AYM'NİN HDP'YE İLİŞKİN KARARI?..

Peki, şimdi ne olacak?..

Prosedüre girmeden önce, "kararı" irdelersek, ne anlam ihtiva ediyor…

Anayasa Mahkemesi'nin, İddianameyi "usul eksiklikleri" nedeniyle iade etmesi..

Ve bu "iade" kararının da, "oy birliğiyle" alınması; "yüklü anlam" içeren bir tavrı öne çıkarıyor…

Bu anlam yüklü söz, altı çizili…

Tabi, "iade kararının" içeriği de, bu minvalde önem arz ediyor..

***

Muhtemelen "eksiklikler" suçun şahsiliği noktasındadır.. Yani, parti yöneticileri ile suç olan eylem arasındaki irtibatın "delilleri…" 

İlliyet bağı..

Yansıra; ölenlerin var olması..

HDP'den ayrılanların bulunması…

"Kişilerin siyasi yasaklarının" talebine dair, ortaya konulan verilerin, "uyuşmazlığı" gibi, etkenler olabilir?..

İadenin gerekçelerinden bir kaçı..

***

A.A'nın servis ettiği bir haber oldu; "iadeye" dair gerekçelerdeki eksiklikle ilgili..

Habere göre, "Partinin yetkili organlarının eylemleriyle Anayasa'nın 68 ve 69 maddesinde düzenlenen odak olma fiili arasında gerekli ilişkilendirmelerin yapılmadığı" tespitine dayanıyor...

***

Aslında, karar anlam itibariyle "Kapatma Davası'nın" düştüğünü ifade ediyor.

Eğer ki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, "iddianamedeki eksiklikleri" tamamlamayıp, ya da "yerine getiremeyip" yeniden, göndermez ise…

Ki bu "ihtimal" çok zayıf..

Yüksek oranda, "usul eksikliklerini" tamamlayıp, "iddianameyi" gönderecek..

Ve AYM de; "davayı" açar…

***

Lakin, "dava açıldığından" sonra nasıl bir karar çıkar derseniz?..

Burada üç şık söz konusu..

Birincisi "suçun şahsiliği" deyip, iddianamede ismi geçenlerle ilgili bir hüküm verir..

Ki, yetkisizlik de çıkabilir.

İkincisi, "suç şahsiliğiyle" birlikte, "hazine yardımının" kesilmesi..

Üçüncü ise, "Parti Kapatma ve suç şahsiliğiyle siyasi yasak.."

***

AYM'nin kararı önümüzdeki sürecin "siyasi kulvara" etkisi ne olabilir?.

Görünen o ki, mevcut durum farklı bir "şekillenme" alacak.. Çünkü, Bahçeli "karara tepkili…"

Muhalefetin "kararın arkasında" durma hali, Cumhurbaşkanı ve Ak Parti'nin, "söylem ve tavrı?"..

Kısacası; 2023'e dair "seçimleri" etkileyecek bir "dava" olarak, görülecek HDP'nin kapatma davası..

***

DEMİRTAŞ'IN TEKLİFİ…

Selahattin Demirtaş ne diyor?..

Yeni bir hamle adına dediği şu?..

"Eğer muhalefetteki milliyetçi odaklar, demokrasi ittifakına ısrarla engel olmaya devam edeceklerse..

Bu durumda, HDP öncülüğünde üçüncü bir ittifak, demokrasi ittifakı ilan edilebilir?…"

***

"Kahvaltı" davetinden, keskin bir ayrışmayı ortaya koyan bu "çıkış", HDP ekseninde yeni bir sayfa..

Peki, siyasete etkisini nasıl okumalıyız…

Yani açılımı nedir?..

İlk bakış, "İyi Partiye" bir uyarı, ya da "tehdit" mahiyetli görülebilir..

Lakin, "Millet İttifakına" odaklı, HDP'nin varlığı "hem var, hem yok" noktasında olması nedeniyle; hep eleştirildi…

***

Ki, Pervin Buldan ne demişti?..

"Bu işin adını" koyalım..?.

Kaçak güreşmeyin..

İttifak'ı resmileştirelim?"…

Demirtaş'ın HDP'nin kapatılmasına ilişkin davanın da, aksiyonel durumunu göz önüne alıp, "saflarımız netleşsin" çıkışını yaptı, gibime geliyor?..

Tabi, bu çıkış ve HDP'nin ortaya koyduğu "siyasetine" partiler düzeyinde kimde karşılık bulur, o meçhul!…

***

Ama en çok merak edilen; "demokratik ittifak'a" CHP'nin bakışı ve tavrı nasıl olacak?..

Demirtaş'ın "milliyetçi odaklar" sözünün odağındaki İyi Parti'yle, CHP "millet ittifakında" kalır mı?…

Yoksa, HDP'ye mi gider?..

Soru yanıtı burada da meçhuliyet arz ediyor..

Neyse, kapalı kapılar ardında, "hesaplar hep farklı sonuçları" ikmale getirmiştir?.

Demirtaş'ın bu "demokratik ittifak" çıkışı, çok şey okutacak gibi..

***

OKURLARIMIN DEDİĞİ?.

Şunu diyorlar…

Şu "ağaç ve çiçek" mevzusu, gerçekten netleşip, aydınlanması gerekir..

Üç ayda; 10 milyon liralık "alım", nasıl, kime ve gereklilik, noktasında, "şeffaflık" lazım..

Ki, biz de o "şeffaflığın" somuta ermesi noktasında, "ses" olmaya çalışıyoruz…

Ama; "suskunluk" vaki!...

***

Bazı okurlarım da diyor ki, Ziraat Mühendisleri Odası'nın söylemlerini "ne olur?" referans alma!..

Onların, Diyarbakır'a "çaktığı bir çivi, somuta gelen bir çalışması ve projesi var mı?"…

Haksızlar mı, değiller?.

Haklılar mı, yine değiller?..

Şöyle ki, Oda Başkanı Ucaman'ın açıklamalarını "referans" almadım..

Sadece bana ulaşan bilgilerle, onun basına yansıyan bilgilerinin; "karşılaşmasıyla" sonuca vardım..

Ki, Ağaç ve Çiçek konusunda, doğrular söz konusu..

***

Denir ya, bozuk saat günde yine iki kez doğruyu gösterir..

İşte biz de o doğrunun hesabındayız..

Ama, "verimsizliği de" sorgulamaktayız..

Yani, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmemiz önemli..

Netice itibariyle; "kaş yapalım derken göz çıkarmama" noktasında bir fikriyatla, kent genelinde oluşan bir algı ve kanaat söz konusu.. Bu nedenle; "birileri açıklık getirsin" diyorum…

***

 

AREA'NIN ANKETİ!

 

Area Araştırma'nın İstanbul, Tekirdağ, İzmir, Bursa, Ankara, Adana, Kayseri, Samsun, Trabzon, Erzurum, Malatya ve Diyarbakır olmak üzere 12 büyükşehirde gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları açıklandı.

***

Geçerli oylar üzerinden ise oy dağılımları şöyle:

AK Parti yüzde 35,1

CHP yüzde 24,0

İYİ Parti yüzde 14,0

HDP yüzde 12,0

MHP yüzde 9,4

***

Geçerli oylar üzerinden ittifakların oy oranı ise şöyle:

Cumhur İttifakı yüzde 44,5

Millet İttifakı yüzde 38,1

HDP yüzde 12,0

Diğer yüzde 5,4

"Sizce Türkiye'nin korona virüs dışında en önemli sorunu nedir?" sorusuna vatandaşların yanıtı yüzde 57,3 ile ekonomi/hayat pahalılığı/yoksulluk, yüzde 15,6 ile işsizlik, yüzde 2,8 ile eğitim sistemi, yüzde 15,2 ile diğer oldu.

Vatandaşların yüzde 9,1'i ise fikir belirtmedi.

 

***

 

AYIRIMCILIK OLMASIN..

Nefret ettiğim, bir kelime şu "ayırımcılık" sözü!.. İtici, nefret duygusunu körükleyen, "zihni" öfkeye, dönüştürendir… Birlik varken, neden "ayırımcılık..."

***

Önceki gün, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, aşılamada "Gazetecileri de Öncelikli Gruba" eklediğini, duyurdu.. Ki, daha önce Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a iletmiş, talepte bulunmuştuk…

***

Yerel, ulusal, gazete ve televizyon, hatta dijital alanda çalışan herkes bilfiil, "öncelikli gruba" dahil edilerek, aşıları yapılmalıdır.. Çünkü, gece-gündüz görev başında, kalabalık alanlarda, "zor koşullarda" çalışıyor…

***

Görünen o ki, öneri dikkate alınarak, kabul gördü.. Ama, işte "o ayırımcılık" kelimesinin burada "şart" olarak, önümüze "Basın kartı" çıktı.. Yani, Ya Sarı Basın Kartı ya da Sürekli Basın kartı olması lazım..

***

Bencillik ederek, nasılsa bizim "sürekli basın kartımız var" biz aşı olabiliriz.. Neyse ki, değilim.? Ki, ilk aşımı eşimin sayesinde oldum?. Yani, basın kartı ve öncelikli grup dahilinde; değil..

***

Neyse!.. Meramımız; basın kartı taşıyan 9 bin civarında çalışanın dışında, 20 binin üzerinde, "basın kartı" olmayan, ya da alabilme süresi dolmayan, ama kayıtlı olan, çalışan meslektaşlarımız var..

***

İşte bu kesimin de, Sağlık Bakanlığı tarafından ivedilikle, alınan karar gözden geçirilerek, "Öncelikli Gruba" dahil edilmesi gerekir… Ki, 20 binin üzerindeki bu kesimin yüzde 80'ini de, sahada bilfiil çalışan, gazetecilerdir..

***

Umarım, bu ses duyulur.. Ayırımcılık ve üvey evlat muamelesi gibi; söylemler de, atıl hale gelir…

GÜNÜN SÖZÜ

"Açık sözlü olmak iyidir iyi. En kötü ihtimalle sonradan kaybedeceklerini, en başta kaybedersin.

***

Hayırlı cumalar…