Neslihan Atagül'ün otobüs şoförü babası hayatını kaybetti, kavga çıktı, Neslihan'a büyük tepki, kimdir?

Star TV’nin fenomen dizisi Kara Sevda’nın güzel oyuncusu Neslihan Atagül'ün otobüs şoförü babası Yaşar Şener Atagül, evinde fenalaşarak hayatını kaybetti. Babasının komşuları genç oyuncu Neslihan Atagül’e cenazede tepki gösterdi. Otobüs şoförlüğü yapan babanın yakın arkadaşının yaptığı açıklama ise gündeme bomba gibi düştü.

Neslihan Atagül'ün otobüs şoförü babası hayatını kaybetti, kavga çıktı, Neslihan'a büyük tepki, kimdir?

Star TV’nin fenomen dizisi Kara Sevda’nın güzel oyuncusu Neslihan Atagül'ün otobüs şoförü babası Yaşar Şener Atagül, evinde fenalaşarak hayatını kaybetti. Babasının komşuları genç oyuncu Neslihan Atagül’e cenazede tepki gösterdi. Otobüs şoförlüğü yapan babanın yakın arkadaşının yaptığı açıklama ise gündeme bomba gibi düştü.

Kara Sevda dizisinin güzel oyuncusu Neslihan Atagül'ün babası otobüs şoförü Yaşar Şener Atagül(56), dün arkadaşları tarafından kaldırıldığı hastanede hayata gözlerini yumdu. Yaşar Şener Atagül’ün yakın arkadaşı Hüseyin Kurt’un açıklamaları herkesi şaşırttı.

Hüseyin Kurt’un açıklamaları şu şekilde…

'Şener'in kapısını kırdık içeri girdik. Hastanedeyken ailesine haber verdik, ilgilenmediler. Neslihan, hastaneye gelip 10 dakika kaldı, gitti. Şener'le hiç ilgilenmiyorlardı, bu durum bizi rahatsız etti.'

Babasını gözyaşlarıyla uğurladı

Oyuncu Neslihan Atagül, otobüs şoförü babası Yaşar Şener Atagül'ün cenazesine nişanlısı Muhteşem Yüzyıl’ın karizmatik oyuncusu Kadir Doğulu ile birlikte katıldı.

Neslihan Atagül'ün bir hayli üzgün ve gergin olduğu objektiflerden kaçmadı. Sürekli ağlayan genç oyuncu Neslihan Atagül, sinirli tavırlarıyla dikkat çekti. Menajeri ve asistanı, Atagül'le konuşmaya çalışan gazetecilere şu açıklamaları yaptı…

"Sakın yanına gitmeyin. Uzaktan çekin. Zaten çok üzgün" diyerek uyardı.

Neslihan Atagül Kimdir?

Neslihan Atagül, 20 Ağustos 1992 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Annesi Beyaz Rus, babası Çerkes kökenlidir. Henüz 8 yaşındayken oyuncu olmayı kafasına koymuş. 13 yaşına geldiğinde Neşe Erberk'in sahibi olduğu Erberk Ajans'ın numarasını bulup adresini almış ve annesiyle gidip kaydını yaptırmış. Bir ay sonra da bir reklam filminde oynamış.

Yeditepe Üniversitesi'nde tiyatro bölümünde okumaktadır.

2006 yılında Yaprak Dökümü dizisinde canlandırdığı Deniz karakteri ile oyunculuk dünyasına adım attı.

2006 yılında ilk uzun metrajlı filmi 'İlk Aşk' da Vahide Gördüm, Çetin Tekindor ile birlikte oynadı. Bu filmdeki rolü ile Altın Koza Film Festivalinde Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülünü aldı.

18 Kasım 2011 tarihinde atv'de yayına başlayan, Mahsun Kırmızıgül'ün senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı ilk dizi çalışması olan “Hayat Devam Ediyor” adı dizide Neslihan Atagül; Fikret Kuşkan, Menderes Samancılar, Arif Erkin Güzelbeyoğlu gibi ustalarla oynamıştır.

2012 yılında Yeşim Ustaoğlu'nun yazıp, yönettiği, başrollerinde Neslihan Atagül, Özcan Deniz, Nihal Yalçın ve Barış Hacıhan'ın yer aldığı ve otobüslerin uğradığı bir mola yerinde çalışan iki gencin öyküsünü anlatan "Araf" filminde, genç oyuncu Neslihan Atagül performansıyla göz doldurdu.

Neslihan Atagül, 2013 yılında Peyami Safa’nın aynı adlı romanından uyarlanan ve yönetmenliğini Sadullah Çelen’in yaptığı, başrolerini Kadir Doğulu, Yunus Emre Yıldırımer ile paylaştığı "Fatih-Harbiye" adlı televizyon dizisinde oynadı.

2015 yılında senaryosunu Levent Kazak'ın yazdığı, yönetmenliğini Abdullah Oğuz'un yaptığı "Senden Bana Kalan" adlı sinema filminde Ekin Koç ile başrolü paylaşırken, Zeynep Kankonde, Wilma Elles gibi oyuncular da eşlik etmiştir.

Ekim 2015 ayında Star TV'de gösterilmeye başlayan, yönetmenliğini Hilal Saral'ın yaptığı başrollerinde Burak Özçivit ve Neslihan Atagül'ün oynadığı "Kara Sevda" adlı dizide Zerrin Tekindor, Melisa Aslı Pamuk, Kaan Urgancıoğlu, Burak Sergen, Kürşat Alnıaçık da oynamıştır.

Ödülleri

2013 - 45. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri Cahide Sonku En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Araf)

2012 - 25. Tokyo Uluslararası Film Festivali En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Araf)

2012 - Altın Koza Film Festivali Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü (Araf)

2012 - Moskova 2morrow Film Festivali Şimdinin ve Geleceğin En İyi Oyuncusu Ödülü (Araf)

2007 - Altın Koza Film Festivali Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü (İlk Aşk)

Filmleri

2015 - Kara Sevda (Nihan) (TV Dizisi)

2015 - Senden Bana Kalan (Elif) (Sinema Filmi)

2013 - 2014 - Fatih-Harbiye

2011-2012 - Hayat Devam Ediyor

2012 - Araf

2011 - Kalbim Seni Seçti

2011 - Canım Babam

2006 - İlk Aşk

2006-2010 - Yaprak Dökümü

Kadir Doğulu Kimdir?

Kadir Doğulu, 19 Nisan 1982 tarihinde Mersin’de beş çocuklu bir ailenin 2 numara oğlu olarak doğmuştur. Asıl adı Abdulkadir Doğulu’dur. Annesi ev hanımı, babası işçi emeklisidir. Kadir Doğulu’nun bir menajerlik şirketi var. İmaj danışmanlığı da yapan abisi, Kemal Doğulu; Hande Yener, Seda Sayan, Sıla, Kutsi, Gökhan Özen, Nil Karaibrahimgil, Demet Akalın gibi isimlerin imajlarını baştan aşağıya tasarladı. Kadir Doğulu, ortaokul ve lise yılları çalışarak geçti.

2000 yılında İstanbul’a ağabeyinin yanına geldi. Önce Beyoğlu Frape’de işe girdi. Ardından Refika’da çalıştı. Cafe City ve Buz’da garsonluk yaptı. Salomanje’de cumartesi pazar günleri mutfakta ekmek pişirip kahvaltıları hazırladı. Biriktirdiği paralarla Barcelona ve Roma’daki kafeleri ve restoranları inceledi. Oradaki yemekleri tattı. Türkiye dönüşü House Cafe’de işe girdi. İki sene işletmecilik yaptı.

O dönemde abisi aracılığıyla Hande Yener’le tanıştı. Kısa bir süre sonra bu tanışıklık aşka dönüştü.

Şarkıcı Hande Yener ile ortak olarak Ortaköy’de The House Cafe’de işletme müdürlüğü yapmıştır. Aynı zamanda Harbiye’deki Piyasa isimli gece kulübünü işletti.

Okan Üniversitesi gastronomi bölümünde okudu.

2010 yılında “Küçük Sırlar” dizisi ile oyunculuğa başladı. 2011 yılında Gani Müjde'nin senaryosunu yazdığı “Pis Yedili” adlı dizide oynadı.

2013 yılında Peyami Safa’nın aynı adlı romanından uyarlanan ve yönetmenliğini Sadullah Çelen’in yaptığı “Fatih-Harbiye” adlı dizide Neslihan Atagül, Yunus Emre Yıldırımer ile birlikte başrol oynadı.

2014 yılının Şubat ayında Kanal D ekranlarında başlayan, “Star Işığı X Factor” adlı 2 milyon TL büyük ödüllü şarkı yarışmasında Ziynet Sali, Emre Aydın, Armağan Çağlayan ve Ömer Karacan Jüri üyeliği yapmaktadır. Yarışmanın sunuculuğunu ise Kadir Doğulu yaptı.

Koyu Fenerbahçeli olan Kadir Doğulu, tiyatroya gitmek, spor yapmak, motosiklet ile dolaşmaktan hoşlanıyor.

2015 yılının Ocak ayında Star Tv’de gösterime girecek olan "Ve Kazanan" yarışmasının sunuculuğunu oyuncu Kadir Doğulu yaparken jüri koltuğunda Kenan Doğulu ile Şebnem Ferah olacaktır.

2015 yılında Atv ekranlarında oynayacak olan "Sevdam Alabora" adlı dizide başrollerde Kadir Doğulu, Elçin Sangu ve Mustafa Avkıran yer aldı.

Filmleri ve Dizileri

2015 - Sevdam Alabora (dizi)

2013 - Fatih-Harbiye (dizi)

2013 - Bir Hikayem Var ( sinema)

2011 -2012 - Pis Yedili (dizi)

2010 – 2011 - Küçük Sırlar (dizi)

Hande Yener Kimdir?

Makbule Hande Özyener ya da sahne adıyla Hande Yener, 12 Ocak 1973 da İstanbul'da doğdu. Bir ablası var. Liseyi İstanbul'da bitirdi. Liseden sonra evlendi ve Çağın adını verdiği bir oğlu oldu. 1994'te boşandı. Evliyken bir giyim mağazasında satış elemanı olarak çalışmaya başladı ve bir gün mağazaya gelen Hülya Avşar'la tanışmış.

Çalışırken 1992 yılında Hülya Avşar’ın yardımı ile Sezen Aksu'yla tanıştı. Yaklaşık 2 yıl Sezen Aksu’nun vokalistliğini ve asistanlığını yaptı. Sezen Aksu'ya "Deli Kızın Türküsü" albümünde vokal yaptı ve daha yaklaşık 40 konserde Sezen Aksu'ya vokal yaptı. İki yıl sonra, 1993'te Sezen Aksu'nun yanından ayrıldı ve Erdem Siyavuşgil'den şan dersleri aldı. Aynı dönemde Cem Özer'in televizyon programında şarkı söyledi. Antalya'da çeşitli barlarda 3 yıl süreyle şarkı söyledi. Daha sonra İstanbul'a döndü sahne almaya başladı. 2 yıl süren repertuar araştırmasından sonra Altan Çetin'le çalışma kararı aldı ve sekiz ay süren stüdyo çalışmaları sonrasında ilk albümü "Senden İbaret" Haziran 2000'de, Ercan Saatçi'nin askere gidişiyle biraz gecikmeli piyasaya çıktı. Albümde Altan Çetin başta olmak üzere Hakan Altun, Ercüment Vural gibi müzisyenlerle çalıştı. Konservatuar eğitimi yok ama Erdem Siyavuşgil'den aldığı özel dersler sayesinde sesini eğitmeyi başarmış.

2000 yılında ilk albümü 'Senden İbaret' ile Türkiye'de Disko Pop akımını başlattı ve çok büyük bir başarı yakaladı. Ardından 2002 yılında 'Sen Yoluna Ben Yoluma' albümü ile Türk Pop Müzik'inde kalıcı olduğunu kanıtladı. 2004 Yılında 'Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor' albümüyle zirveye oturdu.

Dünyaca ünlü yönetmen Luca Tommassini ile bu albümde çalışmaya başladı ve kaliteli şarkılarına birbirinden kaliteli klipler çekmeye devam etti. 2006 yılında tüm popülerliğini ve bir çok parayı hiçe sayarak büyük bir risk altına girdi ve 'Apayrı' isimli albümde karşımıza çıktı. Bu albümle Elektronik Müzik'e hafif bir geçiş yaptı. Ardından 'Hande Maxi' adlı Maxi Single'ı ile bu duruşunda kararlı olduğunu gösterdi. Hiç durmadan çalışan Hande Yener 2007 yılında 'Nasıl Delirdim' adlı albümüyle karşımıza çıktı. Bu albümde Elektronik Müzik'i başarılı bir şekilde uyguladı. 'Romeo' adlı parçası haftalarca listelerde zirvede kaldı ve otoriteler tarafından tam not aldı. Türkiye'ye Elektronik Müzik'i tam olarak kazandırmış oldu. 2008 yılında çıkardığı Hipnoz albümünde özel ses efektleri kullanıldı ve Elektronik Müzikteki başarısına bir yenisini daha ekledi.

Albümleri

2000 yılında Senden İbaret

2001 yılında Extra

2002 yılında Sen Yoluna Ben Yoluma

2004 yılında Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor

2006 yılında Apayrı

2006 yılında Hande Maxi

2007 yılında Nasıl Delirdim

2008 yılında Hipnoz

2009 yılında Hayrola

2010 yılında Hande'ye neler oluyor

2010 yılında Hande'yle Yaz Bitmez

2011 yılında Teşekkürler

Ödülleri

2000 : 28.Altın Kelebek Ödülü En İyi Çıkış Yapan Sanatçı

2000 : 28.Altın Kelebek Ödülü En İyi Klip (Yalanın Batsın)

2000 : Akademik Bakış Dergisi Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Sanatçı

2001 : Kral TV Video Müzik Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Sanatçı

2001 : Magazin Gazetecileri Derneği 8. Altın Objektif Ödülleri    Umut Veren Kadın Şarkıcı

2002 : Magazin Gazetecileri Derneği Meslek Başarı Ödülleri        Yılın Şarkısı (Balon)

2002 : Kral TV Video Müzik Ödülleri En Çok Satan Albüm (Sen Yoluna... Ben Yoluma...)

2002 : Kral TV Video Müzik Ödülleri En İyi Pop Kadın Sanatçı

2003 : MÜYAP Türkiye Müzik Endüstrisi Ödülleri              Platin Albüm (Sen Yoluna... Ben Yoluma...)

2004 : İstanbul FM Türkiye Altın Ödül

2004 : MÜYAP Türkiye Müzik Endüstrisi Ödülleri Altın Albüm (Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor)

2006 : MÜYAP Türkiye Müzik Endüstrisi Ödülleri Altın Albüm (Apayrı)

2007 : Powertürk TV 2007 Müzik Ödülleri             En İyi Albüm (Apayrı)

2007 : Siyaset Dergisi     Yılın Şarkıcısı Ödülü

2007 : 11. İstanbul FM Altın Ödülleri (İFA) En İyi Pop Kadın

2007 : 11. İstanbul FM Altın Ödülleri (İFA) En iyi Pop Kadın Albüm (Nasıl Delirdim?)

2008 : İmedya Ödülleri  En İyi Kadın Şarkıcı

2008 : İmedya Ödülleri  En İyi Şarkı (Romeo)

2008 : 35.Altın Kelebek Ödülü    En İyi Pop Kadın Sanatçı

2008 : Müzikram Dergisi 2007 Yılının Yıldızları      En İyi Pop Kadın Sanatçı

2008 : Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri En İyi Pop Kadın Sanatçı

2008 : Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri En İyi Şarkı (Romeo)

2009 : Avrupa Birliği Kalite Ödülleri Onur Ödülü

2010 : 1.Geleneksel Anket Şöleni En Sevilen Kadın Sanatçı

2010 : Quality Of Magazine Dergisi Ödülleri En Quality Ses Sanatçısı

2011 : Siyaset Dergisi     Yılın Türk Pop Müzik Kadın Sanatçısı

2011 : Avrupa Gazeteciler Derneği Ödülleri         En İyi Pop Kadın

2011 : Türkiye Engelliler Derneği Yılın En İyileri   En İyi Albüm (Hande'ye Neler Oluyor ? )

2011 : 38. Altın Kelebek Ödülü   En İyi Türk Pop Müziği Kadın Solist

2011 : High Quality Ödülleri         En Quality Kadın Sanatçı

2011 : İstanbul Taksiciler Odası  En İyi Pop Kadın

Sezen Aksu Kimdir?

Annesi fen öğretmeni Şehriban Hanım, babası matematik öğretmeni Sami Bey olan Fatma Sezen Yıldırım, 1954 yılının 13 Temmuz'unda Denizli Sarayköy'de dünyaya geldi. 3 yaşına kadar doğduğu yerde yaşadı. 3 yaşında İzmir'e, yıllar sonra "Kalbim Ege'de Kaldı" diyeceği yere taşındılar.

Çocuklarını disiplinli yetiştirmeyi isteyen Sami Bey ve Şehriban Hanım, Sezen'e karşı her zaman mesafeli olmaya çalışmışlardı. Ancak bu tutum bile daha küçücük yaşta herkesin ilgisini çekmeye çalışan Sezen'in yaramazlıklarına engel olamamıştı. Etrafındaki insanlar ona Cüce Bela diyordu. Hergün Konak-Köprü troleybüsünde şarkı söylüyor, haftada bir kez saçının rengini değiştiriyor, sıklıklada intihara kalkışıyordu. O yıllarda, sonradan "Allah babama acıdı da şarkıcı oldum." dediği bir de takıntısı vardı: Dansöz olmak.

Üniversite de dahil olmak üzere tüm eğitim sürecini İzmir'de tamamladı. 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ne girdi. 1974 yılının Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlenince okulu bıraktı.

Gençlik çağında sanatın bütün dallarına ilgi duyan Sezen, resim, tiyatro ve dans dersleri aldı. Lisede kendini iyice müziğe verdi. 1970 yılında Hafta Sonu dergisinin açtığı Altın Ses yarışmasında 6. oldu. Sezen aklında ve kalbinde müzik yatıyor olmasına rağmen 1973 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ne girdi. Üniversite kantinini konser salonu gibi kullanan Sezen, üniversiteden ikinci sınıfta ayrılıp İzmir Radyosu sanatçılarının ders verdiği İzmir Radyosu Sanatçılar Derneği'ne girerek yıllarca herkesi peşinde sürükleyen, binlerce dizesi, binlerce melodisi olan kendi çizgisini çizmeye başladı.

Sezen, 1974 yılında bir plak şirketine 3 şarkılık bir bandını gönderdi. Aynı yıl'ın Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlendi. Evliliğinden bir hafta sonra, Yeşil Giresunlu tarafından plak yapmak için çağrıldığı İstanbul'a gelerek plak çalışmasına başladı. 1975'e girerken piyasaya ilk 45'liği çıktı: Haydi Şansım. Plak hemen hemen hiç satmadı.

Yabancı bir şarkıdan alınan besteye söz yazılmıştı ve sonuç tam anlamıyla fiyaskoydu. (Plak Sezen Aksu'ya sorulmadan Sezen Seley adına çıkarılmıştı. Kimbilir belki de daha iyi olmuştu. Yıllar sonra marka olacak bir isim hemen hemen hiç satmayan bir plakla beraber anılmacaktı.) Gene aynı sene (1975) ikinci 45'liği Yaşanmamış Yıllar/Kusura Bakma'yı çıkardı. Albümdeki parçalar Sezen'indi ve plak satışları hiç de fena değildi.

Sezen Aksu üçüncü 45'liği 'Olmaz Olsun/Vurdumduymaz'ı 1976 yılında çıkardı. Plak 45'likler listesinde haftalarca bir numarada kaldı. Bu iki plak Sezen Aksu'nun başlangıcı sayılabilir. 1976 yılında, yıllar sonra idol olacak, şarkıları dillerden düşmeyecek bir Sezen Aksu vardı artık.

Genç sanatçı, 1976 yılında ilk sahne çalışmasına başladı. Bebek Belediye Gazinosu'nda sahne alıyordu. 1977 yılında Allahaısmarladık/Kaç Yıl Geçti Aradan, Kaybolan Yıllar/Neye Yarar 45'likleri ve ilk 33'lüğü olan Allahaısmarladık piyasaya çıktı.

1978 yılında Hurşid Yenigün'ün iki bestesine söz yazan Sezen, Gölge Etme/Aşk 45'liğini yaptı. Gene aynı sene piyasadaki en eski Sezen Aksu albümü olan Serçe çift LP olarak piyasaya çıktı. 1979 yılıda boş geçmedi. Bu yıl İlk Gün Gibi/Yalancı ve Allahaşkına/Sensiz İçime Sinmiyor 45'likleri piyasaya çıktı. Aynı yıl Sezen kendini sinemada da gösterdi. Sezen'in ilk filmi başrolünü Bulut Aras'la paylaştığı bir Atıf Yılmaz filmi olan Minik Serçe idi. Bir yıldız doğarken, başka bir yıldızın sönüşünü anlatan film o dönemde beğeni toplayamadı. Bu filmi senelerce Sezen de seyretmemiş olacak ki, 1999 yılında Okan Bayülgen'in Zaga programında filmi seyrederken, kendisi de haline çok gülmüştü. Yine aynı programda Sezen filmde hiç öpüşmediğini, o sahnelerin klasik hilelerden biri olduğunu da açıklamadan geçmedi.

1980 yılında 'Sevgilerimle' albümünü çıkaran Sezen için 1981 çok özel bir yıl olacaktı. Müzik, tiyatro ve özel yaşamı çok renkli geçti. Ağlamak Güzeldir albümü sonrası Sezen Aksu Aile Gazinosu adlı müzikal için çalışmalar yaptı.

Sezen, 10 Temmuz 1981'de Beşiktaş Evlendirme Dairesi'nde Sinan Özer ile evlenirken 4,5 aylık hamile olduğu gündeme geliyor ve bu kez de özel hayatıyla konuşuluyordu. Yıl yine 1981, Kasım'ın 11'i, Mithat Can Özer dünyaya geldi, Sezen artık anneydi. Sezen hayatının erkeğini bulmuştu. O günlerde bir dergiye yaptığı açıklamada "Beni Ocak'a kadar rahatsız etmeyin" diyordu çiçeği burnunda anne. Ama Sezen bu, sanatsız yapamazdı, yapamadı da. Aralık ayında Sezen Aksu Aile Gazinosu için çalışmaya başlamışdı.

1982 yılında Şan Müzikholü'nde Sezen Aksu

Aile Gazinosu adlı müzikali gösterime girdi. Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda, Altan Erbulak ile aynı sahneyi paylaşan Sezen, sahnede 7 farklı karakteri canlandırdı.

Yıl 1982... Sezen Aksu, hayranları ve Türk klasikleri için çok özel bir yıl. Sezen ilk kez bu yıl Acelen ne bekle Firuze dedi. "Firuze" bu yıl piyasaya çıktı. Bu yıllarda "Firuze" dillerden düşmüyordu. Sezen 2 yıl sonra Sen Ağlamayı ve 1991'de Gülümse'yi çıkarıp Türk Müziğine büyük klasikler kazandırdı. Tabii her şeyin bir sırası vardı. 1982 yılında Sezen Aksu, dönemin popüler dergisi Hey tarafından Yılın Kadın Sarkıcısı seçildi. 1983 yılında "Hey"'in Geleneksel Oskar Konseri'ne de Yılın Kadın Şarkıcısı olarak katıldı Sezen.

1983 yılında Sezen Aksu'nun, Eurovision macerası başladı. Söz ve müziği Ali Kocatepe'ye ait "Heyamola" parçasını Ali Kocatepe ve Coşkun Demir ile birlikte seslendirdi. 3 yıl arka arkaya yaşanacak ve yıllar sonra da vokalisti Işın Karaca'nın yaşayacağı klasik bir tablo ilk bu yıl yaşandı. Türkiye finaline kalan bu parça yurtdışında ülkemizi temsil etme hakkını elde edemedi. 1983 yılında "Heyamola" parçasının 45'liği "Hey Dergisi" tarafından yılın plağı seçildi. Aynı yıl Sezen, oğlunun babası Sinan Özer'den boşandı.

1984 yılında Sezen'in Eurovision macerası devam etti. Sezen bu yıl "Halay", "1945" ve "Merhaba Ümit" adlı parçalarla Türkiye finaline kaldı. İlk olarak "Merhaba Ümit"'i bırakan Sezen Türkiye finalinde "Halay" ve "1945"'i seslendirmeye karar verdi. Türkiye finali olmadan iki hafta önce Türkiye'ye gelen yabancı bir dostu Sezen'e sadece "1945"'i seslendirmesini önerdi. "1945"'in sözlerinin tüm dünyayla ilgili olduğunu düşünen Sezen bu parçanın yurtdışında da ülkemizi daha iyi temsil edeceğini düşünerek "Halay"'dan vazgeçti. Türkiye finalinde "1945"'i seslendiren Sezen Aksu'dan herkes birincilik bekliyordu. Ama sonuç hiç de iç açıcı değildi. Sahnede kıyafetiyle prenseslere benzeyen Sezen Aksu aranjman yüzünden tabiri yerindeyse güme gitmişti.

Sezen 1984 yılında Avrupada şanssızdı ama Türkiye için aynı şey söylenemezdi. Bu yıl 6 Eylül'de "Sen Ağlama" piyasaya çıktı. TRT'nin denetiminden geçemediği için ilk başlarda televizyonda seslendirememişti Sezen şarkılarını. TRT, 1985'in başından itibaren Sezen'in parçalarını yayınlamaya başladı ve albüm olağanüstü bir ilgi gördü. Haftalarca listelerde kalan bu albümün 56. haftasında Sezen Aksu albümün bu kadar listelerde kalmasıyla ilgili "Hey Dergisi"'ne yaptığı açıklamada "Bekliyordum ama bu kadarını değil... Ne yalan söyleyeyim, 1 yılı aşkın sürece listelerde kalacağımı sanmıyordum. Tüm müzikseverlere candan, gönülden teşekkürlerimi sunuyorum." diyordu.

1985 yılında Sezen Eurovision'da yine Türkiye finaline kaldı. Bu kez parçanın adı "Küçük Bir Aşk Masalı"'ydı. Sözleri Sezen'e ait olan bu parçayı Sezen Aksu ve Özdemir Erdoğan birlikte seslendirdi. Ama sonuç değişmedi. Bu yıl da Sezen yurtdışında ülkemizi temsil edemedi.

1985 yılında "Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra" isimli müzikal için hazırlandı Sezen. 1986 yılının ilk haftasından itibaren gösterime girdi "Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra". Şan Müzikholü'nde kapalı gişe oynayan bu müzikal dönemin dünyasını ve Türkiye'sini Ti'ye alıyordu. Sahnede büyük beğeni toplayan Sezen, sahneyi Şener Şen, İlyas Salman, Ayşen Gruda gibi ustalarla paylaştı.

Sezen 1988 yılında "Sezen Aksu'88"'i çıkardı. Bu albüm Sezen Aksu plakları arasında özeldir. Çünkü "Sezen Aksu'88" plak formatında çıkan son Sezen Aksu albümü'dür.

1989 yılında Sezen Aksu Söylüyor albümüyle karşımıza çıktı. Son iki albümüyle birlikte artık Sezen Aksu, Türk Müziği için yeri dolmaz bir efsaneydi. Daha devamı da vardı...

Onyedi dergisinin Ocak 86 sayısında okuyucu anketinde açık farkla Sezen'in 1985'in en büyük kadın şarkıcısı seçildiği yazıyordu.

Sezen Aksu ile birlikte 80'lerde Firuze, İkinci Bahar, Sen Ağlama, Geri Dön, Tükeneceğiz, Git..., Beni Unutma, Değer mi?, Sarışınım, Geçer, Gidiyorum, Belalım, Bırak Beni, Şinanay, Son Bakış hit olmuştu. Sezen Aksu söylemişti. 90'larda da söylemeye devam edecekti...

1990'lı yıllarda Kanal 6'da Sezen Aksu Show programını yapmaya başladı.

1990'larda Sezen Aksu'nun müzikseverlere çok sürprizi vardı. Öncelikle prodüktör tarafını gösterdi bize. Alışılmış starlar dışında ilk defa yeni biri çıkıyordu piyasaya, Sezen Aksu'nun vokalisti Aşkın Nur Yengi... Aşkın Nur Yengi, "Sevgiliye" albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Albüm Sezen Aksu prodüksiyonuydu ve bir milyona yakın tiraj elde etti.

1990 yılında Sezen Aksu beyaz perdede karşımıza çıktı. Yönetmenliğini Yavuz Özkan'ın yaptığı "Büyük Yalnızlık"'ta Sezen Aksu, Ferhan Şensoy'la kamera karşısındaydı. Film 1990 yılında Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Görüntü dalında ödül aldı. Filmin müziklerini Onno Tunç yapmıştı. Onno Tunç bestesi olan "Uçurtma Bayramları" da enstrumantal olarak bu filmde bulunmaktaydı.

Yıllar geçtikçe eski haliyle eğlenmeyi seven Sezen, bu filmle de 2003 senesinde, Yayla Sanat Merkezi'nde verdiği unplugged konserde dalgasını geçmişti. Önder Fırat'la bu filmi seyredişlerini, Önder Fırat'ın belli etmemeye çalışsa da çok sıkıldığını anlatan Sezen izleyenleri kahkahaya boğmuştu.

Sezen 1991'de Aşkın Nur Yengi'nin ikinci albümü "Hesap Ver"'in prodüksiyonunu üstlendi. Albüm Aşkın'ın ilk albümü gibi iyi bir tiraj elde etti.

Sezen Aksu'ya inanılmaz bir popularite kazandıran 1991, bambaşka bir albümün çıkış yılıydı. 1991'de müzik yönetmenliğini Onno Tunç'un yaptığı "Gülümse" çıktı. Albüm, 2 milyonu aşan bir tiraj elde etmişti. Albümün bu kadar çok satmasının sebebi şarkıların seçkinliğinin yanısıra Sezen'in hitap kesimiydi. Sezen'i her kesimden insan dinliyordu. Aşka düşen de, aşktan kaçan da, arabesk dinleyen de, pop dinleyen de, varoşu da, zengin kesimi de Sezen'i dinliyordu artık. İçinde bu kadar tezatlık olan insan kesiminin bu albümde birleşmesi "Gülümse"'yi farklı yapan asıl etkendi. 1991'de bu albüme ait "Hadi Bakalım"'ın Avrupa'da single'ı çıktı. Bu signle da klibi olmamasına rağmen iyi bir satış elde etti.

1992'de Sezen yine vokalistlerine albüm yapmaya devam etti. Sertab Erener'i tanıttı bizlere. Sertab'ın ilk albümü "Sakin Ol" başarılı bir satış grafiği çizdi. Sertab'ın albümünden birkaç ay sonra sıra "Levent Yüksel"e gelmişti. Sezen Aksu, Aşkın ve Sertab'tan sonra Levent'in albümünün de prodüktörlüğünü üstlendi. "Med-Cezir" iyi bir tiraj elde etmiş olmasına karşın, satıştan daha önemli olan bu albümün günümüze klasik bırakmasıydı. Albüm, şarkıların güzelliği Levent'in yorumuyla birleşince Tuana, Med-Cezir, Beni Bırakın gibi klasikleri müziğimize kazandırmış oldu.

Sezen Aksu her zaman istediği müziği yapmıştı ama "Gülümse"'den sonra her şey daha da değişikti. Sezen Aksu müzik lüksüne ulaşmıştı. Bu lüks ilk meyvesini 1993 yılında verdi. Sezen, "Deli Kızın Türküsü" ile çıktı karşımıza. Sezen Aksu'nun alışılmış tarzında olmayan bu albüm, kapağına kadar değişikti. Sezen Aksu kitlesini seçmişti ve artık onlara müzik ziyafeti çekiyordu. Bu farklı albümde "Küçüğüm" ve "Masum Değiliz" ilk hit olan parçalardı. Bu albümün bir özelliği ve bir değişikliği daha müzik direktörünün Uzay Heparı olmasıydı.

Uzay, hızlı yaşamayı seviyordu, motosiklet tutkunuydu. 1994'ün, 20 Mayıs'ında Uzay motosikletiyle giderken park halindeki Demet Akbağ'ın arabasına çarptı. Zeynep Tunuslu ile henüz 6 aylık evliydi ve sadece bir gün önce bir çocuğunun olacağını öğrenmişti. 11 gün bitkisel hayatta kalan Uzay, 31 Mayıs günü 26 yaşında aramızdan ayrıldı motosiklet sevdasına. Sanat dünyasını, sevenlerini özellikle genç hayranlarını ve tabii ki Sezen'i yasa boğdu. Sezen, Uzay'ı, "Yas" parçasında sanırım hiçbirimizin yaşamayacağı duygularla yaşadı. Sezen "Yas"'ı kendisinin okuyamayacağını söylemişti ve şarkıyı Levent'in ikinci albümüne koydu. Bu çok özel parçayı Levent Yüksel'e vermesi en doğruydu. Çünkü Levent Yüksel de, Uzay'ın ölümünden sonra albümü bir milyona yakın satmasına rağmen Sezen Aksu'nun arkasında vokal yapacak, bas gitar çalacak kadar tevazu sahibi ve vefakar biriydi.

1 Kasım 1994'te çıkan Sertab'ın "Lâ'l" albümü Sezen Aksu prodüksiyonuydu, iyi bir satış başarısı elde etti. Bu albümün en önemli özelliği ise Uzay'ın anısına adanmasıydı.

1995 yılında Sezen yine farklı çıktı karşımıza. Buram buram Anadolu kokan şarkılar vardı "Işık Doğudan Yükselir"'de. Eleştirmenlere "Eski Sezen Aksu nerede?" diye sorduran bu albüm, müzik açısından en iyi Sezen albümlerinden biriydi. Yunus Emre'nin, Mevlana'nın ve Aşık Daimi'nin eserleri Sezen Aksu'nun yıllar geçtikçe daha da güzelleşen yorumuyla albümde yer aldı. Fahir Atakoğlu'nun da iki eseri vardı albümde. Bunlardan biri albümün hitlerinden, sanat müziği tınısıyla kulağımızı okşayan "Alâturka", diğeri ise özellikle kusursuz düzenlemesiyle "Yaktılar Halim'imi"'ydi. Gülümse'nin müziğini yapan Arto Tunç'un da bu albümde iki bestesi vardı. Albümde dikkat çeken bir dörtlük de Bedri Rahmi Eyüboğlu'na ait;

Bu Anadolu var ya bu Anadolu

Bu misli menendi görülmemiş cömert ana

Bu her yanı meme, bu her yanı dudak, bu her yanı gül

Bu zırnık almadan veren, habire veren yedi gül...

Bedri Rahmi Eyüboğlu

1997 yılının Aralık ayında piyasaya çıkan "Düğün ve Cenaze" yine çok eleştirildi. Öyle ki birkaç eleştirmen, Sezen'in ne dediğini anlamadığını bile yazmıştı. Bütün bu eleştiriler albümün kötü satmasında çok büyük etken oldu. Oysa albümün düzenlemeleri ve besteleri yine eşsizdi. Goran Bregoviç'i dünyaya tanıtan 9 tane Goran Bregoviç, 1 tane Kurtis Jasavev bestesinden oluşan albüm "Düğün ve Cenaze" adını Goran Bregoviç'in orkestrasından aldı. Albümün sözlerini ise Sezen, Pakize Barışta ve Meral Okay ile birlikte yazdı.

1998 yılında 'Düğün ve Cenaze' albümünün en büyük hiti "Erkekler"'in single'ı çıktı. 1998'in Nisan ayında ise Levent Yüksel'in üçüncü albümü "Adı Menekşe" piyasaya çıktı. Bir kez daha Sezen Aksu' nun prodüksiyonluk üstlendiği albüm çok başarılı bir yapıt olmasına rağmen belki de tanıtımının iyi yapılamaması nedeniyle iyi bir satış elde edemedi. Yine 1998'in Aralık ayında Sezen Aksu'nun albümü "Adı Bende Saklı" raflardaki yerini almıştı. Sezen bu kez albümüyle basından tam not aldı. Kimilerine göre eski Sezen dönmüştü. Albümdeki "Tutuklu" ve "Adı Bende Saklı" parçaları Sezen klasikleri arasında yerini aldı.

1999'un son günlerinde Sezen Aksu hayranlarına bir sürpriz yaptı ve "Sarı Odalar" single'ını piyasaya çıkardı. Parçaya klip 3. köprüyü protesto etmek için Arnavutköy'de çekildi.

2 Haziran 2000 günü Sezen yine yeni bir albümle, "Deliveren"'le, çıktı karşımıza. "Oh Oh", "Kahpe Kader" ve "Keskin Bıçak" albümün hit parçaları oldu ve bir milyona yakın bir tiraj elde etti. (Deliveren, içindeki şeytanla meleği yönlendiren anlamına gelmekte)

Sezen 2001 yılında sağlık problemleriyle ilgilendi. Temmuz'un sonunda ve Ağustos'un başında 6 konser veren Sezen, Park Orman'da yine çok şiddetli esti. Dev orkestrası ve sesiyle 6 gece hayranlarını büyüledi. Konser hediyesi olan Remix Maxi Single piyasaya sürülmedi, Sezen fanatiklerinin koleksiyonlarındaki yerini aldı. Maxi Single'da "Oh Oh" ve "Kahpe Kader"'in Kıvanç Kutlumuş tarafından düzenlenen ikişer remix'i bulunmakta.

Sezenin bir zamanki vokalisti Işın Karaca da 2001 yılında Eurovision'da Türkiye finaline kaldı ama yine aynı son yaşandı.

2001 yılının sonuna doğru Sezen Aksu'nun 6 yıldır vokalistliğini yapan Işın Karaca'nın albümü "Anadilim Aşk" piyasaya çıktı. Albüm yine bir Sezen Aksu prodüksiyonuydu.

21 Aralık 2001'den itibaren ve 2002'nin hemen başında Sezen, Efendy Show Theatre'daki konserleriyle sevenlerinin karşısındaydı.

20 Mayıs 2002 günü Sezen Aksu sevenlerine "Şarkı Söylemek Lazım" albümünü sundu. Bu albüm Sezen'in DMC firmasından çıkarttığı ilk albümüydü.

2002'in yazında da dolu dolu Sezen Aksu vardı. 12 Haziran'da Açıkhava'da konserlerine başladı Sezen. Sezen'in ilk ışığını Mart ayında Diyarbakır'daki konserinde verdiği sürprizi yaz sonunaydı. "Türkiye'nin bütün dillerini ve medeniyetlerini" bir araya getiren "Türkiye Şarkıları" isimli konser serisini sundu. Konserlerde Sezen'e Rum, Ortodoks, Ermeni ve Musevi korolarıyla birlikte Diyarbakır Belediyesi Çocuk Korosu da eşlik etti. Sahnede Türkçe, Kürtçe, Ermenice ve Rumca şarkılar, türküler söylendi. Diyarbakır Belediyesi Çocuk Korosu en büyük alkış alanlardandı. Sezen konserinin sonunda onbinlerce kişiyle birlikte "Şarkı Söylemek Lazım"'ı ve Mevlana'nın sözlerinden oluşan "Yeniliğe Doğru" şarkısını söyledi.

Her yaptığıyla kendinden söz ettiren Sezen bu sefer Türkiye'yi bambaşka sallamıştı. Günlerce televizyonlarda konuşulan, gazetelerde yazan "Türkiye Şarkıları"'nı 1 Eylül 2002 günü Hürriyet Gazetesi "Yasa Meclis"'ten, icraat Sezen'den' başlığıyla manşetten verdi.

Bu konser dizisi sadece Türkiye'de değil birçok ülkede de haber oldu. AP ajansının çektiği bir fotoğraf birçok ülkede yayınlandı.

2003 yılının başında Beşiktaş'ta BKM'de Unplugged konserler veren Sezen yoğun ilgi üzerine konserlerine önce Maltepe Yayla Sanat Merkezi'nde daha sonra Türkiye'nin değişik şehirlerinde devam etti.

2003 yazı bitmeden Sezen'in yeni albümü "Yaz Bitmeden" çıktı. Biri enstumantal olmak üzere 4 yeni şarkı içeren albümde ayrıca daha önce başka yorumcuların seslendirdiği Sezen Aksu şarkıları vardı. Yeni şarkılardan biri olan "Farkındayım"'a Van'ın Gevaş ilçesinde klip çekildi.

Sezen Aksu’nun uzun bir aradan sonra 2005 yılında piyasaya sürülen yeni albümü "Bahane", beklenenin de üzerinde ilgi gördü. Aksu’nun son şarkılarını dinlemek için sabırsızlanan müzikseverlerin yoğun ilgisi sayesinde albüm, ilk iki haftalık sürede 320 bin sattı.

Sezen Aksu aynı zamanda İstanbul gece eğlencesi anlayışına farklılık getiren Oba Bar'da ve 1997 yılında Uğur Yücel ile Bostancı Gösteri Merkezi'nde kabare türünde sahne gösterileri sergiledi.

Evlilikleri

1.evliliği : Hasan Yüksektepe ile evlendi, çok kısa bir süre sonra boşandı.

2.evliliği : 1974 yılının Kasım ayında Ali Engin Aksu ile evlendi.

3.evliliği : 10 Temmuz 1981 tarihinde Sinan Özer ile İstanbul'da evlendi ve aynı yıl oğlu Mithat Can Özer (d.11 Kasım 1981) doğdu. 1983 yılında boşandı.

4.evliliği : 1993 yılında gazeteci Ahmet Utlu ile evlendi. 1997 yılında boşandı.

Albümleri .

1977 - Allahaısmarladık

1978 - Serçe

1980 - Sevgilerimle

1981 - Ağlamak Güzeldir

1982 - Firuze

1984 - Sen Ağlama

1986 - Git

1988 - Sezen Aksu'88

1989 - Sezen Aksu Söylüyor

1991 - Gülümse

1993 - Deli Kızın Türküsü

1995 - Işık Doğudan Yükselir

1996 - Düş Bahçeleri

1997 - Düğün ve Cenaze

1998 - Adı Bende Saklı

2000 - Deliveren

2002 - Şarkı Söylemek Lazım

2003 - Yaz Bitmeden

2005 - Bahane

2005 - Bahane Remix

2008 - Deniz Yıldızı

2009 - Yürüyorum Düş Bahçeleri'nde...

2011 - Öptüm

2011 - Öptüm Remix

2013 - Kayıp Şehir

Ödülleri

1995 - Kral TV Video Müzik Ödülleri, Yekta Okur Özel Ödülü

2003 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri, Yılın en çok satan albümü ödülü

2004 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri, Yılın en çok satan albümü ödülü

2005 - POPSAV ödülü, En iyi sanatçı ödülü

2005 - Altın Kelebek 2005 TV Yıldızları Yarışması, En iyi Türk Pop Müziği kadın solisti

2006 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri İki adet Diamond ödülü, Yılın en çok satan albümü ödülü

2005 - Altın Kelebek 2005 TV yıldızları yarışması, En iyi Türk Pop Müziği kadın solisti

2007 - Powertürk Müzik Ödülleri, En iyi Türk Pop Müziği kadın solisti

2008 - İZTO, "İzmir Şehrine Katkı Ödülü"İzmir'e katkı ödülü

2009 - Kral TV Video Müzik Ödülleri, En iyi kadın sanatçı ödülü

2009 - MÜ-YAP Müzik Ödülleri, MÜ-YAP özel ödülü

2012 - Kral TV Video Müzik Ödülleri, En iyi klip ödülü

Filmleri

1979 - Minik Serçe

1981 - Sezen Aksu Aile Gazinosu adlı müzikali

1983 - Neşeli Kuklalar

1986 - Bin Yıl Önce Bin Yıl Sonra müzikali

1990 - Büyük Yalnızlık

2012 - Max Maceraları: Kralın Doğuşu (seslendirme)

Şener Şen Kimdir?

Kemal Sunal ve İlyas Salman ile beraber oynadığı komedi filmleri ile izleyicilerin gönlünde taht kuran Türk sinema, tiyatro ve dizi oyuncusu. Ünlü sinema oyuncusu Ali Şen’in oğlu olan Şener Şen, tiyatro kökenli bir oyuncu olup, ufak yan rollerle sinema sektörüne girmiş, Arzu Film ile beraber çektiği komedi filmleri ile ünlü olmuş ve de kariyerinin son yıllarında oynadığı Muhsin Bey, Eşkiya ve Kabadayı gibi dram filmlerindeki başarısıyla Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi oyunculardan birisi olduğunu kanıtlamıştır.

Şener Şen, 26 Aralık 1941 tarihinde, Adana’da dünyaya geldi. Komedi ve dram tarzındaki pek çok sinema filminde rol alan Yeşilçam’ın unutulmaz oyuncularından Ali Şen’in oğlu olarak dünyaya gelen Şener Şen, babası gibi oyuncu olma isteğiyle tiyatroya başladı.

İlk olarak 1958 yılında, Yeşil Sahne’de oyunculuğa başlayan Şener Şen, 1964-1966 yılları arasında öğretmen olarak Doğu Anadolu’da görev aldıktan sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda yan rollerde yer alarak profesyonel oyunculuğa başladı.Şen, zaman içinde daha büyük rollerde görülerek mesleğinde ilerleme fırsatı yakaladı.

Tiyatronun yanı sıra dublaj sanatçısı olarak da çalışan Şen, 1967 yılında çekilen Sözde Kızlar adlı sinema filmi ile beyazperdeye adımını attı. 1971 tarihli Altın Prens Devler Ülkesinde adlı yapımda babası Ali Şen ile beraber rol alan başarılı oyuncu, 70’li yılların ilk yarısında pek çok filmde yan rollerde gözüktükten sonra asıl çıkışını 1975 yılında rol aldığı iki filmle yakaladı; Bizim Aile ve Hababam Sınıfı.

1975 tarihlinde vizyona giren, Rıfat Ilgaz’ın aynı adı taşıyan kitabından uyarlanan ve de yönetmenliğini Ertem Eğilmez’in yaptığı Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Şen’i şöhrete taşıyan yapım oldu. Kadrosunda Münir Özkul, Tarık Akan, Adile Naşit ve Kemal Sunal gibi pek çok ünlü ismi barındıran bu filmde Şen’in canlandırdığı sakar, beceriksiz ve saf beden eğitimi hocası Body Ekrem karakteri halk tarafından çok sevilince devam filmleri olan 1976 tarihli Hababam Sınıfı Uyanıyor, 1977 tarihli Hababam Sınıfı Tatilde ve de serinin son filmi olan 1978 tarihli Hababam Sınıfı Dokuz Doğurdu’nun kadrolarında da yer aldı.

Hababam Sınıfı serilerinde beraber rol aldığı iki aktör, Kemal Sunal ve İlyas Salman, Şen’in uzun bir süre boyunca çekeceği pek çok komedi filminde kendisiyle beraber rol oynadı. İlyas Salman ile beraber Banker Bilo, Çiçek Abbas, Dolap Beygiri gibi filmlerde rol alan Şen, Kemal Sunal ile beraber ise Süt Kardeşler, Tosun Paşa, Kibar Feyzo, Davaro gibi pek çok komedi filminde rol alarak unutulmaz bir ikili oluşturdu. Bu dönemde oynadığı filmlerde genellikle üçkağıçı, güvenilmez, kurnaz ama şansı sürekli kötüye giden bir karakteri canlandıran Şen, Kemal Sunal ve İlyas Salman’ın canlandırdığı saf karakter tiplemelerine çok iyi bir antitez oluşturarak unutulmayacak filmlere imza attı.

Şen’in kariyerinin olgunlaşma dönemi olarak tanımlanabilecek olan ve genellikle dram ağırlıklı filmlerde rol oynadığı dönemin başlangıcı ise 1984 yılına rastladı. İlk olarak 1984 tarihli, Ertem Eğilmez yönetmenliğinde çekilen Namuslu’da fazlasıyla dürüst ve onurlu olduğu için sistem tarafından kabul edilmeyen Ali Rıza karakterini canlandıran Şen, daha sonra ise 1985 tarihli Nesli Çölgeçen filmi Züğürt Ağa’da feodalizmin modernite içinde çözülmesini sonucunda Ağalık’tan vazgeçmek zorunda kalan bir köy ağasının İstanbul’da başından geçen maceraları başarıyla canlandırdı.

1985 tarihli Çıplak Vatandaş ve 1986 tarihli Milyarder, Şen’in yeni sinema anlayışının ekranlardaki temsilcileri olurken, 1987 yılında vizyona giren Muhsin Bey, Şener Şen’in sanat hayatındaki doruklardan birisini temsil etmekteydi. Yavuz Turgul’un senarist ve yönetmen olarak can verdiği Muhsin Bey, prensiplerine sonuna kadar bağlı, eski kafalı ve modası geçmiş bir müzik yapımcısı olan Muhsin Bey ve onun şöhret yapmak için çabaladığı yanık sesli genç sanatçı Ali Nazik’in hikayesini konu alıyordu. Değişen dünyada eski değerlere bağlı olarak yaşamaya çalışan Muhsin Bey karakteriyle Türk Sineması’nın başyapıtlarından birisine imza atan Şen, ayrıca bu film sayesinde ileriki yıllarda pek çok kez beraber kamera karşısına geçeceği Uğur Yücel ile de ilk defa bir başrolde beraber çalışma fırsatı yakaladı.

Muhsin Bey’in ardından 1987 yılında Selamsız Bandosu ve Zengin Mutfağı filmlerinde başrol oynayan Şen, 1988 tarihli Arabesk ile bir kez daha unutulmaz bir oyunculuğa imza attı. Yönetmenliğini Ertem Eğilmez, yapımcılığını ise Türker İnanoğlu’nun üstlendiği ve senaryosunda Gani Müjde’nin görev aldığı Arabesk, Türk sinemasında arabesk kültürünün izlerini çözümleyen ve de bu duruma traji-komik bir bakış açısı getiren kuvvetli bir absürd komedi ve hatta yer yer müzikal filmiydi. Müjde Ar ve rol arkadaşı Şener Şen’in fevkalede oyunculukları sayesinde film 26. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü kazandı.

Arabesk sonrasında rol aldığı film sayısını azaltan ve de filmlerin aralarındaki süreyi uzatan Şener Şen, artık tam anlamıyla bir yıldız oyuncu portresi çiziyordu. 1990 yılında Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni ile Muhsin Bey karakterine yakın bir portre çizen başarılı oyuncu, 1992 yılında Yavuz Turgul yönetmenliğindeki Gölge Oyunu’nda Şevket Altuğ ile beraber başrolde yer aldı. Bir sonraki filmi Amerikalı ise Amerikan Pop Kültürü’nün ülkemizde yarattığı değişimlere eğlenceli bir bakış açısı getiren başarılı bir absürd komedi örneğiydi. Amerikan filmlerinden bire bir alınmış bölümlerle desteklenen (Evde Tek Başına, Temel İçgüdü vs..) Amerikalı, Lale Mansur, Taner Barlas ve Eray Özbal gibi başarılı oyuncuları bir araya getirdi.

Amerikalı’nın ardından üç yıl boyunca sinema filmi çekmeyen Şen, 1996 yılında Eşkiya ile beraber sinemalara geri döndü. Yavuz Turgul tarafından senaryosu yazılan ve de yönetilen Eşkiya, Baran adlı eski bir eşkiyanın 35 yıllık hapis hayatının ardından geçmişiyle hesaplaşmasını ve de Cumali adındaki genç bir serserinin hayatına dahil olmasını anlatırken bir yandan da uyuşturucu ve mafya ilişkilerine değiniyordu. Şen’i Uğur Yücel ile bir kez daha başrollerde bir araya getiren Eşkiya, uluslararası film festivallerinde ve de 19. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri’nde pek çok ödül kazandı.

Eşkiya’nın vizyona girmesinin ardından sekiz yıl hiçbir sinema filmi çekmeyen Şen,bu süre içerisinde sadece 2000 yılında gösterime başlayan T.V. dizisi İkinci Bahar’da rol aldı. 2004 yılında vizyona giren ve başrollerini Meltem Cumbul’la paylaştığı Gönül Yarası’nda bir kez daha Yavuz Turgul ile beraber çalışma fırsatı bulan Şen, 2007 yılında ise senaryosunu Yavuz Turgul’un yazdığı ve yönetmenliğini Ömer Vargı’nın yaptığı Kabadayı’da rol aldı. Kenan İmirzalıoğlu, Aslı Tandoğan ve Rasim Öztekin gibi başarılı sanatçıların rol aldığı Kabadayı gişede 10.000.000 dolarlık bir hasılata imza atarken, eleştirmenler tarafından II. Eşkiya olarak nitelendirildi.

İki kez evlenen Şener Şen’in ilk evliliğinden bir kızı oldu. 1975 doğumlu olan kızı Bengü, babası ve dedesi gibi oyunculuğu seçmedi; hep kameralardan uzak durdu. Şener Şen ikinci evliliğini ‘Muhsin Bey’filminin çekimleri sırasında tanıştığı rol arkadaşı Sermin Hürmeriç ile yaptı. 1989’da evlenen çift, Şener Şen’in bir başka hit filmi Eşkıya’dan sonra 11 yıllık evliliklerini 2000 yılında bitirdi.

Şener Şen’in yakın zamanda vizyona girmesi beklenen filmleri arasında ise Av Mevsimi yer alıyor.

Kaynak: Diyarbakır Söz