; "bizim çocuklar yapmadı?"…  İşte bu noktada, bizden söyleyen yok... Ne diyeyim, bari ben söyleyeyim; "bizim çocuklar değiller, kongre salonuna girenler, haberiniz olsun??"...

***

ERDOĞAN; ABD BİZİ ŞAŞIRTMIŞTIR?..

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı dün cuma namazı sonrası, dinliyorum.. Sıcak konu başlıklarını ve gazetecilerden gelen soruları yanıtlıyor… Önemine binaen, buraya aktarıyorum.. Önce ABD diyelim?..

***

"ABD tarihinde olmamış bir vaka ile karşı karşıya olduklarını görüyoruz. Çünkü lafa geldiğinde demokrasinin beşiği diye ifade edilen ABD'deki bu süreç tüm insanlığı şoke etmiştir, şaşırtmıştır. Bizleri de aynı şekilde şaşırtmıştır. Demokrasi için yüz karası olduğunu görüyoruz."

***

Geliyoruz, hani "ben bu adamı sevdim ya" dediğim Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Bulu ile ilgili, protestoların "arkasındaki" akılla… Öyle ya; "daha anlamadınız" diyenler var, işin içerisinde.. Erdoğan işte bu noktaya dikkat çekiyor.. Dedi ki;

***

*Arkadaşlar ben neden öğrencilerle görüşeyim. Öğrenciler bu işin içinde değil. Bu işin içinde teröristler var. Öğrencilerle alakası olmayan CHP'nin İstanbul İl Başkanı orada. Kendisi DHKP-C militanıdır. Bunlar öğrenci değil. Yaptıkları nedir? Yasalara uygun olarak buraya atanmış bir rektör vardır... Bu rektör yasalar dışında atanmamıştır. Yasalar neye amir ise, Melih Bey de buraya atanmıştır. Geçmişine baktığımızda o da bu üniversite içinden yetişmiş bir arkadaşımızdır."

***

Bahçeli ve Asiltürk ziyareti!.. İki gündür herkesin dilinde, bir dizi "senaryolar" üretildi.. Erdoğan, neden Bahçeli ve Asiltürk'ü "evlerinde" ziyaret etti diyen diyene?… Bahçeli cephesinde "bir anlaşmazlık mı var, Cumhur İttifakı dağılıyor mu?" sorusu?.. Sonrasında Asiltürk'ün rotasında "Saadet" odaklı bir ittifak mı geliyor?" sorusu… Erdoğan'dan gelen yanıtlar!..

***

BAHÇELİ GÖRÜŞMESİ MUTAT...Sayın Bahçeli ile yaptığımız görüşme bildiğiniz gibi mutat. Ağırlıklı olarak ülkemizin dünyadaki ikili ilişkileri, terör mücadelelerini Sayın Bahçeli ile etraflıca görüşüyoruz. Kendisi de yapılan çalışmalara başarı temennilerini hep söylüyor. Analizler de yapıyoruz. Bundan sonra da neler yapabiliriz, aramızdaki Cumhur İttifakı'nın yarınlara devamı için birlik-beraberliğimizi teyit ediyoruz.

ASİLTÜRK- BÜYÜĞÜMDÜR… :Sayın Asiltürk ile geçmişte beraber olduğum büyüğümdür. Bu ziyaretim hem bir nezaket ziyareti hem de bu ittifak meselesinde yani bir seçim ittifakı mı olur veya geleceğe yönelik biz bir terörle mücadele verirken burada bu terörle mücadelede her türlü desteğin bizim yanımızda olması lazım. Yani yalnızlığı hissetmememiz lazım. Buna benzer görüşmeleri bundan sonra da yapacağım. Bundan sonraki süreçte de bu görüşmeler devam edecek.

***

Ve tabi ki, "aşıda son durum nedir?.."  Öyle ya, Çin aşısının kaynağı nedir?. Yeterli olacak mı, aşının ne kadarı geldi?.. Yerli aşıda bir umut var mı?.. Bunlara dair gelişen sorulara, Erdoğan'dan gelen yanıt;

***

ÜÇ KAYNAĞIMIZ VAR… 2 kaynağımız hatta 3 kaynağımız var. Çin, Almanya, yerli. Şu anda Çin'den ilk parti 3 milyon geldi, 50 milyona çıkacak. Bir o kadar da Almanya'dan gelecek. Bu konuda Uğur Bey ve eşiyle görüşmeleri Sağlık Bakanımız yapıyor. Bu hafta içinde de aşılarda belli bir takvim içinde Sağlık Bakanlığımız çalışmalarını sürdürecek. Hastanelerde belli odalarda bu aşı uygulaması devam edecek. Hassasiyetle bu adımları attık, atıyoruz.

ALEYHTE KAMPANYALARA PRİM YOK… Bazı çevrelerin aleyhte kampanyaları var. Benim milletim bu kampanyalara prim vermeyecektir. İnsanımızın sağlığı söz konusudur. Bilim adamlarımızın bu konudaki aşamaları, tavırları her şey ortadadır. Bizim buna saygı duymamız, inanmamız lazım. Niçin ben bu aşıyı yaptırmadım diye böyle bir hak kimsede olamaz. Hastalıklarda da aynı şey söz konusu.

***

NESİN'İN OĞLU!…

O kim demeyin!?.. O; "Türk halkının yüzde 60'ı aptaldır" diyen, Aziz Nesin'in ortanca oğlu, Ahmet Aziz Nesin… Peki o ne demiş…? Vallahi ne diyeyim, dediklerine göre, şöyle demiş zat-ı namuhterem!… Demiş ki; "Erdoğan Amerika'da darbe deniyor?.." Demek ki, babasının "lafını" yalaması, kendisine miras kalmıştır!…

***

DEMOKRASİNİN ZERRESİ YOK!…

Nerde yok?… CHP'nin Genel Merkezinde.. Ve yönetimde!… Kim diyor bunu.. Tanıdık… Önceki gün, kurucular kurulu üyeleriyle "doğa yürüyüşü" yaptık diyen Muharrem İnce!.. Diyor ki; "Geçmişte demokrasi vardı. Şimdi, partide demokrasinin zerresi yok!.. Kim söylüyorsa, yalan söylüyor?.."

***

Vallahi ne diyeyim şimdi, İnce'nin bu incilerine!.. Galiba söylenecek söz şu olur?.. Sayın İnce, "geçmişte partisinde demokrasi mekanizmasının işlediğini" söylemede, samimidir?. İnanarak bunu diyor; yoksa "gider ayak mı?"…

***

 

SOYLU'DAN ÜÇLÜYE YANIT…

 

KAFTANCIOĞLU NE İŞİN VARDI ORDA?.. Bir siyasi parti il başkanının, üniversitedeki bir rektör atamasında oranın önüne terörle iltisaklı militanlarıyla beraber gelenlerin içerisinde ne işi var? Bu ülke, çok badire geçirdi, çok zorluklardan geçti, bu tip militan ruhlu insanları da ülkenin huzurunu bozmak isteyen siyasileri de çok gördü. Ama bu tezgaha bu ülke bir kez daha düşmez. Vandallar gibi üniversitenin kapısını kırdılar, orası bilim yuvası.

DEMOKRASİYİ TRUVA ATI YAPIYORLAR.. Biz her zaman zorluklarla karşılaştık ama bugün etrafımızda devletimize karşı bir başka tezgahla karşı karşıyayız. Farklı kisveler altında demokrasiyi Truva atı olarak kullanarak tezgahlanmış, devletimizin saygınlığını, itibarını, bizatihi devletin kendisini hedef alan, milletin devletine olan sevgisini, sadakatini, inancını hedef alan çok cepheli taarruzla karşı karşıyayız.

 

CAN ATAKLI VE BAŞBUĞ'UN DARBE SÖZLERİ; Bu ülkenin gündemini nereye getirmeye çalıştıklarını, neye hazırlık yaptıklarını bilmiyor değiliz. Eski makam sahiplerinin ağzından eski darbeleri aklamaya çalışmalarını masum görecek de değiliz. Bir gazeteci bozuntusunun çıkıp 'muhalefet yapıyorum' diye insanlara darbe, eylem tarifini yapmasını alelade yorumlar diye görecek, geçiştirecek değiliz.


***

GÜNÜN SÖZÜ…

İnsanı farklı yapan, affettikleri, güçlü yapan sabrettikleri, kendisi yapan ise vazgeçtikleridir.