Mazlum-Der'den 'Koşulsuz Ateşkes' çağrısı!

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) Diyarbakır Şubesi, PKK’ya koşulsuz silah bırakması yönünde çağrı yaptı.

Mazlum-Der'den 'Koşulsuz Ateşkes' çağrısı!

Mazlum-Der Diyarbakır Şubesi’nce, artan terör eylemleri ve çatışmalı ortama ilişkin basın toplantısı düzenlendi. Dernek binasında düzenlenen toplantıda konuşan Çatışma İzleme ve Çözüm Grubu Sözcüsü Sinan Kızılkaya, Türkiye toplumunun çok büyük bir oranda desteğiyle devam eden çözüm sürecine ilişkin masanın devrilmesinden bu yana devlet kayıtlarına göre 120 asker ve polisin şehit olduğuna dikkat çekti. Yüzden az olmadığını tahmin ettikleri ancak tam sayısını tespit edemedikleri PKK mensuplarının da öldüğüne, sivil kayıp sayısının ise 76 olduğuna işaret eden Kızılkaya, “Çatışmalarda yaralananların sayısını tespit etmek mümkün bile değil. Öte yandan PKK tarafından kaçırılan/alıkonulan kamu görevlileri ve AK Parti yöneticilerine mukabil devlet tarafından yapılan yargısal operasyonlarda gözaltına alınan veya tutuklanan onlarca HDP’li siyasetçi ve yöneticinin olduğu ortada durmaktadır. Linç edilmeye çalışılan Kürt işçiler, taşlanan, yolu kesilen Doğu seyahat firmaları, yakılan HDP binaları, bayrak mitinglerine mukabil öz yönetim ilanları, alternatif yol ve kimlik denetimleri, çözüm sürecinde birbirini anlamaya başlayan toplumun çatışmalı dönem ile birlikte yaşadığı kutuplaşma sonrasında nasıl bir cinnet hali içerisine girdiğinin göstergesi oldu” dedi.

“TARAFLAR BARIŞ MASASINA DÖNMELİ”                              

Bu manzara içerisinde, böyle bir tablodan ortak bir geleceğin nasıl inşa edileceği, çözüm süreci ile yakalanmaya başlanan empati düzeyinin tekrar nasıl yakalanacağının ciddi bir endişe konusu olmaya başladığını vurgulayan Kızılkaya, “Ölen tek bir insanın hayatının, yerel veya makro, bütün iktidar hesaplarının üzerinde bir değere sahip olduğunu, ölenlerin kaybıyla yakınlarının nasıl bir travma yaşadığını bilmeyen bir toplummuş gibi istatistiklerle bu acılara alıştırılıyoruz. Mazlum-Der olarak, ölen tüm insanlarımızın acısını içimizde duyarak, insanın eşref-i mahlukat olduğu, masum bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmüş gibi olacağı düsturu ile Fırat kıyısında kapılan kuzunun hesabının genel ve yerel iktidarlardan sorulacağına olan inancımızla bu Kurban Bayramı'nda evlatlarımızı artık kurban vermeyelim diyoruz. Bayrama girmeden PKK’nın koşulsuz ateşkes ilan etmesini ve alıkoyduğu kamu görevlileri ile siyasetçileri serbest bırakmasını, devletin de operasyonları durdurmasını ve taraflardan bir canımızı daha kaybetmeden barış masasına dönmelerini talep ediyoruz” diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler