Erkan Petekkaya ile ateşli öpüşme sonucu kavgaya tutuşan Nurgül Yeşilçay'dan barışma hamlesi, nasıl barıştılar?

Star TV’nin reyting rekortmeni dizisi Paramparça’dan ayrılma kararı ile gündeme bomba gibi düşen Nurgül Yeşilçay Cihangir’de objektiflere yakalandı. Efsane oyuncu Nurgül Yeşilçay, Paramparça dizisinden ayrıldığından üzgün olmadığını söyledi. Nurgül Yeşilçay kendisine başka tekliflerin geldiğini de belirtti.

Erkan Petekkaya ile ateşli öpüşme sonucu kavgaya tutuşan Nurgül Yeşilçay'dan barışma hamlesi, nasıl barıştılar?

Star TV’nin reyting rekortmeni dizisi Paramparça’dan ayrılma kararı ile gündeme bomba gibi düşen Nurgül Yeşilçay Cihangir’de objektiflere yakalandı. Efsane oyuncu Nurgül Yeşilçay, Paramparça dizisinden ayrıldığından üzgün olmadığını söyledi. Nurgül Yeşilçay kendisine başka tekliflerin geldiğini de belirtti.

Star TV’nin fenomen dizisi Paramparça’dan ayrılan Nurgül Yeşilçay geçtiğimiz günlerde çizdiği çıplak kadın resmine astığı Osmanlı kiliminin renkleri ile sosyal medya özerinden eleştirilmişti. Bunun üzerine açıklama yapan usta oyuncu Nurgül Yeşilçay, Cihangir’de muhabirlere de açıklamalarda bulundu.

Nurgül Yeşilçay’ın açıklamaları şu şekilde…

Anadolu erkeği Erkan Petekkaya ile barıştı mı?

"Ne paylaşsam sorun oluyor ama umursamıyorum. Beni bilen biliyor" dedi. 'Paramparça'daki partneri Erkan Petekkaya ile kavga eden Yeşilçay, Petekkaya ile barıştıklarını söyledi. Geçtiğimiz günlerde hastaneye kaldırılan Petekkaya'yı aradığını söyleyen oyuncu, "Ziyaretine de gideceğim" dedi.

Nurgül Yeşilçay Kimdir?

Nurgül Yeşilçay; 26.Mart.1976 da İzmir’de doğmuş olmasına rağmen babası afyon yazdırmış. İlkokul ile ortaokul ve lise eğitimini İzmir’de tamamladı. Lise döneminde bir süre izcilik yaptı. 2001′de Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tiyatro bölümünden mezun oldu.

Üniversite eğitimi sırasında rol aldığı İkinci Bahar dizisindeki Gülsüm rolü ile tanındı. 2002 yılında Çağan Irmak’ın yönetmenliğini yaptığı Asmalı Konak adlı TV dizisinde Bahar Karadağ rolüyle ününü artırdı. Aynı yıl Teoman’la beraber Mumya Firarda filminde oynadı. 2003 yılında Abdullah Oğuz’un yönettiği Asmalı Konak dizisinin devam filmi olan Asmalı Konak-Hayat’ta Özcan Deniz’le başrolü paylaştı. Yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı Eğreti Gelin filmindeki Kostak Emine rolü ile 2005de 12. Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı. Aynı yıl Hande Ataizi ile Melekler Adası dizisinde rol aldı. Aynı dizide rol alan Cem Özer ile 26 Ekim 2004′te evlendi. Hamileliğinin son ayında Melekler Adası dizisinden ayrıldı. 22 Mayıs 2005′te oğlu Osman Nejat’ı dünyaya getirdi.

Nurgül Yeşilçay, 2002 – 2003 yılları arasında, senaristliğini Mahinur Ergun ve Meral Okay’ın yaptığı yönetmenliğini Çağan Irmak’ın yaptığı “Asmalı Konak” dizisinde Özcan Deniz, Selda Alkor, Menderes Samancılar gibi sanatçılarla birlikte oynadı. “Asmalı Konak” adlı dizideki “Bahar Karadağ” rolüyle ismini duyurdu.

2004′te Anlat İstanbul filminde Saliha karakterini canlandırdı. 2005-2006 sezonunda ATV’de yayımlanan Belalı Baldız dizisinde Berna Laçin ve Kenan Işık’la başrolü paylaştı. 2006 da Cem Özer’le “Sen Olmasaydın” adlı tiyatro oyununda rol aldı. 2006 yılı Eylül ayında Fatih Akın’ın senaryosunu yazdığı, yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği “Yaşamın Kıyısında” isimli filmde rol aldı. Bu filmde Ayten Öztürk adlı türk kızını büyük başarıyla canlandırdı, film 2007′de 60.Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışmaya hak kazandı ardından “En iyi Senaryo” ödülünü kazandığı açıklandı.

2007′de Ezo Gelin adlı tv dizisinde Ezo Gelin’i canlandırdı. Ortadoğu’nun en önemli film festivallerinden biri olarak kabul edilen 31.Uluslararası Kahire Film Festivali’nde başkanlığını ünlü İngiliz yönetmen Nicolas Roeg’in yaptığı ana jüride yer aldı.2007′da Barış Pirhasan’ın yönetmenliğini yaptığı Adem’in Trenleri filminde Hacer rolünde kusursuz bir performans sergiledi.Bu filmdeki oyunuyla 13.Sadri Alışık Oyuncu ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.

Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği (ÇASOD) Geleneksel 15. Oyuncu Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü iki ayrı filmde, birbirinden çok farklı iki rolde birden etkili olmayı ve doğal kalmayı başarması nedeniyle Yaşamın Kıyısında (Ayten) ve Adem’in Trenleri’nin oyuncusu (Hacer) olarak kazandı. 5-20 Nisan 2008 de 27.si düzenlenen Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Semin Kaplanoğlu’nun juri başkanlığını yaptığı ulusal yarışma jurisinde yer aldı.

Ocak 2010'da yayına başlayan "Aşk Ve Ceza" isimli dizide Murat Yıldırım ile başrolü paylaştı. 2011'de Show TV'de yayınlanan “Sensiz Olma”z adlı dizinin başrolünde yer aldı.

Evlilikleri : Cem Özer ile 26 Ekim 2004′te evlendi. 22 Mayıs 2005′te oğlu Osman Nejat’ı dünyaya getirdi. 24 aralık 2010 da Cem Özer'den boşandı.

2014 yılında başrollerini Erkan Petekkaya ile paylaştığı "Paramparça" adlı dizide Nursel Köse, Ebru Özkan, Cemal Hünal ile birlikte oynadı.

Fimleri

2014 - Gece

2013 - Aşk Kırmızı

2010 - Çınar Ağacı

2009 - 7 Kocalı Hürmüz

2008 - Vicdan

2007 - Yaşamın Kıyısında, Ayten

2007 - Adem'in Trenleri, Hacer

2004 - Anlat İstanbul - Uyuyan Güzel Saliha

2004 - Eğreti Gelin - Kostak Emine

2003 - Asmalı Konak - Hayat - Bahar Karadağ

2002 - Mumya Firarda - Fatıma

2001 – Şellale - Nergis

1998 - Herşey Çok Güzel Olacak – Hemşire

Dizileri

2014 - Paramparça

2014 - Cinayet

2013 - İşler Güçler

2013 - Galip Derviş

2013 - Bebek İşi

2012 - Sultan

2011 - 2012 - Sensiz Olmaz

2010 - 2011 - Aşk ve Ceza (Yasemin)

2006 - Ezo Gelin TV Dizisi - Ezo

2005 - Belalı Baldız TV Dizisi - Arzu Parlak

2004 - Melekler Adası TV Dizisi - Şerbet

2002 - Asmalı Konak TV Dizisi - Bahar Karadağ

2001 - 90-60-90 TV Dizisi - Deniz

1999 - İkinci Bahar TV Dizisi – Gülsüm

Rol Aldığı Tiyatro Oyunları

2006 - Sen Olmasaydın

Aşk Gibi

Ödülleri

2005 - 12.Adana Altın Koza Film Festivali "En İyi Kadın Oyuncu" (Eğreti Gelin)

2007 - 13.Sadri Alışık Oyuncu Ödülleri “Ademin Trenleri” "En İyi Kadın Oyuncu"(Hacer)

2007 - Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği (ÇASOD) Geleneksel 15. Oyuncu Ödülleri "En İyi Kadın Oyuncu" ödülü (Yaşamın Kıyısında ve Adem’in Trenleri)

2008 - 45. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülü

Erkan Petekkaya Kimdir?

Beyaz Gelincik, Hanımın Çiftliği, Öyle Bir Geçer Zaman Ki ve Hanımeli Sokağı gibi Türk televizyonlarının en başarılı yapımlarında karşımıza çıkan Türk dizi oyuncusu. Konservatuar çıkışlı bir oyuncu olan Petekkaya, 1993 yılından bu yana Devlet Tiyatroları’nda kadrolu oyuncu olarak sahne almaktadır.

Erkan Petekkaya, 11 Aralık 1970 tarihinde, Diyarbakır’da dünyaya geldi. Bir kız kardeşi vardır. Çocukluğunun büyük bir kısmını İstanbul’da geçiren Petekkaya, Mehmet Karamancı İlkokulu'nda, daha sonra Bostancı Ortaokulu ve Fenerbahçe Lisesi’nde ilk ve orta dereceli öğrenimi tamamlamasının ardından 1989 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nı kazandı.

1993 yılında Devlet Tiyatroları’nda kadrolu sanatçı olarak çalışmaya başlayan Petekkaya, 1994 yılında, kamera şakası programları ile tv dünyasına adım attı. 1998 yılında Güzel Günler ve Aynalı Tahir, 2001 yılında ise Aşkına Eşkiya dizilerinde rol alan oyuncu, 2003 yılında rol aldığı Serseri dizisiyle beraber artık ekranların tanınmış yüzleri arasına girmişti.

2005 yılında ilk büyük rolünü Beyaz Gelincik dizisiyle elde eden Petekkaya, aynı yıl rol aldığı Köpek adlı dizide canlandırdığı Yılmaz karakteri ile Beyaz İnci Televizyon Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülüne aday gösterildi.

Erkan Petekkaya, 2009 yılında Mahsun Kırmızıgül’ün senaryosunu yazdığı, Serdar Akar yönetmenliğinde çekilen, ve Yavuz Bingöl ile Beren Saat’in başrolünde rol aldığı “Gecenin Kanatları” adlı filmde rol alarak ilk beyazperde deneyimini yaşadı. Aynı yıl televizyon kariyeri açısından da verimli bir dönem geçiren Petekkaya, Bahar Dalları, Hanımın Çiftliği ve Sonbahar dizilerinde rol aldı.

Erkan Petekkaya, Öyle Bir Geçer Zaman Ki adlı dönem dizisinde Ali Kaptan karakterini canlandırdı. 2010 – 2013 tarihleri arasında yayınlanan ve İsmini Erkin Koray'ın unutulmaz parçasından alan dizinin senaryosunu Coşkun Irmak'ın yazdı. Oyuncuları ise Ayça Bingöl, Muhammet Uzuner, Wilma Elles, Mete Horozoğlu, Yıldız Çağrı Atiksoy, Aras Bulut İynemli, Gün Koper, Mine Tugay, Meral Çetinkaya, Emir Berke Zincidi gibi isimlerdir.

Erkan Petekkaya’nın İstanbul'da işlettiği "MestET" adında bir kasap dükkanı vardır.

2012 - 2014 yılları arasında yönetmenliğini Aydın Bulut ‘un yaptığı “Dila Hanım” adlı dizide başrolde olmak üzere Hatice Şendil, Mahir Günşiray, Hülya Darcan, Necip Memili, Yonca Cevher ile birlikte oynadı.

2014 yılında “Paramparça” adlı dizide başrolü Nurgül Yeşilçay ile paylaştı.

Erkan Petekkaya, 2003 yılında Didem Petekkaya ile evlendi. Cem Cano (d.2004) adında bir oğlu vardır.

Ödülleri

2011 - 38.Altın Kelebek Tv Yıldızları Ödülleri - Drama dalında En iyi erkek oyuncu (Öyle Bir Geçer Zaman ki 1. Sezon)

Rol Aldığı Tiyatro Oyunları

2001 - Deli Dumrul : Güngör Dilmen - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu

1997 - Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı : Aziz Nesin - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu

1996 - Kanlı Düğün : Federico Garcia Lorca - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu

1994 - Korku (oyun) : Orhan Asena - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu

1993 - Sokak Kedisi Marilu : Yeşim Dorman - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu

1993 - Mitos Güzeli : Coşkun Irmak - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu

Filmleri ve Dizileri

2014 - Paramparça (Cihan) (TV Dizisi)

2012 - 2014 - Dila Hanım (Rıza Bey) (TV Dizisi)

2010 - 2013 - Öyle Bir Geçer Zaman ki (Ali Akarsu) (TV Dizisi)

2010 - Hanımeli Sokağı (Gavurdağlı Deli Osman) (TV Dizisi)

2009 - Hanımın Çiftliği (Milletvekili) (TV Dizisi)

2009 - Gecenin Kanatları (Cemal) (Sinema Filmi)

2009 - Bahar Dalları (Balıkçı) (TV Dizisi)

2008 - 2009 - Son Bahar (Galip Türker) (TV Dizisi)

2007 - Sessiz Fırtına (Yiğit Sancaktar) (TV Dizisi)

2005 - Köpek (Yılmaz) (TV Dizisi)

2005 - Beyaz Gelincik (Ömer Aslanbaş) (TV Dizisi)

2003 - Taştan Kalp (İsmail)(TV Filmi)

2003 - Serseri (Bülent) (TV Dizisi)

2003 - Japonyalı Gelin (Ömer)(TV Filmi)

2003 - Bedel (TV Dizisi)

2001 - Aşkına Eşkıya (Sadocan) (TV Dizisi)

1999 - Aynalı Tahir (Kadir Arslan )

1998 - Güzel Günler (Talat) (TV Dizisi)

Sezen Aksu Kimdir?

Annesi fen öğretmeni Şehriban Hanım, babası matematik öğretmeni Sami Bey olan Fatma Sezen Yıldırım, 1954 yılının 13 Temmuz'unda Denizli Sarayköy'de dünyaya geldi. 3 yaşına kadar doğduğu yerde yaşadı. 3 yaşında İzmir'e, yıllar sonra "Kalbim Ege'de Kaldı" diyeceği yere taşındılar.

Çocuklarını disiplinli yetiştirmeyi isteyen Sami Bey ve Şehriban Hanım, Sezen'e karşı her zaman mesafeli olmaya çalışmışlardı. Ancak bu tutum bile daha küçücük yaşta herkesin ilgisini çekmeye çalışan Sezen'in yaramazlıklarına engel olamamıştı. Etrafındaki insanlar ona Cüce Bela diyordu. Hergün Konak-Köprü troleybüsünde şarkı söylüyor, haftada bir kez saçının rengini değiştiriyor, sıklıklada intihara kalkışıyordu. O yıllarda, sonradan "Allah babama acıdı da şarkıcı oldum." dediği bir de takıntısı vardı: Dansöz olmak.

Üniversite de dahil olmak üzere tüm eğitim sürecini İzmir'de tamamladı. 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ne girdi. 1974 yılının Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlenince okulu bıraktı.

Gençlik çağında sanatın bütün dallarına ilgi duyan Sezen, resim, tiyatro ve dans dersleri aldı. Lisede kendini iyice müziğe verdi. 1970 yılında Hafta Sonu dergisinin açtığı Altın Ses yarışmasında 6. oldu. Sezen aklında ve kalbinde müzik yatıyor olmasına rağmen 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ne girdi. Üniversite kantinini konser salonu gibi kullanan Sezen, üniversiteden ikinci sınıfta ayrılıp İzmir Radyosu sanatçılarının ders verdiği İzmir Radyosu Sanatçılar Derneği'ne girerek yıllarca herkesi peşinde sürükleyen, binlerce dizesi, binlerce melodisi olan kendi çizgisini çizmeye başladı.

Sezen, 1974 yılında bir plak şirketine 3 şarkılık bir bandını gönderdi. Aynı yıl'ın Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlendi. Evliliğinden bir hafta sonra, Yeşil Giresunlu tarafından plak yapmak için çağrıldığı İstanbul'a gelerek plak çalışmasına başladı. 1975'e girerken piyasaya ilk 45'liği çıktı: Haydi Şansım. Plak hemen hemen hiç satmadı.

Yabancı bir şarkıdan alınan besteye söz yazılmıştı ve sonuç tam anlamıyla fiyaskoydu. (Plak Sezen Aksu'ya sorulmadan Sezen Seley adına çıkarılmıştı. Kimbilir belki de daha iyi olmuştu. Yıllar sonra marka olacak bir isim hemen hemen hiç satmayan bir plakla beraber anılmacaktı.) Gene aynı sene (1975) ikinci 45'liği Yaşanmamış Yıllar/Kusura Bakma'yı çıkardı. Albümdeki parçalar Sezen'indi ve plak satışları hiç de fena değildi.

Sezen Aksu üçüncü 45'liği 'Olmaz Olsun/Vurdumduymaz'ı 1976 yılında çıkardı. Plak 45'likler listesinde haftalarca bir numarada kaldı. Bu iki plak Sezen Aksu'nun başlangıcı sayılabilir. 1976 yılında, yıllar sonra idol olacak, şarkıları dillerden düşmeyecek bir Sezen Aksu vardı artık.

Genç sanatçı, 1976 yılında ilk sahne çalışmasına başladı. Bebek Belediye Gazinosu'nda sahne alıyordu. 1977 yılında Allahaısmarladık/Kaç Yıl Geçti Aradan, Kaybolan Yıllar/Neye Yarar 45'likleri ve ilk 33'lüğü olan Allahaısmarladık piyasaya çıktı.

1978 yılında Hurşid Yenigün'ün iki bestesine söz yazan Sezen, Gölge Etme/Aşk 45'liğini yaptı. Gene aynı sene piyasadaki en eski Sezen Aksu albümü olan Serçe çift LP olarak piyasaya çıktı. 1979 yılıda boş geçmedi. Bu yıl İlk Gün Gibi/Yalancı ve Allahaşkına/Sensiz İçime Sinmiyor 45'likleri piyasaya çıktı. Aynı yıl Sezen kendini sinemada da gösterdi. Sezen'in ilk filmi başrolünü Bulut Aras'la paylaştığı bir Atıf Yılmaz filmi olan Minik Serçe idi. Bir yıldız doğarken, başka bir yıldızın sönüşünü anlatan film o dönemde beğeni toplayamadı. Bu filmi senelerce Sezen de seyretmemiş olacak ki, 1999 yılında Okan Bayülgen'in Zaga programında filmi seyrederken, kendisi de haline çok gülmüştü. Yine aynı programda Sezen filmde hiç öpüşmediğini, o sahnelerin klasik hilelerden biri olduğunu da açıklamadan geçmedi.

1980 yılında 'Sevgilerimle' albümünü çıkaran Sezen için 1981 çok özel bir yıl olacaktı. Müzik, tiyatro ve özel yaşamı çok renkli geçti. Ağlamak Güzeldir albümü sonrası Sezen Aksu Aile Gazinosu adlı müzikal için çalışmalar yaptı.

Sezen, 10 Temmuz 1981'de Beşiktaş Evlendirme Dairesi'nde Sinan Özer ile evlenirken 4,5 aylık hamile olduğu gündeme geliyor ve bu kez de özel hayatıyla konuşuluyordu. Yıl yine 1981, Kasım'ın 11'i, Mithat Can Özer dünyaya geldi, Sezen artık anneydi. Sezen hayatının erkeğini bulmuştu. O günlerde bir dergiye yaptığı açıklamada "Beni Ocak'a kadar rahatsız etmeyin" diyordu çiçeği burnunda anne. Ama Sezen bu, sanatsız yapamazdı, yapamadı da. Aralık ayında Sezen Aksu Aile Gazinosu için çalışmaya başlamışdı.

1982 yılında Şan Müzikholü'nde Sezen Aksu

Aile Gazinosu adlı müzikali gösterime girdi. Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda, Altan Erbulak ile aynı sahneyi paylaşan Sezen, sahnede 7 farklı karakteri canlandırdı.

Yıl 1982... Sezen Aksu, hayranları ve Türk klasikleri için çok özel bir yıl. Sezen ilk kez bu yıl Acelen ne bekle Firuze dedi. "Firuze" bu yıl piyasaya çıktı. Bu yıllarda "Firuze" dillerden düşmüyordu. Sezen 2 yıl sonra Sen Ağlamayı ve 1991'de Gülümse'yi çıkarıp Türk Müziğine büyük klasikler kazandırdı. Tabii her şeyin bir sırası vardı. 1982 yılında Sezen Aksu, dönemin popüler dergisi Hey tarafından Yılın Kadın Sarkıcısı seçildi. 1983 yılında "Hey"'in Geleneksel Oskar Konseri'ne de Yılın Kadın Şarkıcısı olarak katıldı Sezen.

1983 yılında Sezen Aksu'nun, Eurovision macerası başladı. Söz ve müziği Ali Kocatepe'ye ait "Heyamola" parçasını Ali Kocatepe ve Coşkun Demir ile birlikte seslendirdi. 3 yıl arka arkaya yaşanacak ve yıllar sonra da vokalisti Işın Karaca'nın yaşayacağı klasik bir tablo ilk bu yıl yaşandı. Türkiye finaline kalan bu parça yurtdışında ülkemizi temsil etme hakkını elde edemedi. 1983 yılında "Heyamola" parçasının 45'liği "Hey Dergisi" tarafından yılın plağı seçildi. Aynı yıl Sezen, oğlunun babası Sinan Özer'den boşandı.

1984 yılında Sezen'in Eurovision macerası devam etti. Sezen bu yıl "Halay", "1945" ve "Merhaba Ümit" adlı parçalarla Türkiye finaline kaldı. İlk olarak "Merhaba Ümit"'i bırakan Sezen Türkiye finalinde "Halay" ve "1945"'i seslendirmeye karar verdi. Türkiye finali olmadan iki hafta önce Türkiye'ye gelen yabancı bir dostu Sezen'e sadece "1945"'i seslendirmesini önerdi. "1945"'in sözlerinin tüm dünyayla ilgili olduğunu düşünen Sezen bu parçanın yurtdışında da ülkemizi daha iyi temsil edeceğini düşünerek "Halay"'dan vazgeçti. Türkiye finalinde "1945"'i seslendiren Sezen Aksu'dan herkes birincilik bekliyordu. Ama sonuç hiç de iç açıcı değildi. Sahnede kıyafetiyle prenseslere benzeyen Sezen Aksu aranjman yüzünden tabiri yerindeyse güme gitmişti.

Sezen 1984 yılında Avrupada şanssızdı ama Türkiye için aynı şey söylenemezdi. Bu yıl 6 Eylül'de "Sen Ağlama" piyasaya çıktı. TRT'nin denetiminden geçemediği için ilk başlarda televizyonda seslendirememişti Sezen şarkılarını. TRT, 1985'in başından itibaren Sezen'in parçalarını yayınlamaya başladı ve albüm olağanüstü bir ilgi gördü. Haftalarca listelerde kalan bu albümün 56. haftasında Sezen Aksu albümün bu kadar listelerde kalmasıyla ilgili "Hey Dergisi"'ne yaptığı açıklamada "Bekliyordum ama bu kadarını değil... Ne yalan söyleyeyim, 1 yılı aşkın sürece listelerde kalacağımı sanmıyordum. Tüm müzikseverlere candan, gönülden teşekkürlerimi sunuyorum." diyordu.

1985 yılında Sezen Eurovision'da yine Türkiye finaline kaldı. Bu kez parçanın adı "Küçük Bir Aşk Masalı"'ydı. Sözleri Sezen'e ait olan bu parçayı Sezen Aksu ve Özdemir Erdoğan birlikte seslendirdi. Ama sonuç değişmedi. Bu yıl da Sezen yurtdışında ülkemizi temsil edemedi.

1985 yılında "Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra" isimli müzikal için hazırlandı Sezen. 1986 yılının ilk haftasından itibaren gösterime girdi "Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra". Şan Müzikholü'nde kapalı gişe oynayan bu müzikal dönemin dünyasını ve Türkiye'sini Ti'ye alıyordu. Sahnede büyük beğeni toplayan Sezen, sahneyi Şener Şen, İlyas Salman, Ayşen Gruda gibi ustalarla paylaştı.

Sezen 1988 yılında "Sezen Aksu'88"'i çıkardı. Bu albüm Sezen Aksu plakları arasında özeldir. Çünkü "Sezen Aksu'88" plak formatında çıkan son Sezen Aksu albümü'dür.

1989 yılında Sezen Aksu Söylüyor albümüyle karşımıza çıktı. Son iki albümüyle birlikte artık Sezen Aksu, Türk Müziği için yeri dolmaz bir efsaneydi. Daha devamı da vardı...

Onyedi dergisinin Ocak 86 sayısında okuyucu anketinde açık farkla Sezen'in 1985'in en büyük kadın şarkıcısı seçildiği yazıyordu.

Sezen Aksu ile birlikte 80'lerde Firuze, İkinci Bahar, Sen Ağlama, Geri Dön, Tükeneceğiz, Git..., Beni Unutma, Değer mi?, Sarışınım, Geçer, Gidiyorum, Belalım, Bırak Beni, Şinanay, Son Bakış hit olmuştu. Sezen Aksu söylemişti. 90'larda da söylemeye devam edecekti...

1990'lı yıllarda Kanal 6'da Sezen Aksu Show programını yapmaya başladı.

1990'larda Sezen Aksu'nun müzikseverlere çok sürprizi vardı. Öncelikle prodüktör tarafını gösterdi bize. Alışılmış starlar dışında ilk defa yeni biri çıkıyordu piyasaya, Sezen Aksu'nun vokalisti Aşkın Nur Yengi... Aşkın Nur Yengi, "Sevgiliye" albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Albüm Sezen Aksu prodüksiyonuydu ve bir milyona yakın tiraj elde etti.

1990 yılında Sezen Aksu beyaz perdede karşımıza çıktı. Yönetmenliğini Yavuz Özkan'ın yaptığı "Büyük Yalnızlık"'ta Sezen Aksu, Ferhan Şensoy'la kamera karşısındaydı. Film 1990 yılında Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Görüntü dalında ödül aldı. Filmin müziklerini Onno Tunç yapmıştı. Onno Tunç bestesi olan "Uçurtma Bayramları" da enstrumantal olarak bu filmde bulunmaktaydı.

Yıllar geçtikçe eski haliyle eğlenmeyi seven Sezen, bu filmle de 2003 senesinde, Yayla Sanat Merkezi'nde verdiği unplugged konserde dalgasını geçmişti. Önder Fırat'la bu filmi seyredişlerini, Önder Fırat'ın belli etmemeye çalışsa da çok sıkıldığını anlatan Sezen izleyenleri kahkahaya boğmuştu.

Sezen 1991'de Aşkın Nur Yengi'nin ikinci albümü "Hesap Ver"'in prodüksiyonunu üstlendi. Albüm Aşkın'ın ilk albümü gibi iyi bir tiraj elde etti.

Sezen Aksu'ya inanılmaz bir popularite kazandıran 1991, bambaşka bir albümün çıkış yılıydı. 1991'de müzik yönetmenliğini Onno Tunç'un yaptığı "Gülümse" çıktı. Albüm, 2 milyonu aşan bir tiraj elde etmişti. Albümün bu kadar çok satmasının sebebi şarkıların seçkinliğinin yanısıra Sezen'in hitap kesimiydi. Sezen'i her kesimden insan dinliyordu. Aşka düşen de, aşktan kaçan da, arabesk dinleyen de, pop dinleyen de, varoşu da, zengin kesimi de Sezen'i dinliyordu artık. İçinde bu kadar tezatlık olan insan kesiminin bu albümde birleşmesi "Gülümse"'yi farklı yapan asıl etkendi. 1991'de bu albüme ait "Hadi Bakalım"'ın Avrupa'da single'ı çıktı. Bu signle da klibi olmamasına rağmen iyi bir satış elde etti.

1992'de Sezen yine vokalistlerine albüm yapmaya devam etti. Sertab Erener'i tanıttı bizlere. Sertab'ın ilk albümü "Sakin Ol" başarılı bir satış grafiği çizdi. Sertab'ın albümünden birkaç ay sonra sıra "Levent Yüksel"e gelmişti. Sezen Aksu, Aşkın ve Sertab'tan sonra Levent'in albümünün de prodüktörlüğünü üstlendi. "Med-Cezir" iyi bir tiraj elde etmiş olmasına karşın, satıştan daha önemli olan bu albümün günümüze klasik bırakmasıydı. Albüm, şarkıların güzelliği Levent'in yorumuyla birleşince Tuana, Med-Cezir, Beni Bırakın gibi klasikleri müziğimize kazandırmış oldu.

Sezen Aksu her zaman istediği müziği yapmıştı ama "Gülümse"'den sonra her şey daha da değişikti. Sezen Aksu müzik lüksüne ulaşmıştı. Bu lüks ilk meyvesini 1993 yılında verdi. Sezen, "Deli Kızın Türküsü" ile çıktı karşımıza. Sezen Aksu'nun alışılmış tarzında olmayan bu albüm, kapağına kadar değişikti. Sezen Aksu kitlesini seçmişti ve artık onlara müzik ziyafeti çekiyordu. Bu farklı albümde "Küçüğüm" ve "Masum Değiliz" ilk hit olan parçalardı. Bu albümün bir özelliği ve bir değişikliği daha müzik direktörünün Uzay Heparı olmasıydı.

Uzay, hızlı yaşamayı seviyordu, motosiklet tutkunuydu. 1994'ün, 20 Mayıs'ında Uzay motosikletiyle giderken park halindeki Demet Akbağ'ın arabasına çarptı. Zeynep Tunuslu ile henüz 6 aylık evliydi ve sadece bir gün önce bir çocuğunun olacağını öğrenmişti. 11 gün bitkisel hayatta kalan Uzay, 31 Mayıs günü 26 yaşında aramızdan ayrıldı motosiklet sevdasına. Sanat dünyasını, sevenlerini özellikle genç hayranlarını ve tabii ki Sezen'i yasa boğdu. Sezen, Uzay'ı, "Yas" parçasında sanırım hiçbirimizin yaşamayacağı duygularla yaşadı. Sezen "Yas"'ı kendisinin okuyamayacağını söylemişti ve şarkıyı Levent'in ikinci albümüne koydu. Bu çok özel parçayı Levent Yüksel'e vermesi en doğruydu. Çünkü Levent Yüksel de, Uzay'ın ölümünden sonra albümü bir milyona yakın satmasına rağmen Sezen Aksu'nun arkasında vokal yapacak, bas gitar çalacak kadar tevazu sahibi ve vefakar biriydi.

1 Kasım 1994'te çıkan Sertab'ın "Lâ'l" albümü Sezen Aksu prodüksiyonuydu, iyi bir satış başarısı elde etti. Bu albümün en önemli özelliği ise Uzay'ın anısına adanmasıydı.

1995 yılında Sezen yine farklı çıktı karşımıza. Buram buram Anadolu kokan şarkılar vardı "Işık Doğudan Yükselir"'de. Eleştirmenlere "Eski Sezen Aksu nerede?" diye sorduran bu albüm, müzik açısından en iyi Sezen albümlerinden biriydi. Yunus Emre'nin, Mevlana'nın ve Aşık Daimi'nin eserleri Sezen Aksu'nun yıllar geçtikçe daha da güzelleşen yorumuyla albümde yer aldı. Fahir Atakoğlu'nun da iki eseri vardı albümde. Bunlardan biri albümün hitlerinden, sanat müziği tınısıyla kulağımızı okşayan "Alâturka", diğeri ise özellikle kusursuz düzenlemesiyle "Yaktılar Halim'imi"'ydi. Gülümse'nin müziğini yapan Arto Tunç'un da bu albümde iki bestesi vardı. Albümde dikkat çeken bir dörtlük de Bedri Rahmi Eyüboğlu'na ait;

Bu Anadolu var ya bu Anadolu

Bu misli menendi görülmemiş cömert ana

Bu her yanı meme, bu her yanı dudak, bu her yanı gül

Bu zırnık almadan veren, habire veren yedi gül...

Bedri Rahmi Eyüboğlu

1997 yılının Aralık ayında piyasaya çıkan "Düğün ve Cenaze" yine çok eleştirildi. Öyle ki birkaç eleştirmen, Sezen'in ne dediğini anlamadığını bile yazmıştı. Bütün bu eleştiriler albümün kötü satmasında çok büyük etken oldu. Oysa albümün düzenlemeleri ve besteleri yine eşsizdi. Goran Bregoviç'i dünyaya tanıtan 9 tane Goran Bregoviç, 1 tane Kurtis Jasavev bestesinden oluşan albüm "Düğün ve Cenaze" adını Goran Bregoviç'in orkestrasından aldı. Albümün sözlerini ise Sezen, Pakize Barışta ve Meral Okay ile birlikte yazdı.

1998 yılında 'Düğün ve Cenaze' albümünün en büyük hiti "Erkekler"'in single'ı çıktı. 1998'in Nisan ayında ise Levent Yüksel'in üçüncü albümü "Adı Menekşe" piyasaya çıktı. Bir kez daha Sezen Aksu' nun prodüksiyonluk üstlendiği albüm çok başarılı bir yapıt olmasına rağmen belki de tanıtımının iyi yapılamaması nedeniyle iyi bir satış elde edemedi. Yine 1998'in Aralık ayında Sezen Aksu'nun albümü "Adı Bende Saklı" raflardaki yerini almıştı. Sezen bu kez albümüyle basından tam not aldı. Kimilerine göre eski Sezen dönmüştü. Albümdeki "Tutuklu" ve "Adı Bende Saklı" parçaları Sezen klasikleri arasında yerini aldı.

1999'un son günlerinde Sezen Aksu hayranlarına bir sürpriz yaptı ve "Sarı Odalar" single'ını piyasaya çıkardı. Parçaya klip 3. köprüyü protesto etmek için Arnavutköy'de çekildi.

2 Haziran 2000 günü Sezen yine yeni bir albümle, "Deliveren"'le, çıktı karşımıza. "Oh Oh", "Kahpe Kader" ve "Keskin Bıçak" albümün hit parçaları oldu ve bir milyona yakın bir tiraj elde etti. (Deliveren, içindeki şeytanla meleği yönlendiren anlamına gelmekte)

Sezen 2001 yılında sağlık problemleriyle ilgilendi. Temmuz'un sonunda ve Ağustos'un başında 6 konser veren Sezen, Park Orman'da yine çok şiddetli esti. Dev orkestrası ve sesiyle 6 gece hayranlarını büyüledi. Konser hediyesi olan Remix Maxi Single piyasaya sürülmedi, Sezen fanatiklerinin koleksiyonlarındaki yerini aldı. Maxi Single'da "Oh Oh" ve "Kahpe Kader"'in Kıvanç Kutlumuş tarafından düzenlenen ikişer remix'i bulunmakta.

Sezenin bir zamanki vokalisti Işın Karaca da 2001 yılında Eurovision'da Türkiye finaline kaldı ama yine aynı son yaşandı.

2001 yılının sonuna doğru Sezen Aksu'nun 6 yıldır vokalistliğini yapan Işın Karaca'nın albümü "Anadilim Aşk" piyasaya çıktı. Albüm yine bir Sezen Aksu prodüksiyonuydu.

21 Aralık 2001'den itibaren ve 2002'nin hemen başında Sezen, Efendy Show Theatre'daki konserleriyle sevenlerinin karşısındaydı.

20 Mayıs 2002 günü Sezen Aksu sevenlerine "Şarkı Söylemek Lazım" albümünü sundu. Bu albüm Sezen'in DMC firmasından çıkarttığı ilk albümüydü.

2002'in yazında da dolu dolu Sezen Aksu vardı. 12 Haziran'da Açıkhava'da konserlerine başladı Sezen. Sezen'in ilk ışığını Mart ayında Diyarbakır'daki konserinde verdiği sürprizi yaz sonunaydı. "Türkiye'nin bütün dillerini ve medeniyetlerini" bir araya getiren "Türkiye Şarkıları" isimli konser serisini sundu. Konserlerde Sezen'e Rum, Ortodoks, Ermeni ve Musevi korolarıyla birlikte Diyarbakır Belediyesi Çocuk Korosu da eşlik etti. Sahnede Türkçe, Kürtçe, Ermenice ve Rumca şarkılar, türküler söylendi. Diyarbakır Belediyesi Çocuk Korosu en büyük alkış alanlardandı. Sezen konserinin sonunda onbinlerce kişiyle birlikte "Şarkı Söylemek Lazım"'ı ve Mevlana'nın sözlerinden oluşan "Yeniliğe Doğru" şarkısını söyledi.

Her yaptığıyla kendinden söz ettiren Sezen bu sefer Türkiye'yi bambaşka sallamıştı. Günlerce televizyonlarda konuşulan, gazetelerde yazan "Türkiye Şarkıları"'nı 1 Eylül 2002 günü Hürriyet Gazetesi "Yasa Meclis"'ten, icraat Sezen'den' başlığıyla manşetten verdi.

Bu konser dizisi sadece Türkiye'de değil birçok ülkede de haber oldu. AP ajansının çektiği bir fotoğraf birçok ülkede yayınlandı.

2003 yılının başında Beşiktaş'ta BKM'de Unplugged konserler veren Sezen yoğun ilgi üzerine konserlerine önce Maltepe Yayla Sanat Merkezi'nde daha sonra Türkiye'nin değişik şehirlerinde devam etti.

2003 yazı bitmeden Sezen'in yeni albümü "Yaz Bitmeden" çıktı. Biri enstumantal olmak üzere 4 yeni şarkı içeren albümde ayrıca daha önce başka yorumcuların seslendirdiği Sezen Aksu şarkıları vardı. Yeni şarkılardan biri olan "Farkındayım"'a Van'ın Gevaş ilçesinde klip çekildi.

Sezen Aksu’nun uzun bir aradan sonra 2005 yılında piyasaya sürülen yeni albümü "Bahane", beklenenin de üzerinde ilgi gördü. Aksu’nun son şarkılarını dinlemek için sabırsızlanan müzikseverlerin yoğun ilgisi sayesinde albüm, ilk iki haftalık sürede 320 bin sattı.

Sezen Aksu aynı zamanda İstanbul gece eğlencesi anlayışına farklılık getiren Oba Bar'da ve 1997 yılında Uğur Yücel ile Bostancı Gösteri Merkezi'nde kabare türünde sahne gösterileri sergiledi.

Evlilikleri

1.evliliği : Hasan Yüksektepe ile evlendi, çok kısa bir süre sonra boşandı.

2.evliliği : 1974 yılının Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlendi.

3.evliliği : 10 Temmuz 1981 tarihinde Sinan Özer ile İstanbul'da evlendi ve aynı yıl oğlu Mithat Can Özer (d.11 Kasım 1981) doğdu. 1983 yılında boşandı.

4.evliliği : 1993 yılında gazeteci Ahmet Utlu ile evlendi. 1997 yılında boşandı.

Albümleri

1977 - Allahaısmarladık

1978 - Serçe

1980 - Sevgilerimle

1981 - Ağlamak Güzeldir

1982 - Firuze

1984 - Sen Ağlama

1986 - Git

1988 - Sezen Aksu'88

1989 - Sezen Aksu Söylüyor

1991 - Gülümse

1993 - Deli Kızın Türküsü

1995 - Işık Doğudan Yükselir

1996 - Düş Bahçeleri

1997 - Düğün ve Cenaze

1998 - Adı Bende Saklı

2000 - Deliveren

2002 - Şarkı Söylemek Lazım

2003 - Yaz Bitmeden

2005 - Bahane

2005 - Bahane Remix

2008 - Deniz Yıldızı

2009 - Yürüyorum Düş Bahçeleri'nde...

2011 - Öptüm

2011 - Öptüm Remix

2013 - Kayıp Şehir

Ödülleri

1995 - Kral TV Video Müzik Ödülleri, Yekta Okur Özel Ödülü

2003 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri, Yılın en çok satan albümü ödülü

2004 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri, Yılın en çok satan albümü ödülü

2005 - POPSAV ödülü, En iyi sanatçı ödülü

2005 - Altın Kelebek 2005 TV Yıldızları Yarışması, En iyi Türk Pop Müziği kadın solisti

2006 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri İki adet Diamond ödülü, Yılın en çok satan albümü ödülü

2005 - Altın Kelebek 2005 TV yıldızları yarışması, En iyi Türk Pop Müziği kadın solisti

2007 - Powertürk Müzik Ödülleri, En iyi Türk Pop Müziği kadın solisti

2008 - İZTO, "İzmir Şehrine Katkı Ödülü"İzmir'e katkı ödülü

2009 - Kral TV Video Müzik Ödülleri, En iyi kadın sanatçı ödülü

2009 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri, MÜ-YAP özel ödülü

2012 - Kral TV Video Müzik Ödülleri, En iyi klip ödülü

Filmleri

1979 - Minik Serçe

1981 - Sezen Aksu Aile Gazinosu adlı müzikali

1983 - Neşeli Kuklalar

1986 - Bin Yıl Önce Bin Yıl Sonra müzikali

1990 - Büyük Yalnızlık

2012 - Max Maceraları: Kralın Doğuşu (seslendirme)

Şener Şen Kimdir?

Kemal Sunal ve İlyas Salman ile beraber oynadığı komedi filmleri ile izleyicilerin gönlünde taht kuran Türk sinema, tiyatro ve dizi oyuncusu. Ünlü sinema oyuncusu Ali Şen’in oğlu olan Şener Şen, tiyatro kökenli bir oyuncu olup, ufak yan rollerle sinema sektörüne girmiş, Arzu Film ile beraber çektiği komedi filmleri ile ünlü olmuş ve de kariyerinin son yıllarında oynadığı Muhsin Bey, Eşkiya ve Kabadayı gibi dram filmlerindeki başarısıyla Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi oyunculardan birisi olduğunu kanıtlamıştır.

Şener Şen, 26 Aralık 1941 tarihinde, Adana’da dünyaya geldi. Komedi ve dram tarzındaki pek çok sinema filminde rol alan Yeşilçam’ın unutulmaz oyuncularından Ali Şen’in oğlu olarak dünyaya gelen Şener Şen, babası gibi oyuncu olma isteğiyle tiyatroya başladı.

İlk olarak 1958 yılında, Yeşil Sahne’de oyunculuğa başlayan Şener Şen, 1964-1966 yılları arasında öğretmen olarak Doğu Anadolu’da görev aldıktan sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda yan rollerde yer alarak profesyonel oyunculuğa başladı.Şen, zaman içinde daha büyük rollerde görülerek mesleğinde ilerleme fırsatı yakaladı.

Tiyatronun yanı sıra dublaj sanatçısı olarak da çalışan Şen, 1967 yılında çekilen Sözde Kızlar adlı sinema filmi ile beyazperdeye adımını attı. 1971 tarihli Altın Prens Devler Ülkesinde adlı yapımda babası Ali Şen ile beraber rol alan başarılı oyuncu, 70’li yılların ilk yarısında pek çok filmde yan rollerde gözüktükten sonra asıl çıkışını 1975 yılında rol aldığı iki filmle yakaladı; Bizim Aile ve Hababam Sınıfı.

1975 tarihlinde vizyona giren, Rıfat Ilgaz’ın aynı adı taşıyan kitabından uyarlanan ve de yönetmenliğini Ertem Eğilmez’in yaptığı Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Şen’i şöhrete taşıyan yapım oldu. Kadrosunda Münir Özkul, Tarık Akan, Adile Naşit ve Kemal Sunal gibi pek çok ünlü ismi barındıran bu filmde Şen’in canlandırdığı sakar, beceriksiz ve saf beden eğitimi hocası Body Ekrem karakteri halk tarafından çok sevilince devam filmleri olan 1976 tarihli Hababam Sınıfı Uyanıyor, 1977 tarihli Hababam Sınıfı Tatilde ve de serinin son filmi olan 1978 tarihli Hababam Sınıfı Dokuz Doğurdu’nun kadrolarında da yer aldı.

Hababam Sınıfı serilerinde beraber rol aldığı iki aktör, Kemal Sunal ve İlyas Salman, Şen’in uzun bir süre boyunca çekeceği pek çok komedi filminde kendisiyle beraber rol oynadı. İlyas Salman ile beraber Banker Bilo, Çiçek Abbas, Dolap Beygiri gibi filmlerde rol alan Şen, Kemal Sunal ile beraber ise Süt Kardeşler, Tosun Paşa, Kibar Feyzo, Davaro gibi pek çok komedi filminde rol alarak unutulmaz bir ikili oluşturdu. Bu dönemde oynadığı filmlerde genellikle üçkağıçı, güvenilmez, kurnaz ama şansı sürekli kötüye giden bir karakteri canlandıran Şen, Kemal Sunal ve İlyas Salman’ın canlandırdığı saf karakter tiplemelerine çok iyi bir antitez oluşturarak unutulmayacak filmlere imza attı.

Şen’in kariyerinin olgunlaşma dönemi olarak tanımlanabilecek olan ve genellikle dram ağırlıklı filmlerde rol oynadığı dönemin başlangıcı ise 1984 yılına rastladı. İlk olarak 1984 tarihli, Ertem Eğilmez yönetmenliğinde çekilen Namuslu’da fazlasıyla dürüst ve onurlu olduğu için sistem tarafından kabul edilmeyen Ali Rıza karakterini canlandıran Şen, daha sonra ise 1985 tarihli Nesli Çölgeçen filmi Züğürt Ağa’da feodalizmin modernite içinde çözülmesini sonucunda Ağalık’tan vazgeçmek zorunda kalan bir köy ağasının İstanbul’da başından geçen maceraları başarıyla canlandırdı.

1985 tarihli Çıplak Vatandaş ve 1986 tarihli Milyarder, Şen’in yeni sinema anlayışının ekranlardaki temsilcileri olurken, 1987 yılında vizyona giren Muhsin Bey, Şener Şen’in sanat hayatındaki doruklardan birisini temsil etmekteydi. Yavuz Turgul’un senarist ve yönetmen olarak can verdiği Muhsin Bey, prensiplerine sonuna kadar bağlı, eski kafalı ve modası geçmiş bir müzik yapımcısı olan Muhsin Bey ve onun şöhret yapmak için çabaladığı yanık sesli genç sanatçı Ali Nazik’in hikayesini konu alıyordu. Değişen dünyada eski değerlere bağlı olarak yaşamaya çalışan Muhsin Bey karakteriyle Türk Sineması’nın başyapıtlarından birisine imza atan Şen, ayrıca bu film sayesinde ileriki yıllarda pek çok kez beraber kamera karşısına geçeceği Uğur Yücel ile de ilk defa bir başrolde beraber çalışma fırsatı yakaladı.

Muhsin Bey’in ardından 1987 yılında Selamsız Bandosu ve Zengin Mutfağı filmlerinde başrol oynayan Şen, 1988 tarihli Arabesk ile bir kez daha unutulmaz bir oyunculuğa imza attı. Yönetmenliğini Ertem Eğilmez, yapımcılığını ise Türker İnanoğlu’nun üstlendiği ve senaryosunda Gani Müjde’nin görev aldığı Arabesk, Türk sinemasında arabesk kültürünün izlerini çözümleyen ve de bu duruma traji-komik bir bakış açısı getiren kuvvetli bir absürd komedi ve hatta yer yer müzikal filmiydi. Müjde Ar ve rol arkadaşı Şener Şen’in fevkalede oyunculukları sayesinde film 26. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü kazandı.

Arabesk sonrasında rol aldığı film sayısını azaltan ve de filmlerin aralarındaki süreyi uzatan Şener Şen, artık tam anlamıyla bir yıldız oyuncu portresi çiziyordu. 1990 yılında Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni ile Muhsin Bey karakterine yakın bir portre çizen başarılı oyuncu, 1992 yılında Yavuz Turgul yönetmenliğindeki Gölge Oyunu’nda Şevket Altuğ ile beraber başrolde yer aldı. Bir sonraki filmi Amerikalı ise Amerikan Pop Kültürü’nün ülkemizde yarattığı değişimlere eğlenceli bir bakış açısı getiren başarılı bir absürd komedi örneğiydi. Amerikan filmlerinden bire bir alınmış bölümlerle desteklenen (Evde Tek Başına, Temel İçgüdü vs..) Amerikalı, Lale Mansur, Taner Barlas ve Eray Özbal gibi başarılı oyuncuları bir araya getirdi.

Amerikalı’nın ardından üç yıl boyunca sinema filmi çekmeyen Şen, 1996 yılında Eşkiya ile beraber sinemalara geri döndü. Yavuz Turgul tarafından senaryosu yazılan ve de yönetilen Eşkiya, Baran adlı eski bir eşkiyanın 35 yıllık hapis hayatının ardından geçmişiyle hesaplaşmasını ve de Cumali adındaki genç bir serserinin hayatına dahil olmasını anlatırken bir yandan da uyuşturucu ve mafya ilişkilerine değiniyordu. Şen’i Uğur Yücel ile bir kez daha başrollerde bir araya getiren Eşkiya, uluslararası film festivallerinde ve de 19. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri’nde pek çok ödül kazandı.

Eşkiya’nın vizyona girmesinin ardından sekiz yıl hiçbir sinema filmi çekmeyen Şen,bu süre içerisinde sadece 2000 yılında gösterime başlayan T.V. dizisi İkinci Bahar’da rol aldı. 2004 yılında vizyona giren ve başrollerini Meltem Cumbul’la paylaştığı Gönül Yarası’nda bir kez daha Yavuz Turgul ile beraber çalışma fırsatı bulan Şen, 2007 yılında ise senaryosunu Yavuz Turgul’un yazdığı ve yönetmenliğini Ömer Vargı’nın yaptığı Kabadayı’da rol aldı. Kenan İmirzalıoğlu, Aslı Tandoğan ve Rasim Öztekin gibi başarılı sanatçıların rol aldığı Kabadayı gişede 10.000.000 dolarlık bir hasılata imza atarken, eleştirmenler tarafından II. Eşkiya olarak nitelendirildi.

İki kez evlenen Şener Şen’in ilk evliliğinden bir kızı oldu. 1975 doğumlu olan kızı Bengü, babası ve dedesi gibi oyunculuğu seçmedi; hep kameralardan uzak durdu. Şener Şen ikinci evliliğini ‘Muhsin Bey’filminin çekimleri sırasında tanıştığı rol arkadaşı Sermin Hürmeriç ile yaptı. 1989’da evlenen çift, Şener Şen’in bir başka hit filmi Eşkıya’dan sonra 11 yıllık evliliklerini 2000 yılında bitirdi.

Şener Şen’in yakın zamanda vizyona girmesi beklenen filmleri arasında ise Av Mevsimi yer alıyor.

Zerrin Özer Kimdir?

Ailedeki üçüncü ve en küçük kız çocuğu olan Zerrin Özer, 4 Kasım 1962'de Ankara'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara'da tamamladı.

Anne ve babasının ayrılığı çocukluk yıllarının mutsuz geçmesinin en büyük sebebi oldu. Kendi çalışmasıyla 1975'te katıldığı TRT yarışmasında birinci olmasının verdiği heyecan ve cesaretle müziğe yoğunlaştı.

1978 - 1980 yılları arasında Türkiye'nin ünlü orkestralarından, İstanbul Gelişim Orkestrası ile caz ve dans müziği yaptı.

1979 yılında çıkardığı ilk plağı "Yalvarırım" beklenen ilgiyi görmedi. 1980'de ilk plağının hemen bir yıl ardından Orhan Gencebay imzalı şarkısı "Gönül" beklenmedik bir başarı yakaladı ve için şöhret yolunda dev bir adım oldu.

1982 yılında Paris Eyfel Kulesi'nde "Binbir Gece" adı altında Türkiye'yi tanıtıcı konserler verdi. Bir yıl sonra Paris'teki Olympia'da bir resital için sahneye çıktı.

1988'de "Bırak Ellerimi", ardından 1989'da "Dünya Tatlısı" albümünü çıkardı. Müzik çalışmalarına "Dünya Tatlısı" albümünün ardından iki sene ara verdi.

Takvimler 1991'i gösterdiğinde "İşte Ben" albümüyle hayranlarının karşısındaydı. "İşte Ben" albümü bir çok ödüle layık görüldü. Hızlı başlayan 90'lı yıllar Özer için üzücü devam etti. Önce evliliği sona erdi ardından bir çok sağlık problemi ile karşı karşıya kaldı.

2000 senesinde piyasaya çıkarttığı "Bir Zerrin Özer Arşivi" adlı toplama albüm ile sanat hayatında ikinci kez en iyi albüm ödülünü kazanan Özer, 2001 senesinde Ben adlı bir toplama albüm daha çıkarttı. 2002 yılında, uzun bir aradan sonra ilk stüdyo albümü olan Ben Sana ve 2005 yılında yoğun ilgi gören türkü & caz albümü Ölürüm Ben Sana'yı çıkarttı. Ölürüm Ben Sana albümü, Altın Plak ödülüne layık görüldü.

Zerrin Özer, 2006 yılında Levent Süren ile evlendi.

Orhan Gencebay Kimdir?

Müziğe 6 yaşında Rus konservatuvarı mezunu ve aslen Kırım göçmeni eski bir opera sanatçısı olan klasik batı müzikçi Emin Tarakçı Hoca'dan keman ve mandolin dersleri alarak başladı. 7 yaşında bağlama ve Türk Halk Müziği dersleri almaya başladı. 10 yaşında ilk beste çalışması olan Kara Kaşlı Esmerdi Kim Bilir Kimi Sevdi isimli eseri yaptı.

13 yaşında Türk Sanat Müziği ve tambur eğitimi almaya başladı. Ortaokul ve lise yıllarında Samsun, Edirne ve İstanbul musiki cemiyetlerinde yaylı tambur, THM cemiyetlerinde ise bağlama çaldı. Samsun ve İstanbul'da halk evlerinin kuruculuğunu yaptı. Kendi açtığı müzik dershanelerinde öğretmenlik yaptı.

İlk profosyonel bestesi Ruhumda Titreyen Sonsuz Bir Alevsin'i 14 yaşında yaptı.

16 yaşından itibaren jazz ve rock müziği ile ilgilenmeye başladı, batı nefesli sazlardan oluşan orkestralarda tenor sax çalarak görev yaptı. Istanbul'a gelerek konservatur sınavlarına girdi ve kazandı. İcra heyetinde 4 yıl görev yaptıktan sonra konservatuardan ayrıldı. Vatani görevini bahriyeli olarak sürdürdüğü yıllarda bandoda saksafon çalmaya devam etti.

20 yaşında TRT Ankara, 22 yaşında TRT İstanbul Radyosu sınavlarına girdi. Ankara radyosundan İstanbul radyosuna geçerek 10 ay çalıştı, kendi isteği ile ayrıldı.

TRT’den ayrıldıktan sonra babasının da işlerinin bozulması üzerine yeniden Samsun’a döndü. Ne var ki içindeki müzik tutkusu her geçen gün biraz daha yoğunlaşdı. Orhan Gencebay çalışmalarını bu kez İstanbul Plakçılar Çarşısın’da yoğunlaştırdı. Söz yazarı, besteci, yorumcu, bağlama sanatçısı olarak zirveye doğru uzanan bir maratona başladı. Sanatçı henüz şarkıcı olarak tanınmadan önce de birçok bestesiyle şöhret olmuştu. “Sevemedim Kara Gözlüm “, “Koca Dünya”, “Sabır Taşı” adlı besteleri, besteci Orhan Gencebay’ın tanınmasına yetti.

1966'da Türkiye çapında yapılan bağlama çalma yarışmasında Arif Sağ ve Çinuçen Tanrıkorur ile birlikte derece aldı.

Arif Sağ ile birlikte 1966-1968 arası dönemde Muzaffer Akgün, Yıldız Tezcan, Ahmet Sezgin, Şükran Ay, Sabahat Akkiraz, Nuri Sesigüzel gibi birçok sanatçıya bağlama çaldı. Bu dönem içinde Kızılırmak Karakoyun, Ana, Kuyu gibi Türk filmlerinin müzik direktörlüğünü yaptı. İstanbul'daki halk evlerinde Abdullah Nail Bayşu, İsmet Sıral, Burhan Tonguç, Erkin Koray, Ömer Faruk Tekbilek, Vedat Yıldırımbora, Özer Şenay, Neşet Ertaş gibi sanatçılarla sık sık bir araya gelip müzik yaparak gelecekte kendi ortaya koyacağı müziksel sentezin ilk meyvelerini verdi. Ağlıyorum Yana Yana, Gönül bağları, Yıldız Akşamdan Doğarsın, Neredesin Leylâ'm gibi türkü plakları çıkardı. Sevemedim Karagözlüm, Sabır Taşı, Koca Dünya gibi besteleri çeşitli sanatçılar tarafından okunmaya, sanat dünyasında adı besteci ve bağlama virtüözü olarak duyulmaya başlandı.

Türkü plâklarından sonra, 1968 yılında ilk serbest çalışmalar plâğı Sensiz Bahar Geçmiyor/Başa Gelen Çekilirmiş'i çıkardı.Bundan sonra Topkapı Plak ve İstanbul Plak'tan seri olarak plaklar çıkarmaya devam etti. 1969 yılında çıkardığı Bir Teselli Ver/Yorgun Gözler 45'liği ile Türkiye çapında ün yaptı. Bestekâr ve enstrümanist kimliğinin yanı sıra, yorumcu kimliği ile ön plana çıkmaya başladı. Ben Eski Halimle Daha Mesuttum, Hor Görme Garibi, Severek Ayrılalım, Ümit Şarkısı, Sevenler Mesut Olmaz gibi plaklara imza attı.

1972 yılında Yaşar Kekeva ile birlikte Kervan Plak şirketini kurdu, şirketin yöneticisi oldu ve kardeşi Burhan Gencebay ile birlikte çalışmalarını burada sürdürmeye başladı. Kervan Plak, Türkiye'nin ilk yerli sermayeli plak şirketiydi. Bünyesine Erkin Koray, Ajda Pekkan, Muazzez Abacı, Mustafa Sağyaşar, Ahmet Özhan, Kamuran Akkor, Semiha Yankı, Samime Sanay, Neşe Karaböcek, Bedia Akartürk, Nil Burak, Ziya Taşkent, Semiramis Pekkan, Ferdi Özbeğen gibi starları alan Kervan Plak, dönemin plak piyasasının en güçlü şirketlerinden biri oldu. Daha sonra Yaşar Kekeva Kervan Plak’tan ayrılıp kendi adını verdiği plak şirketini kurunca Kervan Plak Orhan Gencebay ve Burhan Gencebay kardeşlerin ortaklığı ile bugünlere geldi. 1978 yılında yaptığı “Yarabbim” adlı plağı yurt içinde ve dışında yaptığı satışlarla rekor kırdı.

Orhan Gencebay, bugüne kadar 36 sinema filminde başrol oynadı, 90'a yakın filmde müzik direktörlüğü yaptı.

1000'den fazla bestesi bulunan Orhan Gencebay, bunların 400'e yakınını kendisi seslendirdi.

Orhan Gencebay'ın yaptığı çalışmalara TRT denetleme kurulunca arabesk dendiyse de, Orhan Gencebay bu değerlendirmeyi "yanlıştır ve eksiktir" diyerek kabul etmedi.

Yasal olarak 60 milyon civarı plak ve kaset tirajı olan Orhan Gencebay'ın, korsan üretimlerin yasal üretimlerden 2 kat fazla olduğu düşünülürse, yasal olmayan üretimlerle birlikte 200 milyon civarı tirajı olduğu tahmin ediliyor.Bu da; dünyanın sayılı tiraj rakamlarındandır.

Orhan Gencebay’ın 1970 yılında ilk evliliğini yaptığı Beyaz Kelebekler grubunun da eski solisti olan ses sanatçısı Azize Gencebay’dan Altan (d.1970) adını verdiği bir oğlu dünyaya geldi. Daha sonra oğlunun annesinden boşanan sanatçı “Tanrı katında eşimdir” dediği Sevim Emre’yi kendine hayat arkadaşı olarak seçti. 1974 yılından bu yana birlikte olan ünlü çift beraberliklerini büyük bir uyum ve mutluluk içinde sürdürüyorlar. Oğlu Altan Gencebay halen Kervan Plak prodüktörlüğünü yürütmektedir.

Orhan Gencebay’a 1999 yılında Kültür Bakanlığı'nca Devlet Sanatçısı unvanı verildi. 2002 yılında Dışbank’ın İdeal Kart reklamında, 2010 yılında Vodafone Türkiye reklamında oynadı.

1996-1997 yıllarında TGRT ekranlarında “Orhan Abi Halk Show” adlı programda sunuculuk yaptı. 2006 ve 2008 yıllarında Star TV ekranlarında yayınlanan “Popstar Alaturka” yarışmasında jüri üyeliği yaptı. 2013 yılında Star TV ekranlarında yayınlanan Popstar 2013 yarışmasında jüri üyeliği yaptı.

Orhan Gencebay, 3 nisan 2013 tarihinde Ak Parti Hükümeti tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil insanlar listesine Karadeniz Bölgesi Temsilcisi olarak girmiştir.

2015 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Yönetmeliği kapsamında, müzik alanında ödüllendirildi.

Albümleri

- Musalla Taşı (1968–1969 derleme)

- Kaderimin Oyunu (1968–1970 derleme)

- Bir Teselli Ver (1968–1972 derleme)

- Batsın Bu Dünya (1971–1974 derleme)

- Sarhoşun Biri (1974–1976 derleme)

- Hatasız Kul Olmaz (1974–1976 derleme)

- Benim Dertlerim (1978)

- Yarabbim (1979)

- Aşkı Ben Yaratmadım (1980)

- Ben Topraktan Bir Canım (1981)

- Kördüğüm (1977–1982 derleme)

- Bir Damla Mutluluk (1978-82 derleme)

- Leyla ile Mecnun (1983)

- Dil Yarası (1984)

- Beni Biraz Anlasaydın (1985)

- Cennet Gözlüm (1986)

- Akma Gözlerimden (1987)

- Emrin Olur (1988)

- Ya Evde Yoksan (1989)

- Utan - Dokunma (1990)

- Hasret Rüzgarı (1991)

- Sen de Haklısın (1992)

- Hayat Devam Ediyor (1993)

- Yalnız Değilsin (1994)

- Gönül Dostu (1995)

- Kiralık Dünya (1996)

- Orhan Gencebay Klasikleri (1998)

- Cevap Ver (1999)

- Orhan Gencebay Klasikleri 2 (2002)

- İdeal Aşk (2002)

- Yürekten Olsun (2004)

- Yargısız İnfaz (2006)

- Orhan Gencebay Film Müzikleri (2007)

- Berhudar Ol (2010)

- Orhan Gencebay ile Bir Ömür (2012)

Filmleri  

1971 - Bir Teselli Ver

1972 - Sev Dedi Gözlerim

1973 - Ben Doğarken Ölmüşüm

1974 - Dertler Benim Olsun

1975 - Batsın Bu Dünya

1975 - Bir Araya Gelemeyiz

1976 - Bıktım Her Gün Ölmekten

1976 - Şoför

1977 - Hatasız Kul Olmaz

1978 - Derdim Dünyadan Büyük

1978 - Çilekeş

1979 - Aşkı Ben Mi Yarattım

1980 - Kır Gönlünün Zincirini

1980 - Yarabbim

1980 - Vazgeç Gönlüm

1980 - Ben Topraktan Bir Canım

1981 - Feryada Gücüm Yok

1982 - Kördüğüm

1982 - Bir Yudum Mutluluk

1982 - Leyla İle Mecnun

1983 - Zulüm

1983 - Kahır

1984 - Kaptan

1984 - Dil Yarası

1984 - Aşkım Günahımdır

1985 - Doruk

1987 - Cennet Gözlüm

1988 - Küçüksün Yavrum

1989 - Kan Çiçeği

1989 - Seni Arıyorum / Sensiz Yaşıyorum

1990 - Utan

1993 - Gerçek Bir Masal (Dizi)

1993 - Hamuş (Dizi)

1993 - Bayan Perşembe (Dizi)

1993 - Kızımı Arıyorum (Dizi)

2009 - Altın Kızlar (Dizi)

Ödülleri

1968-1972 arası her 45liği için Altın Plak ödülleri

1972 Ses dergisi Yılın Türk Müziği Sanatçısı ödülü

İstanbul Plak tarafından, yüksek tiraj başarısından olayı verilen Altın Taç Ödülü (1970)

Tercüman gazetesi tarafından verilen Yılın Sanatçısı Ödülü (1984)

Merhaba dergisi tarafından verilen Yılın Sanatçısı Ödülü (1984)

Ses dergisi tarafından verilen Yılın Sanatçısı Ödülü (1985)

MÜYAP tarafından Dokunma adlı albümünün göstermiş olduğu yüksek satış başarısından dolayı verilen Yüksek Tiraj Ödülü (1990)

ABD-Mısır-İsrail'in önde gelen üniversiteleriyle, Hacettepe Üniversitesi'nin ortaklaşa vermiş olduğu Montu Merit Doktorası (Fahri Müzik Doktoru) Ödülü (1990)

Mehmetçik Vakfı tarafından verilen Altın Madalya Ödülü (1995)

İntermedia ekonomi dergisi tarafından verilen Ekonomide Yılın Yıldızları Ödülü (1998)

Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanı (1998)

Cumhurbaşkanlığı tarafından, Türk Milli Eğitimine katkılarından dolayı verilen Onur Ödülü (2000)

Kral Tv Müzik Ödülleri Onur Ödülü (2011) Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Yönetmeliği kapsamında, müzik alanında ödüllendirildi. (2015) 

Ajda Pekkan Kimdir?

Ayşe Ajda Pekkan, 12 Şubat 1946'da İstanbul'da Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi'nde doğdu. Babası Rıdvan Pekkan deniz binbaşısı, annesi Nevin Dobruca ev hanımıydı. Babasının görevi dolayısıyla çocukluğu Gölcük'te, Amerikan askerlerinin ailelerinin arasında geçti. Modern bir ortamda ancak ailevi sorunlar arasında geçirilen çocukluk Ajda Pekkan'ın gençliğini etkileyen önemli bir dönem oldu. İlk okuldan sonra İstanbul’a taşındılar. Kadıköy Ortaokulu'nu bitirdikten sonra Çamlıca Kız Lisesinde okudu. Bu yıllarda anne – babası boşandı. 1963 yılında Ses dergisinin açmış olduğu yarışmada birinci olunca okulu bıraktı.

Şarkıcı olmak için büyük heves taşıyan Çamlıca Kız Lisesi öğrencisi Ajda Pekkan, kardeşi Semiramis Pekkan'ın da desteğiyle 1962 yılında dönemin en popüler gece klubü Çatı'nın sahibi olan İlham Gencer'e ulaştı. İlk olarak seslendirdiği Mina Mazzini'nın "Il Cielo In Una Stanza" şarkısıyla kendini kabul ettirdiği Çatı gece klubünde Los Çatikos topluluğu eşliğinde bir müddet sahne çalışması yaptı.

1963 yılında bir aile dostlarının teşvikiyle Ses dergisinin, sinemaya yeni yüzler kazandırmak amacıyla açtığı kapak yıldızı yarışmasına katıldı. Ediz Hun'un erkekler dalında birinci, Hülya Koçyiğit'in bayanlar dalında ikinci olduğu yarışmada, birinci seçilen Ajda Pekkan'ın profesyonel kariyeri böylece başlamış oldu. Avrupai görünümü ve cüretkar tavırlarıyla Yeşilçam'ın gözde sanatçılarından biri olan Ajda Pekkan, beyaz perdeden gelen teklifleri değerlendirmeye başladı ve 1963 yılında "Adanalı Tayfur" ile ilk kez çıktığı kamera karşısında, 1967 yılındaki son filmi olan "Harun Reşit'in Gözdesi"ne kadar baş rollerini Ayhan Işık, Cüneyt Arkın ve Tamer Yiğit gibi sanatçılarla paylaştığı 47 film çevirdi.

Ses kabiliyeti rol aldığı filmlerdeki yapımcıların da dikkatinden kaçmadı ve pek çok filminde şarkıcı rolü üstlendi ve çeşitli şarkılar seslendirdi. İlk filmi "Adanalı Tayfur"da seslendirdiği "Göz Göz Değdi Bana" şarkısı, arka yüzünde Öztürk Serengil'in seslendirdiği "Abidik Gubidik" şarkısıyla birlikte 45'lik plak olarak yayınlandı. Sinemaya başlamadan önce tanışıp şarkıcılık yapabilmesi için yardım istediği ve kabiliyetine ikna ettiği Fecri Ebcioğlu, sinema yıllarında da Ajda Pekkan'la irtibatını hiç koparmadı ve 1965 yılında kendine ait ilk plağı olan "Her Yerde Kar Var / 17 Yaşında" piyasaya sürüldü. Fecri Ebcioğlu'nun yabancı şarkılar üzerine Türkçe sözler yazarak ülkemize benimsettiği "aranjman" tarzının en büyük starı, Salvatore Adamo'nun ünlü şarkısını yine Adamo gibi Fransız aksanıyla söyleyerek, yavaş yavaş ismini duyurmaya başladı.

Sahnelerden sinemaya geçen sanatçıların aksine, sinemadan sahneye geçen Ajda Pekkan, birkaç plak denemesinden sonra 1968 yılında çıkardığı "İki Yabancı" 45'liği ile aranjman dalında onbinlerce plak satarak satış rekoru kırdı. "Dünya Dönüyor", "Saklanbaç" ve "Üç Kalp" gibi üstüste çok başarılı plaklar yaptı. Bu yükselen trendin neticesinde yurtdışından davetler aldı ve Atina'daki Uluslarası Apollonia Müzik Festivali'nde 1968 yılında "Özleyiş" ve 1969 yılında "Perhaps One Day" şarkıları ile üstüste iki kere dördüncü olarak müzik piyasasındaki yerini sağlamlaştırdı. Barcelona'daki Akdeniz Şarkıları Festivali'nde "Ve Ben Şimdi" şarkısı ile Türkiye'yi temsil etmesi ve şarkılarının pek çok filmde fon müziği olarak kullanılması, Ajda Pekkan'ı tüm ülkede tanınır hale getirdiği gibi, 1966 yılında Zeki Müren’in alt kadrosunda Maksim’le gazino hayatına başladı. Ajda, o günlerde, yeni bir aşka yelken açtı. CHP Genel Sekreteri Kemal Satır’ın oğlu Mustafa Satır ile beraberliği 1967 yılının en çok ses getiren olaylarından biri oldu..

1973 yılında Avrupa´nın ünlü müzikholü ‘Olympia’da verdiği konserle hem dış dünyaya açıldı. Türkiye’nin mutlu azınlığı ona ´Superstar´ ünvanını verdi. 7 yıl kadar Fransa´da kaldıktan sonra ülkesine döndü. Ülkü Aker ve Fikret Şeneş gibi söz yazarlarıyla çalıştı.

Her ülkenin starlarını bünyesinde barındırmaya özen gösteren Philips firması, Türkiye'den seçtiği Ajda Pekkan'ı kanatlarının altına aldı ve kayıtları Fransa'daki stüdyolarda gerçekleştirilen, Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı şarkılarla, Ajda Pekkan'ın diğer şarkıcılardan bir adım öne fırladığı yıllar başladı. Üstüste gelen hit plaklarla Ajda Pekkan'ın sesi tüm ülkede keyifle dinlendiği gibi, şık giyimi, sürekli kendini yenileyen görünümü ve değişime açık tavrıyla sadece müzikte değil moda konusunda da hayranlarını sürükleyen bir ikon haline geldi. "Sensiz Yıllarda", "Yalnızlıktan Bezdim" gibi şarkılarla fırtına gibi girdiği 70'lerin ortalarında seslendirdiği "Tanrı Misafiri", "Kimler Geldi Kimler Geçti", "Hoşgör Sen", "Sana Ne Kime Ne" gibi ileride birer Ajda Pekkan klasiği haline gelecek şarkılarıyla Türkiye sınırlarını zorlamaya başladı. Bu üstün performansının sonucunda 1976 yılında Paris'in ünlü Olympia müzikholünde, pek çok şarkısının Türkçe versiyonlarını seslendirdiği, dönemin ünlü Cezayir asıllı Fransız şarkıcısı Enrico Macias'la seri konserler verdi. Bir dost toplantısında Hürriyet Gazetesi sahibi Erol Simavi'nin "Ajda Pekkan'a Star demek yetmez, ancak Süperstar dersek yerini bulur." sözüyle birlikte önce sanat çevrelerinde, sonra hayranlarının arasında, daha sonra da tüm ülkede "Süperstar" ünvanıyla anılır oldu.

1977 yılında bu ünvanını ilk kez resmileştiren, o güne kadar benzeri görülmemiş bir kapak dizaynı ve prodüksiyonla piyasaya sunulan, "Kim Ne Derse Desin", "Hancı" gibi şarkıların yer aldığı albümü "Süperstar"ı hazırladı. Aynı yıl Tokyo'daki Yamaha Müzik Festivali'nde "A Mes Amours" şarkısıyla elde ettiği başarılı netice, 1970'lerin başında yurtdışında ilk olarak bir Almanca ve daha sonra birkaç Fransızca plağı satışa sunulan Ajda Pekkan'ın 1977 ve 1978 yıllarında Fransa'da ses getiren 45'lik çalışmaları yapmasına ve sonunda "Pour Lui" isimli Fransızca albümünü hazırlamasına ön ayak oldu. Halk konserleri, sahne çalışmaları ve konuk sanatçı olarak katıldığı uluslararası organizasyonlar ile başarısını pekiştiren Ajda Pekkan, 1979 yılında "Bambaşka Biri", "Haykıracak Nefesim" gibi şarkıların yer aldığı Süperstar serisinin ikinci albümü "Süperstar 2"de kariyerinin doruğuna çıktı. 70'li yıllarda defalarca yılın sanatçısı seçildiği gibi şarkıları da liste başlarından inmedi, çeşitli ödüller kazandı.

O seneye kadar, Türkiye'yi temsil etme görevinin, eleme usulüyle belirlendiği Eurovision şarkı yarışmasına 1980 yılında atama yoluyla Ajda Pekkan seçildi. İlk önce tespit edilen 5 bestecinin şarkılarının jüri tarafından 3'e düşürülmesiyle, "Bir Dünya Ver Bana", "Olsam" ve "Pet'r oil" ile Tv ekranlarında boy gösterdi. "Pet'r oil"ın Türkiye'yi temsil etmesine karar verilen gece sonunda, ülkemizde hiç olmamış birşey oldu ve henüz plağı satışa sunulmamış bir şarkı tüm halk tarafından ezbere söylenir oldu. Kulis faaliyetlerinin yetersizliği, şarkının siyasi hicivli yapısı ve yarışma gecesindeki organizasyon bozuklukları neticesinde Ajda Pekkan bu yarışmada hayal kırıklığı yaratan bir derece aldı. Süperstar'ı bir hayli küstüren bu yarışmadan sonra bir süre dinlenme kararı alıp ABD.'ye yerleşti. 70'lerin sona ermesiyle birlikte pop müziğin cazibesini yitirip, alaturka ve arabeske yönelindiği yıllarda "Sen Mutlu Ol" ve "Sevdim Seni" isminde hafif müzik ve alaturka sentezi iki albüm yaptı. Ancak Süperstar'ın bir türlü içine sinmeyen ve kendi isteği doğrultusunda gerçekleşmeyen, ısmarlama olarak hazırlanan bu albümler Ajda Pekkan hayranlarının beklediği renkten ve kıvamdan uzaktı. Yerli bestecilerle çalışmaktan beklediği verimi alamayan Ajda Pekkan, 70'lerde kendi önderliğinde yükselen aranjman akımına geri döndü.

1970-79 arasını Paris'te yaşadı. 80'de Eurovizyon şarkı yarışmasında yaşadığı hüsranın ardından küsüp İngiltere'ye, oradan da Amerika'ya gitti. İki sene oralarda kaldı.

"Süperstar 83 Show"uyla sahnelerde fırtına gibi eserken, en başarılı çalışmalarında yanında olan Fikret Şeneş'le birlikte çalıştığı "Uykusuz Her Gece", "Son Yolcu" gibi şarkıların yer aldığı "Süperstar 83" albümüyle yeniden gönülleri fethetti. Reklam filmleri, Tv programları, sahne çalışmalarıyla ikinci baharını yaşayan Süperstar, 1984 yılının sonlarında yapımcılarının ve yakın çevresinin ısrarıyla dönemin popüler gruplarından Beş Yıl Önce 10 Yıl Sonra ile bir albüm hazırladı. "O Benim Dünyam" şarkısıyla yeniden çıkış yakalayan Ajda Pekkan, şarkı yorumlarındaki üstün bir performansına rağmen şarkıların özensizliği ve zorlama bir albüm olmasından dolayı, yeni ekibiyle beklediği sükseyi yapamadı.

1987 yılında Ülkü Aker ve Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı "Kim Olsa Anlatır", "Yalnızlık Yolcusu" gibi şarkılarla, özel hayranları için eşsiz olarak nitelenen ancak hit şarkı eksikliği nedeniyle, fazla tutulmayan "Süperstar 4" albümünü hazırladı. Sonrasında yaptığı evlilik nedeniyle aldığı müziği bırakma kararı tüm müzik severleri üzse de, müzikten ayrı geçen günlerinde yaşadığı boşluk hissi neticesinde yeniden müziğe dönüş kararı verdiği sıralarda evliliği de sona erdi.

1989 yılının son günlerinde "Ajda '90" albümünü piyasaya sürdü. Pop müziğin çıkmaza girdiği, hatta unutulduğu günlerde "Yaz Yaz Yaz" ile ortalığı kasıp kavurdu. Yarısı yerli beste, yarısı aranjman olan bu albüm, Ajda Pekkan'ın muhteşem dönüşünün bir işaretiydi adeta. Peşi sıra başlayan Rumelihisarı konserleriyle Süperstar, sevenlerini kaldığı yerden büyülemeye devam etti. '91, '93 ve '96 yıllarında çoğunlukla yerli bestecilerle çalıştığı albümleri, sivrilen bir kaç şarkı dışında beklenen ilgiyi görmedi. 90'ların ortalarına kadarki 30 senelik müzikal kariyerinde hiç toplama albüm yapmayan Ajda Pekkan'ın, hayranlarını çok memnun etse de kendi rızası dışında yayınlanan "Hoş Görsen" ve "Unutulmayanlar" albümleri piyasaya çıktı.

Çeşitli sahne çalışmalarına devam ederken 1998 yılında eski şarkılarının yeni düzenlemelerini seslendirdiği "Best Of" albümü müzik marketlerdeki yerini aldı. Yüksek satış grafiği yakalayan bu albümün devamı niteliğinde, 2000 yılında 2 CD'den oluşan "Diva" albümü piyasaya çıktı. Bu albümde Ajda Pekkan'ın eski şarkılarının yeni yorumlarının yanı sıra, "Mutlu Bütün Şarkılar" ve "Aşka İnanma" gibi iki yeni şarkı ve kardeşi Semiramis Pekkan'ın eski şarkılarından "Dert Ortağım" ile "Bu Ne Biçim Hayat"ın da Ajda Pekkan yorumları yer aldı. Büyük başarı elde eden bu albümün şarkılarından "Bir Günah Gibi", dünyaca ünlü DJ Claude Challe'nin "Buddha Bar" serisinde yer aldı. 2000 yılında Monaco'da Monte Carlo Sporting D'été müzikholü'nde dünyaca ünlü sanatçılarla birlikte sahne alan Süperstar, bir de "Prestige de la Turquie avec Ajda Pekkan" isminde videoklip hazırladı. 60, 70 ve 80'li yıllarda pek çok filmde fon müziği olarak kullanılan Ajda Pekkan şarkılarından sonra Ajda Pekkan'ın sesi, 2001 yılı içerisinde sinemalarda gösterime giren "Cahil Periler" filminde "Bambaşka Biri" ve Meksika'da yayınlanan bir pembe dizide de "Bir Günah Gibi" şarkıları ile yer aldığı filmlere renk kattı.

2002 yılında vizyona giren "Şöhret Sandalı ismindeki sinema filminde Halil Ergün'le beraber başrolleri paylaştı. 2003 yılında sözü ve müziği Şehrazat (müzisyen)’a ait Sen İste adlı single çalışmasını yayınlayan Pekkan, 2005 yılında Kanal D'de Superstar Show adlı bir televizyon programı yapmaya başladı. 2006 yılında çıkarttığı Cool Kadın adlı albümü MÜYAP tarafından Altın Plak ile ödüllendirilen Pekkan 2008 yılında İstanbul, Ankara ve İzmir'i kapsayan büyük bir turneye çıktı. Turnenin ardından Aynen Öyle adlı 21. stüdyo albümünü çıkarttı.

Ajda Pekkan son olarak 2009 yılında Serdar Ortaç tarafından söz ve müziği yazılan Resim adlı single çalışmasını yayınladı.

Evlilikleri

2 evlilik yapmıştır. 1975 yılında Ajda’nın aşk hayatına önce Galatasaray kalecisi Yasin Özdenak sonra da Ahmet Mavitan girdi.

1.evliliği : Ajda Pekkan 27 yaşındayken, 17 Kasım 1973 tarihinde 19 yaşındaki Coşkun Sapmaz ile Zürih’te evlendi. Bu evlilik 6 gün sürdü.

Ajda Pekkan 1979 yılı yazında İzmir Fuarı'nda Gazeteci Erol Yaraş ile nişanlandı, ancak birkaç gün sonra ayrıldı.

2.evliliği : 27 Aralık 1984 tarihinde iş adamı Ali Bars'la evlendi 6 yıl sürdü ve 1989 yılının sonunda evliliği sona erdi.

İkinci evliliği Aziz Üstel yüzünden bittikten sonra, bu dönemde, Talip Özkan isimli genç işadamı girdi Ajda’nın hayatına. Ajda, çok geçmeden Talip Özkan’a da “bye bye” deyip, gönül rotasını bu kez Jülide Ateş ile başarısız bir evlilik yapan İzmirli işadamı Cemal Özgörkey’e kırdıysa da fazla uzun sürmedi. Çok geçmeden işadamı Teoman Demir girdi bu kez hayatına (1994). Kesintilerle üç yıl kadar sürdü bu ilişki. Derken 1998 yılında politika dünyasının parlayan yıldızı Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna aşkı patladı. Beklenenden de uzun sürdü bu ilişki, ama Ajda’nın neredeyse genel kuralı haline gelen “Ne evlilik, ne ilişki uzun ömürlü olmaz. Zamanı gelince biter” ilkesine uygun olarak bitiverdi. 2000 yılında Monaco’da konser verirken yanında İzmirli iş adamı Erol Özbaş vardı. Daha sonra 2003 -2007 yılları arasında Okan Tapan ile birlikte oldu.

Ajda Pekkan, 19 mart 2013 tarihinde Beşiktaş spor klübünün 110. Kuruluş yılı kutlamaları çerçevesinde İnönü stadında sahneye çıktı.

13 – 19 Mayıs 2013 tarihleri arasında Antalya Lara'da düzenlenen UNI SummerLife 2013 Uluslararası Dans ve Müzik Festivalinde Ajda Pekkan da şarkılar söyledi.

Bugüne kadar bıçak değmemiş yeri kalmayan ünlü sanatçı 21 kez Estetik Yaptırdı:

3 kez burnunu yaptırdı.

6 kez dudaklarına silikon enjekte ettirdi.

Diz kapaklarını gerdirdi.

2 kez karın bölgesini gerdirdi.

4 kez yüzünü gerdirdi.

Kaşlarını çektirdi.

Göz kapaklarını kaldırttı.

Göğüslerini dikleştirdi.

2 kez kollarının alt bölgesindeki yağları aldırdı.

Süperstar ayrıca 6 ayda bir yüzüne botoks enjekte ettiriyor.

Albümleri

Farkın Bu (2011)

Resim (2009)

Aynen Öyle (2008)

Cool Kadın (2006)

Diva (2000)

The Best of Ajda (1998)

Ajda Pekkan (1996)

Ajda 93 (1993)

Seni Seçtim (1991)

Ajda 90 (1990)

Süperstar IV (1987)

Ajda Pekkan ve Beş Yıl Önce On Yıl Sonra (1985)

Süperstar III (1983)

Sevdim Seni (1982)

Sen Mutlu Ol (1981)

Süperstar II (1979)

Pour Lui (1978)

Süperstar (1977)

La Fete A L’Olympia (1976)

Ajda (1975)

Ajda Pekkan Vol. III (1972)

Fecri Ebcioğlu Sunar: Ajda Pekkan (1969)

Ajda Pekkan (1968)

Filmleri

Şıpsevdi (1963) Kendini Arayan Adam (1963) Adanalı Tayfur (1963) Şaşkın Baba (1963) Öpüşmek Yasak (1963) Abudik Gubidik (1964) Çanakkale Aslanları (1964) Plajda Sevişelim (1964) Kaynana Zırıltısı (1964) Avare (1964) Hızır Dede (1964) Koçum Benim (1964) Sokakların Kanunu (1964) Artık Düşman Değiliz (1965) Cici Kızlar (1965) Kart Horoz (1965) Kolla Kendini Bebek (1965) Pantolon Bankası (1965) Şaka İle Karışık (1965) Şepkemin Altındayım (1965) Yabancı Olduk Şimdi (1965) Bir Caniye Gönül Verdim (1965) Şehvetin Esiriyiz (1965) Babamız Evleniyor (1965) Sevdalı Kabadayı (1965) Taçsız Kral (1965) Dalgacı Mahmut (1965) Berduş Milyoner (1965) Helal Adanalı Celal (1965) Bir Gönül Oyunu (1965) Lafını Balla Kestim (1965) Sevinç Gözyaşları (1965) Avare Kız (1966) Kara Tren (1966) Şoför Deyip Geçmeyin (1966) Seher Vakti (1966) Ümit Sokağı (1966) Düğün Gecesi (1966) Siyah Otomobil (1966) Dişi Düşman (1966) Dağda Silah Konuşur (1966) Günah Çocuğu (1966) Affet Sevgilim (1966) Ayrılık Şarkısı (1966) Erkek Severse (1966) Harun Reşid'in Gözdesi (1967) Tatlı Günler (1969) Şöhret Sandalı (2002) Romantik Komedi 2: Bekarlığa Veda (Film şarkılarını seslendirmiştir "Yakar Geçerim" 2013)

45'likleri;

Yurtdışı

I Agapi M' Afise - Alli Den Tha Vreis Opos Emena (1970 Yunanistan) Den Rotises Pote - San To Karavi (1970 Yunanistan) Zigeuner Müssen Singen - Der Große Abschied (1971 Almanya) Ai No Omoide - Wasureenu H ito (1972 Japonya) Babylone, Babylone - Viens Pleurer Dans Mon Ceour (1973 Almanya) Je T'apprendrai L'amour - Tu Pars Et Tu Reviens (1976 Fransa) Mediterranée - Kim Derdi ki (1976 Fransa) Viens Dans Ma Vie - Face Á Face Avec Moi (1976 Fransa) Mediterráneo - A Mes Amours (1976 İspanya) A Mes Amours - Satisfaction (1977 Fransa) A Mes Amours - Satisfaction (1977 Japonya) Hancı - Mediterranée (1977 Japonya) Et Je Voyage - Je Danse (1978 Fransa) Loin De Nous Je T'aime - Combien Je T'aime (1978 Fransa) Pet'r Oil - Le Roi Du Petrole (1980 Fransa) Pet'r Oil - Bir Dünya Ver Bana (1980 Almanya)

Yurtiçi

Abidik Gubidik Twist - Göz Göz Değdi Bana (1964) Her Yerde Kar Var - Onyedi Yaşında (1965) Moda Yolunda - Serseri (1966) Seviyorum - ilkokulda Tanışmıştık (1966) iki Yabancı - Bang Bang (1967) Dönmem Sana - ilk Aşkım (1967) Oyalama Beni - Saklanbaç (1967) Aşk Oyunu - Et C'est Pour Toi (1967) Boşvermişim Dünyaya - Sevdiğim Adam (1967) Dünya Dönüyor - Üç Kalp (1968) Kimdir Bu Sevgili - Onu Bana Bırak (1968) Özleyiş - Ve Ben Şimdi (1968) Boş Sokak - Çapkın (1968) Ne Tadı Var Bu Dünyanın - Mesut Ol Sen (1969) İki Yüzlü Aşk - Erkekleri Tanıyın (1969) Durdurun Şu Zamanı - Yaşamak Ne Güzel Şey (1969) Ben Bir Köylü Kızıyım - Tatlı Dünya (1969) Son Arzu - Üzgün Yüzlü Dertli Akşam (1969) Ay Doğarken - Sev Sen de Gönlünce (1969) Sensiz Yıllarda - Olmadı Gitti (1970) Yağmur - Tek Yaşanır mı (1970) Gençlik Yılları - Bilmece Bildirmece (1971) Yalnızlıktan Bezdim - Gel (1971) Sen Bir Yana Dünya Bir Yana - içiyorum (1971) Olanlar Oldu Bana - Çapkın Satıcı (1972) Dert Bende derman sende - Varsın Yansın Dünya (1972) Kaderimin Oyunu - Kimler Geldi Kimler Geçti (1973) Babylone, Babylone - Viens Pleurer Dans Mon Cœur (1973) Tanrı Misafiri - içme Sakın (1973) Seninleyim - Palavra Palavra (1973) Nasılsın iyi misin - inanmam (1974) Sana Neler Edeceğim - Haram Olsun Bu Aşk Sana (1974) Hoşgör Sen - Sana Ne Kime Ne (1975) Al Beni - Aşk Budur (1975) Ne Varsa Bende Var - Yere Bakan Yürek Yakan (1976) Je T'apprendrai L'amour - Tu Pars Et Tu Reviens (1976) Gözünaydın - Kim Ne Derse Desin (1976) Viens Dans Ma Vie - Face Á Face Avec Moi (1977) Ağlama Yarim - Sakın Sakın Ha (1977) A Mes Amours - Satisfaction (1977) Ya Sonra - Yeniden Başlasın (1978) Pet'r Oil - Loving On Petrol (1980) Sen İste (2003) Resim (2009)  

Kaynak: Diyarbakır Söz