Öğrenciler Pir Sultan Abdal'ı andı

Dicle Üniversitesi Edebiyat ve Sanat Topluluğu tarafından “Pir Sultan Abdal’ın tarihi, edebi ve sosyolojik bakımından değerlendirilmesi” konulu konferans düzenlendi. Pir Sultan Abdal’ın tarih bakımından değerlendirilmesi konusunda bilgilerini paylaşan Mahsum Kan, Aleviliğin tarihsel değerlendirmesini ve Osmanlı ile yaşadıklarını örneklerle anlattı.

Öğrenciler Pir Sultan Abdal'ı andı

Dicle Üniversitesi Edebiyat ve Sanat Topluluğu tarafından “Pir Sultan Abdal’ın tarihi, edebi ve sosyolojik bakımından değerlendirilmesi” konulu konferans düzenlendi.

Edebiyat ve Sanat Topluluğu öğrencileri Şiyar Adıyaman, Mahsum Kan ve Yavuz Toprak’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kankal, öğretim üyeleri ve öğrenciler ilgi gösterdi.

Pir Sultan Abdal’ın şiiriyle başlayan konferansta 16. y.y döneminde yaşamış şairin temalarını ve “güzelsin güzel” şiirini içeren bir video slaytı gösterildi.

Pir Sultan Abdal’ın tarih bakımından değerlendirilmesi konusunda bilgilerini paylaşan Mahsum Kan, Aleviliğin tarihsel değerlendirmesini ve Osmanlı ile yaşadıklarını örneklerle anlatarak, şair konusunda birçok araştırma yapıldığını ama bunlar netlik kazanmadığını sadece rivayette kaldığını ifade etti.

‘HAKSIZLIKLARA BOYUN EĞMEDİ’

Pir Sultan Abdal’ın hayatının karanlıkta kalmasına rağmen, horasandan geldiği, Sivas’ın bir köyünde yaşadığı ve asıl isminin Haydar olduğunun rivayet edildiğini belirten Kan, Pir Sultan Abdal’ın ağır idari uygulamalar altında ezildiğini düşündüğü Türk Toplumunun yeni bir yönetime de ihtiyaç duyduğunu çoğu kez şiirlerinde dile getirdiğini söyledi.

“Dönemin Sivas Valisi Hızır Paşa tarafından pek sevilmemiş, eskiden dost olan bu iki insan arasındaki ilişki zamanla husumete dönerek, Pir Sultan Abdal'ın Hızır Paşa tarafından idam edilmesiyle sonuçlanmıştır.” diye belirten Kan, idamıyla da insanlardaki haksızlığa ve zulme karşı adalet duygularını harekete geçirdiğini vurguladı.

Şiyar Adıyaman da Pir Sultan Abdal’ın tasavvufi yönünü ele alarak, “Eğer mürşidin ve o dönemde tarikatın ne olduğunu bilmesek Pir Sultan Abdal’ı bilmemiş oluruz” dedi.

‘HACI BEKTAŞ’IN YOLUNDAN GİTTİ’

Pir Sultan Abdal’ın neden mürşitleri çok konu edinen şiirleri olduğunu ifade eden Adıyaman, şaire göre insanın ruhunu tek başına temizleyemeyeceğini söyleyerek, Pir Sultan Abdal’ın şiirleriyle olgunlaşıp rehber olunmasına verdiği değeri aktardı.

Pir Sultan Abdal’ı edebi bakımdan değerlendiren Yavuz Toprak ise Abdal’ın Hacı Bektaş-i Veli’den etkilendiğini, onun yolundan gittiğini ifade ederek, divan edebiyatına bulaşmadığını sözlerine ekledi.

Halkın seviyesinde ağır olmayan bir dille duygularını kaleme aldığını, halkla her zaman iç içe olduğunu, samimiyeti ve sazı ile insanlara güzelliği aşıladığını ifade eden Toprak, şairin yeri geldiğinde sazını ve sözünü zalime karşı silah olarak kullandığını belirtti.

‘HALKIN GÖNÜL DERYASINA DEMİR ATTI’

“ Pir Sultan Abdal şiirleri gelenektir. Şiirleri ve tarzı günümüzde de örnek alınmıştır. Kendisi halkın gönül deryasına demir atmış muhteşem bir karakterdir.” diye belirten Toprak, Pir Sultan Abdal’ın zindandayken seçtiği yolun halk yolu olduğunu ifade eden “dönene dönsün ben dönmem yolumdan” isimli şiirini seslendirdi.

Kaynak: Diyarbakır Söz