OSCARIMIZI ALDIK!…

Hafta sonu, Malatya’daydım.. Gap Gazeteciler Birliği’nin “ödül törenine” istinaden orada bulunduk..

15. GAP OSCARLARI ödülü için..

Birlik, jurilerinin takdiri noktasında “Uzay Haber’i” yılın “Televizyon Kanalı..” 

Şahsımızı da, ”En Başarılı Gazeteciler” kategorisinde, “ödüle değer” gördüler.

İşte buna istinaden, “ödüllerimizi almak üzere” Malatya’ya gittik…

Mesleki hayatımda, çok sayıda ödül aldım..

Yerel, ulusal ve uluslararası alanda..

Ki, 40 yılı aşan zaman diliminde ödüllerin sayısını, ben de bilmiyorum..

Ama yüzün üzerinde olduğuna eminim…

Tabi her bir ödülün, takdirin, plaketin kendisine has,  “anlam ve önemi” ve konjektürel kimliği var..

Ancak, bizde yarattığı en büyük etken; “mesleki motivasyondur?”…

İster mesleğe yeni başlayanımız olsun, ister 40 yılı geçiren bizler olsun; her bir ödül, yepyeni bir heyecan yaratır…

Daha bir çalışma azmini hareketlendirir ve teşvik ettiği gibi sorumluluğu da artırır..

***

Malum okur ve izleyicilerimiz hatırlarlar..

Bir önceki ödülümüzü, kısa süre önce Külliyede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden almıştık..“Yılın Televizyon Kanalı-Gazetecisi” dalında, Anadolu Yayıncılar Birliğinin organizasyonuyla…

İşte bu ödülün yarattığı “motivasyon” bir başka ödülü; “Başarılı çalışmayla” getirdi..

GAP 15. Oscar ödülü de, bunun sonucu ve ekilen ürünü  oldu…

Yaptığınız iş, kamu adına ise, sokaktaki vatandaş ile devlet arasında, kurumlar yönünde “köprü vazifesi” gören iseniz; ulvi bir değere ve sorumluluğa sahipsiniz demektir!…

Hiç kuşkusuz ki, “başarı” tek kişiye özgü değildir..

Başarı bir ekip işi, azmin ruhunu ister!..

Ve koordinasyon bütünlüğüyle; ikmale gelir başarılar..

Diyarbakır Söz, 32 yılı geride bırakıyor..

Söz Tv, ki devamı Uzay Haber ülkenin ve bölgenin köklü yayın organları olmasındaki en büyük etken de; “izleyicisi ve okurlarıyla* oluşturduğu “birlik, dirlik, aile olabilme” kenetlemesidir..

Devamlılık sahibidir..

Topyekün, çalışanıyla, okur ve izleyicisiyle oluşan bir ailenin “ulaştığı” başarının meyvesidir aslında; aldığımız ödüller ve görülen takdirler…

Onun için de, aldığımız ödülün gerçek sahibi “Uzay ve Söz Ailesinin” tüm fertleridir…

***

Her ödülün bir de “gurur verici” yönü, sizinle aynı işi, mesleği yapanların arasında “seçilen” olmanızdır..

Ve bu seçilmişliğin de, başka illerde, coğrafyalarda, kişi ve insanlar tarafından “kabul” görülerek, tercih edilmenizdir..

 Malatya Büyükşehir Belediyesinin “ev sahipliğinde” GAP Gazeteciler Birliği üyeleri ve seçkin jürisi tarafından, “yıllık takip” sonucunda görülen “takdirde” böylesi bir ödül…

 Birlik Başkanı Zeynel Abidin Kıymaz ve Başkanvekili Hamit Özpolat, bizleri ödüllendirirken, elbette ki bizler de görülen takdiri teşekkür ederek, ilettik kendilerine..

***

İki Yıllık pandemi döneminden sonra gerçekleştirilen 15. GAP Oscarları ödül törenini anlamlı kılan en büyük etken; ulusal ve uluslararası düzeyde bir kimlikle icra edilir olmasıydı..

Çünkü, Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Yılın En Başarılı Devlet Adamı”, Yılın En başarılı makam" ödülü Kırgızistan'ın Ankara Büyükelçisi Kubanıçbek Ömüraliyev'e, "En başarılı bakan" ödülü ise Irak Bölgesel Yönetimi Etnik ve Dini Oluşumlar Sorumlu Devlet Bakanı Aydın Maruf'a verilmesi, önemliydi..

Sinema sanatçısı dalında, hemşehrim Erkan Petekkaya da ödül aldı..

***

İş dünyası, siyasetçi, akademisyen aktivist ve yerel yöneticilerin de farklı dallarda değerlendirildiği törende, dikkatimi çeken en büyük unsur şu oldu?!…

Burada, sadece “başarılı görülen kurum ve şahsiyetlerin, birer plaketle” ödüllendirilmesi, değil..

Bambaşka bir atmosferde; “beşeri ilişkilerin” yüksek bir dozajda gelişmesine vesile olmaktır..

“Birlikten güç doğar” ilkesiyle, kaynaşmanın sağlandığı, illerin, bölgelerin, ülkelerin “sosyal, sayasal ve ekonomik yönde” tanınması ve işbirliği sağlanması yönünde, köprü vazifesini de görüyor…

Gördüğüm bir husus da, Organizasyonun, Adıyaman ve Malatya ekseninde “iki kardeş il” kimliğiyle omuzlanması oldu..

Ayrı bir dikkat çekiciydi..

İki ilin siyasileri, iş adamları, yerel yönetimleri, kent bürokrasisi, “aynı karede” güçbirliği oluşturmaları çok konuşuldu, sohbetlerde..

Merhum Turgut Özal’ın memleketi, Malatya “kayısı ve fuar etkinlikleriyle” kendini yeniden, ülkeye ve dünyaya tanıtma babında, “yerel dinamiklerle” çok şeylerin kazanabileceği ve değişebileceği şiarının rotasına girmiş gördük, dediler…

***

Tören öncesi, esnasında ve sonrasında, bir çok kişiyle hasbi halimiz de oldu..

İller ve bölgelerin siyasi, sosyal ve ekonomik meseleleri hakkında..

Malatyalılar gelişmeden, büyümeden, kentin sürekli katma değer aldığından memnunlar..

Ama tek muzdarip oldukları nokta..

Ki, ülkenin genel bir sorunu ve sıkıntısı; “kırsalın” üretimden hızlı bir şekilde; “elini çekmesi” oldu..

Çünkü, kırsal artık şehri doyurmuyor, şehir kırsalı doyuruyor..

Kayısı alanları da hızla tüketiliyor..

***

Velhasılı kelam; 15. GAP Oscarları’nın Malatya ve Adıyaman ekseninde estirdiği “motivasyonu yüksek” atmosferin, diğer illerimiz, bölgelerimiz kadar Diyarbakırımızı için de, öncü isimlerin varlık göstermesiyle; darısı başlarına, başımıza diyelim..

Her ne kadar, böylesi etkinlikler birilerinin cephesinde “reklam kokuyor” diye algılanıp söyleniliyorsa da; "bu kedinin uzanamadığı ciğere murdar demesidir..” 

***

HDP’LİLER KİMİ İSTİYOR?!…

Önce, şunu bir netleştirelim!..

“Kürtler Kimi Cumhurbaşkanı istiyor” sorusu ve cümlesinden siyasilerimiz kendilerini bir sıyırsınlar…

Ve Kürtleri bir “tek siyasi partinin” bahçesinde de tutmaktan vazgeçsinler..

Ne HDP ve ne de bir başka siyasi parti..

Ki, AK Parti dahil olmak üzere; “Kürtlerin” iradesi, üzerinde bir hegemonya, vesayet, kurma hakkına ve yetkisine sahip olmadıkları gibi; “Kürtler’i topyekün” kendilerine biat edici olarak da görmesinler…

Kürtler özgür iradesiyle “her partiye oy verir..” Kimse de, tahakküm kuramaz, yeltenemez de!!…

Hakkı ve haddi de değil…

***

 

Gelelim, HDP’liler “kimi istiyor?” sorusuna.. 

Bu noktada, yanıt Ahmet Türk’ten geldi..

Malum, HDP’nin siyasi geleceğinden gelen, önemli eski ve duayen siyasetçisi..

Kendisiyle yapılan, mülakatta şöyle bir değerlendirmede bulunmuş…

***

Mansur Yavaş’ın olası Cumhurbaşkanlığı adaylığı için…

“Kürtler Yavaş’a oy vermez?..”

Her ne kadar Türk “Kürtler” diyor ise de, demek istediği  “HDP’liler oy vermez…”

***

Ekrem İmamoğlu’nun olası Cumhurbaşkanlığı adaylığı için..

“Çift dilli.. Karadeniz’de öyle, Diyarbakır’da böyle olmaz..”

***

Türk’ten gelen bu “beyan” der demez, HDP’liler muhtemelendir ki “üçüncü bir isme” yelken açtılar..

Yavaş ve İmamoğlu’na “kapıları” kapatmanın, yoğun bir kulis trafiği içerisinde..

Peki ibre, kime yöneliyor.. Kesin olmamakla birlikte; Kemal Bey’in” eli son günlerdeki gelişme ve trafikte, hayli güçlendiğini söyleyebiliriz…

Sizce..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Küçükler ot gibidir, büyükler ise rüzgâr: Rüzgâr ne yöne eserse, otlar o yöne eğilir.