EĞİTİM'İN ASAYİŞİ BERKEMAL Mİ?

Ne yazık ki, "kent adına" hiç de berkemal değil!… Çünkü, "sorunlar" yumağının yarattığı vahim bir "huzursuzluk" hakim… İşte, bir haftayı geride bırakıyoruz, "Yüz yüze" Eğitim’e başlandığı gün itibariyle.. Tabi, beklenti ve umut edici olunan, her geçen gün "asayişteki huzursuzluğun" giderilmesi noktasında; "taşlar" daha bir yerli yerine oturur düşüncesinin ağırlığı!!..

***

Hiç kuşkusuz ki, Eğitim ve öğretim açısından, "koronaya" hazırlıksız yakalandık!… Buna kimsenin laf edeceği yok. Ki, yer küresindeki tüm ülkelerde, "durum aynı.." Ama sonrası, hele ki 2 yıla yakın bir zarfın geride bırakılır olması; "mazeret" kabul etmez, ettirilemez de!!.. "Okulların eğitim ve öğretime" yüz yüze açılacağı haftalar, hatta aylar öncesi dillendirilmesine" rağmen!…

***

Ama gel gör ki, Diyarbakır'da ne derslikler, ne de sınıflar, ne de okullar "istenilen" kurallara göre, dizayn edilebilmiş değil?.. Yani genel itibariyle; Yüz yüze Eğitim'e "hazırlıksız!"… Sınıf mevcudiyetleri, en fazla 40 olması gerekirken, kimi yerde bunlar "katlamalı" tıka basa  dolu!… Sıralar, sınıfların hijyenik ortamı.. Okulların giriş-çıkışları?.. Hademe, bekçi, temizlik görevlilerinin "yokluğu.." 

***

Okullarda tek yönlü "koridor" kullanımı… Sınıfların "teneffüs" saatlerinin, bir birinden ayrı, belirlenmesi!..  Tekli eğitimi ikili, ikili eğitim yapan okullarda ise, "kısaltılmış" eğitimin benimsetilmesi!… Okul trafiğine, sınırlama getirilmesi!.. Tekli sırada öğrencilerin oturtulması!…

***

Öğretmenin, öğrencinin, velinin "aşı" konusunda, tam teşekküllü, kılınması!… Sınıflardaki eğitimde; geçmişe yönelik "telafi" derslere ağırlık verilmesi.. Hafta sonları da, "tercihe" göre eğitim görüleceğinin vaat edilmesi… Ve daha sayabileceğimiz; "bir çok öneri ve önermelerin" ne yazık ki, zerresinin uygulandığından söz etmek, mümkün değil!…

***

Neyse, "kervan yolda düzelir" mantığı bir sonuç verir mi, hal-i hazırdaki gidişata, yoksa yine bildik "keyfiyetin" acı bilançosuyla, yüz yüze bırakılacak mıyız!?.. Görünen o ki, tablo geçmişten daha iyi olmayacağını gösteriyor!…

***

Çünkü, okulların eğitime başladığı evrede, şehir merkezinde bir çok okulun yıkımına başlanırken, bir çok okulun da "okul, bakıma" yönelik, çalışma başlatıldı.. Ve öğrencilerin binlercesi başka okullara transfer edildi..

***

Önceki gün, Eğitim Bir Sen ve Eğitim Sen!.. Eğitim camiasının iki "sivil toplum" örgütü, temsilcisi!… Peş peşe, "basın açıklamalarında" bulunarak, Diyarbakır'ın "Eğitim'deki asayişinin" neden berkemal olmadığına dair, bir dizi nedenler sıraladı?…

***

Eğitim-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Volkan Tuncer..  Analizi şöyle; "Kentimizde okullarda yıkım, tadilat fiziki alt yapı onarımı gibi gerekçelerle taşınmalardan kaynaklı yaşanan kaos ortamında öğrenci, öğretmen ve veliler eğitime başlamıştır. Mevcut öğrenci sayıları binleri, öğretmen sayıları yüzleri bulan okulların nakilleri büyük panik, kaygı ve belirsizliği de beraberinde getirmiştir."

***

Yüz yüze eğitime başlanırken, kent merkezinde "14 Okul" onarım ve bakım nedeniyle; kapalı!.. Öğrenciler ve veliler "şaşkınlık" içerisinde, başka okullara yapılan "transferlerin" yarattığı, curcuna da ayrı bir çile!…

***

5 Okul bir daha "inşa" edilmemek üzere yıktırıldı.. 9 Okul ise "bakım ve onarımı" ne zaman, bitecek meçhul!.. Ortaya çıkan bu çarpıklığın yarattığı mağduriyetin tek sorumlusu, keyfiyete dayalı yönetim anlayışı!…

***

Tuncer'e göre.. "Toplum sağlığını  tehdit  eden konularda eğitim  bileşenlerinin sağlık hakkını yaşam hakkını ve eğitim hakkını savunması gereken devlet ve milli  eğitim bakanlığı,  maalesef eğitim politika ve uygulamaları ile sorumluluğunu  yerine  getirememekte.." 

***

Peki, Eğitim Bir Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir ne diyor; "Eğitim'deki Asayiş‘in" hal-i berkemaline!…

"Önceki yıllarda riskli yapı olduğu tespit edilip yıkım kararının uygulanması sonucu diğer mevcut okullarda öğrenci yığılması, bulaş riskinin minimuma indirilebilmesi noktasında gerekli temizlik çalışmalarının yapılması için yeterli sayıda hizmetlilerin istihdam edilmesi gerektiğini" dile getirdi…

***

Yık-yap kapsamındaki okulların öğrencilerinin başka okullara aktarıldığını ve öğretmenlerin norm fazlası durumuna düşürüldüğüne dikkati çeken Tekdemir, aktarımı olan öğrencilerin diğer okullarda yoğunluklara neden olduğuna dikkat çekti…

***

"Bazı okullarımızda sınıf mevcutlarının 50-60 seviyelerine dayandığını gözlemlemekteyiz" derken, norm fazlası durumuna düşen öğretmenlerin istek ve tercihleri doğrultusunda görevlendirilmelerine önem verilmesi gerektiğini söylüyor..

***

Diyarbakır'ın Eğitim'deki hal-i yüzü; bu yönde!.. Ki özeti bu.. Ama idari yönde sorsanız, onlar "bardağın dolu" tarafıyla, alakalı.. Neden bardakta boş taraf kaldı, fikrine dair düşünce eforu yok.. Olmadığı için olsa gerek; "keşkeler" gün yüzüne çıkmasın diyedir; "Okulların yazılı ve görsel basına" kapalı tutulması!…

***

Velhasıl!.. Diyorum ki, şuana kadar "keşke olmasaydı, keşke bu yapılsaydı" diyerek, kurulan cümlelere, bugünden itibaren "yeni keşkeler" dahil etmeyelim!.. En azından bundan sonra, "Eğitim'deki asayişin berkemalsiz, huzursuz ve keyifsizlik" nedenleri için, "keşkeler" sıralamazsak…

***

Kısacası, Diyarbakır'da eğitim ve öğretimin "sağlıklı, huzurlu, güvenli ve istikrarlı" bir şekilde sürdürebilirlik kazandırmak adına, herkesin ama herkesin "ehil ve liyakat" ölçüsünde, samimiyet ortaya koyup, elinden geleni yapması lazım!.. Ki, Diyarbakır Eğitim'deki başarı grafiğindeki son hanelerden kurtulabilsin!…

***

Yoksa, tüm vebal bilinsin ki, "Eğitim'deki bileşenlerin" boynundadır, İl Milli Eğitim Müdüründen, Okul hademesine kadar, öğrenci ve veliler de dahil olmak üzere!.. Herkes "sorumlu" ve vebal sahibi!…

***

Not… Öğrenci taşıma servisleriyle alakalı; ciddi ve mide bulandırıcı "pis kokular" geliyor… Kimin kimi kolladığını ve beslediği gibi, "adrese" teslim işlerdeki "akçeli" paylaşım!.. Ve öğrenci taşımanın yanısıra, "iaşeleriyle" alakalı, organizasyonların da "tekelleşmeye" doğru, dünden daha aktifleştiğini söyleyebilirim.. Tabi; bu faslı önümüzdeki günlerde detaylı bir şekilde, "buradan dillendireceğim!.."

***

ŞENOL GÜNEŞ'İN YAPMASI GEREKEN!…

Biraz da Milli Takıma takılalım?..

Evet ya, yaşattığı "son hezimetten" dolayı, "ivedilikle" istifa etmesi gerekir Şenol Güneş'in..

Ne; "yüklü tazminatı" düşünmeli..

Ne de; "başarısızlık bana aittir" deyip, "ısrarcı" olması gerekir!…

Aksi taktirde!…

Bıraktığı "başarılı" izler..

Bıraktığı "keyifli" anlar..

Bıraktığı "helal sana Şenol" tezahüratların ruhunu kaybeder!…

Onun için, "maddi hesaba" girmeden, istifa etmelidir!…

Ki, hafızalarda Şenol hoca kalsın…

Velev ki,  hal-i durumda, onu aşan, yolunda gitmeyen, yürümeyen bir şeyler var ise de!.

Ki var olduğunu düşünüyorum…

Ama buna rağmen, bundan sonraki süreçlerde "hayırla" yad edilmeyeceğini bilmesi gerekir..

Beklemesin de!!…

Hollanda yenilgisi, bizleri 80'lere götürdü!…

Seksenlerin, doksanların "hezimetler" zinciri, kimleri "tarihe gömdürmedi ki?"..

 

***

GÜNÜN SÖZÜ

Bizi en çok utandıracak şeyin kendimiz olmamamızdır!

***

Hayırlı Cumalar