Arınç: Türk gazetecilerin tutuklanma ve infaz ihtimali var

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Mısır’da El Fetih Camii’nde mahsur kalan TRT Türk muhabiri Metin Turan ile TRT Arapça’nın Arap asıllı muhabiri için endişe duyduklarını söyledi.

Arınç: Türk gazetecilerin tutuklanma ve infaz ihtimali var

Muhabirler ve sivil halk için tutuklanma ya da infaz edilme ihtimali bulunduğunu belirten Arınç, “Dışişleri bakanımız biraz önce İslam Konferansı Başkanı veya Genel Sekreteri olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu arayarak olaya müdahale etmesini istedi. Rejim nezdinde girişimlerimiz devam ediyor.” dedi.

Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Bursa’da Mevlana Mahallesi’nde, Türkiye genelinde 46 ilinde aynı anda başlatacağı 90 bin konutluk dev kentsel dönüşüm projesine katılmak üzere Bursa’ya geldi. Arınç’ı, Bursa’ya yeni atanan Vali Münir Karaloğlu, karşıladı.

Mısır’da El Fetih Camii’nde mahsur kalan Türk gazeteciler ve sivil halkla ilgili bir soru üzerine Arınç, bir vahşetin içerisinde bulunduklarını dile getirdi. Katliam yaşandığını, insanların hedef gösterilerek baltacılar ya da rejime bağlı asker ve polislerce insanların katledildiğin kaydetti. Buna kimsenin duyarsız kalamayacağını belirten Arınç, Türkiye’nin, Mısır’da darbe olduğunda açıkça adını koyan ve kınayan tek ülke olduğu için iftihar etmesi gerektiğini ifade etti.

 “TUTUKLANMALARI YA DA İNFAZ EDİLMELERİ İHTİMAL DAHİLİNDEDİR”

Arınç, şöyle konuştu: “Türkiye bu konuda çok iyi bir imtihan verdi. Bunu bütün dünya biliyor. Şimdi yaşanan vahşet karşısında uzaktan yakından bazı söyler duyuyoruz ama bunlar meseleyi çözmüyor. Eğer 1-2 ay önce başlayan bu olaya ‘bu demokrasiye karşı bir darbedir, bunu telin ediyoruz’ demiş olsalardı bu gruplar bu cesareti bulamazlardı. Yaşanmış olaylar çok acıdır. Maalesef dünden bu yana El Fetih Camiinde 400 kişi mahsur durumdadır. Bunların içerisinde TRT Türk muhabiri Metin Turan ile TRT Arapça’nın Arap asıllı bir muhabiri de bulunuyor. Bizim tespit edebildiğimiz 10 kadar gazeteci vardır. Bunlar içeride mahsur durumdalar, iki şeyden korkuyorlar. Kendilerini muhasara eden güçler rejime bağlı güçlerdir. Çıkarlarsa tutuklanacaklar ya da infaz edeceklerdir. İçeride kalırlarsa da bu sefer içeriye öldürmek amacıyla maalesef bir vahşet yaşanacaktır. Bu ihtimal dahilindedir.”

 “REJİM NEZDİNDE GİRİŞİMLERİMİZ DEVAM EDİYOR”

Her ikisini endişe ile takip ettiklerini vurgulayan Arınç, şöyle devam etti: “Enteresandır bizim Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüz dün bir bildiri yayınlayarak Mısır’a gidecek gazetecilerin dikkatini çekmiştir, güvenli değildir, tedbirinizi alın ya da gitmeyin diye. Fakat oradaki muhabirlerimiz bu talimatın dışında kaldılar. Görevi icabı orada bulunuyorlardı. Dışişleri bakanımız biraz önce İslam Konferansı Başkanı veya Genel Sekreteri olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu arayarak olaya müdahale etmesini istedi. Rejim nezdinde de girişimlerimiz devam ediyor. Umarım camidekiler salimen dışarı çıkarlar. Kendileri hakkında kötü bir işlem yapılmaz. Basın mensupları açısından meseleye baktığımızda büyük bir hassasiyet ve endişe içindeyiz. Sivil insanlar açısından baktığımızda, birkaç gün öncesinde birkaç bin ölüyü hatırladığımız için büyük bir endişe içindeyiz. Dileriz Mısır’da hepimizi üzen bir olayla karşılaşmayız.”

CAMİDE NELER OLUYOR

Mısır'da El Fetih camiinde yüzlerce kişi mahsur durumda. Sabah namazı sonrası hoparlörden halktan yardım istediler.

Mısır'ın başkenti Kahire'deki El-Feth Camisi'nde dün akşamdan bu yana mahsur kalan göstericilerin bir kısmı dışarıya çıkarıldı.

Camide mahsur kalan göstericiler ile güvenlik güçleri arasında devam eden görüşmelerin ardından askerlerin gözetiminde dışarı çıkarılanlar arasında 10 kadın, 5 erkek ve bazı gazeteciler bulunuyor.

Camide mahsur tutulan yüzlerce kişi ise güvenli şekilde dışarı çıkmayı beklerken, darbe yanlısı göstericiler de cami etrafındaki protestolarına devam ediyor.

CAMİYE GAZ BOMBALI MÜDAHALE

Dün akşamdan beri Kahire’deki El Fetih Camii’nde olan ve 15 saatten uzun süredir zor koşullar altında bekleyen göstericilere Mısır güvenlik güçlerinin müdahalesi başladı.

Mısır güvenlik güçleri, El-Fetih Camisi'ne gaz bombaları atarak müdahale etmeye başladı.

Caminin içinde bulunan Anadolu Ajansı muhabiri Hibe Zekeriya içeride kadın ve çocuklarla birlikte yaklaşık bin kişinin mahsur kaldığını, polisin sabah namazından önce caminin kapısını zorla açmasından sonra ayakkabılık, tahta parçaları ve sandalyelerle cami girişinin iç kısmında barikat kurulduğunu, polisin içeridekileri ikna çabasının barikatın arkasından gerçekleştiğini bildirdi.

POLİS CAMİYE GİRMEYE ÇALIŞTI

Caminin dışındaki görgü tanıkları polisin içeridekilere dışarı çıkmaları için 15 dakika süre verdiğini, daha sonra camiye ikinci kattan girmeye teşebbüs ettiğini ancak başarılı olamadığını söyledi.

Sabah namazına kadar polis ve asker tarafından kuşatma altında tutulan cami çevresinden askerin çekildiği, halen baltacıların ve onlara eşlik eden polisin camiyi kuşatmaya devam ettiği bildiriliyor.

BİR BALTACI İÇERİ GİRİP SORDU

Bu arada El-Cezire televizyonu camide bulunan AA muhabiri Hibe Zekeriya ile bağlantı kurdu. Televizyon bağlantısı sırasında sivil giyimli "baltacı" olduğu iddia edilen bir şahsın silahsız olarak caminin içine girdiği, içeridekilere "buradakilerin hepsi İhvancı değil mi?" diye soru sorduğu ve daha sonra tekrar dışarı çıktığı görüldü.

Haber takibi için bölgeye giden Türk gazeteci Metin Turan da camide mahsur kalanlar arasında.

12 SAATTİR AÇLAR

AA muhabiri Hibe Zekeriya, içeride su dışında herhangi bir gıda maddesinin olmadığını, camideki yaklaşık bin kişinin 12 saattir aç olduğunu söyledi.

Camiden mahalle halkına yardım çağrısına devam edildiğini vurgulayan Zekeriya, içeride 5 cenazenin ve onlarca yaralının bulunduğunu ifade etti.

Daha önce camide 2 cenaze olduğu belirtilmişti.

Dün cuma namazıyla başlayan "Gazap Cuması" gösteri ve yürüyüşleri sırasında protestocular, Ramses Meydanı yakınında bulunan ve geçici sağlık merkezi olarak da kullanılan El-Feth Camisi'ne sığınmıştı.

Dinin saygınlığına karşı işlenmiş suç

Mısır'daki selefi eğilimli Nur Partisi Mısır'ın başkenti Kahire'deki El-Feth Camisi'nin kuşatılmasını "dinin saygınlığına karşı işlenmiş suç" olarak nitelendirdi.

Kaynak: Diyarbakır Söz