FARKINDA MISINIZ; KAYBETTİREN ZİHNİN…!?

Muhakkak ki, farkındasınız!.. Olmayanlar vaki ise, "biz dikkati" çekelim, farkında olmaları yönünde…

Ki, olanlar da, "hafıza" tazelemiş olur…

Mevzuya gelirsek, "muhalefetin" üretemediği "milli ve yerli" siyasetini, sürekli "polemik" üretici beyhudelerle meşgul olduğunun farkında mısınız?…

Olanlar, boş tenekeden çıkacak, sese malumlar!..

Vahim bir rahatsızlık verici…

Şimdi, pür dikkat edelim, "farkında mısınız" diye başlayacak olan mevzulara bu ülkeye nasıl "zaman kaybettirdiğini?"…

Ve tabi ki "zihin" yorgunluğu yaratıcısı olduğunu!…

***

"MUHALEFETİN İTTİFAKI…" ; Hal-i hazırda "beş benzemezler" misali, her şey muamma!..

"Ortak" bir irade, ortaya koyamadıkları gibi, "ürettikleri" bir siyasette yok…

Bu üretimsizlikleri, "birbirlerine" mahkumiyet doğurduğu için, "bunlar nasıl bir araya geldi" sorgulamasıyla, tarif edilemez bir "ittifak" seyri var…

***

CHP'yi İP'le "yol yürümesine" anlam verirsiniz…

HDP'nin "celladı" CHP'yle, siyasi hasmı İP'le "aynı rotada" yürümesi, çıkılmaz bir mahkumiyeti ikmale getiriyor..

Ne iş!?...

Saadet’i "saadetsizleştiren" CHP'nin havuzuna "su taşıması da" ayrı bir muamma!… Siyasetlerinde bir de; "iyi polis, kötü polis" modeli var…

Beşbenzemezin iki buçuğu "terörün karşısında" konumlanıyor, diğer yarısı ise, "övgüler" diziyor..

Ne hikmetse, 3'ü "resim verebiliyor" korkusuzca, yan yana bulunmaktan..

HDP’yle, "cüzzamlı" bir muameleyle, yan yana gelen yok!…

***

Yani farkında mısınız "asgari müştereklerde bile yan yana gelme, buluşma, aynı çatı altında bulunma" ihtimalleri yok…

Ama bir haset ve nefret körüğüyle, "kendilerini inkar" eden bir siyasetin "ittifakındalar?"

Ne kendilerine samimiler, ne de ittifak kurdukları partilerle samimiler.. Her şey "samimiyetsizlik" üzerine kurgulu!…

Devşirme yani!..

***

"SİSTEME DAİR İSTİKRARSIZLIK.." ; 2018'de başlayan ve enva-i "aldatmanın" yer aldığı bu ittifakın geldiği noktaya baktığımızda; "yine kocaman bir verimsizlik" var!… Yılları "kısır çekişmeyle" geçirildi, "iç dağınıklık" parti içi kavgalar..

Tacizler, tecavüzler, yolsuzluk, hırsızlıklar..

Ve ardı arkası kesilmeyen "firelerin" yarattığı kopma ve ayrılmalar..

Tüm bunların üzerini örtme politikası olarak, "erken seçimi" sakız misali çiğnenip duruldu..

Bugün; 2023'e dair kurgulu plan "güçlendirilmiş parlamenter sistemden" söz edilip, tartışılıyor…

***

Tartışmanın bir netleştiği, metin, mutabakat, ya da doküman var mı!?.. Yok…

O CHP ki, bir asırlık "ömürden" söz ediyor..

Cumhuriyet'in kurucu partisi olarak kendini lanse ediyor..

Hala, bu ülkenin, bu milletin, milli ve yerli hassasiyetlerle bütünleşen "siyasal bir sistemle" nasıl yönetileceğini bilmiyor, ortaya koyabilmiş somut bir sonuç yok!…

Varlığını "tek parti, şeflik ve dipçik" dönemiyle, bu ülkenin genlerine nüfuz eden CHP'nin, sonrasındaki tarihte "hükümet oluşu, iktidara bu milletin getirişi" vaki olmuş mu; değil?…

Tek bildiği "vesayetçi" sistem!…

"Değişmez, değiştirilemez.."

***

Netice itibariyle!…

HDP gerek parti tüzüğü, gerekse siyasi hedefinde "Başkanlık" gibi bir "sistemin" istemi vaki iken!…

İyi Parti'nin, 28 Şubat dönemindeki arıza-i durumu yaşayıp bilen lideri Akşener'in "bir çok ortamda" Parlamenter sisteme "etmediği lafı" bırakmazken..

Daha bir iki yıl önce, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine "övgüler" dizen cümleleri, google amcanın sayfalarında yer alırken!…

Şimdi ne oluyor da, "beş benzemezler" yek vücut halde "sistem meselesine" odaklanıp, atmosferi gazlıyorlar..

Ki, dönüşü de "deveye hendek atlatmadan" daha zor, meşakkatli, birbirine "zorlu engeller" çıkaran rotasızlıktaki ısrar niye?..

***

Aslında her şey açık ve net; çünkü üretebilecekleri bir siyaset argümanı olmadığı için, kısır, verimsiz, hedefsizlik girdabında, "ancak geriye dönüşü" kurtuluş olarak görüyorlar..

Eee 6 ayda bir hükümetin kurulup-bozulduğu bir sistemde; "vesayetler" kaçınılmazdır!..

Yani samimiyet yok…

Sahi olsaydı, "sistemi tartışırken", HDP'ye cüzzamlı muamelesinde bulunmayıp, aynı çatıya davet ederlerdi?..

***

"KÜRT MESELESİNDEKİ SAMİMİYETSİZLİK";  Farkında mısınız; muhalefet bloğu tüm cüssesiyle, meşakkatiyle ne iç meselelere, ne de dış hadiselere karşı ortaya "çözüm üretici" ya da, alternatif stratejik verileri ortaya koyan, ne siyasi bir akıl, ne de sistemli bir duruş var?..

İkisinin de zerresi yok..

Var olan; tek eksenli "tu kaka" misali, eleştiriler var?..

Ne Suriye, ne Doğu Akdeniz, ne Irak..

Ve ne de, "akıllarını komuta" eden, Batı ve Avrupa'ya dair; strateji yok!..

***

Artık iç ve dış bir mevzu haline gelen, "Kürtlerin istek ve beklentilerine" dair, ortaya koyulan bir politika var mı; yok?..

Nitekim, bir kaç hafta önceydi, İttifak'ın Bay Kemal'i kocaman yüksek sesli bir nara attı..

Dedi ki; "Kürt sorununun muhatabı HDP, çözüm adresi de Meclis?"…

Peki ortaya konulan somut bir veri, ya da "çözüme" dair yol haritası, söz konusu mu?..

Henüz bir şey yok…

***

Ki bu sorunun; "inkar ve asimilasyon" politikasıyla "retçi ve tekçi" siyasetin başaktörü, dönüştürücüsü olan CHP, "kendi yarattığı" meselenin, "teşhisine" vakıf mı?. Nerdeeee?..

Çünkü niyet, çözüm değil HDP'nin yanağına "sahte" bir parmak bal, Kürtler'in de yanağına küflenmiş bir parmak reçelle; 2023'ü "devşirebilmek?"…

***

Şöyle ki!… Çözüm dediğiniz hadisenin öncelikle, "teşhisi olmalı, sonra çözüme dair argümanları, adımları" ortaya konulmalı!..

Bunu kendi bloğunda, yani beş benzemezin "masasında" olgunlaştırmalı..

 Sonra, ey millet, ey iktidar "çözüm reçetem bu" diyerek, samimiyet ve ilkeli siyasetle, arz-ı endam edilir..

Olmayan bir tezi "sloganla" ifade etmek, sahildeki deniz dalgasının bulunduğu kuma yazı yazmak gibidir!…

Akşener'e sorulsa; "Kürtlerin beklentilerine" çözüm öneriniz nedir diye?.

Sahi yanıtı ne olur?...

***

"VATANDAŞIN GÜNDEMİNDEN IRAKLAR?"; Döviz kuru, ekonomiksel kriz, işsizlik, çarşı pazardaki fahiş fiyat..
Vatandaşın gündemiyle, hal-i hazırdaki siyasetin ve ülke yönetimindeki gündem bir mi?

Maalesef..

Ki, burdaki arıza-i durumda iktidarın da vebali, göz ardı edilemez..

Ama diyeceksiniz ki, böylesi bir muhalefet var iken, "iktidar bildiği rotada" gider…

***

Ve farkında mısınız; şimdi neleri konuşuyoruz!…

CHP Liderinin "gündemleştirdiği, İyi Parti'nin ikinci adamının tescillediği, yeni yetme parti liderinin de, "evet, evet olabilir" diye üzerine çullandığı mevzuu; "Siyasi cinayetler olabilir" iddiası..

Ve bu iddiada "fail olarak da iktidar" gösteriliyor…

Vaki mi, yer yüzünde "cinayetlerin, şiddetin, kaosun" bir iktidara yaradığı, ya da iktidarını pekiştirdiği…

***

"SİYASİ CİNAYETLER İDDİASI" ; Verimsiz siyasetin ortaya koyduğu bu akıl, bakalım Yargı'da nasıl kendini ifade edecek!…

Malum, "res'en soruşturma" açıldı…

Prosedür gereği, Kılıçdaroğlu'na çağrı çıkarılacak, olup-bitenle ilgili bilgisine başvurulacak..

Tabi ki "tanıklığı" kabul ederse..

Eğer ki kabul ederse, o zaman da "bildiklerini, elindeki belgeleri, dokümanları, bilgilerinin kaynağını" Savcıyla paylaşacak..
Bupaylaşımla Savcı soruşturma noktasında yol belirleyecek!…

***

Şayet, ki bu olasılık çok yüksek!..

"Tanıklığa" gitmezse, "bildiklerini savcıya anlatmazsa" işte o zaman da; çok yönlü bir "ağır suçlamayla" karşı karşıya kalacaktır, bizim CHP'li Bay Kemal..

Ne diyelim; dokunulmazlığı var!?…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Boş teneke her zaman çok ses çıkarır..