Seksenler 156. bölüm (son bölüm- Nazlı ve Niyazi yakınlaşacak mı?

Türkiye’nin 1980’lerin başından günümüze değin geçen otuz iki yıllık geçmişini ve değişimini klasik bir Türk ailesi üzerinden anlatan dizi Seksenler televizyon izleyicilerinin keyifle izlediği bir yapım.

Seksenler 156. bölüm (son bölüm- Nazlı ve Niyazi yakınlaşacak mı?

İbrahim Tatlıses ve Ahmet’in pastanedeki sohbeti ise birbirinden eğlenceli görüntülere sahne olacak!Dümbüllü Niyazi’nin mahalleye geri dönmesi Ergun’u sinir ederken, mahalle esnafını sevindirmektedir. Esnafa olan tüm borcunu ödeyeceğini söyleyen Niyazi, müthiş değişimiyle görenleri hayrete düşürmektedir.

SEKSENLER 156. BÖLÜMÜ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Nazlı ve Niyazi’nin yakınlaşmasından korkan Ergun’un, kendini Nazlı’ya affettirmesinden başka çaresi yoktur.

UNUTULAN DEĞERLERİ HATIRLATAN DİZİ: SEKSENLER 

 Hayatımıza giren pek çok yeniliğin bize getirdiği konfor kadar bizim değerlerimizden bir şeyler götürdüğü aşikar. Seksenler aile birliği, arkadaşlık, komşuluk, yardımlaşma gibi insan olmanın temel duygularının daha güçlü olduğu yıllardı. Cep telefonumuz yoktu ama her nasılsa birbirimizi daha çok görüşüyorduk, kaloriferimiz olmadığı için akşamları bir sobanın etrafında oturup sohbet ediyorduk. Artık evlerimiz kaloriferli ama biz ayrı ayrı odalarda yaşıyoruz. Ayrı odalarda yaşadığımız için birbirimizle daha az iletişim kuruyoruz. O yıllarda televizyonumuz tek kanallıydı, evlerimizde tek bir televizyon vardı ama seyrettiklerimizden daha çok zevk alıyorduk. Bilgisayarlarımız yoktu, sokaklarda ve boş arsalarda top oynuyorduk. Oyuncaklarımız yoktu ama kendi oyuncaklarımızı yapacak yaratıcılığımız vardı. Seksenler dizisi sayesinde aileler bu tip duyguları hatırlıyor ve çocuklarıyla paylaşacağı hikayeler anlatıyor. Özetle Seksenler dizisine romantik bir dönem komedisi demek yanlış olmaz. Seksenler dizisi aslında o yıllarda genç bir aile olan Özdemir ailesinin hüzünlü ve eğlenceli hikayesidir.

SEKSENLER DİZİSİNİN HİKAYESİ 

 Seksenler dizisi kırk yaşındaki ortanca kardeş Nazlı’nın abisi Ahmet’e getirdiği bir teklifle başlar. Bu teklif yaşlı anne babalarının yaşadığı ve kendi büyüdükleri evin satılması ile ilgili babalarını ikna etmeleri üzerinedir. Hatıralarla dolu bu ev kat karşılığı satılırsa hepsi maddi olarak rahatlayacaktır ama önlerindeki en büyük sorun babanın buna nasıl ikna edileceğidir.

 Üç kardeş o gece ikna etmek amacıyla babalarının karşısına çıkarlar. Bu evde hatıraları ile birlikte yaşayan babalarına evin satılması konusunu açmak bile bir derttir. Birlikte yedikleri yemek sırasında en büyük kardeş Ahmet yavaş yavaş geçmişteki günleri hatırlamaya başlar ve hatırladıkça babalarına bu teklifi götürmenin ne kadar zor olduğunu idrak eder. Çünkü babalarının bu evle kurduğu duygusal bağ aslında geçmişe olan özlemidir. Ahmet de eski günleri hatırladıkça bu duyguya kapılır.

 Ahmet’in hatırladığı yıllar 1980’lerdir. Seksenler aslında hepsinin hayata adım attığı yıllardır. Geçmişe döndüğümüzde bu ailenin erken yıllarını, kavgalarını, sevgilerini, evliliğe ilk adım atışlarını, ilişkilerinin yapılanmasını görmeye başlarız. Örneğin günümüzde evli ve çocuklu olan Ahmet ile Gülden’in geçmişine döndüğümüzde asla olamayacak imkansız bir aşk hikayesine başlarız. Seyirci bu bölümler boyunca “Ahmet’in umutsuz aşkının nasıl olup da evliliğe dönüştüğünü” merak etmeye başlar.

 Nazlı o yıllarda kendisine aşık olan iki gençten birini nasıl seçmiştir. Seçmediği adam yıllar sonra boşanmış olan Nazlı’nın karşısına çıktığında neler yapacaktır.

 Dizi ilk bölümde babanın evin satılması teklifini öğrenmesi ile biter. Hayatını çocuklarına ve ailesine adamış olan Fehmi çocuklarına şöyle bir teklif götürecektir; “Eğer evin satılmasını istiyorsanız bir şartım var. Bir ay boyunca bu evde birlikte yaşayacaksınız”. Fehmi’nin tüm beklentisi ise birbirinden tamamen kopmuş çocuklarının bu bir ay boyunca tekrar birbirlerine bağlanmasıdır. Seyirci ise hem bu ailenin geçmişini yavaş yavaş öğrenecek hem de günümüzde hangi noktaya varacağını merak edecektir.

 Maddi sıkıntılar içinde olan aile fertleri babanın bu teklifini mecburen kabul eder ve bu eski evde yaşamaya başlar.

 Bu eski ev ve hatıralar Fehmi Bey’in çocukları ve torunları üzerinde büyük bir değişime neden olur ve zaman ilerledikçe tüm aile bireyleri evin satılması fikrinden vazgeçerler. Bu ev hepsini iyileştirmiştir. Aile dayanışması, geçmişte yaşanan hatıralar, bu Seksenler mahallesinde hepsinin kenetlenmesine neden olur.

Kaynak: Diyarbakır Söz