Alimler ordusuna katılım

Altındağ Medresesi'nde İslami İlimlerini tamamlayan 10 Alim icazet aldı. İcazette söz alan, Alim ve Akademisyenler, Medreselerin eğitimleri üzerinde dururken, "Âlimler, ümmet arasındaki ihtilafları kaldırmak için çaba göstermeli" denildi.

Alimler ordusuna katılım

M. Emin FİDAN/Tahir KARAKEÇİ/Fırat AVCIL/Ahmet DEMİR

DİYARBAKIR-Merkezi Diyarbakır'da bulunan Altındağ Meddesesi'nde İslami İlimlerini tamamlayan, Medrese Müdderisi Zeynel Baidin Çiçek'in talebelerinden 10 Alim, dün büyük bir törenle icazet aldı. İcazet töreninde duygusal anlar yaşanırken, söz alan alim ve akademisyenler, Medreselerin toplum için hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekerek, "Âlimler, ümmet arasındaki ihtilafları kaldırmak için çaba göstermeli" denildi.

ALTINDAĞ'DA İCAZET TÖRENİ

Altındağ Dinlenme Tesislerinin çok amaçlı salonunda gerçekleşen İcazet törenine, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkerim Ünalan, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Tanrıverdi, Yenişehir İlçe Müftüsü Alattin Bozkurt, Sur İlçe Müftüsü Ramazan Polan, Araştırmacı-Yazar İş Adamı Mehmet Ali Altındağ, Bölgenen tanınmış molalları, kanaat önderleri, akademisyenler, çok sayıda vatandaş ile medresede eğitim gören öğrenciler katıldı.

Sunuculuğunu Yunus Yıldırım'ın yaptığı icazet töreni, Rıfat Ablay'ın okuduğu Kur'an-ı Kerim tivaleviyle başladı. Ablay'ın okuduğu kasidelerden sonra konuşan Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) Genel Sekreteri Molla Muhammet Özer, İslami eğitim tarihi içinde önemli bir yere sahip olan medreselerin, İslam âlimi yetiştiren önemli kurumlar olduğunu söyledi.

BEDİÜZZAMAN DÖNEMİNDE

Araştırmacı Maruf Ekinci ise, Bediüzzaman Said-i Nursi dönemindeki bazı ilmi yeniliklerden bahsederek, “Bediüzzaman Said-i Nursi döneminde medrese ilimleri ortadan kaldırılmak istendi. Kitapların yer altına saklandığı bir dönemde artık nasıl sorusu yerine niye sorusu sorulur. Her tarafta dinsizliğin yayılıp, okul ve üniversitelere girdiği dönemde Beddiüzzaman, olayın sebep kısmı üzerinde durdu. Çünkü ümmet buna muhtaçtı. Fen ve felsefeden gelen şüphe başladığı için İslam ümmeti sorgulamaya başladı. Namaz, oruç ve zekâtın neden yapıldığı çok yazılıyordu ama niye sorusu cevap bulmamıştı.” ifadelerini kullandı.

ALİM VE TALEBELERİN FAZİLETİ

Yenişehir İlçesi Müftüsü Allatın Bozkurt, Âlim ve talebelerin faziletini anlatmakla ve onları övmekle bir yere varılamayacağını belirterek şöyle dedi; “Bizi kendi vicdan aynamızdan kendi gönlümüzü artık fark etmemiz gerekiyor. Ehli Kitap âlimlerin hatalarını ve hastalıklarını defaatle zikrediyoruz. Bütün bunlara rağmen ilahi ikazlara rağmen Ehli Kitabın içerisinde düşmüş olduğu hataların veya hastalıkların tamamı bizlere de sirayet etmiştir. Öyle bir hale geldik bu tür hastalıkların topluma sirayet etmeme noktasında bir mani ve engel etme durumunda değiliz. Bu ümmet âlimlere bakarak kendilerini hizaya getirme şanslarına sahip değiller. Biz bu gerçekleri net bir şekilde konuşmazsak gündeme getirmezsek bizim daha çok dert çekme yönümüz olacaktır.  Hepimizin bir istikamet sorunu vardır. Çünkü aynı yöne bakmıyoruz ve aynı kaynaktan beslenmiyoruz.”

HERKESİN BİR GERÇEĞİ VE HAKİKATI

Sur İlçe Müftüsü Ramazan Tolan ise herkesin bir gerçeği ve hakikati olduğunu ve bu gerçeklerin de Kur'an hakikati doğrultusunda olması gerektiğini söyledi. Tolan, “Bütün hadisleri ve ayetleri kendi haklılığını ispat etmek için kullanan insanlar vardır. İnsanın kendisini hakikata teslim etmesi, kendisini Allah’ın beyanına teslim etmesi ve kendisi hakikatin kucağına bırakması her âlimde olması gereken özellik olmalıdır. Bu anlayışın tekrar gün yüzüne çıkabilmesi için adeta barajlardan değil kaynaklardan istifade edebilmemiz gerekmektedir.” dedi.

MEDRESELER DESTEKLENMELİ

Yeniköy Medresesinin Hocası Molla Seyit Buhaddin ise Medreselerin toplum ve devlet tarafından gerekli ekonomik desteği almadığından şikayet ederek, bunun sorgulanmasını istedi. Öğrencilerin okuması konusunda herkesin yardımcı olmasını ve her türlü yardımlarda bulunmasını" isteyen Buhaddin, "Her verilen para, gıda, giyim karşılıksız kalmaz. Bundan 70-80 yıl önce kimse Allah, peygamber diye konuşamazken bu medrese ve öğrencilerin sayesinde o günler geride kaldı. Bizler bu öğrencilere sahip çıkmaya devam edersek giden o karanlık günler bir daha geri gelmez bu aydınlık günler daha da aydın olur ve Allah nurunu tamamlayacaktır." diye konuştu.

KÜFRÜN TOPLUMLARA HAKİM OLMASI

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Tanrıverdi, ümmetin en hayırlıların iyiliği emreden ve kötülükten sakındıranların olduğunu ifade ederek "Evet yeryüzünde en büyük kötülük küfrün toplumlara hakim olmasıdır. Bundan dolayı, her Müslüman İslam'ın hakim olması için iyiliği emretmeli ve kötülükten sakındırma görevini titizlikle yerine getirmelidir." dedi.

İLAHİYAT VE MEDRESELERİN İŞBİRLİĞİ

İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulkerim Ünalan ise, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin kısa süre içerisinde öğrenci sayısını 4 binin üzerine çıkardığını, öğretim görevlisi sayısını da artırdığını ifade ederek, Medreseler ile İlahiyat fakültelerin işbirliğine dikkat çekti. Ünalan, "Görüyoruz İslami ilim olmayınca çocuklar annelerine ve babalarına karşı gelip, cinayet işliyorlar” diyerek, İslami ilimin önemine vurgu yaptı.

Konuşmaların ardından, Altındağ Medresesinde İlmi eğitimlerini tamamlayan 10 Alim ilahiler eşliğinde salona giriş yaptı. Duygulu anlar yaşanırken, icazet alan alimler isimleriyle anons edilerek, Davetliler arasında yer alan Medrese hocaları tarafından, icazet belgeleri takdim edildi.

Kaynak: Diyarbakır Söz