VAY MAŞALLAH, VAY!…

Hani bir şarkı var..

"Hele bakın kim gelmiş?.."

Evet, resimdeki tablo daha bir çoğul ses veriyor...

"Hele bakın kimler gelmiş?"… 

“Hoş gelmişler” diyeceğim lakin, hiç de hoş bir durum sergilemiyor Diyarbakır için bu tablo!!…

Korkunç ve ürkütücü...

***

Bakar mısınız, resmin içeriğine..

İnsan seli mübarek…

Güneş, kısıtlamanın kalkması..

"Mevlam kayıra" misali…

Sanki pandemi yok…

Sanki Kovid 19 bitmiş, virüs kapma riski yokmuş gibi herkes bir arada soluklanıyor…

Geziyor, tozuyor, koşuyor, zıplıyor?..

Ne de güzel..

Ne güzel...

***

Büyük bir rehavet, büyük bir keyfiyet var..

Beri yanda, "maske, sosyal mesafe ve hijyenik" yönünde sorumsuzluk alabildiğine, kendini söyletiyor?!..

Ortaya çıkan resim, galiba cümlesini kurduruyor insana der demez!…

"Mavi'nin" o özgür ruhu, bize çok geliyor..

Ki, sarıya dalmışız, artık turuncu ve kırmızıya doğru yol alıyoruz..

Tıpkı, bir ay öncesi gibi..

***

Eee; özgürlük bize uygun ve ruhumuzla ilişkili bir yaşam değil ya!..

İlla ki yasak, illa ki risk, illa ki acılar, ölümler, hastalık ve baskılar olsun!…

Özgürlük ve rahat, bize göre değil..

Nasıl bir hal-i durum; bilemiyorum…

Buyrun siz söyleyin…

Diyarbakır'ın hafta sonuna ilişkin çekilen bu resimlerin, karşılığını anlatmak!…

***

YALANCININ MUMU; YILDIZ TEYZE!?…

Zihniyet bu, değişir mi?…

Ne mümkün, şu CHP'nin "psikolojik vakıa" halini sürekli yaşaması ve yaşatması!…

Yine o "tokuştur da tokuştur" mahirliklerinin "pazarı" tutmadı?…

"Yalancının mumu" misali…

Fark etmişsinizdir, bir kaç gündür sosyal medyada dolaşan bol kepçeli resimler var…

O meşhur; "yoksulluk" senaryosunun başaktörü Yıldız Bacıoğlu vardı ya!..

Nam-ı diğer Yıldız teyze…

O vardı ya..

İşte, ona ait görüntüler..

Öyle ya!..

Yıldız teyze, CHP'nin grup toplantısında, kürsüye çıkıp, "fena" şekilde racon kesmişti…

Kemal Bey'in bile reytinglerini kırarak..

Dikkatleri üzerine çekip, "yoksulluk, fakirlik, maddiyatsızlık" üzerine, yürekleri dağlayan bir konuşma yapmıştı..

Ama öyle böye değil..

Ki, CHP'nin kulvarında giden gazete ve tv'lerde birinci haber diye verdiler; "torunuma süt alamıyorum" ninenin, isyanı diye!…

***

Attığı naraları hatırlarsak!

Açım.. Açım.. Açım..

Bir dilim, ekmeğe muhtaç kaldım..

Evimde, mutfağımda ekmek yok..

Elektrik..

Doğalgaz..

Su..

Emekli maaşımız, "eridi" gitti.. Per perişanız..

Yoksuluz..

Fakiriz..

Battaniyeye sarılarak, "yatıyoruz..!"

Ben "torunuma süt" dahi alamıyorum…

İşte tüm bu ajitasyonların sonunda asıl meramını dile getirmişti..

Bu hükümet gitsin..

Bu Erdoğan gitsin..

Yetti gayri, deyip "siyasal iktidara" verip veriştiriyordu!..

19 yıldır yeter artık canımıza tak etti…

Siz saraylarda otururken, ben ekmek alamıyorum!?..

***

"Ver gazı" misali, üstlendiği başrolünü Genel Başkanlarından daha mahirce yerine getirmişti?..

Ve biz de..

Dinleyenlerin tümü…

Yani herkesin "gözleri" yaşarmış vaziyetteydi!…

Vicdanlar, yürekler, kalpler "duygu" seliyle, merhamet akıtmıştı, Yıldız teyzeye!?.

Kılıçdaroğlu..

Parti yönetimi..

Yıldız Teyze'nin ustalığına, profesyonelliğine gıpta ile bakmıştı…

Günlerce, "bu duygu sömürüsü" üzerine siyaset ve politika icra etmişti, CHP!…

Eeeyyy ahali görün; "millet aç, perişan" diye!..

***

Sosyal medyaya düşen görüntüler..

Ki, dün çok kişi yazdı…

Sen neymişsin be "Yıldız Teyze" diyerek…

Meğer ki, Yıldız teyzenin hiç de öyle "açım, yoksulum, fakirim" hali durumu yokmuş?..

"Torunuma süt alamıyorum" gibisinden, bir hayat yaşamıyormuş?

Bilakis, lüks bir yaşamı varmış..

Halk deyimiyle, "resimde görüldüğü" gibi…

Rakı sofrası..

Viski..

O biçim bir yaşamın içerisindenmiş Yıldız teyze!…

Kemal Bey'le "pandemi nedeniyle" değişen tokalaşmayı "tokuşturarak" yerine getiren Yıldız teyze!..

Yaşamı; vay ki vay dedirtiyor yani!..

***

 

Vaziyetin ikmaline, ne dersiniz bilmem?..

Ama benim diyeceğim şu?…

83 milyon içerisinde "bir fakiri, bir yoksulu, bir garibanı" bulmada aciz olan..

Yoksulluğu..

Açlığı..

Sefaleti birebir yaşayan birini bulup, gel derdini anlat kardeş "deme becerisini" dahi ortaya koyamayan bir siyasi Parti…

Ve tabi ki yönetimi…

Sahi, kime ne hayırları olabilir ki?..

Ülke yönetimi nasıl böylesi "kurgulu yalan" siyasetin ve politikanın anlayışını icra edenlerin "eline" verilebilir ki?

Kim bunlara inanır ki?.

Yazık ya!…

Bu arada, yargıçlar "hele bi gelin, nedir bu yalanlarınız, niye milleti provoke ediyorsunuz" derler mi?.

Derlerse ne olur?..

Demezlerse ne olur?…

Neyse; "alışmış, kudurmuştan beterdir" derler ya!..

 

***

Bu arada, CHP'li Veli Ağbaba Yıldız Teyze ile ilgili savunma yapmış..

Demiş ki, "O bir emekli…

Gerçekten geçim sıkıntısı yaşıyor.

İçtiği içki de en ucuz içki..

Özel bir günde oğluyla beraber hediye bir viski içmiş.."

Ne diyordu, bizim mahallenin kadısı.. "Sen git onu benim külahıma anlat.."

***

Öyle ya..

Unutulur mu?..

Çöplerin içerisinden ekmek toplayan çarşaflı kadını görüntülerinin servis edilişini..

Unutulur mu?

İnsanların duygularını istismar ederek para toplayan dilencinin bir artist olduğunu?

Unutulur mu?

CHP’li Yeşilova Belediye Başkanı Mümtaz Şenel ve eşine yönelik silahlı saldırının "Otel ruhsatı" rantına yönelik olduğunu?

Unutulur mu?

***

Ressam Bedri Baykam’ın bıçaklanması sonrası , “Karanlık zihniyet tarafından aydınlar susturuluyor, şeriat geliyor” denilerek günlerce propaganda yürütüldüğünü…

Sonrasında, "alacak verecek davasından" kaynaklı bıçaklama olduğunu?..

Unutulur mu?..

Bar işleten kadının "Ben müftünün eşiyim. Beş vakit namaz kılıyorum, Erdoğan gitmeli" diyeni?

Unutulur mu?

***

Bir başka sahnede "Müftü değil,  madenci karısıyım" deyip "kocama baskı" yapan kadın?

Unutulur mu?

"Anadolu köylüsü referanduma hayır verin. Ben aşkalenin köylüsüyüm" diyen, CHP'li Milletvekili adayı?…

Ne mümkün; unutulmaları?

***

 

***

GÖZ LAZIM BAKMAYA, GÖNÜL LAZIM GÖRMEYE!…

Kim diyor bu vecizeli sözü!..

Söyleyen, İletişim Başkanı Fahrettin Altun..

Kime diyor bu sözü, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na..

Ne için?..

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Ekonomi Reformu Paketine" ilişkin, Kılıçdaroğlu'nun "işsizlikle ilgili tek bir cümle var mı" sorusuna yanıt, mahiyetiyle Altun, bu sözü paylaşmış…

***

Şöyle yanıt veriyor Altun!…

Göz lazım bakmaya, gönül lazım görmeye..

Kemal Kılıçdaroğlu "Ekonomi Reformlarında işsizlik ile ilgili tek bir cümle var mı" diye sormuş..

Anlaşılan bakmamış, okumamış veya görmemiş..

Görmesi için bir kez daha paylaşıyorum.."

***

Altun bu paylaşımına ek olarak; "İstihdama" yönelik 5 başlıktaki, 15 maddeyi içeren, infografiğe yer vermiş..

Ne diyeceksin?..

Gönül dili ağız dilinden daha çok şeyler söyler..

Ama baştaki gözü gördüğü halde, gönül gözü kapalı olana..

Ne dersen de; gönül kapısı kapalı!!?..

***

İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM!…

Kimden geldi demeyin?..

İktidarın, AK Parti'nin "ekonomik reformları" ne  ki?.

Duymadınız mı?..

Ana muhalefetin Lideri Kemal Bey "işsizliğe köklü çözüm" getirecekmiş?..

Nasıl mı demeyin?..

Önerisi ve formülü şu..

"Her mahalle muhtarına bir özel kalem" kodunda, "eğitimli" eleman yerleştirilecek..

 Onun parasını hükümet karşılayacak…

Böylece hem "istihdam" sağlanmış olacak…

Hem de, "muhtarların iş yükü hafiflemiş" olacak…

Yani yeni bir "iş kolu…"

***

Ne çözüm ama!.. Ne o beğenmediniz mi?.. 

"Özel Kalem Müdürü maaşı az mı?"..

Şimdiden çok kişi söylenmiştir..

"Benim oğlum büyüyünce muhtarlıkta özel kalem müdürü olacak, amcası, teyzesi, halası.."

***

Siz ne dersiniz bilmem?..

Benim de, bu yola dair önerilerim var..

Hazır "Muhtara Özel Kalem Müdürü" kontenjanı açılıyor..

Neden bir Fen İşleri, temizlik işleri, park ve bahçe işleri, spor işleri, sosyal yardımlaşma işleri gibi "alanlara" da birer müdüriyet, olmasın!?..

Her müdür, her sabah mahallenin teftişine çıkar!…

Olmaz mı?

***

Bakınız Türkiye'de 50 bin 278 mahalle ve köy muhtarı var.. 

Sıraladığımız ki özel kalem müdürleri dahil olmak üzere açılacak "iş kolu kontenjanı" en düşük rakamla, 500 bin kişiyi kapsar..

Büyük bir "istihdamı" sağlanmış olacak…

Bence önerileri, hükümet düşünmeli?..

***

HAKKINIZ ÖDENEMEZ!…

Hiç bir şekilde hakkınız ödenemez, sevgili doktorlar…

Sizler..

Yaşamınızı,

Sevenlerinizi,

Hayat arkadaşlarınızı geride bıraktınız..

Şifa verirken, "can" verdiniz…

Ölümüne, ölümüne insanların şifa bulmasına vesile oldunuz..

Elbette ki, şifa bulmalarına aracı olduğunuz için,  insanlar da..

Bu devlette, bu millette; sizlerin bu fedakârlığını asla unutmayacaktır.

Gününüz kutlu olsun..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Pişman değilim. Sadece dön bak arkana... Ne için nelerden vazgeçtin. Neler dururken neyi seçtin.