KAFALARI MEŞGUL EDEN ÜÇ MEVZU!…

Her üç mevzunun içeriği, teyide muhtaç.. Ama, ilgili ve yetkili kurumlar "üç maymuna" odaklı olunca.. Ne yazık ki, mevzuların muhtevasıyla alakalı sorular yanıtsız kalıyor.. Haliyle de, intikal eden ve kocaman sorular haline gelen hadiseler bilahare bizi sorgulamaya başlıyor.. Neden, bu Fransızlık, alakasızlık haliniz diye!…

***

Eee, mesleğin ana çerçevesi de; "olup-bitene" müdahillik olunduğu için, niye yazmıyorsun, niye dillendirmiyorsun diye… Neyse mevzularımıza gelelim… Bakalım buradan "yüksek sesle" dile getirildiğinde, yanıt noktasında iki kelam bir zevat çıkar mı?...

***

MÜDÜREYE ÜÇ MAAŞ MI?…

Birinci mevzu bu!… Malum, Belediyelerde "üç-dört" makam koltuğunda bir zatı muhteremin oturtulması, gelenek haline geldi.. Tabi ki, üç-dört "maaş" ayrıcalığı da.. Bu keyfiyet ve rant teminine ilişkin kayırmalar, kadim kent için artık sıradanlaştı..


***

Ki, herkes kabullenmiş durumda.. Ama gel gör ki bu geleneğin sirayet ettiği, diğer resmi kurumların varlığından söz ediliyor… Ne kadar doğru bilemiyorum.. Ama, kent kulislerinde konuşuluyor..

***

Mesela, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğünde.. İddia şu, bir milletvekilimizin yakını, "müdür yardımcılığı" görevinin dışında iki farklı görev tevdisiyle, "mevcut" maaşının yanında "iki maaş" daha alıyormuş.. Yani, üç maaşlı bir makam yetkisine sahip!…  Evet, "müdireye" böylesi bir ayrıcalık var mı, yoksa "siyasi bir hasettin" ürettiği, çamur at izi kalsın aklı mı işliyor?..

***

EKMEK ZAMLANDI MI?…

İkinci mevzu bu!… Malum, zam yağmuru her alanda maşallahı var, "bardaktan dolarcasına" yağdırılıyor… Market, manav, kasap, giyim, kuşam, ev kiraları, satışlar, akaryakıt… Yani, iğneden ipliğe bir zam furyası söz konusu!… Ki, siyasal iktidarı da, bu fırtına hayli sarsıyor, titretiyor… Ancak, yoksulun, garibin, fakirin tek gıdası olan, "ekmeğe zam" ölçüsüyle alakalı bir tartışma var..…

***

"Ekmeğe zam" noktasında alınmış bir resmi karar var mı yok mu?.. Var ise, gramaj ve fiyat" ne kadar?.. Ahalinin bu mevzuyla alakalı sorusuna yanıt buldum.. Evet, Diyarbakır'da ekmeğe zam yapılmış.. 9 Kasım 2021 tarihi itibariyle… 200 gramlık somun, 1.750 kuruş, 400 gram tırnaklı pide 3.50 kuruş.. 600 gram Diyarbakır Pide ekmeği 5 lira.. Simit ve poğaça ise; 2.50 kuruş, ev ekmeği pişirme 1.50 kuruş, yağlı ekmek çeşitleri ise, 5 lira…

***

Diyarbakır'daki ekmek rayiç fiyat listesi özetle böyle.. Ancak gelen şikayetlerin ekseriyeti, "ekmek fiyatları" artık, ilçeden ilçeye değil, semtten semte, fırından, bakkala değişmektedir…  İşin gramaj ve fiyat denetim ve kontrolünden vazgeçtik; "zamma" göre satış, tedbirleri alınsın?…

***

SAĞLIK RAPORLARI…

Üçüncü mevzu bu.. Malum, "Sağlık Kurulu Raporlarıyla" alakalı, kent gündemi hayli meşgul oldu… Özellikle, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi.. Başhekim görevden alındı, geri kaldı.. Raporların iki yüze yakını, yargıya intikal etti… Kurulun "bilgisayarı" müfettişlerin geldiği günün akşamı çalındı.. Aylarca müfettişler incelemede bulunup, iddialara ilişkin sorgulama yaptı.. Bir çok kişinin ifadesine başvuruldu…

***

Ki, olup-bitenle alakalı buradan çok şeyleri dile getirirken, sonuca dair şöyle bir cümle kullanmıştım.. "Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu?".. İşte, bu noktada kafamda oluşan soru; her şey süt liman mı oldu?…" Yoksa, taraflar "birbirlerinin sözleşmelerinin imzalanması kollanmasında mı?"  Yoksa, rantta paylaşımda uzlaşma mı oldu?.. Kim yanıt verir bilmem.. Ama sağlık raporlarıyla ilgili elime ulaşan çok bilgi, dokümanlar var.. 

***

TAKIMLARIN HAL-İ DURUMU?..

Vallahi ne diyeyim, Diyarbakır'daki "futbol takımlarımızın" hal-i durumu, hiç de sağlıklı değil.. Ne 2. ligdeki Amed ve Diyarbekirspor, ne efsane Diyarbakırspor ve ne de amatördeki takımlar!.? Bilaistisna, "tepetaklak" bir gidişat var…

***
Zaten futbol ruhu noktasında da, eskiye rahmet okunur haldeyiz… Nedenler silsilesi çok olsa da ifade edebileceğim mevcut durumun özeti; "kişisel ihtiraslar?"… Yoksa, "haftalık teknik ekip değişikliği" olmazdı?…

***

GEL DE HELALLEŞELİM!…

İnancımız da "emreder", kültürümüz de el verir!.. Her beşer "helalleşmeyi" yaşamının bir döneminde, ikmal etmelidir.. Çünkü "samimi ve ihlaslı" bir helalleşme, kişi için, karşısındakiler için, helalleştiği kişiler için de; "yepyeni bir sayfa" ve fasıl açar!…

***

Ama bu "helalleşme" bir tuzak, bir çıkar, bir menfaat, bir siyasi beklenti, "gözler" boyansın noktasındaki aldatma operasyonunu içeriyorsa, işte orda "durmak" lazım!.. Çünkü niyet, halis ve samimi değil.. Açacağı sayfa; "hayır içermez, şer içerir!…"

***

Evet, Kemal Bey beyanat vermiş!.. "Bizim de hatalarımız oldu" deyip, 7'den 70'e ülke sathında bir "helalleşme" kampanyası başlatacakmış?… Bir çok kişi gibi, "niyet okuması" yapmayacağım, işi sulandırma, dudak bükme, sırt dönme, "küçümseme" minvalinde, laflar üretmeyeceğim!…

***

Ama velakin, "samimi ve ihlaslı" olmak şartıyla!.. Eğer ki, bu rotada ilerlerse, helalleşme kampanyasını "canı gönülden" destekliyorum ve destekleyeceğim!… Bay Kemal'in kampanya startını hiç kuşkusuz ki, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'la helalleşerek" vermesi lazım!…

***

Malum en çok hakaret ettiği, laf söylediği, kalp kırdığı, en zor ve sıkıntılı günlerde yardım eli uzatmada imtina ettiği kişi, Erdoğan!… Ki, içteki ve dıştaki "şer yapıların" Erdoğan'a kurduğu tuzaklara fiili destek veren, kişi bizatihi kendisi!… Elin gavuruna bile, Erdoğan'ı ispiyonladı!...

***

Sonuç itibariyle!… "Hataların silsilesinin" hedefindeki isimlerin başında gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Kemal Bey gidip; "Gel helalleşelim" diyecek mi?… Bence, çıkacağı yolculuğun ilk durağı, Külliye olmalı, Erdoğan'dan randevu isteyip; "helalleşmeli?"…

***

Tabi, bu helalleşmenin ardından startını verecek "helalleşme kampanyasında", dünü ve bugünü hatırlatan, çok adresler olacak.. Onu da, ilerleyen zamanlarda, hatırlatacağız.. Ama önce, "hâlleşmeyi" doğru bir rotada, yürütmesi gerekir.. Şayet bunu ikmale getirirse, "siyaset tarihine" bir ilk diye, not edilir..

***

O İTTİFAKTA YOKUZ!..

İyi Parti'den CHP'ye "ittifak" noktasında radikal çıkış.. Çıkışı yapan da- Genel Sekreter Uğur Poyraz… HDP'nin bulunduğu ittifak masasında biz yokuz!.. Açıklama aynen şöyle;

***

"İYİ Parti ile HDP ittifak içinde olamaz. CHP, HDP ile ittifak kurmak isterse, İYİ Parti böyle bir ittifakın içinde olmaz. Millet İttifakı'nın ve partimizin Genel Başkanı sayın Meral Akşener'nin HDP konusundaki tutumu bellidir." CHP'li Öztrak peki bu çıkışa ne cevap veriyor.? Diyor ki, "Bizim kiminle ittifak yaptığımız bellidir. İttifakımızın adı da bellidir. İttifakın liderleri de bu ittifakı güçlendirmek için ellerinden gelen her türlü çabayı göstermektedirler.."

***

Vaziyet, bir çıkış, bir yumuşak geçiş gösteriyorsa da HDP ile CHP arasındaki "ilişkide" görünen o ki, İyi Parti "kırmızı çizgi" oluşturdu.. Önümüzdeki günlerde, tarafların "safınızı netleştirin" gerçeğine odaklanacaklar?.. Malum, HDP de, "ittifakla" alakalı artık yeter "kaçak güreşmek"… Masada ve resmiyete dönüşsün, bu birliktelik… Kısacası, saflar CHP ve İyi Parti ekseninde ya sıklaşacak, ya bozulacak?.. Ki HDP ile CHP'nin de saftaki halleri aynı noktada gel-gitli!...

***

GÜNÜN SÖZÜ

Bu ümmet; savaşçı, vurup kıran bir ümmet değildir. Ammâ, onurunu masalarda görüşen bir ümmet de değildir.