Diyarbakır’da 150 ailenin geçim kaynağı: Balıkçılık

Dünya Kültür Mirası Listesine giren Hevsel Bahçeleri'nden geçen Dicle Nehri, binlerce yıldır bereketiyle bölge halkının geçim kaynağı oluyor.

Diyarbakır’da 150 ailenin geçim kaynağı:  Balıkçılık

Diyarbakır’da Dicle Nehrinde 30 yıldır avladığı balıkları satarak geçimini sağlayan Veysi Bozyıl, bilinçsiz çalışmaların nehirde birçok balığın neslinin tükenmesine neden olduğunu belirterek, kentte 150 ailenin balıkçılıktan geçimini sağladığına dikkat çekti.

Baraj faaliyetleri, kum ocaklarının bilinçsiz çalışmaları ve nehre kazandırılan İsrail sazanlarının doğanın dengesini bozduğu gibi Dicle Nehrindeki balıklara da zarar verdiğini dile getiren Bozyıl, Diyarbakır’da 150 ailenin tek geçim kaynağının balıkçılık olduğunu dile getirdi.

 “Dicle’de birçok balık nesli tükendi”

Dicle Nehrinde bin bir zahmetle yakaladıkları balıkları Sur ilçesi Gazi Caddesinde canlı bir şekilde satan Bozyıl, Dicle nehrinde 16-17 çeşit balık olduğunu ancak son zamanlarda artan balık ölümleri nedeniyle çeşitlerin azaldığını ve birçok balığın da neslinin tükendiğini dile getirdi.

Kum ocaklarının ve arazi sahiplerinin nehri bilinçsiz bir şekilde kullandığını vurgulayan Bozyıl, küçük büyük işyerlerinin de atıklarını olduğu gibi nehre boşaltması nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade etti.

“İsrail sazanlarının önü alınmalı”

Dicle Nehrinde tropikal göçmen balıkların varlıklarına dikkat çeken Bozyıl, “Son zamanlarda Dicle Nehri’ne kazandırılan mercan türleri dediğimiz İsrail sazanları var. Bunlar diğer balıkların yumurtalarını yer. Diğer balıkların neslini tüketir. Bu balıkların önü alınmazsa 10 yıla kadar diğer balıkların neslini tüketir. Bu yüzden bunlara bir çare bulunmalıdır.” dedi.

“Nehrin seviyesi yumurtalar için hayati”

Dicle Nehrinde geçimlerini sağladıkları için yumurtlama döneminde avlanmadıklarını belirten Bozyıl, “Ancak suyun seviyesinin yersiz bir şekilde düşüp yükselmesi balıkların üreyememelerine neden oluyor. Yumurtaların bozulmasına neden oluyor.” ifadelerini kullandı.

“Gündoğumunda ve gün batımında”

Olta balıkçılığı hakkında ipuçları veren Bozyıl, “Olta balıkçılığının en güzel vakti, sabahın gündoğumu ile akşamın gün batımıdır. Tabi rüzgar, havanın sıcaklığı, mevsim, suyun rengi, ay ışığı gibi etkenler balığı etkileyen, tetikleyen ve yerinin değişmesine neden olan durumlardır.” şeklinde konuştu.

“Doğanın dengesi alt üst”

Bozyıl konuşmasında, “Her mevsimin kendine özgü balık çeşitleri vardır. Mevsimsel olarak tropikal göçmen balıklarının mevsimindeyiz. Ancak bazı bilinçsiz çalışmalar nedeniyle doğanın dengesi alt üst oluyor. Kum ocaklarının bilinçsiz çalışması, barajın yerli yersiz açılıp kapanması, yapılan köprüler gibi. Bunlar hem balıkların göç macerasını hem de yumurtaları olumsuz etkiliyor.” diye açıkladı.

“Balıkçılık milli servettir”

Diyarbakır’da 150 ailenin balıkçılıkla geçimini sağladığını söyleyen Bozyıl, balıkçılığın milli servet olduğunu ve bu nedenle sahip çıkılması gerektiğini ekledi.

Kaynak: Diyarbakır Söz