Orlando Bloom ile güzel manitası Katy Perry kaçmaktan vazgeçip aşklarını herkesle paylaşıyorlar

Şarkılarıyla büyük beğeni toplayan dünyaca ünlü Katy Perry ve filmleri ile seyirciyi ekrana kilitleyen ünlü aktör Orlando Bloom, artık gazetecilerden saklanmıyor. İlk kez Altın Küre Ödülleri'nin partisinde yakınlaşan Katy Perry ile Orlando Bloom çifti önceki gün birlikte görüntülendi. Çiftin oldukça samimi oldukları objektiflerden kaçmadı.

Orlando Bloom ile güzel manitası Katy Perry kaçmaktan vazgeçip aşklarını herkesle paylaşıyorlar

Şarkılarıyla büyük beğeni toplayan dünyaca ünlü Katy Perry ve filmleri ile seyirciyi ekrana kilitleyen ünlü aktör Orlando Bloom, artık gazetecilerden saklanmıyor. İlk kez Altın Küre Ödülleri'nin partisinde yakınlaşan Katy Perry ile Orlando Bloom çifti önceki gün birlikte görüntülendi. Çiftin oldukça samimi oldukları objektiflerden kaçmadı.

Hürriyet’in haberine göre: Dünyaca ünlü aktör Orlando Bloom (39) ve pop yıldızı Katy Perry'nin (31) Altın Küre partisinde başlayan flörtü ciddi bir ilişkiye dönüştü.

İkili önceki hafta Los Angeles'ta bir restorandan çıkarken görüntülenince ilişki yaşadıkları gündeme gelmişti.

Çifte yakın kaynaklar süpermodel Miranda Kerr'den 5 yaşında bir çocuğu bulunan Bloom ve komedyen Russel Brand'den 2012'de boşanan Katy Perry'nin ilişkisinin oldukça ciddi olduğunu idda ederken çift henüz birlikteliklerini kabul etmedi.

Orlando Bloom Kimdir?

Orlando Bloom, 13 Ocak 1977'de Canterbury, İngiltere'de doğdu. Söylenenlere göre alışılmadık ismi, 17. yüzyılda yaşayan ünlü besteci Orlando Gibbons'dan geliyordu. Boom, kendisinden 2 yaş büyük olan kardeşi Samantha ve annesi ile birlikte Canterbury'de büyüdü.

Çocukluk yıllarında, annesi, Orlando'ya, 4 yaşındayken kaybettiği babası Harry'nin ırkçılık karşıtı ve amaçları uğruna yaşayan bir yazar olduğunu anlatıyordu. Gerçek babasının aile dostları Colin Stone olduğunu öğrendiğinde ise ergenlik yıllarındaydı.

Canterbury yıllarında, annesi, kardeşi ve kendisine sanat'ı sevdirmek için oldukça çaba gösteriyordu. Şehirde yapılacak olan festival'e katılması için gerekli cesareti Orlando'ya kazandırmak hiç de kolay olmamıştı. O günler için sonradan şöyle diyordu:

Festivalde okuduğum şiir ve yazılar bana çok şey kazandırdı. Sesimi duygularımla kullanmayı öğrendim diyebiliriz. Okul oyunlarında her zaman verilen rol'ün sözlerini karıştırırdım. Okuldaki tiyatro öğretmenim bana her zaman garip çocuk rolleri verirdi. Kısacası ne çok yetenekli olduğumu düşünür ne de sanat'a ilgi duyardım. Annem'in bizi götürdüğü tiyatrolarda gördüğüm gerçek üstü karakterlerden sonra ise oyuncu olmak istediğime karar verdim.

Yaşadığı şehirde, St Edmunds School'a başlayan Orlando, fotoğraf ve tiyatro dersleri aldı. 16 yaşına geldiğinde Canterbury'den Londra'ya girmek için ayrıldı.

Londra'da "Ulusal Gençlik Tiyatrosu"nda oynamaya başlayan Bloom, 2 sene sonra üstün başarısı sebebiyle burs alarak British American Drama Academy'de eğitim görmeye hak kazandı. Akademi eğitimi sonrasında, rol aldığı "A Walk in the Vienna Woods" oyununu izleyen ajanslardan biri ile anlaştı. Oscar Wilde'ın hayatını anlatan Wilde (1997) adlı film'de ufak bir rol ile ilk kez kamera karşısına geçtiğinde 20 yaşındaydı.

Wilde' daki görüntüsü ona bir çok film teklifi getirdi ancak Orlando, "Guildhall School of Music and Drama"da (Guildhall Müzik ve Oyunculuk Okulu) okuyabilme şansını geri tepmemek için bu teklifleri redetti. (Ewan McGregor, Joseph Fiennes ve Ben Chaplin gibi bir çok ünlü yıldız da bu okulda eğitim görmüştür.) Bu arada bir çok oyunda rol aldı: "Twelfth Night", "Trojan Women", "Chekhov's Three Sisters and Uncle Vanya" ve "Sophocles' Antigone". "Casualty", "The Ben Elton Show" ve "Midsomer Murders" gibi İngiliz TV şovlarında ufak yardımcı rollerde bulundu.

Takvimler 1998'i gösterdiğinde Guildhall'da eğitimine devam ettiği zamanlarda, arkadaşının evinin terasına tırmanırken düştü ve belini yaraladı. Doktorlar, tekrar yürümesinin zor olduğunu söylemelerine rağmen başarılı geçen ameliyatın ardından 2 hafta bile geçmeden hastaneden koltuk değnekleriyle yürüyerek ayrıldı. Ameliyat sırasında Orlando'nun sırtına, omurgasını ve kaburgalarını desteklemesi için metal parçalar yerleştirilmişti. Sonraki yıllarda metal parçalar, ufak bir vida destekleyicisi haricinde çıkarıldı. Orlando, belini güçlü ve dik tutmak için o dönemde Yoga'ya başladı. Sonraları bu olay için: "Ölmemiş olmam tamamen bir mucizeydi. Genç ve aptaldım. Şaşırtıcı bir şekilde, koltuk deynekleri ile 12 gün içinde ayağa kalktım." diyor ve kendisinden "sakarlık düşkünü" diye bahsederken, daha önceleri: burnunu, iki bacağını, kolunu, bir kaburgasını, parmağını, bileğini, ayak parmağını kırıp, kafa tasını 3 kere çatlattığınıda hatırlatıyordu.

The Lord of the Rings - Orlando Bloom, Legolas rolünde.           

Okuldaki eğitimi devam ederken yeni bir film teklifi ile karşılaşıyordu: Legolas rolü ile The Lord of the Rings (Yüzüklerin Efendisi). Bu, en değerli ve ünlü oyuncular için bile kesinlikle kaçırılmayacak bir fırsattı. Teklifi kabul etmesinin hemen ardından başladığı çekimlerde iki kaburgasını kırdı. Tedavi kısa sürdü. Kendini kısa sürede toparlayan Orlando, bu beklenmedik kazanın sonrasında setlerdeki yerini tekrar alıyordu.

Bloom, ilk ciddi filminde ünlü olmuştu. Serinin ilk fimi olan "The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring"in (Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği) vizyona girmesinin ardından bir ay geçmeden IMDB'nin StarMeter'ına göre Orlando Bloom, Ocak 2002'de en çok aranan erkek oyuncuydu. Orlando, gene aynı yıl, "Teen People Magazinein "25 Hottest Stars Under 25" (25 yaş altı çekici 25 kişi) listesine giriyordu.

Takvimler 2003'ü gösterdiğinde, Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin son filmi olan "Kralın Dönüşü"nün hemen ardından hayranları onu "Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl"de (Karayip Korsanları: Siyah İnci'nin Laneti) Will Turner rolünde izleme fırsatı buldu.

Bloom, artık bir Hollywood starı idi. "Karayip Korsanları"nın hemen ardından 2004'te gene dev bir yapım olan "Troy"da (Truva) önemli bir rol de, Prens Paris olarak karşımıza çıkıyordu.

2005 yılında iki farklı filmde yer aldı. Elizabethtown'da başrolü Kirsten Dunst ile paylaşan Bloom, dev bütçeli bir film olan Kingdom of Heaven' demirci Balian karakteriyle tek başına başrolü sırtlıyordu.

Katy Perry Kimdir?

Sahne adı Katy Perry olan Katheryn Elizabeth Hudson, 25 Ekim 1984 yılında Santa Barbara, Kaliforniya’da doğmuştur. Katy Perry, gospel (kilisedeki törenler esnasında org ya da piyano eşliğiyle yapılan müzik) müziğiyle çok küçük yaşlarda tanıştı. Babası rahip olan Katy, dini müzikler dinleyerek ve kilisede şarkı söyleyerek büyüdü. Lisedeki ilk beş yılında kariyerini Katy Hudson olarak sürdürdü ve müzik listelerinde herhangi bir başarı sağlayamayan dinsel müziklerden oluşan ilk albümünü, 2001 yılında “Katy Hudson” adıyla piyasaya sürdü. 2003 yılında” Dos Pueblos” Lisesi’nden mezun oldu. Sonrasında 2007 yılında soyadını, isminin Kate Hudson ile karıştırılmaması için sahne adını Katy Perry (Perry annesinin kızlık soyadıdır) olarak değiştirir. 18 yaşında Los Angeles’a taşınmıştır.

2004’te The Matrix isimli prodüksiyon takımına stüdyo vokalisti olarak katıldı. Katy’nin “GlenBallard” ile birlikte yazdığı şarkılardan biri olan “Simple” 2005 yılında “The Sisterhood of theTravelling Pants” adlı filmin soundtrack çalışması olur.

Perry 2008 yılında piyasaya çıkan ilk albümünde CathyDennis, GregWells, Dr. Luke, ButchWalker, DaveStewart, Ted Bruner, Max Martin gibi ünlülerle çalışır. Albümün adı One Of TheBoys olur fakat GregWells ile çalışan Katy daha sonra albümün adını Ur SoGay olarak değiştirip bu şarkıya bir de video çekmesi ve ardından Madonna’nın o sıralar dinlediği favori şarkısı olarak Ur SoGay’i açıklamasından sonra şarkı popüler olur. Albümden ilk single I Kissed a Girl Billboard Hot 100’de bir numara olur.

Katy Perry 10 Mart 2008’te Wildfire adlı TV dizisinin bir bölümünde rol alır. 12 Haziran 2008’te TheYoungand the Restless’de ülkemizde gösterilen adı “Yalan Rüzgarı” olan dizide de kendisini oynar.

Katy Perry ikinci single Hot N Cold 9 Eylül 2008’te çıkarmasıyla şarkı Katy’nin A.B.D.’de ikinci top 5 hiti ve İngiltere’de de 7 numaraya ulaşan bir başarısı olur. Katy’nin iki şarkısı Ur SoGay ve ı Kissed a Girl bazı eleştirmenler tarafından homofobik ve erkek düşmanı olarak belirtilir.

Katy Perry, 23 Ekim 2010 tarihinde Hindistan'da İngiliz komedyen Russell Brand ile evlendi. 2011 Aralık ayında çift boşanma kararı aldı ve 2012’nin ilk aylarında boşandılar.

Katy Perry, İngiltere'deki The X Factor UK'in yedinci sezonu ile American İdol'ın dokuzuncu sezonunda konuk jüri oldu. "Purr" ile "Meow" adında kokular piyasaya sürdü.

Susam Sokağı ve Simpsons'a konuk olarak ekrana alışan Katy Perry, How I Met YourMother'ın bir bölümünde de konuk oyuncu olarak yer aldı ve son olarak 2012’de gösterime giren Şirinler'de Şirine'yi seslendirdi.

Ewan McGregor Kimdir?

İskoçyalı film yıldızı. star-wars serilerinde de rol almış olan aktör amcası Denis Lawson’ın, show dünyasına girmesinde çok etkili olduğunu belirtmiştir. Ewan McGregor aynı zamanda UNICEF elçisidir. Trainspotting, A Life Less Ordinary ve Moulin Rouge filmlerinin başarılı oyuncusu, Channel 4 tarafından tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi film yıldızlarından biri seçilmiştir.

31 Mart 1971’de İskoçya’da dünyaya geldi. Gerçek adı Ewan Gordon McGregor’dur. İkisi de öğretmen olan James McGregor ve Carol McGregor’ın iki çocuğundan biridir. 16 yaşındayken eğitim gördüğü Crieff and Morrison Academy’yi, Perth Repertory Theatre’a katılmak için bıraktı. Ailesi aktör olması için onu yüreklendirip, destek oldu. Bir yıl süreyle Kirkcaldly in Fife’ta drama eğitimi aldı. Ardından 3 yıl süresince alacağı kurslar için London's Guildhall School of Music and Drama’ya kaydoldu.

1993’te henüz mezun olmadan Dennis Potter filminde Private Mick Hopper rolünü kaptı ve 1994’te Channel 4’te yayınlanan "Lipstick on Your Collar" dizisinin altı bölümünde oynadı.

Ewan McGregor’un ilk önemli rolü 1994’te Shallow Grave (Mezarımı Derin Kaz), filmindeki Alex Law karakteriyle oldu. Danny Boyle’ın yönettiği film kısa sürede ilgi çekmesini sağladı ve ardından onu kariyerindeki pırıltılı noktaya ulaştıracak olan filmi Trainspotting 1996 yılında geldi. Filmi yine Danny Boyle yönetiyordu ve Trainspotting, kapitalist sistemi varoluş ekseninde masaya yatıran en önemli yapımlardan biri olduğu için kült oldu. Kendi kuşağının en başarılı isimlerinden biri olmaya başlayan oyuncunun filmografisinde Trainspotting’in çok önemli bir yeri vardı.

Oyuncu Trainspotting’i çevirmeden bir yıl önce TV showu "Kavanagh QC"’de çalışırken tanıştığı Fransız prodüksiyon tasarımcısı Eve Mavrakis ile 1995’te dünya evine girdi.

Evlenmeden önce aktör Jude Law’la ev arkadaşıydı ve diğer dostları Jonny Lee Miller, Sean Pertwee, Sadie Frost’la beraber Natural Nylon isminde bir prodüksiyon şirketi kurdular.

1997’de Holly Hunter’la birlikte rol aldıkları A Life Less Ordinary filminde yine , yönetmen Danny Boyle ve senarist John Hodge’la birlikte çalıştıktan sonra, yeni filmleri The Beach’e başlayacakken, rolün Leonardo Di Caprio’ya verilmesiyle üçlünün yolları ayrıldı. McGregor bu olaydan sonr,a durumdan dolayı suçladığı Danny Boyle ve John Hodge’la bir daha hiç konuşmadı.

1997’nin eylül ayında ünlü İngiliz dergi Empire’ın yaptığı “Tüm Zamanların En İyi 100 Film Starı” anketinde 36. oldu.

1999’ta yönetmen George Lucas, star-wars’un yeni serilerinde beraber çalışmak için Ewan McGregor’a teklifte bulundu. Star Wars: Episode I - The Phantom Menace (1999), Star Wars: Episode II - Attack of the Clones(2002) ve Star Wars: Episode III - Revenge of the Sith(2005) serilerinde ünlü oyuncu, Obi-Wan Kenobi rolünü başarıyla canlandırdı.

2001’de, yönetmenliğini Baz Luhrmann’ın yaptığı ve en iyi sanat yönetimi konusunda oskar alan Moulin Rouge!, dünya festivallerinde de toplam 67 ödüle layık görülerek olağanüstü bir başarı kazandı. Filmin başarısındaki büyük payı tartışılmaz olan Ewan McGregor, canlandırdığı Christian rolü için şarkı da söyledi. Müzik eleştirmenlenlerinden tam not alan oyuncu, şarkı söyleme konusundaki yeteneğini de kanıtladı ve filmin soundtrack’inde yorumladığı şarkılar çok sevildi. Filmdeki rolüyle ayrıca Variety Club Showbusiness tarafından en iyi aktör dalında ödüllendirdi.

2001 yılı aktöre baba olma heyacanını da yaşatan bir yıl oldu. 7 Kasım’da kızı Esther Rose McGregor’ı kucağına alan Ewan McGregor ayrıca aynı yıl Orange Film Survey tarafından yapılan ankette en iyi sekizinci İngiliz aktör seçildi.

Aynı yıl Ridley Scott yönetimindeki Black Hawk Down filminde de rol aldıktan sonra, 2003’te Renée Zellweger’la 60’ların New York’unda geçen bir aşk hikayesinin anlatıldığı Down With Love filmini çevirdi.

Ewan McGregor 2004’te yakın arkadaşı Charley Boorman’la birlikte motosikletle dünyayı dolaştı. Aynı zamanda UNICEF elçisi de olan McGregor bu gezi kapsamında gittikleri Mongolya’dan 4 yaşında bir kız çocuğu evlat edindi.

2005’te kazandığı gişe başarısıyla adından söz ettiren filmi The Island’da oynadı. The Island’ı aynı yıl çekilen Stay ve 2006’da art arda çekilen Miss Potter, Scenes of a Sexual Nature ve Stormbreaker filmleri takip etti.

Ewan McGregor halen post prodüksiyon aşamasında olan ve çıkış tarihi 2007 olarak açıklanan son filmi Cassandra's Dream için çalışmalarını sürdürmektedir. Eşi ve 3 kızıyla İngiltere’de yaşamaktadır.

Leonardo Di Caprio Kimdir?

İtalyan ve Alman asıllı Amerikalı aktör. Oyunculuğu bebek yüzünün önüne geçmiş, dünyanın en iyi yönetmenleri Martin Scorsese ve Steven Spielberg’le çalışma fırsatı bulmuştur. Önemli filmleri arasında Romeo + Juliet , Titanic, The Beach, Catch Me If You Can, Gangs of New York , The Aviator, The Departed ve Blood Diamond yer alır.

Leonardo Di Caprio, 11 Kasım 1974 tarihinde Hollywood, Los Angeles, California, Amerika’da dünyaya geldi. Babası George DiCaprio mizah türündeki kitapların distrübütörü, annesi Irmelin Indenbirken ise çocukluk yıllarında Oer-Erkenschwick, Almanya’dan Amerika’ya yerleşmiş bir ailenin kızıydı ve sekreterlik yapıyordu. Leonardo’ya hamileliği sırasında, bir gün ünlü ressam Leonardo da Vinci’nin İtalya’daki sergisinde bulunan ve oğlunun ilk tekmeleyişini orada hisseden Indenbirken, isim konusunda yeterince ilham almıştı. Caprio henüz bir yaşındayken anne babası boşandı ve velayeti annesine verildi. Çocukluğunda beysbol kartlarıyla ve mizah kitaplarıyla ilgilenen Caprio, sık sık babasıyla müze ziyaretlerinde bulunuyordu ve büyükbabasıyla büyükannesinin yaşadığı Almanya’ya gidiyordu.

Ekonomik açıdan zayıf şartlarda büyüyen Caprio’ya bakabilmek için annesi birkaç farklı işte birden çalışıyordu. Büyüdüğü yerlerle ilgili olarak Hollywood’un gettoları ifadesini kullanan Caprio, babasının yeni evliliğinden olan ve aktörlük yapan üvey kardeşi Adam Starr’dan etkileniyordu. Oyunculukla ilgilenmeye bu şekilde başlayan Caprio reklam filmlerinde oynamaya başlamıştı. Bir süt markası için kamera karşısında geçtiğinde Caprio 5 yaşındaydı.

Henüz 12 yaşındayken cast ajanslarına müracaat eden Caprio, kabul edildiği bir ajans tarafından isminin Lenny Williams olarak değiştirilmesi şartını reddetti.

Güzel sanatlar hocası Jacques Williams'tan çok etkilendiği John Marshall High School’dan mezun olduktan sonra Los Angeles Center for Enriched Studies’e devam eden Caprio’nun oyunculuk kariyeri 1989 yılında Parenthood isimli TV filmiyle başladı. Film çekimleri sırasında en yakın arkadaşlarından biri olacak Tobey Maguire ile tanıştı. Aynı yıl ünlü soap opera Santa Barbara’da rol aldıktan sonra 1991’den 1992’ye kadar Growing Pains isimli TV dizisinde evsiz delikanlı Luke Brower karakteriyle izleyici karşısına çıktı.

İlk önemli rolü 1991’deki Critters 3 filmindeki Josh karakteri olan Caprio, 1993’te ünlü oyuncu Robert De Niro ile aynı filmde oynama şansını yakalayacaktı. This Boy’s Life’taki performansıyla New York Film Critics ve the National Society of Film Critics tarafından oldukça başarılı bulunan Caprio, yine aynı yıl What's Eating Gilbert Grape? filmindeki oyunculuğuyla henüz 19 yaşındayken en iyi yardımcı erkek oyuncu oskarına aday gösterilmişti.

1995’te Total Eclipse’te daha önce River Phoenix için düşünülen ancak Phoenix’in ani ölümüyle kendisine verilen homoseksüel şair Arthur Rimbaud rolünü canlandırdı. Aynı yıl eroin bağımlısı bir basketbolcuyu canlandırdığı The Basketball Diaries’te yıldızı daha çok parlamaya başlayan Caprio, ünlü yönetmen Baz Luhrmann’ın da ilgisini çekmeye başlamıştı. Luhrmann’ın, William Shakespeare’in tüm zamanlara meydan okuyan eseri Romeo+Juliet’i 90’lı yıllara uyarladığı yapımında Claire Danes’le başrolleri paylaşan genç aktörü artık tüm dünya tanıyordu.

Genç kızların sevgilisi, Hollywood’un yeni jönü, en büyük patlamasını 1997 yılında başrolde Kate Winslet ile birlikte James Cameron’ın Titanic filmiyle yaşayacaktı. Ancak Ben Hur’un oskar rekorunu egale eden filmde, akademi Caprio’dan en iyi erkek oyuncu ödülünü esirgemişti.

1998’de Alexandre Dumas père’nin romanından beyaz perdeye uyarlanan The Man in the Iron Mask filminde Jeremy Irons, John Malkovich ve Gerard Depardieu gibi usta oyuncularla çalışma fırsatı buldu. Aynı yıl çıplak fotoğraflarını izinsiz kullandığı gerekçesiyle Playboy dergisini mahkemeye verdi. Söylentilere göre fotoğraflar, Total Eclipse’nin çekimleri sırasında aktörün bilgisi dışında çekilmiş ve basına verilmişti. Dava Caprio’ya ödenen ve meblağı açıklanmayan bir tazminatla kapandı. People dergisi onu dünyanın en güzel 50 insanından biri olarak listesine aldı.

2000 senesinde Danny Boyle’ın daha önce Ewan McGregor için düşündüğü rolü The Beach’te Caprio kaptı. Bir yıl aradan sonra en iyi arkadaşlarından biri olan Tobey Maguire’la başrolleri paylaşacakları Don’s Plum için kamera karşısındaydı.

2002 Caprio için oldukça şanslı bir yıl olacaktı. Zira oyuncu hem yaşayan en iyi yönetmen kabul edilen Martin Scorsese’nin Gangs of NewYork filminde Daniel Day Lewis’le birlikte çalışma fırsatı bulacak hem de ünlü Brezilyalı model Gisele Bündchen’le aşk yaşamaya başlayacaktı.

En iyi yönetmenlerin kamerasında yıldızı da daha da parlayan Caprio, 2002 yılında Steven Spielberg’in de Catch Me If You Can’de başrol için düşündüğü isim oldu.

Caprio 2004’te Demokrat Parti’ye katılıp yıl boyunca John Kerry’ye seçim kampanyasında destek verdi. Aynı zamanda küresel ısınma ve çevre konusundaki hassas tutumuyla ve çalışmalarıyla da tanınan aktör, konuyla ilgili birçok panele katıldı.

2005’te üç yıl birlikte olduğu kız arkadaşı Bündchen’den ayrıldı ve annesiyle birlikte Los Angeles Public Library’nin yanında Leonardo DiCaprio Computer Center isminde bir kültür merkezi kurdu.

Scorsese Caprio ortaklığı The Aviator filmiyle devam etti. 5 dalda oskar alan film, oyuncusuna ve yönetmenine ödül getirmese de bu durum 2 yıl sonra değişecekti.

Zira The Departed sonunda Martin Scorsese’e en iyi yönetmen oskarını kazandırdı.

Caprio, 2006 yılında Edward Zwick’in beş dalda oskar adayı olan filmi Blood Diamond’da, Jennifer Connelly, Djimon Hounsou, Michael Sheen, Arnold Vosloo ile beraberkamera karşısına geçmiş ve oldukça başarılı bulunmuştu.

2010 yılında Christopher Nolan tarafından yazılan ve yönetilen bilim kurgu türündeki “Başlangıç” (Inception) adlı filmde Marion Cotillard, Joseph Gordon Levitt, Ellen Page, Cillian Murphy, Ken Watanabe, Tom Hardy, Michael Caine ile birlikte oynamıştır.

2012 yılında senaristliğini ve yönetmenliğini Quentin Tarantino’nun yaptığı “Zincirsiz” (Django Unchained) adlı sinema filminde Calvin Candie karakterini canlandırırken; Jamie Foxx, Christoph Waltz, Kerry Washington, Samuel Jackson ile birlikte rol aldı.

2015 yılında yönetmen Alejandro González Iñárritu’nun “Diriliş” adlı filminde Hugh Glass karakterini canlandırırken Tom Hardy ile başrolde oynadı. Bu filmdeki rolü ile 2016 Ocak ayında 73'üncüsü düzenlenen "Golden Globe" (Altın Küre) ödül gecesinde drama dalında en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandı.

Ödülleri

2016 - 73. Altın Küre Ödülleri, En iyi erkek oyuncu - drama (Diriliş)

2014 - 71. Altın Küre Ödülleri ,En iyi erkek oyuncu (komedi-müzikal) (Para Avcısı)

2005 - 62.Altın Küre Ödülleri, En İyi Erkek Oyuncu (Göklerin Hakimi)

1997 - 47.Berlin Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu (Romeo + Juliet)

Filmleri ve Dizileri

Senaryo

2007 - The 11th Hour (Sinema Filmi)

Yapımcı

2014 - Virunga (Sinema Filmi)

2013 - Para Avcısı (Sinema Filmi)

2013 - Kardeşim İçin (Sinema Filmi)

2013 - Büyük Kumar (Sinema Filmi)

2013 - Akira (Sinema Filmi)

2011 - Zirveye Giden Yol (Sinema Filmi)

2011 - Kız ve Kurt (Sinema Filmi)

2009 - Evdeki Düşman (Sinema Filmi)

Oyuncu

2015 - Diriliş (Hugh Glass) (Sinema Filmi)

2013 - Para Avcısı (Jordan Belfort) (Sinema Filmi)

2012 - Zincirsiz (Calvin Candie) (Sinema Filmi)

2012 - Muhteşem Gatsby (Jay Gatsby) (Sinema Filmi)

2012 - J. Edgar (J. Edgar Hoover) (Sinema Filmi)

2010 - The Beautiful and the Damned (F. Scott Fitzgerald) (Sinema Filmi)

2010 - The 67th Annual Golden Globe A... (Kendisi) (TV Filmi)

2010 - IMAX: Hubble 3D (Anlatıcı) (Sinema Filmi)

2010 - Guys Choice (Kendisi) (TV Filmi)

2010 - Başlangıç (Cobb) (Sinema Filmi)

2009 - Zindan Adası (Teddy Daniels ) (Sinema Filmi)

2009 - 2009 Golden Globe Awards Red C... (Kendisi) Tv Programı 209

2008 - Yalanlar Üstüne (Roger Ferris) (Sinema Filmi)

2008 - Hayallerin Peşinde (Frank Wheeler) (Sinema Filmi)

2007 - The 11th Hour (Anlatıcı) (Sinema Filmi)

2007 - Don't Tell My Booker!!! (Kendisi) (Sinema Filmi)

2006 - Köstebek (Billy Costigan ) (Sinema Filmi)

2006 - Kanlı Elmas (Danny Archer) (Sinema Filmi)

2004 - Göklerin Hakimi (Howard Hughes) (Sinema Filmi)

2003 - The 100 Greatest Movie Stars (Kendisi) (Sinema Filmi)

2002 - Sıkıysa Yakala (Frank Abagnale Jr.) (Sinema Filmi)

2002 - Shirtless: Hollywood's Sexiest... (Kendisi (Arşiv Görüntüsü)) (TV Filmi)

2002 - New York Çeteleri (Amsterdam Vallon) (Sinema Filmi)

2001 - Don's Plum ( Derek) (Sinema Filmi)

2000 - Twentieth Century Fox: The Blockbuster Years (Romeo / Jack Dawson (Arşiv Görüntüleri)) (TV Filmi)

2000 - Kumsal (Richard) (Sinema Filmi)

1998 - The 70th Annual Academy Awards (Kendisi) (TV Filmi)

1998 - Demir Maskeli Adam (Kral Louis) (Sinema Filmi)

1998 - Celebrity (Brandon Darrow) (Sinema Filmi) 1998

1997 - Titanik (Jack Dawson) (Sinema Filmi)

1996 - Romeo + Juliet (Romeo Montague) (Sinema Filmi)

1996 - Marvin'in Odası (Hank) (Sinema Filmi)

1995 - Tutkunun Şairleri (Arthur Rimbaud) (Sinema Filmi)

1995 - Hızlı ve Ölü (Fee Herod) (Sinema Filmi)

1995 - Günlük (Jim Carroll) (Sinema Filmi)

1993 - Gilbert'in Hayalleri (Arnie Grape) (Sinema Filmi)

1993 - Bu Çocuğun Hayatı (Tobias Wolff) (Sinema Filmi)

1992 - Zehirli Sarmaşık (Guy) (Sinema Filmi)

1991 - Critters 3: Yedikleri Şey Sizsiniz (Josh) (Sinema Filmi)

1988 - Roseanne (Öğrenci) (TV Dizisi)

1985 - Growing Pains (Luke Brower ) (TV Dizisi)

1984 - Santa Barbara (Young Mason Capwell ) (TV Dizisi)

1981 - Entertainment Tonight (Kendisi) (TV Dizisi) (5 Bölüm)     

Kaynak: Diyarbakır Söz